63fa3c218d7e8__trauma1.jpg

Travma ve Kompleks Travmanın 7 Gizli Etkisi

25.02.2023

Jason N.  Linder

Birçok insanın travmalar hakkında bilmedikleri
Travma da bir yaradır; sadece fiziksel yaralar kadar açık bir şekilde görülmezler. Başka, daha gizli şekillerde ortaya çıkarlar. Toplum olarak travmayı daha iyi anlasaydık daha çabuk iyileşir ve daha az acı çekerdik. Neyse ki, aşağıda bahsedeceğim etkiler EMDR terapisi ve diğer modaliteler kullanılarak tedavi edilebilir. İşte birçok kimsenin bilmediği hususlar:

1. Kompleks Travma

Birçok insan kompleks travma (CT) kavramını duymamıştır. Genellikle semptomların şiddeti açısından Travma Sonrası Stres Bozukluğunu (TSSB) aşar. Duygusal regülasyon, ilişkiler, öz-kimlik ve benlik parçalanması ile ilgili önemli zorluklardan oluşur. 
Travmanın etkileri olayların kendisinden değil, bedenin ve zihnin bu olayı nasıl kaydettiğiyle ilgili olsa da, kompleks travma genellikle uzun ve sürekli bir şekilde, çoğunlukla yaşamın erken dönemlerinde meydana gelen travmatik yaşanmışlıklardan kaynaklanır. Genellikle kişilerarası durumlardan veya doğal afetler sebebiyle oluşur. Bağlanma figürlerini, bakım verenleri ve kurbanı kapsayabilir. 

2. Travmanın Psikolojik Etkileri

Travmatik bir deneyimin daha sonradan ortaya çıkan etkileri, teşhis edilebilir TSSB veya kompleks travma ile başa çıkabilen çoğu kişinin hayatına hakim olabilecek düzeydedir. Bağlantı kuramama, karışıklıklar, kaçınma, konsantrasyon zorluğu, düzensiz uyku ve aşırı uyanık kalmak o kadar rahatsız edici hale gelebilir ki, çoğu kişi için büyük ölçüde sosyal, duygusal ve mesleki bozulmalara sebep olur. 

/website/assets/images/my1/images/63fa3d9690975__trauma2.jpg

Travmanın istemsiz olarak yeniden yaşanması; zihnin, rahatsız edici içerikleri bütünleştirme ve semptomların uyarlanabilir amacını vurgulayarak, tamamlanmış hissettiren bir çözüme uygun olarak işleme girişimi olabilir. Ne yazık ki, zihin travmatik olayları çözmeye çalışırken çabaları ters tepebilir. Bunun sonucunda travmatik olaylar yeniden yaşanılabilir ve bu da istemeden de olsa olayın en korkunç yönlerini yeniden üretebilir ve kişinin gelecekteki travmatik olaylara maruz kalma riskini artırabilir (Herman,2015). 

3. Zihnin Bilgi İşleme Sisteminde Meydana Gelen Hasar

TSSB, tehdit edici olmayan uyaranı tehdit gibi yorumlamak için beynin bilgi işleme sistemini yeniden şekillendirir. Hastaların yeni veya temelde tehdit edici olmayan bilgilere odaklanmasını ve kişinin dikkatini toplayıp konsantre olabilmesini zorlaştırır. EMDR açısından bakıldığında, travmatik anıların “işlevsiz” olarak depolanmasının, uyarlanabilir bilgilerden ve diğer olumlu deneyimlerden veya kendini bilmekten ayrı olarak işlenmesinin sebebi budur. 
Bilginin parçalanması, büyük ölçüde, belirli bir travmatik olayın kendi kendine doğal süreçte çözülmesini engelleyen ve travmatik anıların belirli yönlerini kişinin benlik duygusundan bağımsız kılan şey olarak kabul edilir. Bu anlamda, travmatik anılar aslında psikolojik olarak “zamansız duygu ve bedensel uyum” olarak yerleşmektedir. Bu nedenle yıllar sonra bile, travmatik olayların aşağıda ele alınan önemli psikolojik ve fizyolojik sonuçları olabilir. 

4. Travma ve Kişilerarası İlişkiler

Travma; erişilebilir, duyarlı ve duygusal olarak etkili olan insanlarla yakın bağlanma ilişkileri kurmak adına olan ihtiyacı artırma eğilimindedir. Bununla birlikte, TSSB güvenli bağlanmayı destekleyen ve sürdüren gelişimi, hissedilen güvenlik duygusunu ve güveni aşındırabilir. İnsanlar arası derin bağlantılar travmayı iyileştirmeye en çok yardımcı olan şeydir ve bu bağlantının ihlali travmanın köklerinden birisidir. Ne çelişkili bir çıkmaz! 
Tedavi edilmeyen travma, başkalarıyla olan bağlarımızı yalnızca etkileşimsel olarak değil, aynı zamanda öznel kimliklerini, ilişkilerin amacını ve duygusal yakınlıklarını da zayıflatma eğilimindedir. Yalnızca kişinin bağlanma ilişkilerine değil aynı zamanda sosyal ağları ve topluluklarıyla olan ilişkilerine de genellenebilecek bir etkiye sahiptir. Bu durum travmadan kurtulanların acil duygusal yakınlık aramasına ancak aynı anda yakın ilişkilerden korkmasına da sebep olabilir. Bu durum travma kurbanlarının eşlerinin cesaretlerinin kırılmasına ve kafalarının karışmasına sebep olabilir, çünkü eşlerinin acılarına karşı yardım edememekten kaynaklı bir çaresizlik ve utanç hissederler. Buna ikincil travma diyoruz. 

/website/assets/images/my1/images/63fa3dddd90b1__trauma3.jpg

5. İkincil Travma

Travma kurbanlarının birçoğunun eşi, aile üyesi ve bazen arkadaşları ikincil travma yaşarlar. İkincil travma; travmaya maruz kalmayan kişinin, sevdiği insanın yaşadığı travmatik deneyimleri ve buna bağlı olarak aynı belirtileri yaşamasıdır (Figley, 2013). Hayatta kalanların deneyimlerini sevdikleriyle paylaşmaları da bu yüzden hayati önem taşıyor. Bir partnerdeki travmatik durum, çiftlerde ve bazen de ailelerde en dayanıklı ilişkileri bile tehlikeye atabilir. Bunun sonrasında da herhangi ilişkisel bir sıkıntı, kişinin travmatik semptomlarını kötüleştirir. Birbirine bağlı ve sevgi dolu çiftler bile, travma semptomlarının çiftin sıkıntılarını şiddetlendirdiği ve bunun tersinin olduğu bir dizi geribildirim döngüsüne de duyarlı hale gelebilir. 

6. Yıkılan İnançlar ve Varsayımlar

Her mağdur için geçerli olmasa da, tedavi edilmeyen travma bireyin şefkat, dürüstlük ve saygıyı hak eden benlik algısını ve dünyayı temelde öngörülebilir, adil ve güvenli olarak görmesi durumunu değiştirebilir. Travma aynı zamanda kişinin fail olma duygusuna, başkalarıyla olan bağlantısına, kimliğine ve genel özerkliğine meydan okuyabilir. Bunun sonucunda da güçsüzlüğe, çocukluk dönemindeki işlevselliğe gerilemeye (regresyon), kendinden şüphe duymaya ve utanca sebep olabilir (Briere & Scott, 2006). 

7. Travmanın Fizyolojik Etkisi

Tedavi edilmeyen travma; otonomik sistemin, endokrin sisteminin ve merkezi sinir sisteminin işlevlerini değiştirebilir. Bu durum, anıları ve duyguları işleyen bölgeler olan limbik sistem ve hipokampusta yapısal beyin değişikliklerine sebep olabilir. Stres tepkilerini, epinefrin ve norepinefrin gibi nöral ileticilerin işleyişini bozabilir (Perry, 2009). 
Örneğin; beyin görüntüleme sonuçları, TSSB teşhisi konan kişilerin geçmişe dönüşleri oluştuğunda (flashback), dil ve iletişimle bağlantılı bölgelerinin devre dışı kaldığını gösteriyor. Bu da tedavi edilmeyen travmanın dilsel kodlamayı bozabileceğine dair ikna edici kanıtlar sunuyor. 

Bu nedenle, TSSB ile mücadele eden insanların beyinleri, neokorteksin sağlıklı psikolojik işleyişe ilişkin mantıksal ve üst düzey çalışmasını engelleyebilen, limbik sistem (temel ihtiyaçları sağlamakla görevli olan sistem) güdümlü ilkel işleyiş durumuna gerileyebilir (Perry, 2009). Yukarıda açıklanan yedi semptom ve etkinin tamamı EMDR ve diğer terapilerle düzelebilir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak acı çeken birisini gördüğümüzde “bu kişinin nesi var?” yerine “bu kişiye ne oldu?” sorusunu sorabiliriz.

Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül / @uzmpsklamiaergul
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/relationship-and-trauma-insights/202110/7-hidden-effects-trauma-and-complex-trauma

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR