6571ea311b4a9__543_rumi_lrg.jpg

Rûmî’nin Kudüs’ü: Uzak Mescid

07.12.2023

Shadab Zeest Hashmi

Mescid-i Aksa ya da Kur’an-ı Kerim'in ifadesiyle Kudüs'ün Uzak Mescidi, Mevlana Celaleddin Rumi için merhamet ve aşkınlık ruhunun simgesidir. Mevlana'nın "Mescid-i Aksa" şiirindeki ifadesiyle "bir kalp mabedi" olan Mescid-i Aksa; egemenlik, açgözlülük, kibir, şiddet ve üstünlük gibi egoist arzulara karşı bir fetih duygusunu temsil eder. Merhametli sevginin kutsal enerjisi tarafından bir arada tutulur, hatta "halı süpürgeye eğilir/kapı tokmağı ve kapı birlikte sallanır/müzisyenler gibi."

Rumi'nin şiirinde mekânı yansıtan bir genişlik var. Birkaç yıl önce Mescid-i Aksa'nın kırmızı seccadeleri üzerinde otururken sessiz saatlerin kucaklayıcılığını hatırlıyorum; geniş kapılar, vitray pencereler, Kur'an'ın ritmik okunuşuyla örülmüş çocuk sesleri, kutsal toza bulanmış cılız kuşlar, zaman tarafından yontulmuş taşlar… Ayrıca Mescid’in var olan on beş kapısından birinden çıkıp bir savaş filmini andıran bir sahneye girdiğimi de hatırlıyorum; tüm katlı sokaklarda ve kutsal mekanların tüm eşiklerinde silahlı IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) askerleri…

Kudüs bir kalp mabedi değildir. Filistinli-Amerikalı şair Deema Shehabi'nin şiirindeki bir dizede dediği gibi, "iki yüz kışın acısı, uzaklara düşmüş çıplak zeytin ağaçları". Shehabi’nin "Kubbetü’s Sahra" (The Dome of Rock) şiiri aklımdan çıkmıyor; Filistin'in ruhunu, El Aksa'nın ruhunu, bu yükseliş mekânına kanını veren koruyucuyu yansıtıyor. Shehabi unutulmaz kişiliğiyle devam ediyor: "Yorgunluktan bitap düşmüş/ yaraları aşırı öpülmüş alnında parlayacak. Yaklaşmanızı isteyecek ve yaklaştığınızda/ kollarının denizini göğsünün kıvrımlarından kaldıracak ve şöyle diyecek/ bu çocukluğumdan beri/ sevdiğim loş gökyüzü."

/website/assets/images/my1/images/6571ea562a969__3.jpg

Acımasızca öldürülenler, sakat bırakılanlar, yok edilen ailelerden geriye kalanlar arasında kaç çocuk, kaç anne gördük. Enkaz altından kurtarılamayanlar da hesaba katıldığında ölü sayısı iki ay içinde 20.000'e yaklaştı. Geçtiğimiz haftalar boyunca her gün dehşet içinde uyandım, durmak bilmeyen katliam karşısında yüreğim parçalandı. Bu yürek burkan zamanlarda, çocuklar tonlarca enkazın altında son nefeslerini veriyor ya da çürümüş bedenleri, kesilmiş uzuvları ile ortaya çıkıyor veya kefenlere sarılıp acı çeken ebeveynlerinin kucaklarında veda için tutuluyor.

Rüyalarımda Kubbetü’s Sahra'ya çıkan antik merdivenleri tırmanmaya çalışıyorum, ibadet edenlerin altın rengine bürünmüş ışığıyla çevrili, koridorlarda ve avlularda, şadırvanlarda, bahçelerde ve Aksa'nın camilerinde en güzel ruhlar hüküm sürüyor. Şehitlerin ruhları, hepsi ışık ve eşsiz bir zarafete sahipler. Bu ikincil tanıklık sahnesi karşısında alçalmak ve yükselmek yeterli oluyor. En gerçek şahitlik merkezdedir, "şahit" kelimesinin bir başka karşılığı olan "şehid"in varlığıdır.

Kutsal topraklarda soykırımın dehşet verici günlerini yaşıyoruz. Demokrasi havarisi ülkelerin vahşetinin boyutları, ifade özgürlüğünün sözde öncülerinin susturma ve sansürünün boyutları beni şaşkına çeviriyor. Bunun yanında Filistinli kurbanların en savunmasız olanlarının bile asaleti ve cesareti karşısında tamamen alçakgönüllü oluyorum.
Sürekli olarak Mescid-i Aksa'nın içindeki görkem ve huzura dönüyorum. Yakın tarihli bir zikir birleşmesinde, Sufi Şeyhi ve Mevlana'nın en tanınmış çevirmenlerinden biri olan Kabir Helminski, inancın ruhuna daha yakın olanın Gazze'deki savaşı nasıl kazandığını çok güzel bir şekilde açıkladı.

/website/assets/images/my1/images/6571ea8d8dcfe__4.jpg

İnsanlığın şairi olan Mevlana Celaleddin Rumi, gerçek İslam ahlakının ve buna bağlı olarak tüm İbrahimi inançların şairidir. Tüm zamanlar için bilgelik veren ve özellikle şu anda oldukça dokunaklı olan bu şiirinde, sadece İlahi olanın gerçek meskeni olan kalplerimizin mabedine değil, aynı zamanda dünyevi hükümdarların, "prensin" rolüne de dikkatimizi çekmektedir.

Uzak Mescid
Süleyman'ın ibadet etmek için yaptığı yer,
Uzak Mescid olarak adlandırılır, 
Topraktan, su ve taştan değil, 
Niyet, bilgelik, mistik sohbet ve şefkatli eylemden inşa edilmiştir.
Her parçası bir diğerine karşı akıllı ve duyarlıdır.
Halı süpürgeye doğru eğilir.
Kapı tokmağı ve kapı birlikte sallanır, müzisyenler gibi. 
Bu kalp mabedi tarif edilemese de vardır.
Süleyman her sabah oraya gider.
Ve kelimelerle rehberlik eder, müzikal armonilerle ve eylemlerle,
Ki bunlar en derin öğretilerdir.
Prens sadece bir kibirden ibarettir,
Ta ki cömertliğiyle bir şeyler yapana kadar. 

Çeviren:  Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül  / @uzmpsklamiaergul
Kaynak: https://3quarksdaily.com/3quarksdaily/2023/12/rumis-jerusalem-the-far-mosque.html

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR