5f3234fa94d1b__istenmeyen-sokulgan-dusunceler-01.jpg

İstenmeyen Sokulgan Düşünceler

11.08.2020

Yapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?

 

Martin Seif ve Sally Winston'dan çeviren Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül


Hemen herkesin karşı karşıya kaldığı sokulgan düşünceler kişinin kendi kontrolünden bağımsız olarak ortaya çıkıyor diyebiliriz. O an hissedilenler yabancı, garip yada korkutucu gelebilir ve değişik gelen her duygu birkaç dakika içinde kendiliğinden geçebilir.

Bazı insanlara göre, sokulgan düşünceler panik veya yoğun anksiyetenin bir parçasıdır. Bu tipteki düşünceler anksiyetenin kendisi veya bir sonucu olarak düşünülür ve hali hazırda hissedilen kaygıya daha fazla korku ekler. Sokulgan düşünceler aksiyetenin sürmesine ve korku üreten bir döngünün oluşmasına sebep olur. Örnek verecek olursak; panik atak geçirirken “ya kalp krizi geçiriyorsam?”  diye düşünebiliriz yada kendimizi çıkış kapısı önünde insanları panik halinde itekliyorken hayal edebiliriz. Bunların yanı sıra sokulgan düşüncelerin farklı yapıları da mevcut: “istenmeyen sokulgan düşünceler” gibi. Bunlar büyük sıkıntılara sebep olan saplantılı düşüncelerdir. Nereden geldikleri belli değildir, üzüntü veren bir ıslık gibi gelir ve anksiyeteyi, suçluluk duygusunu, tiksinmeyi, paniği veya ıstırabı tetikler. İstenmeyen sokulgan düşüncelerin içeriğini genelde cinsellik, şiddet veya sosyal açıdan kabul görmeyen imgeler oluşturur. Tüm bunlara verilen bazı tipik örnekler vardır; birisini öldürmek, bir hayvana eziyet etmek, bir çocuğu istismar etmek, kendisini veya bir başkasını camdan atmak istemek yada trenin önüne atmayı (atlamayı) düşünmek, tecavüze kalkışmak, toplum içinde soyunmak ve bir yabancının elini tutmak vb. Bazıları da bireyi “Farkında olmadan birisini incittim mi veya çok kötü bir hata mı yaptım?” veya “Ya göründüğüm kişi değilsem?” gibi ani şüphelere sevk eder. Hepsi bunlarla sınırlı olmamakla birlikte istenmeyen sokulgan düşüncelerin içerikleri bu yöndedir. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f3239255ec58__istenmeyen-sokulgan-dusunceler-02.jpg

Ayrıca bu düşüncelerin onlar için kötü anlamlar taşıdığına da inanırlar. Birçok birey bu düşüncelerinden utanır ve endişe duyar bu sebeple sır olarak saklamayı tercih eder. 
Bu şekildeki birçok düşünce tehlikesiz içeriklere sahiptir; ilişkiler bağlamında tekrarlayıcı düşünceler, küçük veya büyük çaplı kararlar, cinsel oryantasyon veya kimlik, güven konusu ile ilgilenme, din, ölüm veya kesin bir cevabı olmayan sorular hakkında endişeler beslemek gibi. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f323f1b0705d__istenmeyen-sokulgan-dusunceler-04.png

Bunlardan en çok sıkıntı vereni bilinçaltında aslında bu eylemleri yapma düşüncesinin barınıyor olmasıdır. Elbette doğru olan bunun tam tersidir. Ve bu kişilerin yapışıp kalan düşüncelerin tekrar etmesinden kaçınma çabasıdır. Bireyler bu tarz düşüncelerle savaş halindedir çünkü düşünce içerikleri oldukları kişilerden farklı, yabancılık hissettiren ve kabul edilemez şekildedir. Şiddet içerikli sokulgan düşünceleri olan insanlar normalde nazik insanlardır. İntihar düşüncesi olanlar hayatı sevenlerdir. Ve kilise ayininde küfürler savurup bağırmak isteyenler de dini hayatlarına önem verenlerdir. 
İkinci mite göre her düşünce analiz edilmeyi gerektirir. Ama doğru olan, hissettirdiklerinden bağımsız olarak, bu düşüncelerin bir mesaj içermediği veya uyarıcı nitelikte olmadığıdır. 
Bu tarz düşüncelere sahip olan insanlar için en önemli problem sokulgan düşüncelerin çok korkutucu olmasıdır (tahminlere göre ABD’de 6 milyondan fazla insan bu düşüncelerle mücadele etmektedir). Bunun sebebi kaygılı düşünmenin ve sokulgan düşüncelerin olduğundan daha güçlü görülmesidir. İnsanlar çaresizce ve olabildiğince çabuk bu düşüncelerden kurtulmak ister bu da düşünce yoğunluğunun artmasına sebep olur. Baskılamaya, dikkatlerinin başka yöne kaydırmaya veya yerine başka fikirler geçirmeye çalıştıkça sokulgan düşünceler daha da yapışkan hale gelir. 
Bu dertten mustarip olanların düşüncelerin yersiz ve anlamsız olduğu ile ilgili  yeni bir ilişki geliştirmeleri gerekir.

İşe yaramayan bu düşünceler tamamen anlamsızdır. Eğer onları dikkate almazsak veya kapılıp gitmezsek bilinçaltımızda yok olup gideceklerdir. 
Gerçekte en korkutucu düşünceler bile dürtüsel değildir. İstenmeyen sokulgan düşüncesi olan insanların dürtü kontrol problemi yoktur. Asıl problemleri fazla kontrollü olmaktır. Bu bireyler kendi düşüncelerini de kontrol etmeye çalışır. Bununla birlikte, mustarip olan kişi anksiyetesi sebebiyle içini rahatlatma konusunda çaresizliğe düşer. Sonuç olarak da güven bağımlısı insanlar haline gelirler.İstenmeyen düşüncelere karşı koyabilmek için en etkili yol onlara karşı olan hassasiyetin azalmasıdır.Bu da, aynı şeylerin bir daha yaşanmayacağına dair garanti vererek veya gerçek olmadıklarına ikna ederek değil kişinin bu düşüncelerden büyük olduğunu ona öğreterek sağlanabilir.İstenmeyen sokulgan düşünceler, onların dibine kadar gömüldüğünüzde, endişe duyduğunuzda, karşısında zorlandığınızda ve sebep arayışında olduğunuzda daha da güçlenir.

Kaçındığınızda daha da kuvvetlenir. Bu düşünceleri kendi haline bırakın, onlara ilginç olmadığını düşünerek muamelede bulunun ve nasıl yok olup gittiklerini seyredin. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f323d49ae33b__istenmeyen-sokulgan-dusunceler-03.png

Sokulgan düşüncelere karşı davranışlarınızı nasıl değiştireceğiniz ve nasıl üstesinden geleceğiniz ile ilgili birkaç adımı paylaşmak istiyorum:

  • Bu tarz düşüncelere “sokulgan” ismini verin
  • Bu düşüncelerin otomatik, anlamsız ve size bağlı olmadığını kendinize hatırlatın
  • Bu düşüncelerin zihninizde olmasına izin verin ve bunu kabullenin. Yok etmeye çalışmayın.
  • Pratik yapmak zamanın akmasını sağlar, mutlaka kafanızı dağıtın.
  • Azın çok olduğunu hatırlayın. Durun. Kendinize zaman verin. Aceleniz yok.
  • Düşüncelerin geri gelebileceğini kabul edin. 

Sokulgan düşüncelerin getirdiği anksiyete eşliğinde hali hazırda yapmakta olduğunuz şeylere devam edin.
Yapmamanız gerekenler ise;

  • Her koşulda düşünceler ile meşgul olmak
  • Düşüncelerden kurtulmaya çalışmak
  • Her bir düşüncenin ne “anlama” geldiğini bulmaya çalışmak
  • Tüm bunların işe yarayıp yaramadığını “kontrol” etmek

Bu yaklaşımları uygulamak zor olabilir. Ancak sadece birkaç hafta bu adımları izleyenler bile istenmeyen sokulgan düşüncelerinin yoğunluğunda ve miktarında meydana gelen müthiş değişimleri görme şansına sahip oluyor. 

Kaynak: Psychology Today

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR