5eac21be2c82b__covid-19-doneminde-bosa-vakit-harcamayi-nasil-durdurabiliriz.jpg

Covid-19 döneminde boşa vakit harcamayı nasıl durdurabiliriz?

01.05.2020

William Hwang

Zamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın.

Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi aniden bir zaman bolluğu içerisinde bulmuş olabilirsiniz. Pek çok farklı faktör zamanınızın artık daha çok size kalmasına sebep olmuş olabilir. Örneğin işinize son verilmiş olabilir ve bunun sonucunda sizin evde dikkatinizi profesyonel olarak odaklayacağınız bir odağınız kalmamış olabilir. Ya da tam tersi artık evden çalıştığınız bir işiniz olabilir.

Her hâlükârda, artık muhtemelen ne yapacağınızı bilmediğiniz daha çok zamanınız var. Ve kabul etmeliyiz ki, bu durum sıkıcı bir hal alabiliyor. Yalnızca oturup hiçbir şey yapmamak oldukça sıkıcı olabilir. Şükürler olsun ki farklı mecralarda bir sürü içerik var: Netflix dizileri ya da filmleri, Youtube videoları, Instagram gönderileri ya da video oyunları. Elbette bütün bunları günlerinizi doldurmak, zamanınızı öldürmek ve kendinizi meşgul etmek için kullanabilirsiniz. Aslında belki de asıl problem zaman konusunda dili nasıl kullandığımız olabilir. Neden zamanımızı öldürmek isteyelim ki? Ya da neden yalnızca meşgul kalmış olmak için kendimizi meşgul edelim?

Yalnızca covid-19 döneminde değil fakat çoğu “özgür” zamanımızda neden bunu yaptığımıza dair bazı sebepler var.

1. Kaçınma. Uçağımızı beklerken ya da herhangi bir randevumuzu beklerken “zamanımızı öldürüyoruz”. İşimizin olmadığı, bir başka deyişle boş olduğumuz zamanlarımızda, dikkatimiz bize rahatsızlık veren can sıkıntısı, yalnızlık, endişe, depresyon ya da sabırsızlık olarak adlandırabileceğimiz hislere kayma eğilimindedir. Eğer bu duyguları hissetmezsek, zamanımızı öldürme fikri mantıklı gelir.

2. Verimlilik Kültürü. Meşgul olmak. Meşgul olma konsepti pek çok şekil alsa da genellikle bizi hiçbir şey yapmamanın verdiği rahatsızlıktan kurtaran bir fonksiyona hizmet eder. Aktif olarak hiçbir şey yapmıyor olmanın altında yatan bir rahatsızlık ve suçluluk duygusu vardır. Düşüncelerimiz bize tembel, verimsiz, üretkenlikten uzak ve değersiz olduğumuzu söylerken bir bakıma toplumun da bize yüklediği her zaman verimli olmamız gerektiğine dair sosyal baskıyı yansıtır. Yaşadığımız şey aslında oldukça stresli. Dolayısıyla kendimizi negatif düşüncelerden uzak tutmak için sıklıkla Instagram hesaplarımızda geziyor olmamız doğal sayılabilir. Fakat bu durum instagramda bir başkasını çok verimli aktiviteler yaparken gördüğümüz ana kadar sürebilir. Bu sebeple instagramda gezmeye devam ederiz çünkü hiçbir şey yapmadığımıza dair yaşadığımız kötü histen kurtulmak istiyoruzdur. Fakat başka şeyler yapan başka insanları görmeye devam ettikçe kendimizi daha da kötü hissetmeye başlarız.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5eac3192161d1__time.jpg

3. Çok fazla seçenek var. Zamanımızı nasıl değerlendirebileceğimize dair çok fazla seçenek tarafından bombardımana tutulmuş durumdayız. Eskiden yapmak istediğimiz şeyleri yapabilir, ya da hiçbir şey yapmadan durmayı seçebiliriz. Bu durum “choice paralysis” olarak adlandırılır, bir diğer deyişle seçenekler arasında paralize olma durumu. Bir araştırma gösterir ki, bir mağazadaki müşteriler kendilerine 24 çeşit reçel gösterildiğinde, kendilerine 6 çeşit reçel gösterildiği duruma oranla 10 kat daha az satın alma eğilimi gösterirler. Bu durum Barry Schwartz’ın insanların iki kategoriye ayrıldığı görüşüyle de uyum içerisindedir. Schwartz’ın iki kategorisi şu şekildedir: (1) yeteri kadarını ya da minimum gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen ve (2) gereksinimlerini maksimize eden kişiler. Karar verme süreçlerinde; minimize edenler seçenekler arasında yeterince iyi olanlara odaklanmaya çalışırken maksimize edenler kendilerini en iyi seçeneği yapmak için zorlayanlardır. Araştırmaların gösterdiğine göre maksimize eden kişiler daha iyi sonuçlar elde ederken, elde ettikleri sonuçlardan daha az mutludurlar. Aynı prensipler korona günlerinde ne yapacağımıza karar vermekte zorlandığımız durumlar için de geçerli olabilir.

 

Covid-19 salgını ortadan kalktığında, zamanımızı nasıl geçirmiş olduğumuza dair yapmış olduğumuz tercihlerden tatmin olmuş olacak mıyız? Bize rahatsızlık veren suçluluk ve endişe duygularına, sürekli verimli olmamız gerektiğini söyleyen kültüre ve zamanımızı nasıl geçireceğimize dair sonsuz seçeneğe karşı doğal bir eğilimle savaşıyoruz.

Zamanınızı hem karantina süreci hem de sonrasında nasıl daha akıllıca kullanabileceğinize dair üç kognitif strateji:

1. Zamana para gibi davranın. Zaman bolluğunun arttığı bu süreçte onun aslında ne kadar değerli bir şey olduğuna dair anlayışımızı yitirdik. Aynı parada olacağı gibi; ne kadar çok zamanımız olduğunu düşünürsek onun kıymetini o kadar bilmeme eğilimde olur ve doğal olarak onu çok daha kolay harcayabiliriz. Bu tuzağa düşmemek için aynı bir bütçe ayarlaması yapar gibi kendinize bir takvim ayarlayarak ve tarihler koyarak zamanınızı planlayıp yönetin.

 

2. Zamanla ilişkinizi değiştirin. Zamanı, çok fazlasına sahip olduğunuzda boşa harcayabileceğiniz bir şey olarak düşünmek yerine ona korumak istediğiniz önemli bir eşyanız muamelesi yapın. Başka insanlarda, ekranlarda ya da reklamlarda gördüğümüz şeylerden etkileniyor ve hatta bazı şeylere ikna oluyor olabiliriz. Zamanımızı ya da paramızı gerçekten harcamak istemediğimiz şekilde harcamaya yönlendiriliyor olabiliriz. Dikkatli ve bilinçli olun. Ayrıca, sahip olduğunuz zaman için şükredin. Bu da aynı para gibi zamanınızı kısıtlı bir kaynakmış gibi görme fikriyle aynı mantığa sahiptir. Şimdi bir düşünün ve yaşamak için son bir yılınızın kaldığını hayal edin. Şimdi de yaşamak için son iki haftanızın kaldığını hayal edin. Zamanınızı nasıl değerlendirirdiniz? Covid-19 süreciyle ilgili anılarınıza ileriki yaşlarınızda dönüp bakıyor olduğunuzu hayal edin. Zamanda bunun yansımasını nasıl görmek isterdiniz? Kendinizi bu dönemde hatırlamak istediğiniz kişi nasıl biri ve onun nasıl bir hikayesi var? Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sizin zamanla olan ilişkinizi değiştirecek ve zamanınız açısından bazı şeyleri nasıl önceliklendireceğinize karar vermenize yardımcı olacak.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5eac33eec3175__zaman.jpg

3. “Yeterince iyi” demeyi öğrenin. Covid-19 sürecinde ertelemecilik ve mükemmeliyetçilik tarafından ele geçirilmemiz oldukça kolay. Davranışlarımızın bazı seçenekler tarafından paralize olmamızla nasıl etkilenip etkilenmediğini farkında olmayabiliriz. Ertelemecilik ve mükemmeliyetçilik bir paranın iki yüzü gibidir. Minimumla mutlu olmak için çabalayın. Seçtiğiniz seçeneğin yeterince iyi olduğunu kendinize hatırlatmayı deneyin. Seçenekler arasında karar vermenin bir şeyi satın almak için çok para harcamakla aynı şey olduğunu hayal edin. Kendinize buna bu kadar zaman harcamayı gerçekten isteyip istemediğinizi sorun. Kendine bakıp “yeterince iyi” demeyi öğrenmeye çalışın. Kendinizi meşgul etmek “yeterince iyi değilim” düşüncesini uzak tutmak için iyi bir yol olabilir fakat bu düşünce kendimizi meşgul edemediğimiz zamanlarda gelme eğilimindedir. Uykuya dalmadan hemen önceki anımız gibi. Bu düşünceden kaçmak yerine yavaşlayın, durun, arkanıza dönün ve o düşünceyle yüzleşin. “Yeterince iyiyim ve zamanımın daha fazlasını bu düşünce üzerinde harcamayacağım”.

Kaynak:https://www.psychologytoday.com/us/blog/flex-your-feelings/202004/how-stop-wasting-time-during-covid-19?amp&__twitter_impression=true 

Çeviren Yonca Kanburoğlu

 

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR