6320b43d3732c__1.png

Başarısızlıklarınızdan Nasıl Ders Çıkarırsınız?

13.09.2022

Jeremy Adam Smith

Araştırmalar, yenilgilerimizden ders çıkarabilmemiz için bazı duygusal ve bilişsel (zihinsel) engellerin üstesinden gelmemiz gerektiğini gösteriyor – bu elbette mümkündür.

Er ya da geç herkes bir konuda başarısız olur. Peki herkes başarısızlıklarından ders çıkarıyor mu? Bu konudaki kanıtlar (bulgular), çoğu insanın hatalardan ve yenilgilerden ders çıkarmakta zorlandığını gösteriyor.

Araştırmacılar Lauren Eskreis-Winkler ve Ayelet Fishbach "Facing Failure" (Başarısızlıkla Yüzleşmek) oyununu geliştirdiler. Oyunu geliştirdiklerinde, insanların başarısızlıktan ne denli ders çıkardığını test etmek. Oyun, çoktan seçmeli soruların birbirini takip eden etaplarından oluşuyor. Önceki etaplardan alınan geri bildirimler sonraki etaplarda daha iyi performans gösterilmesine yardımcı oluyor. Oyunda daha fazla doğru yanıt almak daha fazla para kazanmak anlamına geliyor.

Birçok farklı çalışmada, araştırmacılar insanların oyundaki başarısızlıktan "yetersiz ders çıkardıklarını" tespit etmişlerdir.  İşin ilginç yanı, teşvik edici unsurlar arttıkça dahi insanlar hatalardan ders almamaya devam ediyor.

Katılımcılar, katılım ücretinden %900 daha yüksek bir katılım bonusu kazanma şansına sahip olsalar dahi, katılımcıların başarıya kıyasla başarısızlıktan daha az şey öğrendikleri görülüyor. Bu sonuç başka araştırmalar tarafından da doğrulanmıştır. "Devekuşu etkisi", yatırımcıların piyasa değeri düştüğünde hisse senetlerini kontrol etmeyi bırakma eğilimini açıklıyor - oysa işler iyi gittiğinde bunu zorunlu olarak yapacaklardır. 2012 yılında yapılan bir araştırma, mesleğe yeni başlayanların genellikle olumsuz geri bildirimlerden kaçındığını ortaya koymuştur.

İnsanlar başarısızlıklarından ders çıkarma eğiliminden neden kaçınırlar? Eskreis-Winkler ve Fishbach, Perspectives on Psychological Science tarafından yayınlanan güncel bir makalede bu soruyu araştırdılar. Başarısızlıktan ders çıkarmanın önünde bir dizi duygusal ve bilişsel (zihinsel) engel bulunduğunu tespit eden araştırmacılar, bunların üstesinden gelmek için somut adımlar sunuyorlar.

BAŞARISIZLIK DUYGULARININ ÜSTESINDEN GELMEK

Başarısızlık egomuzu, yani özsaygımızı ve kendimize verdiğimiz önemin metaforik merkezi olan egomuzu zedeler. Başarısız olduğumuzda kendimizi tehdit altında hissederiz ve bu tehdit duygusu savaş ya da kaç tepkisini tetikleyebilir.

Başarısızlık durumunda "savaşmak", görevin önemini tamamen reddetmek, görevde yer alan kişileri eleştirmek ya da karşılaştığınız durumun adaletsizliğini vurgulamak gibi görünebilir. Ancak, "kaçmak" başarısızlığa verilen daha yaygın bir tepki olabilir. Başarısızlıktan kaçtığımızda, kendimizi etkin bir insan olarak görmemizi tehdit eden görevden dikkatimizi ayırırız.

Hallgeir Sjastad, Roy Baumeister ve Michael Ent, 2020 yılında yayınladıkları altı deneyden oluşan bir seride, katılımcıları bilişsel test veya akademik performans konusunda iyi ya da kötü geri bildirim almaları için randomize olarak görevlendirdi. Çalışmada, başarısız olan katılımcıların, gelecekte başarının kendilerini gerçekte olduğundan daha az mutlu edeceğini öngördüklerini ve testlerin hedeflerini reddetme eğiliminde olduklarını buldular. Araştırmacılar bu tür tepkileri tanımlamak için 'ekşi üzüm etkisi' terimini kullanmakta. 

Başarısızlığı ego (benlik) için nasıl daha az tehdit edici hale getirebiliriz? Araştırmalar birkaç öneri sunuyor.

 Eskreis-Winkler ve Fishbach makalelerinde, bir görevi kendiniz üstlenmeden önce diğer insanların başarısızlıklarına bakarak benliğimizi başarısızlıktan mümkün olduğunca uzaklaştırmayı öneriyor. Çalışmalarından birinde, katılımcıların yarısı kendileri oynamadan önce diğer insanların Facing Failure oyunundaki olumsuz sonuçlarından ders almış ve kendi başarısızlıklarına kıyasla bu başarısızlıklardan daha fazla ders çıkarmışlardır. Başka bir deyişle, kayak yapmayı öğrenmek için yola çıktığınızda, pistlere çıkmadan önce yaygın hatalarla ilgili YouTube videolarını izlemeniz yarar sağlayacaktır.

 

Olumsuz duygular sizi engelliyorsa, kendinizle aranıza mesafe koyma tekniklerini denemenizi de öneriyorlar. Bu kişisel deneyiminizi tarafsız üçüncü bir tarafın dış perspektifinden değerlendirmenizi sagliyor.  "Ben neden başarısız oldum?" yerine "Jeremy neden başarısız oldun?" diye sormanızı içeriyor. Bu kulağa sevimsiz gelse de işe yaradığı görülüyor. Amy L. Eva'nın Greater Good kitabında yazdığı üzere:

 

Araştırmalara göre, insanlar zor bir olayı anlatırken üçüncü perspektiften kendilerini değerlendirdiklerinde, tepkilerini daha iyi anlamlandırıyor, daha az duygusal rahatsızlık yaşıyor ve daha az fizyolojik stres belirtisi gösteriyorlar. Uzun vadede, aynı sorunlu olayı haftalar veya aylar sonra hatırladıklarında da daha az tepkisel oluyorlar ve tekrarlayan düşüncelere karşı daha az kırılgan olabiliyorlar. 

Başarısızlık hakkında üçüncü benlik perspectifinden veya başarısızlığa dönüp bakan gelecekteki bir benin bakış açısından yazmak da yardımcı olabilir.

 

İnsanlar utanç duygusundan dolayı kendi başarısızlıklarını saklama eğilimindedir, oysa başarısızlığı bir büyüme hikayesine dönüştürerek başarıya çevirmenin yolları vardır.

Eskreis-Winkler, Fishbach ve Angela Duckworth 2018 ve 2019 yıllarında yaptıkları bir dizi çalışmada, insanlardan iş, fitness veya okul gibi farklı alanlardaki başarısızlıklarını başkaları için ilham verici hikayelere dönüştürmelerini istedi. Bu yaklaşım başarıyı daha da pekiştirdi. Bir başka örnekte. Başarısızlıklarını ortaokul öğrencileriyle paylaşan lise öğrencileri, başarısızlıklarını paylaşmayanlara kıyasla daha iyi notlar aldılar. Ilkokul öğrencilerine tavsiyelerde bulunan ortaokul öğrencileri daha sonra ev ödevlerine daha fazla zaman ayirdıkları görüldü.

Peki yetişkinler bu içgörüleri kendi hayatlarında nasıl uygulayabilir? Örneğin bir yöneticiyseniz hatalarınızı çalışanlarınızla paylaşmayı deneyebilirsiniz. Bu paylaşım çalışanların başarısızlıklarindan ders çıkarmalarına yardımcı olacaktır.

Araştırmalar uzmanların kendi alanlarındaki başarısızlıkları daha iyi tolere edebildiklerini ortaya koymaktadır. Bunun nedeni kısmen geçmişte elde ettikleri başarılar ve adanmislik üzerine kurulu bir geleceğe duydukları inançlarıdır.

2014 yılında yapılan bir deneyde, yedinci sınıf öğretmenleri yapıcı eleştirileri, öğrencilerin sınıfta gösterdikleri başarı ve becerileri hatırlatan teşvik edici notlarla eşleştirerek gelecekte daha iyi notlar almalarını sağlamışlar. 2019'da yapılan bir araştırmaya göre ise öğretmenler de öğrenmeyi amaç haline getirerek başarısızlığı başarıya dönüştürebileceklerini belirtiyor.

Bu içgörü elbette işyerlerinde de uygulanabilir. Yöneticiler, çalışanlarına ne kadar yol kat ettiklerini hatırlatarak ve geri bildirimde bulunarak özgüvenlerini sağlayacak adımlar atabilirler.

Eğer başarısız olursanız, hatalarınız ve yenilgileriniz için üzülmeyi deneyin. Üzüntünün başarısızlık ve kayıplara bir tepki olarak ortaya çıktığını ve bizi deneyimlerimiz üzerinden düşünmeye teşvik etmek için var olduğunu öne süren çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Üzüntü, gelecekte başarılı olmamıza yardımcı olabilecek hafızayı ve muhakeme yeteneğini geliştirdiği görünmektedir. 2014'te yapılan bir araştırmaya göre, çocuklar üzüntü yaşayabilecekleri gelişim aşamasına ulaştıklarında, başarısızlıktan daha fazla şey öğrenme olasığının arttığını gösteriyor.

BAŞARISIZLIĞIN ÖTESINDE DÜŞÜNMEK

Başarısızlığın benliğimize yönelik duygusal meydan okumasının yanısıra bilişsel bir meydan okuma da söz konusudur. Başarısızlıktan elde edilen bilgilerin çözümlenmesi başarılı deneyimlere kıyasla daha zor olabilir. Eskreis-Winkler ve Fishbach, "Başarı bir kazanma stratejisine işaret ederken, başarısızlıktan insanların ne yapmamaları gerektiği sonucunu çıkarmaları gerekir" diye yazıyor.

Kompleks bir 2020 deneyinde, katılımcılara her biri hayali büyük bir başarı, orta derecede bir başarı ve küçük bir başarısızlık içeren kutular sunuluyor. Her bir kutuya yani her bir seçime gerçek para ödülleri eklenmektedir. Başarısızlık daha fazla bilgi içerdiği için, oyun en büyük ödülün başarısızlık senaryosunun seçilmesiyle elde edileceği şeklinde tasarlanmıştır. Başarısızlık daha iyi bilgi içermektedir: " İstatistiksel olarak başarısız kutunun yerini öğrenmek, orta dereceli başarının yerini öğrenmekten daha fazla oyuncunun kazancını artırır, çünkü başarısızlıktan kaçınmayı bilmek daha büyük bir kazancı garanti eder."

Sonuçlar? Katılımcıların üçte biri, hayali başarısızlığın daha iyi bilgiler içerdiğini ve nihayetinde kendilerine daha fazla para kazandıracağını göremedi. Araştırmacılar, "Başarısızlık hayali bir başarısızlık olsa dahi ve benliği tehdit etmese dahi, insanlar başarısızlığın faydalı bilgiler içerdiğini görmekte zorlanıyor" açıklamasında bulundular.

Bu gibi deneylerde neler olup bittiğini görmek çok zor değil: Hepimizin bir görevin zamanımıza ve çabamıza değip değmeyeceği konusunda bir değerlendirme yaparız. Başlangıçtaki başarısızlık, bir görevin yatırım getirisi sağlamayabileceğimize dair bize bir sinyal gönderir; başarı hikayesinin bizimle ilk basta hiçbir ilgisi olmasa bile doğal olarak başarı yönünde ilerleriz. Peki beynimizin başarısızlıktan çıkan derslere daha fazla dikkat etmesini nasıl sağlayabiliriz?

Çoğu zaman kendimize şunu sormamız gerekir: Başarısızlıklarım ileride ödüllendirilmemi sağlayacak mı? Bu nedenle amaç ve adanmışlık, başarısızlıktan ders çıkarmanın önündeki zihinsel engelleri aşmak için önemli unsurlardır. Doktor olmak veya denizciliği öğrenmek gibi uzun vadeli net bir hedef belirlemek, kısa vadeli başarısızlıkları tolere etmemize ve bilgiden kaçınmanın önüne geçmemize yardımcı olabilir.

Eskreis-Winkler ve Fishbach, "Başarısızlığın genellikle önemli bilgiler içermesinin bir başka nedeni daha var: başarısızlık beklentileri bozar" diye yazıyor. İnsanlar neredeyse hiçbir zaman başarısız olma niyetinde değildir, başarısızlık bizi şaşırtabilir, bu da beynimizi uyandırmak gibi iyi bir etkiye sahiptir ve uyanık bir beyin uyurgezer bir beyinden çok daha fazla şey öğrenir. Başarısızlık karşısında şaşkına döndüğünüzde, bu durumu görmezden gelmek yerine dikkatli olmak ve başarısızlıkla yüzleşmek için iyi bir sinyal olarak değerlendirin. Yapılan çok sayıda araştırma, farkındalık pratiği yapmanın, düşünceler ve deneyimler karşısında yargılayıcı olmayan bir farkındalık geliştirmenin başarısızlıktan ders çıkarmanıza yardımcı olabileceğini göstermektedir.

 

/website/assets/images/my1/images/6320b65a2f612__22.png

 

Eskreis-Winkler ve Fishbach göre başarısızlık, başarıya kıyasla daha fazla değerlendirme ve düşünme gerektirdiği için başarısızlığın getirdiği zihinsel yükün mümkün olduğunca azaltılmasını söylüyorlar. Araştırmacılar, Facing Failure oyununun bir versiyonunda, başarısızlıktan alınan derslerin altını çiziyorlar: " Unutmayın: Sorunun sadece iki cevap seçeneği var. Yukarıdaki geri bildirime dayanarak doğru cevabı öğrenebilirsiniz! Bu, başlangıçta seçmediğiniz seçenektir”. Bunu kendinizde kendinize ders notları şeklinde yapabilirsiniz: “Yeterince uzun çalışmadığım için matematik sınavımda başarısız oldum. Bu nedenle, daha uzun çalışmam gerekiyor - en az dört saat!”

 

Zor bir şey yapmayı öğreniyorsanız, önceliği buna vermeniz gerekir diğer daha kolay görevlerden önce. Her seferinde sadece tek bir şey yaparak. Ayrıca sürecte tekrar da fayda sağlayan bir unsurdur. Başka bir deyişle, pratik yaptıkça mükemmele ulaşırsınız ya da en azından yeterince iyi olursunuz.

 

Birçok insan başarısızlığın ardından kendilerine sert davranmaları gerektiğine inanır. Sonuçta başka türlü nasıl büyüyebilirsiniz diye düşünülür. Aslında, son zamanlarda yapılan birçok araştırma, başarısızlığın ardından sevdiğiniz birinin sizinle konuştuğu gibi kendinizle şefkatle konuşursanız gelişme olasılığınızın daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Öz nezaketin yanı sıra, öz şefkatin bahsetmeye değer bir başka boyutu daha vardır: İnsanlık hali. Bu diğer insanlarla olan bağlantımızın ve insan olmanın evrenselliğinin farkındalığıdır. Başarısızlık da bu insani deneyimlerden biridir, çünkü kaçınılmazdır. Cevaplamanız gereken tek gerçek soru, bu deneyimden ne öğrenebileceğinizdir.
/website/assets/images/my1/images/6320b6c465443__23.png
Kendinize sormanız gereken bir soru daha olabilir: başarısızlığınızı kendinize mi saklayacaksınız yoksa başkaları içinde bir derse mi dönüştüreceksiniz? Paylaşım kulağa oldukça korkutucu gelebilir, ancak Eskreis-Winkler ve Fishbach'ın da belirttiği üzere: Başarısızlıktaki bilgi bir kamu malıdır. Paylaşıldığında toplum bundan fayda sağlar."

Çeviren: Dilan Bildirici
Kaynak: https://greatergood.berkeley.edu/article/item/how_to_learn_from_your_failures

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR