6307a28046212__1.jpg

Terapiye yeni bir yaklaşım

25.08.2022

Shannon Sauer-Zavala

Beth her zaman endişeli biri olmuştur; şu sıralar her gün, günün yarısından fazlasını malî meseleler, okul ödevlerini bitirip bitiremeyeceği, sağlık durumu ve güvenliği hakkında düşünerek geçiriyor. Marty, haftada birkaç kez panik atak (kalp çarpıntısı, nefes darlığı, boğazında düğümlenme, mide bulantısı ve terleme ile birlikte ortaya çıkan yoğun bir korku) yaşıyor. Bunu, özellikle kaçıp kurtulmanın zor olacağını düşündüğü durumlarda yaşama olasılığı artıyor. Amira diğer insanların kendisini 'garip ve tuhaf' bulacağından endişe ettiği için uzun zamandır arkadaş edinmekte güçlük yaşıyor. Üniversiteye başladığından beri sınıfta soru sormaktan geri duruyor çünkü hocalarının onun 'aptal' olduğunu düşünmelerinden korkuyor. Bu zorluklar Amira'ya yük olmaya başlamıştı ve giderek daha fazla canı sıkılıyordu.

Yukarıda bahsedilen kişilerin karşılaştığı zorluklar en iyi nasıl anlaşılabilir? Bir ruh sağlığı uzmanı, Beth'te yaygın kaygı bozukluğu; Marty'de panik bozukluk ve agorafobi; ve Amira'da sosyal kaygı bozukluğu ve depresyon belirtilerini muhtemelen fark edecektir. Aslında, bu insanlar arasındaki farklılıklara odaklanmak, onlar hakkında düşünmenin yalnızca bir yoludur.

Bununla birlikte, bu görünümler arasında benzerlikler de vardır ve bu benzerlikler, yaşadıkları zorlukları anlamak için alternatif -ki daha etkili olma ihtimali olan- bir yol olabilir. Beth, Marty ve Amira sıklıkla yoğun olumsuz duygular yaşıyorlar. Diğer bir ifadeyle, bu kişiler yüksek düzeyde nevrotiklik sergiliyorlar veya stresörlere yanıt olarak olumsuz duygularda (kaygı, korku, suçluluk, öfke veya üzüntü gibi) yükselme eğilimi gösteriyorlar. Ek olarak, nevrotiklik, dünyanın tehlikeli ve tehdit edici bir yer olduğu algısıyla ve stresörlerin, ortaya çıktıklarında yönetilemeyeceği inancıyla karakterizedir. Nevrotiklik, insanlar arasındaki farklılıkları belirlemek için psikologlar tarafından yaygın olarak kullanılan beş kapsamlı kişilik özelliğinden biridir. Bireyler, olumsuz duygularının tetiklenme derecesine göre önemli ölçüde farklılık gösterir. Muhtemelen hepimiz stresli olabilecek olaylardan kolayca rahatsız olmayan birini tanıyoruzdur. Bu kişiler, düşük nevrotiklik gösterirler. Öte yandan, stresörlere karşı oldukça duyarlı, olumsuz duyguları daha güçlü hisseden ve sakinleşmesi daha uzun süren birini de tanıyor olabiliriz. Bu kişiler de, yüksek nevrotiklik sergilerler. Nevrotiklik düzeyi daha yüksek olanların, depresyon ve anksiyete bozuklukları da dahil olmak üzere yaygın olarak görülen birçok psikolojik problemi geliştirme riski daha yüksektir. Bu özellik aynı zamanda insanların ilişkilerindeki ve işteki işlevselliklerini ve bedensel sağlıklarını da etkileyebilir.

/website/assets/images/my1/images/6307a616605de__2.jpg

Bir kişilik özelliği, bir ruh sağlığı problemine nasıl dönüşür? Bunun için, olumsuz duyguları deneyimlemeye yüksek eğilim göstermek önemli ve gerekli bir ön koşuldur ancak yeterli değildir. Araştırmalar, kişinin bu olumsuz duygulara nasıl tepki verdiğinin, deneyimlerinin bir depresyon veya kaygı bozukluğuna neden olup olmayacağını belirleyebileceğini göstermektedir. Yaygın psikolojik problemler yaşayan insanlar genellikle duygularına karşı olumsuz tepkiler gösterirler. Bu kişiler, duygularını zayıflık işareti, yaklaşmakta olan tehlikenin bir göstergesi veya dayanamayacak kadar rahatsız edici olarak görebilirler (örneğin, "Bu şekilde hissetmek zayıflıktır"; "Kalp çarpıntısı, kalp krizi geçireceğim anlamına gelir"; "Bu duygudan nefret ediyorum"). Güçlü duygusal deneyimlere olumsuz tepkiler göstermek, kaçınma veya bastırma çabalarına yol açar. Bu, kısa vadeli bir rahatlama sağlayabilir (Amira okula gitmediğinde daha az kaygılı hisseder), ancak duygulardan kaçınmanın uzun vadede geri teptiğine ve olumsuz duyguların artmasına neden olduğuna dair önemli bulgular vardır (Amira daha sonrasında okula döndüğünde daha fazla kaygılı hisseder).

Bu nedenle, duygulara karşı olumsuz tepkiler vermek, kaygı (örneğin, kontrol etme, güvence arama veya sosyal durumlardan kaçınma) ve depresyon belirtilerinde (örneğin, içe çekilme) görülen kronik duygusal kaçınmaya yol açabilir ve olumsuz duyguların sıklığını arttırabilir. Bu da, nevrotik mizacı güçlendirir. Farklı ruh sağlığı problemlerinde görülen belirtilerin, altta yatan ortak problemin (yüksek nevrotiklik) farklı görünümleri olduğuna dair bulgular göz önüne alındığında, neden bu problemleri nevrotiklik-odaklı bir tedavi ile ele almayalım? Eskiden, nevrotiklik bir kişilik özelliği olarak değerlendirildiği için zaman içerisinde değişmediği düşünülürdü. Ancak yeni araştırmalar, olumsuz duyguları deneyimlemeye olan eğilimin aslında sanıldığının aksine değişebilir olduğunu gösteriyor.

/website/assets/images/my1/images/6307a6e7bd0b3__3.jpg

Beth, Marty ve Amira'nın tedavisinde, doğrudan bu eğilimi merkeze aldığınızı düşünün. İnsanları tedaviye getiren semptomlardan (sosyal kaygı, keyifsizlik, endişe, panik) ziyade nevrotikliğe odaklanmak, birlikte görülen duygusal problemler için elverişli bir yaklaşımdır; birden fazla psikolojik bozukluğa ait belirtiler gösteren birçok hastaya (Amira'da sosyal kaygı ve depresyonun birlikte görülmesi gibi) fayda sağlayabilir. Nevrotiklik odaklı bir tedavi, terapistlerin her danışan için bozukluğa özgü farklı bir tedavi uygulaması yerine, vakaların çoğunda uygulayabilecekleri, kanıta dayalı tek bir yaklaşım kullanmalarına da imkan verebilir. (Her durum için farklı bir tedavi protokolü öğrenmek zaman alır ve maliyetlidir. Sonuç olarak, yoğun çalışan birçok terapist, hastalara haftalarının nasıl geçtiğini sormak, destek sunmak ve valide etmek gibi destekleyici tedaviye başvururlar.) Birlikte geliştirdiğimiz, duygusal bozukluklarda tanı-ötesi tedavi için Birleşik Protokol (Unified Protocol), dayanakları iyi, nevrotiklik odaklı bir tedavidir. Yukarıda belirtilen araştırmaya uygun olarak, beş temel tedavi modülü, güçlü duyguların deneyimlenmesi nedeniyle oluşan sıkıntıyı azaltmak için hazırlanmıştır. Birleşik Protokol, bilişsel davranışçı terapi (BDT)'nin bir formudur ve psiko-eğitim, bilinçli farkındalık (mindfulness), bilişsel esneklik ve davranış değişikliği stratejileri gibi bildik öğeleri içerir. Ancak, bu yaklaşım bu becerileri farklı bozuklukların belirtilerine odaklamak yerine duyguların kendisine yöneltir. Zorlayıcı duygulara verilen olumsuz tepkileri azaltarak, baş etme stratejisi olan kaçınmaya olan eğilimi azaltmayı ve böylece zaman içerisinde olumsuz duyguları daha az sıklıkta ve yoğunlukta yaşamayı sağlar; bu da, nevrotiklik seviyesinin düşmesine neden olur. Birleşik Protokolün yüksek riskli bir kişilik özelliğini değiştirebildiğine ve böylece hastaların ruh sağlığı problemlerine yatkınlıklarının azalmasını sağladığına dair bulgular giderek artmaktadır.

Nevrotiklik odaklı bir müdahale programı insanlara, duygularına daha kabul edici bir şekilde yaklaşmayı nasıl öğretir? Birleşik Protokol kullanan bir terapistle görüşüyor olsaydınız, ilk olarak duyguların adaptif işlevlerinden bahsettiğini duyardınız: korku sizi korur, kaygı hazırlık yapmanıza yardımcı olur, vb. Bu bakış açısı hastaların, duyguların yararlı bilgiler sağladığını ve duygulardan kaçınılmaması gerektiğini anlamaya başlamalarına yardımcı olur.

/website/assets/images/my1/images/6307a70422387__4.jpg

Birçok hasta duygularını çok yoğun olarak tanımlar; bu nedenle size, kendi duygusal deneyimlerinizi daha yönetilebilir parçalara -fiziksel duyumlar, düşünceler ve davranışsal dürtüler gibi- ayırmanız öğretilir. Marty'nin deneyimini ele alalım: Marty panik atak sırasında fiziksel duyumlarının (kalp atışının hızlanması gibi) olumsuz düşüncelere ("kalp krizi geçiriyorum") yol açtığını ve bunun da bu döngüyü kıracak bir kaçınma davranışına (arabayı yolun kenarına çekmek) kadar kalp atış hızını şiddetlendirdiğini fark etmeye başlayabilir. Hastalar bu tür kaçınma davranışlarının sonuçlarını keşfetmeye teşvik edilir. Örneğin, araba kullanırken bir panik atak geçirdiğinizde arabayı kenara çekmek, panik semptomlarının tehlikeli olduğu (aslında öyle değildir!) inancını besler; bu da, gelecekteki bir panik atak olasılığını artırır.

Kaçınma ile ilgili problemleri öğrendikten sonra, duygularınızla istemli bir şekilde nasıl ilişki kurabileceğiniz konusunda bilgi edineceksiniz. Âna odaklı, duygulara karşı yargılayıcı olmayan (başka bir deyişle bilinçli bir farkındalıkla) bir tutumun faydalarını öğreneceksiniz. Örneğin, kendinize, "eski sevgilimi bir partide görürsem çıldırırım"; "bunu hâlâ bitiremediğime inanamıyorum" demek yerine, dikkatinizi şu anda nasıl hissettiğinize yönlendirmeyi ("şu anda biraz gerginim") ve bu şekilde hissetmek için kendinize izin vermeyi ("Bu ayrılık konusunda hâlâ hassas hissedebilirim çünkü üç yıldır birlikteydik") öğrenebilirsiniz. Birleşik Protokolde kullanılan deneyimsel egzersizler, duygulara karşı bilinçli bir farkındalık geliştirilmesine yardımcı olabilir. Öncelikle, deneyim kazanmak için, nötr bir duygudurumundayken, kısa ve yönlendirilmiş bir bilinçli farkındalık meditasyonu yapılabilir. Sonrasında, daha zor bir duygusal durumla karşılaşıldığında bilinçli farkındalık uygulamak için kişiye uygun, duygusal olarak hatırlatıcı olacak bir müzik kullanılabilir. Hastalar duygusal deneyimlerini daha iyi yönetebilmek için, stresli durumlara ilişkin düşüncelerinde daha esnek olmayı öğrenirler. Diyelim ki, bir mesajınıza yanıt almadınız ve "bu kişi beni bilerek görmezden geliyor" diye düşündünüz; bu durumda, terapistiniz sizi alternatif bakış açılarını düşünmeye teşvik edebilir (örneğin: belki de telefonu bozulmuştur).

/website/assets/images/my1/images/6307a83366cc8__5.jpg

Birleşik Protokolün bir parçası olarak, kendi duygularınızdan kaçınma yollarınızı tanımlamanız önemlidir. Bu kaçınma yollarından bazıları şunlardır:
Açık durumsal kaçınma (örneğin, panik atak yaşadığınızda otoyolda araba sürmekten kaçınmak);
Örtük davranışsal kaçınma (sosyal durumlarda meşgul görünmek için telefonunuzla ilgilenmek);
Güvenlik sağlayıcı davranışlar (her ihtimale karşı hiç kullanmasanız bile bir kutu kaygı düşürücü ilacı yanınızda taşımak); veya
Duygu odaklı davranışlar (güvensiz hissettiğinizde güvence aramak).

Hastalar, bu tür kaçınma davranışlarını engelleyerek, duyguların geçici olduğuna ve tolere edilebileceğine dair kanıt biriktirmeye başlayabilirler. Kronik endişeyle mücadele eden Beth, aşırı kontrolün herhangi bir problemi engellemediğini öğrenmek için bir hafta boyunca banka bakiyesini kontrol etmemek için kendisini zorlayabilir. Bu doğrultuda tedavi, terapötik bir teknik olan maruz bırakma yönteminin, hastaların öncesinde kaçındıkları duygular üzerinde uygulanmasına odaklanan modüller ile sonlandırılır. Hastalar, bir terapistin rehberliğinde, duygusal deneyimlerinin bir parçası olan fiziksel duyumlara daha fazla tolerans gösterirler ve öğrenme fırsatları olarak görülebilecek bir dizi etkinliğe katılırlar (sosyal ortamlarda kısa bir konuşma yapmak veya kaygı önleyici ilaçları evde bırakmak gibi). Bu uygulamalar sayesinde, duygulara karşı verilen olumsuz tepkiler giderek azaltılır.

Birleşik Protokolün, anksiyete (kaygı), depresyon, yeme bozuklukları, sınırda (borderline) kişilik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi birçok problemde kullanılabileceğine dair önemli bir bilimsel desteğe sahiptir. Dolayısıyla, bu nevrotiklik odaklı yaklaşım, yalnızca nevrotikliğin kendisi için değil, aynı zamanda bu kişilik özelliğiyle ilişkili çeşitli durumlarda da etkili bir tedavidir.

Nevrotiklik gibi altta yatan risk faktörlerine odaklanmak, ruh sağlığına ilişkin ortak durumları çalışmada daha etkili bir yaklaşıma işaret eder. Özellikle nevrotikliğin kamu sağlığındaki büyük önemi göz önüne alındığında, bu özelliğin doğrudan ele alınması, küresel ölçekte ruh sağlığı problemlerinin yükünü hafifletmeye yardımcı olma potansiyeline sahiptir.

Çeviren:İclal Eskioğlu Aydın, Uzm. Klinik Psikolog
Kaynak: https://psyche.co/ideas/a-new-approach-to-therapy-promises-to-tackle-neuroticism-head-on?utm_source=Psyche+Magazine&utm_campaign=e649c7d8f5-EMAIL_CAMPAIGN_2021_09_27_06_23&utm_medium=email&utm_term=0_76a303a90a-e649c7d8f5-71462536

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR