602bda0f62d42__21.jpg

Aşırı İç Çekmenin Tehlikeleri

16.02.2021

Elke Vlemincx 


Müzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de (Kuru Gürültü) kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor:

Kadınlar, artık iç çekmeyin, daha fazla iç çekmeyin
Erkekler her zaman aldatır
Denizde bir ayak ve kıyı
Asla bir şeye sabitlenemezler.
Öyleyse iç çekmeyin, bırakın gitsinler,
Sen neşeli ve güzel ol,
Bu tüm hüzün seslerini dönüştürür

William Shakespeare bunu 1600'den önce yazmış olsa da onun kavramsallaştırması günümüzün iç çekiş psikolojisi ile yakından örtüşüyor. Deneysel araştırmalar, insanların zor bir matematik testini çözdüklerinde, üzücü resimlere baktıklarında veya eski bir duyguyu hatırladıklarında daha sık iç çektiklerini gösteriyor. Bu duygu; korkmuş, endişeli veya depresif hissetmek gibi olumsuz duygularla ilgili olabilir ancak sevinç veya arzu gibi olumlu bir duygu ile de ilgili olabilir. İnsanlar kendilerini duygusal hissettiklerinde iç çekerler; örneğin müzik öğrencileri halka açık bir konserden önce endişelendiklerinde daha fazla iç çekerler.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/602bdadfc33b6__22.jpg

Duygusallaştığımızda iç çekeriz çünkü iç çekiş vücutlarımız için bir "sıfırlama düğmesi" işlevi görür. Bilimsel olarak iç çekme, derin bir nefes alma olarak tanımlanır. 1960'lardan bu yana kemirgenlerde ve daha sonra insanlarda yapılan araştırmalar iç çekmenin akciğerleri kritik bir şekilde koruyarak önemli bir işleve hizmet ettiğini gösterdi. İnsanlar her zaman aynı akciğer hacmiyle nefes alsaydı akciğerlerdeki küçük hava keseleri sönerdi. Bu durum akciğerleri sertleştirir ve gerekli oksijen ve karbondioksit değişimini engeller. Sık sık derin bir soluk alma akciğerlerdeki küçük hava keselerini tamamen şişirerek akciğerleri esnek hale getirir ve hava değişimini yeniden sağlar.

Bu "sıfırlama düğmesi" nefesimizi düzenler ve bizi sağlıklı kılar. Aynı zamanda duygusal durumumuz için de faydası vardır. Stresli olduğumuzda kas gerginliği giderek artar ve nefes almamız düzensiz hale gelir. Bu değişiklikler bir iç çekmeyle önlenebilir; iç çekiş solunum kaslarını gerer, vücuttaki kas gerginliğini azaltır, solunum düzensizliğini azaltır ve çok düşük veya yüksek olduğunda oksijen ve karbondioksit seviyelerini düzenler. Bu şekilde iç çekişler bizi fizyolojik olarak sıfırlar ve bu da rahatlama hissine yol açar.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/602bdb43c4e69__23.jpg

Bu nedenle 'bir nefes al' sözü bilimsel bir değere sahiptir. Yapılan bir araştırmada farelere elektrik şoku verilmesi bırakıldığında farelerin iç çekmelerinin arttığını gösterdi. İnsanlarda da benzer bir etki bulundu: Katılımcılar yüksek ve stresli sese maruz bırakıldıktan sonra ses kesildiğinde daha fazla iç çektiler. Ayrıca yapılan araştırmalar iç çekmenin sadece rahatladıktan sonra gerçekleşmediğini de gösteriyor: Ayrıca İç çekmek rahatlamaya yol açar. Bu nedenle duygusallaştığımızda iç çekiyormuşuz gibi görünüyor çünkü bu durum nefes alıp vermemizi sıfırlar, kas gerginliğini azaltır. Böylece rahatlama gerçekleşir ve bu rahatlama duygularımızı yönetmemize yardımcı olur.

İç çekmenin pek çok faydası var gibi göründüğü için bilinçli olarak sürekli derin bir nefes almanın iyi bir fikir olup olmadığını merak edebilirsiniz. Yukarıda açıklanan iç çekişlerin sıfırlama etkileri çoğunlukla kendiliğinden iç çekmeler için geçerlidir ve fizyolojik veya duygusal durumumuz tarafından otomatik olarak ortaya çıkarlar. Talep üzerine derin bir nefes almak aynı etkiye sahip değildir. Örneğin bir çalışmada katılımcılardan zor bir matematik görevinin hemen ardından derin bir nefes almalarını istedik ve ayrıca aldıkları anlık iç çekmeler kaydedildi. Talep üzerine derin nefes almanın aslında vücuttaki stresin iyileşmesini kolaylaştırmaktan çok engellediği görüldü. Bu tür bir nefes, spontan bir iç çekmenin yaptığı gibi kas gerginliğini azaltmaz ve aynı fizyolojik rahatlamayı da sağlamaz.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/602bdba11e862__24.jpg

Araştırmanın başka bir versiyonunda katılımcılardan bu zor matematik görevinden sonra kendilerine istedikleri zaman derin bir nefes almalarını söyledik. Bu durumda derin nefes almanın yardımı oldu ve bir miktar psikolojik rahatlama sağladı. Bu tespit başka araştırmalarla da destekleniyor. Bir çalışmada bir dizi derin nefes almanın sigarayı bırakma sırasında olumsuz duyguları ve sigara özlemini azalttığı görüldü. Özetle söylemek gerekirse yoga hocanız, en iyi arkadaşınız ya da motivasyonel kahve fincanınız: 'Derin bir nefes al' diyorsa ve şöyle düşünebilirsiniz: Kulağa hoş geliyor, bir tane iyiyse daha fazla nefes alayım. Ancak ihtiyaç duymuyorsanız bu da tamamen normal.

Üstelik çok sık iç çektiğinizi fark ediyorsanız bu bir sorun olabilir zira her şeyin fazlası zarardır. Sağlıklı bir akciğer için ara sıra kendiliğinden bir iç çekme gerekli olmasına ve stres ya da olumsuz duygularla baş etmemize yardımcı olmasına rağmen bu yararlı etkiler iç çekmenin aşırı hale gelmesiyle ortadan kalkabilir. Kronik kaygı, panik bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konan kişiler sıklıkla aşırı derecede iç çeker. Çok sık iç çekme romatoid artritli kişilerde depresif semptomlarla da ilişkilidir. Bunun nedeni iç çekmenin kısa vadeli rahatlatıcı etkileri olabilir. Eğer birisi, çoğu zaman bilinçsiz olarak iç çekmenin duygusal rahatlama getirdiğini öğrenirse, o zaman bu davranış güçlenir ve bunu daha sık yaparlar.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/602bdbd435905__25.jpg

Bir kişi sağlıklı bir oksijen-karbondioksit dengesini koruduğu sürece bu durum sorun değildir. Ancak insanlar aşırı iç çektiklerinde hiperventilasyon gibi vücutta kronik olarak düşük karbondioksit seviyelerine sahip olma riski taşırlar. Bu hal vücutta baş dönmesi, çarpıntı, anksiyete, nefes darlığı ve ağrı gibi yaygın semptomlara neden olur. Bu şekilde bir iç çekmenin kısa vadeli rahatlatıcı etkileri bazen daha fazla iç çekmeyi teşvik eder ve bu da insanların rahatlatmaya çalıştıkları semptomları sürdürmelerine neden olabilir.

 

Sık sık iç çeken insanların bunu yaptığının çoğunlukla farkında olmadığı görülmekte. Çoğu zaman bu kişilere eşleri veya meslektaşları sık sık iç geçirdiklerini söyler. Sosyal ortamlarda iç çekmenin bir iletişim işlevi olup olmadığı bir sorudur: Bu iç çekmeler biz farkında olmasak bile sıkıntı işareti ya da başka birine nasıl hissettiğimizi ifade etme girişimleri olabilir mi?

 

Ayrıca aşırı iç çekmenin kronik hastalık veya psikolojik rahatsızlığın belirtileri olup olmadığını anlamak önemlidir. Durum böyleyse insanlar daha az sıklıkta iç çekmeleri, nefeslerini ve psikolojilerini daha sağlıklı seviyelere getirmeleri için harekete geçebilirler. İç çekişin gizemleri söz konusu olduğunda sadece buzdağının ucu görülmekte. 18. yüzyıl yazarı Antoine Bret, "Aşkın ilk iç çekişi bilgeliğin sonuncusudur" der. Umalım ki iç çekme bilimi gelecek yıllarda iç çekişin bilgeliğini geliştirsin.

 

Kaynak : www.psyche.co

Çeviren: Uzman Klinik Psikolog Rabia Yavuz

Eposta: rabia.yavuz@gmail.com
Instagram: @klinikpsikolograbiayavuz


 

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR