62fe64a1bdd26__1.jpg

Kendini tanıma neden iyi bir empati kurmak için önemli olabilir?

18.08.2022

Sonia Krol

Empati, bir başkasının duygularını anlama ve paylaşma kabiliyeti, diğer insanlarla olan bağlantılarımızın temelidir. Araştırmalar, empatinin ahlaki gelişim, yakın ilişkileri sürdürmek, gruplar arasındaki ilişkileri geliştirmek ve saldırganlığı önlemek için oldukça önemli olduğunu gösteriyor. Pek çok sosyal süreçteki hayati rolü nedeniyle, empatiyi teşvik eden ve empatik davranışı daha olası kılan faktörleri anlamak önemli.

Empati geliştirici müdahalelerin çoğu, başka bir kişinin bakış açısını alma kabiliyetini geliştirmeye odaklanır. Örneğin, birisine belirli bir kişinin veya grubun düşüncelerini ve duygularını hayal etmesi istenir veya başka bir kişinin deneyimlerini anlattığı bir video veya mektup sunulabilir. Bu tür müdahalelerin başarılı bir şekilde empatiyi artırdığı ve yardım etmeyi teşvik ettiği gösterilmiştir.
/website/assets/images/my1/images/62fe6535d1bb8__2.jpg
Başkalarını anlamayı geliştirerek empati kurmaya çalışmak makuldur. Ancak, daha az öngürüyle, kişinin kendisini net bir şekilde anlamasının da empati kabiliyeti için önemli olduğuna inandıran gerekçeler var.

Sosyal psikologların bir kişinin benlik algısını karakterize etme yollarından biri, benlik kavramı netliğini incelemektir. Benlik kavramı netliği yüksek olan kişiler, ne gibi oldukları konusunda net bir fikre sahip olduklarını, kim olduklarına dair algılarının zaman içinde istikrarlı olduğunu, karakter özelliklerinin ve kendilerine dair inançlarının birbiriyle tutarlı olduğunu söylerler. Buna karşılık, benlik kavramı netliği düşük olan insanlar, karakter özelliklerinin veya arzularının ne olduğu da dahil olmak üzere, kim oldukları konusunda daha az net bir fikre sahiptir. Kendilerini tanımlamak için kullandıkları nitelikler çelişkili olabilir veya bir günden diğerine değişebilir. Muhtemelen şaşırtıcı olmayan bir şekilde, yüksek benlik kavramı netliğine sahip olmak, daha yüksek benlik saygısı, stresle başa çıkma kabiliyeti ve ilişki doyumu dahil olmak üzere çeşitli faydalarla ilişkilendirilmiştir.

Net bir benlik kavramına sahip olmanın neden empatiyle de alakalı olduğunu anlamak için, empatinin genellikle ihmal edilen bir yönünü incelememiz gerekir. İyi empati kurabilmek için yalnızca bir başkasının duygularını anlamanız ve o duyguları paylaşmanız değil, aynı zamanda hissettiklerinizin kaynağının kendinizin ne deneyimlediği değil,  bir başkasının ne hissettiği olduğunun farkında kalmanız gerekir. Bu, sizin ve sizin deneyiminizin diğer kişiden ve onun deneyimlerinden farklı olduğunu tam olarak kavramanızı gerektirir. Bazı insanlar bu ben-öteki ayrımını diğerlerinden daha iyi yapabilirler.

Önemli biçimde, araştırmacılar bu ayrımı yapabilme yeteneğinin empati kurmanın yararlı yollarıyla ilgili olabileceğini öne sürdüler. Empatik ilgi, genellikle başkasının acısını azaltmaya yardımcı olma arzusunu oluşturan başkası odaklı bir duygusal tepkidir. Örneğin, perişan haldeki bir arkadaşınızın sizi aradığını ve size romantik partnerinden yeni ayrıldığını söylediğini hayal edin. Nasıl hissettiğini anlamak için kendinizi arkadaşınızın yerine koymaya çalışabilir ve bunun sonucunda kendinizi biraz üzgün hissedebilirsiniz. Ancak bu üzüntünün kaynağının sizin başınıza gelen bir şey değil, arkadaşınızın ayrılığı olduğu bilincinde kalabilirseniz (ben-öteki ayrımı), muhtemelen empatik bir ilgiyle karşılık verecek ve dikkatinizi arkadaşınıza itina göstermeye yönlendireceksiniz: dinlemek, nasıl hissettiğini anladığınızı ona ifade etmek ve belki bir akşam yemeğine davet etmek gibi.

Empatik ilgi, daha benlik odaklı, rahatsız edici bir duygusal tepkiyle çelişebilir: kişisel sıkıntı. Bu tür bir tepki, zayıf ben-öteki ayrımından kaynaklanabilir – duygusal durumunuzun kaynağının sizin değil, diğer kişinin deneyimi olduğu gerçeğini gözden kaçırmak. Çok yoğun bir kişisel sıkıntı aslında etkin bir empatik karşılık vermeyi engelleyebilir ve kişinin ihtiyacı olan kişiye yardım etmek yerine ondan uzaklaşmasına neden olabilir. Arkadaşınızla yaptığınız varsayımsal konuşmada, kişisel sıkıntılı bir tepki şöyle görünebilir: kendiniz yaşamışsınız gibi, canlı bir şekilde ayrılmanın nasıl bir his olduğunu hayal etmeye başlarsınız. Sonuç olarak, üzüntü ve endişe ile boğulmuş hissedersiniz. Ani bir şekilde, cevabınız gerçekten arkadaşınızın duygularıyla ilgili değil, kendinizinkiyle ilgilidir. Arkadaşınıza şöyle diyebilirsiniz: ''Bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Bu çok korkunç.” Arkadaşınızı birkaç dakika yarı kulak dinledikten sonra, kendinizi onun yerine koymaktan kaynaklanan duygulardan kaçınmak için konuyu daha hafif bir şeye çevirirsiniz.

Peki tüm bunlarda benlik kavramı netliğinin rolü nedir? Net bir benlik algısına sahip olmak, diğer insanlardan ne kadar farklı olduğunuzu kavramayı ve zihinsel olarak kendinizi onlardan ayırmayı kolaylaştırmalıdır. Bu da başka bir kişinin duygusal deneyimini uygun bir mesafeyle paylaşmanıza yardımcı olabilir. Buna karşılık, düşük benlik kavramı netliği, ben ve öteki arasındaki sınırların bulanıklaşmasına yol açabilir, bu da duygusal deneyiminizi başka birininkinden ayırmayı zorlaştırabilir ve yararı olmayan bir kişisel sıkıntıya neden olabilir.
/website/assets/images/my1/images/62fe656c393c0__3.jpg
Benlik kavramı ve empati hakkındaki bu fikirleri test etmek için, doktoram sırasında danışmanım Jennifer Bartz ile bir dizi çalışma yürüttüm. İlk çalışmada, katılımcılara, 'Genel olarak, kim olduğum ve ne olduğum konusunda net bir fikrim var' veya 'Kişiliğimi tanımlamam istendiğinde, betimlemelerim bir günden diğer güne farklılık gösterebilir' (düşük benlik kavramı netliğini yansıtır) gibi ifadelere ne kadar katıldıklarını soran benlik kavramı netliği anketini doldurmalarını sağladık. Katılımcılar ayrıca empatik ilgi hissetme yatkınlıklarını (örneğin, 'Benden daha bahtsız insanlara karşı genellikle hassas, endişeli hissederim') ve kişisel sıkıntılarını (örneğin, 'Acil bir durumda yardıma çok ihtiyacı olan birini gördüğümde paramparça oluyorum') ölçen maddelere de yanıt verdiler.

Bu yanıtlara dayanarak, benlik kavramı netliğinin empatik ilgi duyma eğilimi ile pozitif, kişisel sıkıntı yaşama eğilimi ile negatif ilişkili olduğunu bulduk. Bu, daha net bir benlik algısına sahip kişilerin, başkalarının sıkıntılarına ilgi hissiyle tepki verme olasılıklarının daha yüksek ve kendi duyguları tarafından boğulma olasılıklarının daha düşük olduğunu göstermektedir. Elbette, insanların empati uyandıran durumlarda genel olarak nasıl tepki verdiklerini doğru bir şekilde bildirmemeleri mümkündür. Bunu ele almak için, katılımcıların ihtiyaç sahibi bir kişiyle karşı karşıya kaldığı bir takip çalışması yürüttük.

Katılımcılar, bir üniversite radyo yayınının bir bölümü olarak tanımlanan, aslında deneyci tarafından oluşturulan bir kaydı dinlediler. Anne ve babasını ve bir kardeşini bir trafik kazasında kaybetmiş, parasız ve bakması gereken iki küçük kardeşi olan genç bir kadın olan Katie (gerçekte bir aktör) ile yapılan bir röportajı işittiler. Katie, üniversite eğitimini bitirmeye çalışırken kardeşlerine destek olduğu mücadelesini anlatıyordu. Röportajı dinledikten sonra katılımcılar, farklı sıfatların duygusal tepkilerini ne ölçüde betimlediğini değerlendirdi. Bu sıfatlardan bazıları kişisel sıkıntı hissini (örneğin, "rahatsız edilmiş", "korkmuş", "endişeli"), diğerleri empatik ilgi hissini ("anlayışlı", "şefkatli", "hassas") yansıtıyordu. Katılımcılar benlik kavramı netliği ile ilgili anketi de tamamladılar.

Aynı zamanda, belirsiz bir benlik algısı ile kişisel sıkıntı arasındaki bağlantının kısmen ben-öteki ayrımının olmamasıyla açıklanabileceği hipotezimizi test etmek istedik. Bu amaçla, katılımcılar bir dizi kişilik özelliğinin kendilerini ne ölçüde tanımladığını değerlendirdiler ve Katie'yi de aynı özelliklere göre değerlendirdiler. Bir katılımcının kendisine ve Katie'ye yönelik derecelendirmelerindeki örtüşme, onların ben-öteki ayrımının derecesini değerlendirmede kullandığımız bir ölçüydü.

Daha önceki çalışmamızla tutarlı olarak, benlik kavramı netliği yüksek olan katılımcılar, Katie'nin hikayesini dinlerken daha fazla empatik ilgi ve daha az kişisel sıkıntı hissettiler. Ve tahminlerimizle uyumlu olarak, benlik kavramı netliği düşük olan kişiler, kendilerini Katie'den ayırt etmekte zorlanıyor gibi görünüyordu, bu da daha şiddetli kişisel sıkıntılarını açıklamaya yardımcı oluyor gibiydi.

Belki daha da önemlisi, benlik kavramının netliği, yardım etme davranışıyla da bağlantılıydı. Röportajı dinledikten sonra katılımcılar Katie'ye para bağışlama olanağına sahip oldular. Benlik kavramı netliği düşük olan kişilerin daha az para bağışladığını bulduk, bu kısmen artan kişisel sıkıntıları ve daha düşük empatik ilgileriyle açıklanabilir. Bu nedenle, belirsiz bir benlik algısı, kişiyi daha fazla kendine odaklı sıkıntı yaşamaya ve başka bir kişinin refahı için daha az ilgi duymaya eğilimli kılmakla kalmayıp bu duygusal tepkiler ihtiyacı olan bir kişi adına elle tutulur sonuçlar yaratabilir.

Bu bulguların yakın ilişkiler üzerinde etkileri olabilir. Genel anlamda, sevdiğimiz insanlar tanımlayıcı kimliğimize dahil edilir, bu da bize en yakın olan kişilerin acılarına neden en fazla empati duyma eğiliminde olduğumuzu açıklamaya yardımcı olur. Ancak bulgularımız, empatik ilgiye yer vermek için sevdiklerinizle yakın özdeşleşmenin net bir benlik algısıyla tamamlanması gerektiğini öne sürüyor. Aksi takdirde, insanlar sevdiklerinin sıkıntısını çok kişisel ve yoğun bir şekilde hissedebilir ve bu da (ironik olarak) yardım etme ihtimallerini azaltabilir.

Bu çalışma, gelişim psikolojisindeki teori ve içgörüleri yansıtır. İnsan gelişiminde kritik bir dönüm noktası olan küçük çocukların aynada kendi yansımalarını tanımaya başlamaları yaklaşık 15 ila 18 ay arasında gerçekleşir. Bu, öz farkındalığın bir göstergesi ve yürümeye başlayan çocuğun bir benlik algısı geliştirdiğinin kanıtı olarak görülür. İlginç olan, başka bir kişiye önem verme ehliyetinin ve yardım etme arzusunun ancak bu öz farkındalığın gelişmesinden sonra ortaya çıkmasıdır. Gelişim psikologları bunu, ihtiyacı olan bir kişiye yardım etmek anlamına gelen empatik yanıtın, benlik algısının gelişimine bağlı olduğunun kanıtı olarak ele alırlar. Çalışmalarımız bunun yetişkinlikte de geçerli olmaya devam ettiğini gösteriyor.

Bulgularımız ayrıca insanların kendilerini daha iyi tanıyarak diğer kişilere empatik bir şekilde yanıt verme yeteneklerini geliştirebilecekleri ihtimalini de artırıyor. Daha net bir benlik algısı oluşturmanın bir yolu, değerlerinizi - dürüstlük, kendiliğindenlik veya hırs gibi yaşamda sizin için önemli olan nitelikleri - tanımlamaktır. Değerler,  'Tümüyle kimsin?' sorusuna yanıt vermeye yardımcı olur. Ancak, sizin için neyin önemli olduğunu bulmak her zaman kolay değildir. Birçoğu için, daha net bir benlik algısı geliştirmeye çalışırken bir psikoterapist ile çalışmak yardımcı olabilir.
/website/assets/images/my1/images/62fe661d1647e__4.jpg
Empati müdahaleleri genellikle insanların dünyayı başka bir kişinin gözünden görmelerine yardımcı olmayı amaçlarken, araştırmamız, birinin kim olduğu konusunda net bir fikri olmadığında bu müdahalelerin etkisinin sınırlı olabileceğini gösteriyor. Bu durumlarda, öncelikle kişinin kendisi hakkında daha fazla şey öğrenmeye odaklanması faydalı olabilir. Kim olduğunuz konusunda daha net olmak, sizin nerede bitip başka bir kişinin nerede başladığını anlamanızı ve onların duygularına yapıcı bir şekilde yanıt vermenizi kolaylaştırabilir.

Çeviren: Nazlı Muratoğlu
Kaynak: https://psyche.co/ideas/why-self-understanding-could-be-important-for-empathising-well

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR