61f403429c1d2__2.jpg

ZAMANINIZI DEĞERLİ HALE GETİRMENİN 10 YOLU

28.01.2022

Oliver Burkeman

Ölümsüz olmadığımızı kabul etmek, daha mutlu, anlamlı bir hayat yaşamak için meşguliyetten kurtulmamıza ve bizim için en önemli şeye odaklanmamıza yardımcı olur.

Ortalama insan ömrü, manasız, ürkütücü bir şekilde sonludur. Şanslıysanız ve 80 yaşına kadar yaşarsanız, yaklaşık dört bin hafta yaşamış olacaksınız. Çoğumuzun genellikle görmezden geldiği bu gerçek, dünyadaki kısıtlı zamanımızı iyi geçirmemiz için boğuşmamız gereken bir olgudur. Bu durumda, geniş anlamda tanımıyla zaman yönetiminin, herkesin temel kaygısı olması gerekir. Bununla birlikte, modern zaman yönetimi (veya üretkenlik) disiplini iç karartıcı bir şekilde dar görüşlüdür, mükemmel sabah rutini tasarlamaya veya mümkün olduğu kadar çok görevi yerine getirmeye çalışırken, tüm enerjinizi bir üstteki refah ve başarı seviyesine ulaşmak için harcamaya odaklanır. Dünyanın harikalarla dolup taştığı ve bu harikalardan daha fazla nasiplenebilmenin, üretkenliğin rağmına elde edilebildiği gerçeğini görmezden gelir.

İyileşen bir ‘üretkenlik meraklısı’ olarak, mükemmel zaman yönetimi sistemini keşfetme saplantısının nasıl bir his olduğunu biliyorum. Ama sonunda, mükemmel bir kontrol veya zaman hakimiyeti duygusuna ulaşmak için verdiğim mücadelelerin, daha anlamlı bir hayata değil, daha bunaltıcı ve stresli bir hayata götürdüğünü ve planın ters teptiğini kabul etmek zorunda kaldım. Gerçekten değerli olan şeye daha fazla zaman ayırabilmek için, bu tür kontrol arayışından vazgeçip, mükemmeli hedeflemek yerine sınırlarımı benimsemem gerektiğini anladım.
/website/assets/images/my1/images/61f403a436e0d__3.jpg
Bu sınırlamayı benimsemek, bir manada ölümlülüğü kabul etmenin getirdiği kaygıyla yüzleşmeyi içerir. Hayatın kısalığını fark ettiğimizde ve hoşumuza gitse de gitmese de bazı şeylerin yarım kalması gerektiği gerçeğiyle yüzleştiğimizde, önemli olana odaklanmak için  biraz daha özgürleşiyoruz. ‘Daha iyi, daha hızlı, daha fazla’ anlayışına yenik düşmek yerine, kusurlu olmayı benimseyebilir ve bu sayede daha mutlu olabiliriz. 

İşte Dört Bin Hafta: Ölümlüler için Zaman Yönetimi adlı kitabımda, kısıtlı zamanınızı göz önüne alarak nasıl yaşayacağınıza dair verdiğim 10 tavsiye:

1. Üretkenliğe dair ‘sabit hacim’ yaklaşımını benimseyin
Hepimiz yapabileceklerimiz konusunda zorlu bir seçim yapmalıyız, böylece kesintisiz bir talep yağmuruna tepki vermek yerine en önemli eylemlerimize öncelik verebiliriz. 

Bunun bir yolu, iki ayrı yapılacaklar listesi tutmak – ilk liste tabağınızdaki her şey için – ikinci liste şu anda üzerinde çalıştığınız 10 veya daha fazla şey için. İkinci listedeki 10 haneyi birinci listedeki öğelerle doldurun ardından işe koyulun. Dikkat etmemiz gereken bir kural var; 10 öğeden birini tamamlayarak bir hane boşaltana kadar ilk listeden ikinciye başka öğe taşınamaz. 

Başka bir strateji de günlük çalışma zamanınızın başlangıç ve bitiş saatini belirlemek ve belirlediğiniz süreyi aşmamak, süre dolduğunda işinizi bırakmak. (Örneğin sabah 8’den öğlen 12 ye kadar çalışacağım.)

2. Sıralı hale getir
Bir seferde sadece bir büyük projeye odaklanın. Çok fazla sorumluluk veya hırsa sahip olmak endişeyi artırır, hepsine bir anda başlayıp bitirme fikri çekici gelse de bu şekilde çok az ilerleme kaydedebilirsiniz. Çoklu görevler nadiren iyi sonuç verir, işleri sıraya koyarak yineledikçe bunun daha fazla projeyi tamamlamanıza yardımcı olduğunu anlayacaksınız ve bu sayede endişeniz azalacak. 
/website/assets/images/my1/images/61f40433b432c__5.jpg
3. Önceden kâr zarar analizi yapın 
Zaman yetersizliği, enerji yetersizliği veya başka bir sebepten başarısız olmanız kaçınılmaz bir durumdur. Ancak önceden yaptığınız kar zarar analizine dayalı stratejik başarısızlık, hayatınızda mükemmellik bekleyemeyeceğiniz alanları belirleyerek zamanınızı ve enerjinizi daha etkin şekilde yönetebilmenize ve daha faydalı şekilde odaklanmanıza yardımcı olacak. Örneğin, romanınızı bitirirken mutfağınızın dağınık kalacağına veya çocuklarınıza daha uzun vakit ayırmak istediğiniz bir günde hafif bir proje seçerek daha kısıtlı çalışma yapmanın sorun olmayacağına kar zarar analizi yaparak önceden karar verebilirsiniz.

Bu şekilde yaşamımızı devam ettirmek, iş-yaşam dengesini sağlamak için yüksek baskı kovalamacasını daha makul bir şeyle değiştirmektir: Kasıtlı bir dengesizlik.

4. Sadece yapmanız gerekenlere değil yapmış olduklarınıza da odaklanın
Her şeyi halletme isteği doğası gereği bitmez tükenmez olduğundan, yapılacaklar listenize baktığınızda yapamadıklarınızı görüp umutsuzluğa düşmek ve kendinizi kınamak kolaydır. Karşı stratejilerden biri, sabah ilk olarak yapılacaklar listesi oluşturmak ve işlerinizi tamamladıkça yanlarına tik koymak, yani bir ‘bitenler listesi’ tutmak.

Bu, gün boyunca  hiçbir şey yapmamış olabileceğiniz endişesine karşı neşeli bir hatırlatıcıdır. “Ama yaptınız…”
/website/assets/images/my1/images/61f4045117df8__img_0238.jpg
5. İhtimamı pekiştirin 
Sosyal medya, zamanınızı önemsiz ve aynı anda çok fazla şeyle ilgilenerek ziyan etmenizi sağlayan dev bir mecradır. Her biriyle, zamanımız ve hayırsever bağışlarımız üzerinde yasal bir iddiaya sahip olabilecek ancak hiçbir insanın kapsamlı olarak ele alamayacağı bir şeye bizi ekleyen, bitmeyen bir vahşet ve adaletsizlik akışına maruz bırakılıyoruz. Bu gerçeği tam olarak kavradığınızda, hayırseverlik, aktivizm ve politika alanındaki savaşlarınızı bilinçli olarak seçmeniz ve boş zamanınızı belirlediğiniz temel konularda değerlendirmeniz daha faydalı olur. Kapasitenizi bu alanda ihtimama odaklayın, böylece tükenmezsiniz.

6. Sıkıcı ve tek amaçlı teknolojiyi benimseyin
Dijital dikkat dağıtıcılar acı verici insan sınırlamalarının geçerli olmadığı bir mekana kaçmamızı sağlar; internette boş boş dolanırken, hareket özgürlüğümüzde sıkılma veya kısıtlanma hissetmeyiz ama söz konusu iş olunca durum değişiyor.

Cihazlarınızı olabildiğince sıkıcı hale getirerek, sosyal medya uygulamalarınızı silerek ve cesaretiniz varsa e-posta göndererek bununla mücadele edebilirsiniz. E-kitap aygıtları gibi yalnızca tek bir cihaz seçmek de yararlı olacaktır. Aksi taktirde, baştan çıkarıcılar bir kaydırma hareketi kadar uzakta olacak ve işinizde ne zaman sıkılsanız veya bir zorlukla karşılaşırsanız hesabınızı kontrol etme dürtüsünü hissedeceksiniz.

7. Gündelik hayatta yenilik arayın
Yaşlandıkça zaman hızlanıyor gibi geliyor muhtemelen; çünkü beynimiz belirli bir aralıkta ne kadar bilgi işlediğimize bağlı olarak yılların geçişini kodlar.  Çocuklar pek çok yeni deneyime sahip olduklarından zaman onlara daha yavaş görünürken, yaşlı insanların yaşamlarının rutinleşmesi yani yeni deneyimler edinememelerinden ötürü zamanın giderek hızlandığı algısı oluşur. 

Klasik bir tavsiye, hayatınıza yeni deneyimler sokarak bu durumla mücadele edebilirsiniz. Bu yardımcı olabilir ama her durumda pratik olmayabilir. Başka bir alternatif ise, ne kadar sıradan olsa da her anınıza daha çok dikkat etmeniz, şu anki hayatınızın derinliklerine dalarak yenilikler bulmanızdır. Sizi nereye götürdüklerini görmek için planlanmış yürüyüşlere çıkmayı, resim çizmeyi veya kuş gözlemciliği yapmak gibi dikkatinizi o anda sabitleyecek şeyleri deneyin. 
/website/assets/images/my1/images/61f4047251b31__6.jpg
8.İlişkilerinizde araştırmacı olun 
Sınırlı zamanımızı kontrol etme arzusu, ilişkilerde sayısız soruna neden olur, bu sadece davranışlarımızı kontrol etmekle kalmaz, aynı zamanda bağlılık fobisi, dinleyememe, can sıkıntısı ve başkalarıyla ortak deneyimlerin zenginliği fırsatını kaçırmak ile de sonuçlanır.

Bir ilişkide sizi zorlayan, sıkıcı bir an ile karşı karşıya kaldığınızda, mücadele etmek yerine birlikte olduğunuz kişiyi merak etmeyi deneyin. Merak, toplu yaşamın doğasında var olan öngörülemezliğe çok uygun bir tavırdır çünkü insanlar hoşunuza gitsin veya gitmesin bu şekilde davranmakla tatmin hissedebilirsiniz oysa bunun yerine belirli bir sonuç talep ederseniz muhtemelen hüsrana uğrarsınız. 

9. Anında cömert olun
Aklınızda cömert bir dürtü belirdiğinde, onu ertelemek yerine hemen teslim olun. Karşı tarafın cömertliğinizi hak edip etmediğini veya bunun için şu an zamanınız olup olmadığını (yapmanız gereken tüm işlerle birlikte!) anlamak için beklemeyin. Sadece yapın! Ödüller de anında gelir çünkü cömert eylemler sizi çok daha mutlu hissettirir. 

10. Hiçbir şey yapmamaya çalışın
Dört bin haftanızı kullanma zorluğu söz konusu olduğunda, hiçbir şey yapmama kapasitesi vazgeçilmezdir çünkü hareketsizliğin verdiği rahatsızlığa katlanamıyorsanız zamanınızla ilgili kötü tercihler yapma ihtimaliniz çok daha yüksektir. Aceleye getirilmeyecek işleri aceleye getirmeniz veya söz konusu işlerin gerçekten önemli olup olmadığına bakmaksızın her anınızı ‘üretken’ olarak geçirmeniz gerektiğini düşünmeniz gibi.

Hiçbir şey yapmamak, deneyiminizi veya çevrenizdekileri kontrol etme dürtüsüne karşı direnmek ve her şeyin olduğu gibi kalmasına izin vermek anlamına gelir. ‘Hiçbir şey yapmama’ meditasyonunu deneyebilirsiniz. Bu meditasyon için 5-10 dakikalık bir zamanlayıcı ayarlayın ve ardından bu süre içinde kendinizi bir şey yaparken bulursanız – düşünün, söyleyin hatta sadece nefesinize odaklanın- bunu yapmayı nazikçe bırakın. Buna devam ettiğinizde, hiçbir şey yapmama yeteneğinizi geliştireceksiniz ve yavaş yavaş özerkliğinizi geri kazanacaksınız. Artık gerçekliğin burada ve şimdi nasıl hissettirdiğinden kaçınma girişimi sizi o kadar güdülemeyecek; bunun yerine sakinleşmeyi ve kısa yaşam zamanınızla ilgili daha iyi seçimler yapmayı öğreneceksiniz.

Çeviren: Çağla Önel

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR