Michael Gurian
Karmaşık gerçekliklerle karşı karşıya kaldığımızda beynimizin bizi güvenli bir limana çekmeye çalışır. Gerçeklik gizleme ise tam bu esnada yarattığımız aşırı düşünme döngüleri sonucunda ortaya çıkmaktadır. Tarih boyunca insanlar gerçeği anlamlandırmakta güçlük çektiğinde yeni vizyonlar, fikirler ve umutlar aramıştır. Bunların sonuçları olarak sığınılan bütün düşünce sistemleri, idealler aslında insanlığın gelişiminde oldukça çeşitli ilerlemelere yol açtı. Günümüzde ise, gerçekliği gizleme mekanizmasını kullanma sebebimizi sosyal medyanın yarattığı travmalar üstleniyor. Sürekli olarak karşı karşıya kaldığımız bilgi ve görsel akışı karşısında beynimiz sürekli stres ve korku bölgelerinden uyarılıyor. Salgıladığımız stres hormonlarını kontrol altında tutmak ve geçici olarak güvende hissetmek için de dikkat ve korku duygularımız arasında bağlantılar kurup yanlış inançlara itimat edebiliyoruz.
Paylaşılan bir gerçeklik türü olan toplumsal gerçeklik ise, beynimizin sağduyu bilinci ile önceki işlenmiş deneyimlerini birlikte işlemesi sonucunda ortaya çıkar. İnsanlar, çevreleri ile bir bütün halinde kendi gerçekliklerini kurgular ve yaşarlar. Etrafımızda olup bitenlere bizim ve çevremizdekilerin tepkileri toplamda bir veri seti halinde topluluklarımızı oluşturur. Bir parçası olmadığımız gerçeklikler hakkında ise bize sunulan verileri temel alırız. Hem kişisel hem de kolektif gerçekliğimiz içinde sağlıklı bir beyin sağduyuyla yaklaşıp net bir şekilde olayları konumlandırırken, travmatize edici olayla karşılaşmış beyin, gerçeklikleri perdelemenin yollarını arar, bu da gerçeği gizlemeye yol açar.
Özellikle toplumsal kriz anlarında sosyal medyaya stratejik olarak yerleştirilen gerçeği perdeleyici kavramlar, beyinlerin kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Güven duyduğumuz bir kurumun işleyişindeki bir aksaklığı kabul etmek yerine sosyal medya akışında gerçekliği gizleyen ve her şeyin içimizi rahatlatacak şekilde ilerlediği yanılgısına kapılırız. Gerçeği sistematik biçimde perdeleyen sosyal medya akışının etkisi ivme kazandığında beynin harekete geçirici kısımlarını dahi uyarabilir ve kişi rahatlamayı yanlış ya da anlamsız da olsa bir aksiyon almakta arayabilir. Beyinlerimiz hayatta kalmak, gelişmek, güvenli olmak adına gerçekleri örüntülere dönüştürür. Gerçekliği gizleme ise sosyal medyanın travmaya sebebiyet verecek sonuçlarını doğurabilir. Medya, gerçeği kısa ve hızlı aktarabilmek için inşa edildiği için gerçekliğin bütününü bize sağlayamaz. Bunun sonucunda beynimiz bir çıkmaza düşer. Bu çıkmaz, travmatik kısa bilgi yağmurunun karşılığında gerçekliği gizlemenin pratik bir şart haline gelmesi.
Gerçekliği gizlemenin bir başka kaynağı da empati kurmaktır. Empati kurmak günlük ilişkilerimizde oldukça önemli ve erdemli bir yer kaplarken, zaman zaman gerçekliği gizlemeye itebilir. Beynimiz travmatik olayları kendi yaşamasa da sosyal medyada her karşılaştığında ayna nöronları tarafından uyarılıyor. Ayna nöronlarımız karşı tarafın deneyimlerini gördüğümüzde aktive olarak sanki gözlemcinin kendisi de aynı deneyimden geçiyormuş gibi diğerinin davranışını yansıtır.
Ne yazık ki, sosyal medyadaki hızlı patlayan içerikler nedeniyle, baskı altında kalan beyin çoğu zaman kendini güvende hissetmek ve empati kurmak için kısa yollar oluşturmaya yaratmaya mecbur hissediyor, bu da olayları yanlış yorumlamaya veya gerçekleri gizlemeye sebep olabiliyor.
Bunları daha iyi anlamak için otizmli bireylerin beyinlerine bakabiliriz. Otistik bir beynin sosyal-duygusal gerçekliği işleyen merkezleri, aktivitelerini kaybeder. Yani aslında diğer bireyler gibi olayların güvenli, doğru, empatik muhakemesini gerçekleştiremez. Ancak bunu telafi etmek için büyük ölçüde sistemleştirme faaliyetini kullanır. Sosyal gerçeklikle çevresinden aldığı işaretleri sınırlayıp gizleyerek karşılaşır. Gerçekliği sistemleştirirken, gerçekle olabilecek en güvenli ve empatik şekilde karşılaşmasına olanak tanıyan kısa yollar yaratır.
Bu durumu sosyal medya tarafından travmatize edilmiş kendi beyinlerimizle karşılaştırabiliriz. Beynimiz sosyal medyadan gerçekliğe dair tüm ipuçlarını alamadığı için sistemleşmiş ve gizlenmiş gerçekleri algılar. Bu durumun sorunlu olduğu bilincine ise kendimizin ve çocuklarımızın artan kaygısını ve gerginliğini izleyerek varabiliriz.
Araştırmacılar, karanlık şeylerle çok fazla duygudaşlık kurmanın travmayı atlatmak yerine artırabileceğini keşfettiler. Sıklıkla kendimizi ifade etmenin sağlıklı olduğunu düşünsek de durum her zaman böyle işlemiyor. Kaygımızı sosyal medyanın bizi sürekli maruz bıraktığı döngüler aracılığıyla artırmak aslında bize zarar verebilir.
Bu maruz kalmışlık hali ve sosyal medya içerikleri beynimizde kaygıyı sürekli döndürerek travmaya yol açmaktadır. Bu aslında olumsuzluk önyargısının bir parçasıdır ve insanları olumlu şeylerin olumsuz şeyler kadar etkileyemeyeceği yanılgısına kaptırır. Başlangıçta, sosyal medya bombardımanı empatik hissetmemize yardımcı olur, ıstırabımızı paylaştıkça gruba ait olmaya başlarız. Ancak vakit geçtikçe ve günler haftalar boyunca bu içeriklere maruz kaldıkça beyinlerimiz bununla başa çıkmak için sürekli savunma mekanizmaları kullanarak travmatize olmaya devam eder. Bu da toplumsal travmayı artırır, iyileştirmek yerine yarayı daha da hassaslaştırır.
Bu kertede kişiler, maruz kaldıkları bilgi akışının kaygı yarattığını bizzat idrak ederek kendilerini korumak için sosyal medyadan uzaklaşmaya yöneldi. Fazla düşünmek beynin kaygıyı yeniden üretmesine sebebiyet verip kişileri olumsuzluk döngüsüne sokar ve siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun kişileri olumsuz etkiler.
Tıpkı kaygı gibi, konu ne olursa olsun, ötekileştirilen veya hedef alınan gruba, partiye, kişiye, olaya karşı medya kaynaklı öfkemiz haftalar ilerledikçe ve maruz kaldıkça artıyor. Bir araştırma, gençlerin kaygı ve öfkesinin sosyal medyada geçirdikleri süre ile doğru orantılı olarak gösteriyor. Biz ve ötekiler ayrımı yaparak basmakalıplaştırmayı artırdıkça öfkemiz ve kaygımız da artıyor; aynı otistik bir beynin çok fazla sosyal işarete maruz bırakıldığında sistemleştiremeyip öfkelenmesi gibi.
"Sosyal medyayı kullanma" demek bir çözüm oluşturuyor, ama sorunu tamamen çözmüyor. Her birimiz, gizlediğimiz gerçekleri, bombardımanları, kaygı kaynaklarımızın gerçekte ne olduğunu görene kadar bunlara odaklanmalı ve karşımıza çıkan bilgi bombardımanıyla yüzleşirken farkındalığımızı korumalıyız.
Çocuklarınızı ve kendinizi analiz edin ve iyi dinleyin; sosyal medyanın nasıl kalıplaşmış döngüleri yarattığına dikkat edin. Daha önce belirttiğimiz gibi medya, gerçekliğe dair derinlik vermeden, kısa kelime veya görüntü patlamaları halinde çalışır. Bu nedenle, dünyayı ırksal, etnik, cinsel, politik ve diğer her şekilde basmakalıplaştırmaya yatkındır. Bunun gerçekçi olmadığını çocuklarınıza öğretin ve mümkün olduğunca sosyal medyadaki basmakalıplar odaklı, gerçeği yansıtmayan tartışmalardan etkilenmemeye çalışın. Çünkü beynimiz gerçek olmayana ne kadar kilitlenirse gerçek olandan o kadar uzaklaşır.
Hazırlayan: İlayda Deringör
Kaynak:
Gurian, M. (Jan 25, 2021). Reality Cloaking: A New Social Disease? (Part 2). Psychology Today.
https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-minds-boys-and-girls/202101/reality-cloaking-new-social-disease-0
Gurian, M. (Jan 09, 2021). Reality Cloaking: A New Social Disease?. Psychology Today.
https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-minds-boys-and-girls/202101/reality-cloaking-new-social-disease
Depresyonun ne olduğunu ve nasıl yönetileceğini bilmek depresyona girmeyi önlemeye yardımcı olabilir...
DevamıBir demokrasi ya da bir gözetim toplumu olabiliriz, ama ikisi birden olamayız...
DevamıTravma yaşantısının insanlık tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden beri mutlaka...
DevamıGeçtiğimiz yıl içerisinde COVID-19 virüsüne yakalandıktan bir süre sonra psikolojik yardım arayan kişilerin öykülerine bakıldığında...
DevamıMüzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor
DevamıVerici bir yapıya sahip olan insanların hâl üzere kalırken, aynı anda zamanlarını ve enerjilerini nasıl koruyacakları bu yazıda.
DevamıKristin Neff ve Christopher Germer ile Röportaj
DevamıBunu nasıl fark edebilir ve neler yapabilirsiniz?
DevamıAileler pandemi döneminde stresle başa çıkmak, aile içi sağlıklı iletişim kurmak ve ruh sağlıklarını korumak için neler yapabilir?
DevamıŞayet kulak vermek için vakit ayırırsak, kişisel kriz dönemi bilgelik sunabilir...
DevamıBu, onun ilk kar kayağı (snowboard) atlaması ya da yaptığı en kötü atlayış değildi. Havalı bir dönüş ya da bir çalım denememişti. Ancak...
Devamıİzmir Depremi 'nin maruz kalanlarda bireysel ve toplumsal olarak yaratacağı travma nedir? Covid'in yarattığı korku ortamı...
DevamıKelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir...
DevamıYeni bir araştırma bu sorunun cevabını bulmak için kişiliklerimiz ve evde kalma kararımız arasındaki bağlantıyı inceledi...
DevamıOlumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıCOVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıYakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı