6762f2f0acd15__humanity.jpg

Herhangi Birisinin İçindeki İnsanlığı Görebilmek

18.12.2024

Scott Shigeoka

Bir tür 'derin merak' pratiği yapmak, 'diğer tarafta' olsalar bile kendinizle ve başkalarıyla bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri'nde ülke çapında bir yolculuğa çıktığımda amacım Ulusal Parkları gezmek ya da plajda uzaktan çalışmak değildi. Bunun yerine amacım, yetişkin hayatımın çoğunu geçirdiğim San Francisco'nun liberal kalesinde normalde karşılaşmayacağım insanlarla tanışmaktı. 12 ay boyunca yenilenmiş Prius'umda yaşadım ve Planet Fitness'ta duş aldım. Minnesota'da bir Trump mitingine, Katolik rahibelerin ve Y kuşağının birlikte yaşadığı bir manastıra ve Appalachia kırsalında küçük bir kasabaya gittim. Bazı arkadaşlar bu süreçteki planlarımı duyduklarında güvenliğim için endişelendiklerini söylediler. Hatta bıçak ve biber gazı getirmem için beni teşvik ettiler.

Sahip olduğum stereotipler, yaşadığım gerçek kişisel deneyimlerden kaynaklanmıyordu. Sosyal medya ve haberlerden ya da inançları benimkilerini şekillendiren başkalarıyla yaptığım sohbetlerden güç alıyorlardı. Yola çıkmak ve benden farklı insanlarla ilk elden deneyimler yaşamak, görüşlerime daha fazla nüans ve karmaşıklık getirdi. Bariz olanı fark etmeye başladım: 'Trump seçmenleri' veya 'Katolik rahibeler' gibi şemsiye gruplarda benzersiz bireylerden oluşan bir yelpaze var. Ve kişisel düzeyde bulduğum şey, psikoloji araştırmalarının gösterdiği şeydi: Bizden farklı olan insanlarla ne kadar çok temas kurar ve onları eşsiz insanlar olarak görürsek, onlar tarafından o kadar az tehdit edilmiş hissederiz. Birbirine zıt görüşlere veya hayat hikayelerine sahip olsak bile ortak bir zemin ve paylaşılan bir insanlık bulabiliriz.

Son on yıldır Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'ne bağlı Greater Good Bilim Merkezi gibi kurumlarda bu soruları araştırıyorum. Bu nedenle 12 aylık bir yolculuğa çıktım. Araştırmaya dayalı bu keşiflere öncülük etmek, başkalarıyla nasıl daha güçlü ve olumlu ilişkiler kurabileceğimizi anlama arzumun bir parçası olarak da bu konuda bir kitap bile yazdım.

Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, daha iyi ilişkiler kurabilmemizin bir yolunun- siyasi veya sosyal farklılıklar arasında bile- 'derin merak' dediğim şeyi uygulamak olduğunu öğrendim. Ben bunu 'bağlantı ve dönüşüme yol açan bir anlam arayışı' olarak tanımlıyorum. Bahsettiğim merak türü, bu terimin sıkça bahsedildiği dar anlamından farklıdır. İnsanlar merakı genellikle ilgi duydukları yeni konuları araştırmak ya da bir sonraki tatillerinde nereye gideceklerini bulmak için kullanmayı düşünürler. Bu tür bir merak önemli olsa da, sadece yüzeyi ilgilendirir. Ben bu versiyona 'sığ merak' diyorum çünkü bu şekliyle sadece yüzeyde kalıyorsunuz.

En derin seviyelerinde merak, bize davet saati için bilgilendirici anekdotlar vermekten çok daha fazlasını yapma gücüne sahiptir. Kalplerimizi ve ruhlarımızı harekete geçirebilir, anlamlı bir bağlantı ve dönüşüm için bir güç haline gelebilir. Kendimizle ve birbirimizle olan ilişkilerimizi güçlendirebilir, anlaşmazlıkları daha iyi yönetmemize, onlarca yıllık evlilikleri canlandırmamıza veya geçmişteki acı veya travmalardan iyileşmemize yardımcı olabilir. Bizi nüans ve sürpriz içeren sorular sormaya davet eder. “Para kazanmak için ne yapmalıyım?” yerine, kendimize şu soruyu sormamızı ister: “Beni gerçekten canlı hissettiren nedir? Birine “Demokrat mısın, Cumhuriyetçi mi?” diye sormak yerine, “Hangi değerlere önem veriyorsun?” diye sormamız için bize ilham verir: “Senin için hangi değerler önemli? “Atalarım nereden geldi?” yerine kendinize şunu sorabilirsiniz: “Hayatım boyunca güzel olanla nasıl bağlantıda kalabilirim?”.

/website/assets/images/my1/images/6762f58715977__connection.jpg

Sizden farklı siyasi perspektiflere sahip olan veya sizinkiyle çatışıyor gibi görünen bir kimliğe sahip olan insanları reddetmek veya yargılamak yerine, derin bir merak uygulayarak, gerçek bir ilgi, alçakgönüllülük, anlayış ve ortak insanlık duygusu geliştirebilirsiniz. Bunu yaparsanız aileleriniz, eşleriniz, çocuklarınız, arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız, komşularınız ve yabancılarla olan ilişkilerinizde iyileşmeler görmeye başlayacağınızı keşfettim. Derin merakı kendinize davranış biçiminizi iyileştirmek için bile kullanabilirsiniz.

Derin merak sadece sahip olduğunuz ya da olmadığınız bir şey değildir. Daha çok bir kas gibidir, onu çalıştırdığınızda güçlenen bir şeydir. Onu ne kadar çok kullanırsak, faydalarını da o kadar çok görürüz. Sadece bağlantı kurmamıza yardımcı olmakla kalmaz, psikolojik araştırmalar aynı zamanda merak pratiği yapmanın bizi daha sevilebilir, daha iyi liderler yaptığını, kaygı ve korkuyu azalttığını gösterir. Bu yüzden birçok terapist bunu bir araç olarak kullanır.

Seek (2023) adlı kitabımda bir yıl süren yolculuğumdan hikayeler ve derin merakla ilgili içgörüler var, ancak aynı zamanda insanlara bu kası çalıştırmak için 'DIVE' modeli adını verdiğim bir program sunuyorum.
DIVE Modeli
- (Detach) Ayrılın: Varsayımlarınızı, önyargılarınızı ve kesinlik içeren söylemlerinizi bırakın.
- (Intend) Niyet edin: Zihniyetinizi ve ortamınızı hazırlayın.
- (Value) Değer verin: Kendiniz de dahil olmak üzere her insanın saygınlığını görün.
- (Embrace) Kucaklayın: Hayatınızdaki zor zamanları hoş karşılayın.

Bu Ruhsal Kılavuz (Psyche Guide)'da bu adımların her birinde size yol göstereceğim. Umarım bir sonraki ilk randevunuzda ya da ortaklığınızı derinlemesine incelerken derin merakı daha rahat uygulayabilir; bir seçim döngüsü sırasında yemek masasındaki konuşmaları daha kolay yönlendirebilir ya da sizi endişelendiren hararetli bir iş toplantısını atlatabilirsiniz.

Ne Yapmalı?
• (Detach) Ayrılın: Varsayımlarınızı, önyargılarınızı ve kesinlik içeren söylemlerinizi bırakın

Herkes varsayımlarda bulunur, önyargılar taşır ve kesin olarak inanır. Bunlar, dünyayı anlamlandırmamıza yardımcı olan ve bize güven veren duyguları sağlayan kısayollardır. Dolayısıyla bunlardan kurtulmak, kendiniz, başkaları ve etrafınızdaki dünya hakkında doğru olduğunu düşündüğünüz şeyleri öğrenmemeyi içerir. Bu, derin bir meraka erişmenize ve diğer insanları algılama ve onlarla etkileşim kurma şeklinizi değiştirmenize yardımcı olacaktır.

/website/assets/images/my1/images/6762f8156c854__6011.jpg

İşte size ayrılmanıza yardımcı olacak bir egzersiz:
▪ Bahçe Salatası Etkisi

İnsanlar bazen Amerika Birleşik Devletleri gibi çeşitliliğe sahip bir ülkenin kültür için bir 'erime potası' olduğunu söyler, ancak bu metafor herkesin kimliklerinin aynılıktan oluşan büyük bir güveçte harmanlandığını düşündürür. Ben bunun yerine, her türlü sebzeyle dolu olan ve bir araya getirildiğinde ağzınızda dinamik bir lezzet ve doku patlaması yaratan bir 'bahçe salatası' metaforunu tercih ediyorum. Bir bahçe salatası, her bir malzemenin (ya da bu durumda kişinin) benzersizliğini onurlandırırken, aynı zamanda hepsini bir araya getirmenin bütünü parçalarının toplamından daha iyi hale getirdiğini de kabul eder.

Metaforlar bir yana, insanları grup üyeliklerinden ziyade birey olarak görmenin önyargılarımızdan kurtulmamıza yardımcı olabileceğine dair kanıtlar var- tesadüfe bakın ki bunu yapmanın bir yolu da sebzeler hakkında konuşmak. 😊

Psikolog Mary Wheeler ve Susan Fiske, beyin tarayıcısında (MR) yatan beyaz katılımcılardan siyahi yüzlere bakmalarını ve onları yaşlarına göre (21 yaşından büyük olup olmamalarına göre) sıralamalarını istediklerinde, katılımcıların amigdalalarında - beyinde korku ve tehdit duygularıyla ilişkili bir çift yapı - aktivitenin arttığını gördüler. Wheeler ve Fiske bunu grup kimliği açısından düşünmenin etkisine bağlıyor. Buna karşılık, beyaz katılımcılardan fotoğraflardaki insanların belirli bir sebze türünü (brokoli ya da havuç) tercih edip etmediklerini hayal etmelerini istediklerinde, amigdalalarında aynı artış görülmedi. Araştırmacılar bunun nedeninin, katılımcıların artık her yüzü yekpare bir grubun üyesi olarak değil, kendi zevkleri olan bir birey olarak görmeleri olduğunu düşünüyor.

Uygulama:
Sizden farklı biriyle tanıştığınızda veya onu tanıdığınızda, hangi sebzeyi tercih ettiği gibi belirli bir şeyi öğrenerek onu bireyselleştirmeye çalışın. Brokoli mi yoksa havuç mu seviyorlar? (Benim için havuç.) Unutmayın, hangi insanlara karşı bilinçsiz önyargılara sahip olduğunuzu veya birinin parçası olduğu tüm grupları bilmeniz pek olası değildir, bu nedenle bunu tanıştığınız her yeni kişiyle genel bir uygulama haline getirmek iyi bir fikirdir.

Bunun canlı bir sohbette gerçekleşmesi gerekmez- bir iş konferansında birine sebze tercihlerini sormak garip olabilir (inanın bana, denedim). Biriyle tanışmadan önce bile hayal gücünüzü kullanarak, daha çok brokoli mi yoksa havuç türü bir insan mı olduğunu merak ederek onu bireyselleştirebilirsiniz. Aslında haklı olup olmamanız önemli değildir. Önemli olan, onları benzersiz kılan belirli tuhaflıkları veya özellikleri olan bir birey olarak görmektir.

/website/assets/images/my1/images/6762f85207c74__insanlik.jpg

Ben buna bahçe salatası etkisi diyorum, ancak sebzelere bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Onlara sahil ya da dağ gibi diğer tercihlerini ya da daha çok sabah insanı mı yoksa gece kuşu mu olduklarını da sorabilirsiniz. Pasif sosyal kimliklerine odaklanan (örneğin, “benden büyük mü yoksa küçük mü?”) ya da örneğin müzik türleri gibi kültürel stereotipleri tetikleyebilecek sorulardan kaçınmaya çalışın.

Bahçe salatası etkisinin bir versiyonunu daha önce ilk mitingimde kullandığımı hatırlıyorum. Katılımcılara köpek ya da kedi sevip sevmediklerini ve evlerinde evcil hayvan olup olmadığını sormuştum. Bu, grup stereotiplerinin ötesine bakmama ve çoğumuzun paylaştığı bir ortaklığı görmeme yardımcı oldu: hayvan sevgimiz.

• (Intend) Niyet edin: Zihninizi ve ortamınızı hazırlayın
Niyet, derin merak pratiğinizde gelişigüzel olmak yerine kasıtlı olmak anlamına gelir. Bu, örneğin bir sohbette sorabileceğiniz soruları önceden düşünerek veya bir çatışma anında nasıl açık fikirli kalacağınızı gözünüzde canlandırarak doğru zihniyeti hazırlamayı içerir. Ortam açısından, aynı zamanda güvenlik hissini ve kolay, derin dinlemeyi teşvik eden fiziksel bir alan belirlemekle de ilgilidir; örneğin, gürültülü, halka açık bir yer yerine dikkat dağıtıcı unsurların az olduğu veya hiç olmadığı özel bir alan gibi.
Bu tür bir hazırlık; ilk buluşma, gergin bir iş toplantısı veya siyasetin kesinlikle gündeme geleceği bir aile toplantısı gibi derin merakın size yardımcı olabileceği bir duruma girmeden önce bile size yardımcı olabilir. Niyetle ileriyi düşünmek sizi daha başarılı ve daha az stresli olması muhtemel meraklı bir karşılaşmaya hazırlar.
İşte daha fazla niyetle derin merak pratiği yapmanıza yardımcı olacak bir egzersiz:

▪ Kendinizi meraklı olarak hayal edin
Profesyonel spor koçları ve psikologlar sıklıkla 'zihinsel prova'nın öneminden bahsederler- bir oyundan önce kendinizi iyi yaptığınızı gözünüzde canlandırmanın performansınızı artıracağı fikri. Hayal gücünü bu şekilde kullanmak gerçek bir fark yaratabilir. Psikolog L Verdelle Clark bunu 1960'larda basketbolda tek elle faul atışları bağlamında göstermiştir. Araştırmacı iki grubu karşılaştırmıştır: bir grup 14 okul günü boyunca atışları fiziksel olarak çalışmış, diğer grup ise aynı süreyi aynı sayıda atış yaptıklarını hayal ederek geçirmiştir. Grupların şut isabet oranı alıştırma döneminden sonra öncesiyle karşılaştırıldığında, zihinsel alıştırma yapan grubun neredeyse fiziksel alıştırma yapan grup kadar iyileştiği görülmüştür (önceki deneyime bağlı olarak ortalama yüzde 15 ila 26 arasında iyileşme). Bu ufuk açıcı çalışmadan bu yana benzer sonuçlar beyzbol ve jimnastik gibi farklı spor dallarında da tekrarlanmıştır.

 

Tıpkı bir arkadaşınızın düğününde ya da bir şirket etkinliğinde yapacağınız konuşmayı birkaç kez prova etmeniz gibi, meraklı karşılaşmaları kafanızda canlandırmak için zaman ayırmanız da iyi geçme olasılığını artıracaktır. Zihninizde canlandırın: Ne tür sorular soruyorsunuz? Karşılaşmadan önce zihninizi ve bedeninizi nasıl besliyorsunuz? Konuşma nerede gerçekleşecek?
Örneğin, bir yöneticinin hararetli geçmesini beklediği bir ekip toplantısına nasıl katılacağını gözünde canlandırmak için kendisine birkaç dakika verdiğini düşünün. Soracağı sorular hakkında düşünebilir, örneğin “herkes için hangi duygular ortaya çıkıyor?” ve “ne tür bir destek sizin ve bizim için yararlı olur? Görselleştirme, görüşmeden önce iyi yemek yemesi ve uyuması gerektiğini fark etmesine yardımcı olabilir (kulağa sağduyu gibi geliyor ama imgeleme olmadan bu niyetle hareket etmeyebilirdi) ve ayrıca toplantının yerini genellikle ekip toplantılarını yaptıkları yerden ziyade ofiste daha özel bir yere değiştirmesi gerektiğini fark edebilir.

 

Kendi görselleştirmelerinizi planlarken daha fazla destek almak için, özellikle de sizin için yeniyse, uygulamanın nasıl işlediğine dair size rehberlik edecek bir ses kaydı oluşturun.

Bir uyarı: Zihnin gözündeki imgeleri görme yeteneğini etkileyen bir durum olan afantazinin (imgeleri görselleştirememe) çvarlığını kabul ediyorum. Eğer bu sizseniz, endişelenmeyin. Senaryoyu kafanızda hayal etmek yerine, tıpkı bir senaristin bir sahnede iki karakter arasındaki diyaloğu yazması yazabilirsiniz.

• (Value) Değer: Kendiniz de dahil olmak üzere her insanın saygınlığını görün
Değer vermek, kendiniz de dahil olmak üzere tüm insanların doğasında var olan haysiyeti görmektir. Derin merakı uygulamak, ne yapmış olurlarsa olsunlar ya da onlar hakkında ne hissediyor olursanız olun, her bir insanın insanlığını kabul etmektir. Nokta. Başkalarının doğal değerini onurlandırana ve onları yaşamları, aileleri, sevinçleri, mücadeleleri, işleri, kişilikleri, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler olan karmaşık varlıklar olarak görmeye çalışana kadar, derin meraka erişemeyiz.

Birine değer verdiğinizde, mesafe yerine bağlantı ve yargılama yerine anlayış yolunu seçersiniz. Örneğin, bir arkadaşınız size bir davetiye göndermediğinde ne hissettiğinizi keşfederek ve ardından endişelerinizi onunla paylaşarak kendinize değer verirsiniz. Arkadaşınıza, incinmişliğiniz ve acınız nedeniyle “pislik” demeyerek, duygularınıza yanıt vermesi için ona bir şans tanıyacak kadar saygı duyarak değer verirsiniz.

Bunu okurken muhtemelen başınızı sallayarak onaylıyorsunuzdur. Elbette birçoğumuz kendimizi başkalarını zaten tam ve bütün olarak gören insanlar olarak görmeyi seviyoruz. Ancak konu otoyolda önünüzü kesen o pislik, yürüyen bir mikro saldırgan olan o iş arkadaşı, şu siyasi adaya oy veren kişi ya da hata yaptığımızda kendimize sert davranmak olduğunda -dürüst olursak- onlara ve kendimize değer verme pratiği yapmak çok daha zordur.

Değer verme pratiği yapmanın bir yolu da şudur:
▪ Yönelmek ve uzaklaşmamak
Evli psikologlar John Gottman ve Julie Schwartz Gottman onlarca yıldır nasıl daha iyi sevilebileceği sorusunu araştırıyorlar. Araştırmaya dayalı uygulamalar ve programlar aracılığıyla ilişkileri güçlendirmeye adanmış Gottman Enstitüsü'nü kurdular. Evlilikleri daha uzun, daha sağlıklı ve daha mutlu kılan nedir? Gottman'ların bulduğu temel cevaplardan biri, partnerinizin ilginize yönelik 'tekliflerine' karşılık vererek ona değer vermenizdir. Araştırmalarında, bu teklifler genellikle akşam yemeğinde ne pişirileceğini veya eşlerinin hangi kitabı okuduğunu sormak gibi bir soru şeklindeydi. Diğer örnekler şunlardır: “haftan nasıl geçiyor?” ya da “şu çakalı gördün mü? Çalışmadan altı yıl sonra hala evli olan çiftlerin bu tekliflere 'yönelme' olasılığı daha yüksekti, yani teklifi alan eş “Akşam yemeğinde somon pişirmeye ne dersin?” veya “Richard Powers'ın The Overstory kitabını okuyorum ve gerçekten çok hoşuma gidiyor!” gibi bir yanıt veriyordu.

En önemlisi, dikkat çekmek için bir teklife yönelmek için bunun farkında olmanız gerekir. Bu, size bir soru soran ya da bir şeye işaret eden birine karşı dikkatli ve özenli olmanızı gerektirir. Örneğin, partneriniz “Yemeğin tadı nasıldı?” diye sorduğunda siz telefonunuza dalmışsanız, dikkatinizi çekmek için bir teklifte bulunduğunu kabul etmeyeceksiniz. Partneriniz “Nasıl görünüyorum?” diye sorduğunda, aklınız hemen onun güvensizliğine ya da iltifat beklediğine dair bir yargıya gidiyorsa, ona yönelme şeklinizi bulandırabilirsiniz.

Önem verdiğimiz insanlara yönelmek onların gözümüzdeki değerini teyit eder. Birinin önemli olduğuna dair inancımızı bu şekilde davranışa dönüştürürüz. Partneriniz dikkatinizi çekmek için bir teklifte bulunduğunda ona değer vererek, ona karşı meraklı davranmış olursunuz.

Başkalarına yönelmenin daha güçlü ilişkilere yol açabileceğine dair kanıtlar Gottman'ların romantik ilişkiler üzerine yaptığı öncü araştırmalardan geliyor olabilir, ancak iş arkadaşlarından komşulara veya arkadaşlardan aileye kadar diğer bağlantılara da uygulanabilir. Bir arkadaşınız size modayla ilgili bir şeyden bahsederek dikkat çekmeye çalıştığında- konuyla ilgilenmiyor olsanız bile- ona doğru dönün. Onlara bu konuda neyi ilginç bulduklarını sorun. Ya da bir meslektaşınızla bir projenin nasıl ele alınacağı konusunda fikir ayrılığına düştüğünüzde, kendi bakış açınızı savunmak yerine merak etmeye başlayın ve “bana kendi bakış açınızdan biraz daha bahsedin” deyin. Bu anları, gündeme getirdikleri konudan ziyade, merak ettiğiniz kişi hakkında daha fazla şey öğrenmek için bir fırsat olarak görün. Fierce Conversations (2002) kitabının yazarı Susan Scott'ın sözleriyle: “Sohbet ilişki hakkında değildir. Konuşmanın kendisi ilişkidir.”

• (Embrace) Kucaklamak: Hayatınızdaki zor zamanları hoş karşılamak
Derin merak geliştirme programının son bölümü özellikle kendinize yönelik olan korktuğunuz veya sizi zorlayan şeylere doğru hareket etmeyi içerir. Bu genellikle; kariyer değişikliği, yeni bir ev, ailenin genişlemesi veya kayıp gibi bir değişim anında olur. Rahatsızlık, korku, endişe veya acıyı uzaklaştırmaya çalışmak yerine, bunların nereden geldiğini ve size ne öğreteceklerini merak etmeye çalışın.

Bunu olumsuz duyguları bastırarak veya her şey yolundaymış gibi davranarak yapmayın. Bunun yerine, iyisiyle kötüsüyle her şeyi kucaklayın ve ardından gelecek değişim olasılığına yer bırakın.

Örneğin, keder yaşadığınızda, o kişinin mirası ve onunla paylaştığınız değerli anılar üzerine düşünebilirsiniz. Ancak bu kişi artık yanınızda olmadığı için hissettiğiniz öfke ve üzüntüyü onurlandırmak ya da onunla yaşadığınız ve kederinizi karmaşık hale getiren geçmiş deneyimleri fark etmek için de alan yaratabilirsiniz.
İşte size kucaklamanın bir yolu:

▪ Quicksanding - Bataklık
Google'da “Bataklıkta nasıl hayatta kalabilirim?” sorusuna verdiğim yanıtların başında biyolog ve vahşi doğada hayatta kalma rehberi Hazen Audel'in bir videosu vardı. Tavsiyesi neydi biliyor musunuz: Panik yapmayın. Söylemesi yapmaktan kolay, biliyorum ama bataklıkta debelenip korktuğunuzda, bu sizi daha fazla ve daha hızlı batıracaktır.
Yapmanız gereken ikinci şey ise; zihninizde değil, bedeninizde kalmak. Bataklık tarafından yutulmak üzere olduğunuzu düşünebilirsiniz, ancak fizik kanunları sayesinde bu imkansızdır (eğer kafa üstü düşmezseniz tabii). Bataklığın kil, tuz ve su karışımının yoğunluğu insan vücudunun yoğunluğunu aşar. Bunun yerine, bataklıkta derin bir nefes alın ve göğsünüzün yükselip alçaldığını gözlemleyin. Yavaşlayarak ve zihniniz yerine bedeninize odaklanarak, kaçışınızı gerçekleştirmek için duygularınızı daha iyi düzenleyeceksiniz.

Kulağa mantığa aykırı ve korkutucu gelen son adım da geriye yaslanmak. Başınız hala yüzeyin üzerindeyken bacaklarınızı yavaşça ileri geri tekmelerken bunu yapmak zemini sarsacak ve bacaklarınızın daha rahat hareket etmesi için bir cep oluşturacaktır. Sonunda, iyi dostumuz kaldırma kuvveti sayesinde bacaklarınız yüzeye doğru fırlayacaktır. Bu, sağlam zemine ve güvenliğe doğru yüzmenizi sağlayacaktır.

Daha iyi bağlanmakla ilgili bir makalede neden bataklıktan bahsettiğimi merak ediyor olabilirsiniz. Her ne kadar çok az insan vahşi doğada bataklıkla karşılaşacak olsa da, bu mantıksız korkudan ilham alan internet tavşan deliği aslında derin merakla ilgili bir içgörüye yol açıyor: Bir krizle uğraşırken- örneğin iş yoğunluğu nedeniyle kendinizi ağırlaşmış hissettiğinizde veya çocuklarınıza ya da yaşlanan bir ebeveyne bakmanın sorumluluklarından dolayı stres altında olduğunuzda- sıkışmış hissedebilir, korkabilir ve pes edebilirsiniz. Hatta tepkisel veya dürtüsel kararlar alabilir, bunalmışlık içinde yolunuzu bulmaya çalışırken bocalayabilirsiniz. Tıpkı bataklıkta olduğu gibi, bu tepkilerden herhangi biri işleri daha da kötüleştirir. Sizi strese, felce veya korkuya daha da batırır. Bu şekilde tepki vermek, anlaşılabilir olsa da, sizi bu anı kucaklamaktan ve mevcut kalmaktan uzaklaştırır, sizin ve başkalarının bu durumda nasıl hissettiğine dair derin bir merak duymanızı engeller.

Bu anlarda, benim batmazlık dediğim şeyi uygulayarak yavaşlamak önemlidir. Tıpkı gerçek bir bataklığa düştüğünüzde yapacağınız gibi, bir an durun ve nefesinize odaklanarak ve mümkün olduğunca yüzer hale gelerek bedeninize girin. Ardından, yavaş bir yürüyüşe çıkmak veya tüm vücudunuzu kullanarak en sevdiğiniz şarkıda yavaşça dans etmek gibi yavaş ve bilinçli hareket etme yolları bulun.

Hareket Etmek
Hareket, terapistler ve koçlar tarafından çokça tavsiye edilen bir şeydir, ancak çok azımız stres veya bunalıma neden olan bir an yaşadığımızda hareket etmeyi tercih ederiz. Bunun yerine, ev işlerini daha hızlı yapmaya çalışarak, daha çok ve daha geç çalışarak veya arka arkaya aramalarla programımızı yığarak duygularımızın yoğunluğuna uyma eğilimindeyiz. Beynimizin varsayılan ayarı, ateşi kendi ateşimizle daha fazla yenmenin galip gelmemize yardımcı olacağına inanmaktır. Ancak bu sadece stresinizi artırır ve sizi daha fazla yıpratır, kendi ihtiyaçlarınızdan ve çevrenizdeki insanlardan koparır. Hükmetmenin ve savaşmanın kazanmaya eşit olduğu bir kültürde yaşıyoruz, bu nedenle çoğumuzun eğiliminin bu olması son derece mantıklı. Ancak, gerçekten kazanmak için, geçici olarak geri çekilmeyi başarı için bir strateji olarak görmeliyiz.
Araştırmalar da bunu destekliyor: yavaşlamak kortizol ve stres seviyenizi düşürüyor ve kriz zamanlarında bile sizi rahatlatıyor. Araştırmalar ayrıca yavaşlamanın karar verme sürecimize daha fazla netlik kazandırdığını, daha fazla mevcut olmanızı, deneyimlerinizde daha fazla anlam bulmanızı ve başkalarıyla daha derin bir bağ kurmanızı sağladığını ortaya koymuştur.

Merakımı Trump seçmenleri veya Katolik rahibelerle pratik etmek için ülkenin bir ucundan diğer ucuna gittiğimde, sahip olduğum klişeleri nasıl yıkabileceğimi görmek ve birbirimizin kişisel hikayelerini öğrenebileceğimiz sohbetlere yol açmak için konfor alanımın çok dışına çıktım. Ancak seyahatten eve döndüğümde, aynı uygulamaların en yakınımdaki insanlar için de geçerli olduğunu ve aslında derin merakın hayatlarımız için en önemli yol arkadaşı olduğunu fark ettim. Hepimiz ailemize, arkadaşlarımıza, iş arkadaşlarımıza, komşularımıza ve hatta her gün karşılaştığımız yabancılara olan ilgi ve sevgimizi derinleştirmek isteriz. Merak, bu ilişkileri nasıl güçlendirebileceğimiz ve hayatlarımızda yeni bir anlam yaratabileceğimiz konusunda karşılaştığım en iyi fikir. Merak; kendimiz ve başkaları hakkında yeni şeyler öğrenmemizin bir yoludur. Kendimizi onlara daha yakın hissetmenin ve onların bakış açılarını anlamanın bir yoludur. Ve merak sadece başkalarını görmemizin bir yolu değil, aynı zamanda görülmemizin de kapısıdır. Başkalarının kim olduğumuzu, neyi savunduğumuzu ve kim olduğumuzu şekillendiren hikayeleri bilmesi için…

Bu Rehberdeki alıştırmalar Seek kitabımda bulacaklarınızın bir örneğidir, ancak kitabın tamamı bile sizi sadece bir yere kadar götürecektir. Derin merak yaşam boyu süren bir bağlılıktır ve kendi uygulamalarınızı bulabilmeniz için üreticilik gerektirir. Meraka bağlılık, daha fazla okumaya devam etmek ve onu nasıl daha da ileri götürebileceğinize dair yeni fikirler keşfetmek anlamına gelir. Cesur olmayı ve bunu kendinizle veya başkalarıyla denemeyi gerektirir. Bunu yaparsanız, hayatınıza çok daha fazla tatmin ve zenginlik getireceğinizden eminim.

Şimdilik, yolculuğunuza başlarken sizi Rûmî'ye atfedilen bir sözle baş başa bırakıyorum: 'Aradığın seni arayandır.” Merakın, sizi hayatta aradığınız her şeye yaklaştıran bir yol arkadaşı olarak her zaman yanınızda olduğunu unutmayın.

Önemli Noktalar
1.​  Derin merak pratiği kendinizle ve başkalarıyla bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir. Bu sadece entelektüel bir şey değildir; kalbinizi ve ruhunuzu harekete geçirecek şekilde anlayış aramakla ilgilidir.

2.​ Varsayımlarınızı, önyargılarınızı ve kesinliğinizi bırakın. Derin merak, kendinizi genellikle güvendiğiniz zihinsel kestirme yollardan ayırmakla başlayarak güçlendirebileceğiniz bir kastır.

3.​ Zihniyetinizi ve ortamınızı hazırlayın. Sosyal durumlarda nasıl davranacağınızı ve konuşacağınızı önceden planlamak, derin merakı daha büyük bir niyetle uygulamanıza yardımcı olabilir.

4.​ Kendiniz de dahil olmak üzere her insanın saygınlığını görün. Bunu yapmanın bir yolu insanlara 'yönelmektir'- dikkatinizi çekmek için yaptıkları girişimleri fark edin ve onları size daha fazlasını anlatmaya teşvik edin.

5.​ Hayatınızdaki zor zamanları hoş karşılayın. Bunalmış hissettiğinizde savaşmak ya da geri çekilmek kolaydır. Yavaşlamayı ve olumsuz duygularınızı kucaklamayı öğrenerek, kendi ihtiyaçlarınızın farkına varmak, deneyimlerinizde anlam bulmak ve başkalarıyla bağlantı kurmak için daha iyi bir konumda olacaksınız.

Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül / @uzmpsklamiaergul
Kaynak: https://psyche.co/guides/how-to-practise-curiosity-and-see-the-humanity-in-anyone

 
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR