6276a6bf20af5__1.jpeg

Sıkıntıya Kucak Açmak

07.05.2022

Kira M. Newman

Hassas ve rahatsız edici duyguları kabul etmek ve onları kucaklamak motive olmamıza ve hedeflerimize doğru ilerlememize yardımcı olabilir.

Hayatta rahatlık aramanın birçok yolu vardır. Ilık bir duşta, bir kediyle pofuduk bir kucaklaşmada veya hiçbir sorumluluk olmaksızın koltukta geçen bir gecede o rahatlığı bulabiliriz.

Ancak yeni bir araştırmaya göre, kişisel gelişim söz konusu olduğunda rahatlık arzumuz bizi kısıtlıyor olabilir. Kendimizi geliştirmek ve hedeflerimize ulaşmak istiyorsak, sıkıntıyı bilfiil aramaya başlamak isteyebiliriz.

/website/assets/images/my1/images/6276a7b7ef696__2.jpeg

Cornell Üniversitesi'nden Kaitlin Woolley ve Chicago Üniversitesi'nden Ayelet Fishbach, 2.100'den fazla kişinin kişisel gelişim faaliyetlerine katıldığı beş farklı deney yaptı. Bu faaliyetler doğaçlama dersleri almaktan duyguları hakkında günlük tutmaya, COVID-19, silahlı şiddet ve muhalif siyasi görüşler hakkında bilgi edinmeye kadar uzanıyordu.

Her aktivitede, araştırmacılar bazı katılımcılara amaçlarının kendilerini rahatsız ve (aktiviteye bağlı olarak) tuhaf, gergin, endişeli ve hatta üzgün hissetmek olduğunu söylediler. Katılımcılara konfor alanlarının dışına çıkmaları ve rahatsız hissetmenin aktivitenin işe yaradığının bir işareti olduğu söylendi.

Diğer katılımcılara rahatsızlığa kucak açmaları söylenmedi; bunun yerine, sadece bir şeyler öğrenmeye veya egzersizin işe yarayıp yaramadığını ve becerilerini nasıl geliştirdiklerini fark etmeye odaklandılar.

Sonuç olarak, araştırmacılar, rahatsız hissetmeyi amaçlayan kişilerin böyle bir zafiyeti aramayanlara kıyasla faaliyetleriyle daha fazla meşgul olduklarını, bunları yapmaya devam etmek için daha fazla motive olduklarını, hedeflerine doğru daha fazla ilerleme kaydettiklerine inandıklarını buldular.

/website/assets/images/my1/images/6276a7dfd694b__3.jpeg

Örneğin, doğaçlama öğrencileri sahnede daha fazla zaman harcadılar ve daha çılgınca şeyler yaptılar. Günlük tutanlar gelecekte bir başka zor, duygusal günlük yazısı yazmaya daha fazla meraklıydılar. Diğer kişiler, COVID hakkında, silahlı şiddet hakkında veya New York Times ya da Fox News gibi genellikle okumayacakları bir haber kaynağından gelen uğraştırıcı ama aynı zamanda bilgilendirici makaleleri okumaya daha fazla motive oldular.

“Gelişim genellikle rahatsız edicidir; bu rahatsızlığı kucaklamanın motive edici olabileceğini gördük” diye yazıyor Woolley ve Ayelet. "İnsanlar, gelişimin doğasında var olan sıkıntıya, bundan kaçınmak yerine, ilerlemenin bir işareti olarak talip olmalı."

Araştırmacılar, sıkıntıyı gelişimin bir işareti olarak görmenin motive edici olabileceğine inanıyor, çünkü bunu genellikle tam tersi -bir sorun olduğuna dair bir işaret- olarak görüyoruz.
/website/assets/images/my1/images/6276a7fc2acea__4.jpeg
Dil öğrenmek, terapiye gitmek veya bilinçdışı önyargılarımızla yüzleşmek gibi konfor alanımızın dışında bir şey denerken garip hissetmek, bu iş için uygun olmadığımıza inanmamıza neden olabilir. Geri çekilip başkalarının liderlik etmesine izin vererek veya zihnimizi düşünmeye sevk eden yeni bilgilere kapalı tutarak rahatsızlığımızı en aza indirmek için mümkün olduğunca çok şey yapabiliriz. Ya da vazgeçebiliriz.

Bunun yerine, sıkıntıyı kucaklamak olumsuzu olumlu bir deneyime dönüştürür -doğru yolda olduğumuzun ve hissettiklerimizin tamamen normal olduğunun bir işareti. Bu, bizi daha fazla risk almaya ve gerçekten korkusuzca girişmeye sevk edebilir.

Bu çalışma, olumsuz deneyimler hakkında düşünme şeklimizi yeniden çerçeveleyebileceğimizi öne süren diğer araştırmalarla aynı doğrultudadır: Kaygımızı heyecan olarak yeniden yorumladığımızda, yabancıların önünde daha güzel şarkı söyleriz; stresi daha iyi performans göstermemize yardımcı olarak gördüğümüzde, onu yönetmede ve geri bildirim almaya açık olmada daha iyi oluruz.

Bütün bu araştırmalar, sinirlilik, stres ve sıkıntı gibi normal insan deneyimlerini fazla sert bir şekilde yargılıyor olabileceğimizi gösteriyor. Her ne kadar onlardan kaçınmaya eğilimli olsak da bu deneyimler daha iyi insan olmanın ve zengin bir hayat yaşamanın bir parçası gibi görünüyor.

Çeviren: Psikolog Aslıhan Ezber

Kaynak: https://greatergood.berkeley.edu/article/item/embracing_discomfort_can_help_you_grow?utm_source=Greater+Good+Science+Center&utm_campaign=d271f1f66d-EMAIL_CAMPAIGN_GG_Newsletter_May_3_2022&utm_medium=email&utm_term=0_5ae73e326e-d271f1f66d-74628367

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR