Julian Baggini
COVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde, insanların hareketleri ciddi şekilde kısıtlandı, izlendi ve takip altına alındı. Bu durum geçim sağlama, ders çalışma, hastalık ve yas biçimlerimizi etkiledi. Özgürlük, bu virüsün sebep olduğu en büyük kayıplarından biri oldu.
1944'te Jean-Paul Sartre tarafından yazılan bir makale, bana bunun basit bir kayıp hikayesi olup olmadığını sorgulatıyor. Fransız filozof tezini şu satırda özetlemiş: "Alman işgali altında hiç olmadığımız kadar özgür olmuştuk". Sartre'ın temel kavrayışı, fiziksel olarak hareket edemediğimizde özgürlüğümüzün gerçek doğasını tam olarak anladığımızdı. Eğer haklıysa, pandemi özgür olmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmek için bir fırsat olabilir.
Elbette durumumuz, "konuşma özgürlüğü başta olmak üzere tüm haklarını kaybetmiş olan" işgal altındaki Fransızlar için olduğu kadar aşırı değil. Yine de çoğumuz gibi ben de her zaman yapabildiğim için farkında olmadığım şeylerin çoğunu yapamayacak durumda buldum kendimi. En sıkı tecrit döneminde tiyatrolarda, konser salonlarında ve sinemalardaki etkinlikler iptal edildi. Yürüyüşe çıkamaz, barda veya restoranda dinlenemez, parktaki bankta oturamaz, kimseyi ziyaret edemez, hatta günde bir defadan fazla evimden çıkamaz olmuştum.
Karantinada eski yaşamımı düşündüğümden çok daha az özlediğimi fark ettim. Tercihlerimin birçoğunun gerçekte ne kadar sığ olduğunu anladım. Seçeneklerim küçüldüğünde ve herhangi bir faaliyet daha fazla planlama gerektirdiğinde, yaptığım seçimler daha gerçekçi hale geldi çünkü daha fazla düşünülmüş olmaları gerekiyordu. Bu karar verme kapasitesi, bir insanın sahip olabileceği en yüksek ve en değerli özgürlük biçimidir.
Pandemi sınırsız, içi boş bir özgürlük ile kurallara dayalı gerçek bir özgürlük arasındaki farkı daha net görmemizi sağlayabilir. Amerikalı filozof Harry Frankfurt, 1971'de, öylesine istediğimiz şeyler ile düşündükten sonra gerçekten istediğimiz şeyler arasındaki ayrımı göstermiştir. Örneğin, bir çörek istersem ve onu yersem, sadece arzularıma uymuş olurum. Ama derinlemesine düşündüğümde abur cubur yemek istemiyorsam (en azından sık sık değil), o zaman gerçekten istediğim şeyin farkında olarak bu isteğe karşı koyma kapasitesine sahip olurum. Bu tür bir özgürlük, kendine hâkim olmayı gerektirir. Bu kapasiteye sahip olmayan bir kişi gerçekten özgür değildir. Bu durumda yaşanan, Frankfurt'un "ahlaksızlık" olarak ifade ettiği şey arzuların kölesi olmaktır.
Tüketim toplumu bizi ahlaksız davranmaya teşvik ediyor. Dürtüsel davranışlarımızın ciddi şekilde kısıtlandığı her an arzu ve eylemler arasındaki alışılmış bağı koparma fırsatımız olur. Böylece üzerinde düşünerek arzularımızın bizim için iyi olup olmadığını sorgulayabiliriz.
Özgürlüğün önemi, kısıtlamalar tarafından daha belirgin hale gelmiş durumda. İşgal sırasında Sartre şunları yazmış: “Her anımızı bu kısa cümlenin anlamıyla yaşadık: İnsan ölümlüdür! Ve her birimizin hayatı hakkında yaptığımız seçimler, ölümle burun burunayken yapıldığı için otantik bir seçimdi”. 1944'te bu cümle bugün olduğundan daha geçerliydi çünkü seçimler tam anlamıyla ölüm kalım meselesiydi. Bugün, seçimlerimizden çok azının bu kadar sert ve direkt sonuçları var. Günlük ölüm haberleri; işimiz, ilişkilerimiz ve yaşam tarzlarımız hakkında yaptığımız seçimleri ciddiye almaya zorluyor. Birçok insan gerçekten kendi seçimleri olmayan, sadece içine sürüklendikleri bir hayat yaşadıklarını keşfetti. Kaçınılmaz bir durum ile yüz yüzeyiz; eğer bir değişiklik yapmazsak, ölene kadar bu bizim hayatımız olacak, ki bu düşündüğümüzden daha erken de sona erebilir.
Bu yüzden daha fazla düşünülmüş seçimler yapmaya çalışıyorum, bu da daha sık "Hayır" demek ve projelerimi daha dikkatli seçmek anlamına geliyor. Birçoğumuz şimdi, gerçekten değer verdiğimiz ve istediğimiz şeyle daha uyumlu bir hayat yaşamaya çalışmak için yıllardır yaptığımız en özgün ve zor seçimleri yapıyoruz. Sartre’ın metaforuna göre, koronavirüse karşı verilen mücadeleyi bir savaşa benzetirsek; bu savaş bizi barış zamanında hiç birimizin kendimize sormadığımız soruları düşünmeye zorladı”.
Sartre; 'Gerçek inzivadaki sorumluluk, tam da özgürlüğün tanımı değil midir?' diyerek inziva kavramının altını çiziyor. 1944'te Sartre için inziva, ortak yaşam için tek başına çalışan yeraltı direnişçilerinin verdiği mücadele idi. 'Yalnızlıklarının derinliğinde korudukları diğerleriydi.' Daha hafif düzeyde olsa bile pandemideki yalnızlığımız ve yaptığımız fedakarlıklar aynı temel ahlaki anlayışı içerir. Şimdi sosyal olarak izole edilmiş seçimlerimiz gerçek renklerimizi ortaya çıkarıyor.
Pandemi bize özgürlüğü başka yollarla da gösteriyor. Isaiah Berlin'in politik ayrımına göre; işimizi kısıtlama olmadan yürütmek için "negatif özgürlük" ten, bize gelişme ve potansiyelimizi en üst düzeyde gerçekleştirme imkânı veren şeyleri yapmak için de "pozitif özgürlük" ten bahsedebiliriz. Örneğin, zorunlu eğitimin olmadığı bir toplumda ebeveynlere çocuklarını istedikleri gibi eğitmek için negatif özgürlük verilir. Ancak genel olarak konuşursak, bu çocuğa iyi bir eğitim alması için pozitif özgürlük vermez.
Son yıllarda Batı'da, negatif özgürlük yükselişteyken pozitif özgürlük devlete yüklenen bakıcı algısıyla lekelenmiştir. 2020'de öğrenmemiz gereken şey, sağlık hizmetleri, etkili düzenleme ve bazen katı kurallar olmadan, negatif özgürlüğümüzün yararsız ve hatta bazen yıkıcı olduğudur. Devletin müdahalesi olmasaydı çok daha fazla sayıda hayat kaybedilir, işletmeler mahvolur ve işsizlik artardı.
Şimdi negatif ve pozitif özgürlük arasındaki dengeyi yeniden kurma fırsatımız var. Hükümet ile kişisel özgürlük arasında aslında bir değiş tokuş yoktur. Çünkü birçok özgürlük devlete bağlıdır. Sosyal bilimciler Neil ve Barbara Gilbert'in 1989'da 'kolaylaştırıcı devlet' olarak adlandırdıkları ve 2013'te ekonomist Mariana Mazzucato'nun 'girişimci devlet' dediği şey, bize özgürlüğümüzün tüm potansiyelini gerçekleştirme fırsatı vermesi açısından çok önemlidir.
Özgürlüğümüze uyanmamızın bir yolu da neyin mümkün olduğuna dair anlayışımızın artmasıdır. Hastaneler yıllar içinde değil haftalar içinde inşa edilebilir, hava kalitesi neredeyse bir gecede iyileştirilebilir, hükümetler sadece işsizlik maaşı ödemek yerine istihdamı sağlayabilir, özel şirketler, kamu hizmetlerinden sorumlu tutulabilir. Artık hayal ettiğimizden daha fazlası mümkün.
Nazi işgali altında yaşananlar ile COVID-19 belası sırasında yaşadıklarımızı eş tutmuyorum. Ancak birçok ve önemli farklılıklara rağmen, Sartre’ın 1944’teki özgürlük mesajı bugün de aynen geçerlidir. Birincil deneyimimiz kısıtlama, yani özgürlük kaybıdır. Ancak derinlemesine düşünürsek, özgürlüğün gerçekte ne anlama geldiğine, neden önemli olduğuna ve onu daha iyi bir gelecek oluşturmak için nasıl kullanabileceğimize dair yenilenmiş bir anlayışla bu durumu değerlendirebiliriz.
Belki de yakında geriye dönüp Sartre'ın yaptığı gibi biz de şöyle diyebiliriz: 'Koşullar çoğu zaman acımasızdı. Ancak bu durum bahanelere sığınmadan hayatı tümüyle yaşayabilmemizi mümkün kıldı”.
Çeviren: Uzman Klinik Psikolog Rabia Yavuz
Olumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıYakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı