63beea52623fc__tt1.jpeg

TikTok Akıl Sağlığını Nasıl Etkiliyor?

11.01.2023

Brain Gallagher

Toronto Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanı olan J.D. Haltigan’a bir soru sorduk. TikTok akıl sağlığını nasıl etkiliyor?

TikTok’ta olan şeylerden birisinde, özellikle genç ergen kadınlardan bazıları, akıl hastalığı benzeri davranışlar sergiliyor ve bir tür sosyal bulaşım etkisiyle tutarlı olarak klinik bulgular gösteriyorlar. Bu bulgular, genç bireylerde klinik Tourette sendromu veya otizm vakalarında görebileceğinize çok benzer fiziksel belirtiler, tik benzeri davranışları içerir. El çırpmak gibi davranışsal stereotipler sergilerler. Bu konuda birçok rapor ortaya çıktı, bunlardan bazılarını Comprehensive Psychiatry’deki (Kapsamlı Psikiyatri) yeni makalemde kaleme aldım ve size bundan bahsedeceğim.

Mental Bozuklukların Tanı ve İstatistik El Kitabı (DSM) ile ilişkilendirilebilecek klasik semptomlarla veya klasik teşhislerle tutarlı durumlarla kendilerine tanı koyan ve bunu içerik olarak yayınlayan birçok kişi mevcut. Ancak bunun daha çok eylemsel bir şey olduğu çok açık. Yapılan eylem, kişilerin kendilerine gerçek klasik vakalar üzerinden (DEHB, depresyon veya sınırda kişilik bozukluğu) doğru tanılar koyması değildir. Bu tanılar klinik uzmanlar tarafından konulan tanılar da değildir. Bu eylem TikTok’ta yükselirken Instagram’da da durumun aynı olduğunu hatta kökeninin Tumblr’a kadar dayandığını söyleyebiliriz. Bir bakıma, gördüğümüz şeyler daha çok bu algoritmik platformların bazıları ile ilişkili. Bu platformlar yeni bir kimlik kazanmak için gelen bireylerden oluşuyor ve bu kimlikler akıl hastalıkları ile bağlantılı. 

/website/assets/images/my1/images/63beecb55f542__tt2.jpg

Literatürü gözden geçirdiğim ve bu konulara dikkat çekmek istediğim makalemi yazmak için bana ilham veren şey, ampirik (deneyimsel) çalışmaları ve geniş kamusal çalışmaları biraraya getiren çok az makale olması. Bu iki yönü birleştirmek makalenin itici gücünün bir parçasıydı. Diğer bölüm, TikTok ve Instagram’ın, bireylerin paylaşımda bulunmasına sebep olan kişisel rahatsızlıklarını emebilen görsel-işitsel sürükleyici doğasını anlatıyor. Algoritma, akıl hastalıklarını veya deneyimlenen semptomlar etrafında oluşan kimliği güçlendirir ve şiddetlendirir. Yaygın klinik akıl hastalığı gibi, tanımladıkları diğer yönlere yol açan kişilik psikopatolojisini güçlendiriyor. 

TikTok’ta olanların çoğu orantısız bir şekilde ergen kadınlar arasında yaşanıyor. Kadınlarda genel olarak, depresyon ve anksiyete hatta nevrotik özellikler ergenlik çağında fazla artış gösterir. Bu duruma ergenlik geçişi sırasındaki hormonal değişimler de aracılık ediyor. Ve bu platformların görsel-işitsel doğası bireyin duygularında artışa sebep oluyorsa, bu duyguları deneyimleme eğiliminde de artış görülebilir. Bu, etkili içeriğin daha toksik bir karışımına sebep oluyor ve sorunları veya ilk gelişlerine vesile olan semptomları artırıyor. 

Gerçek klinik müdahale veya tanıların yokluğunda, yanlış ve sorunlu tanılar veya pozitif yönde pekiştirilen kişilik özellikleri olduğunda, kimliğini bunlar etrafında somutlaştıracak bireylere sahip oluruz. Tüm bunlar başkalarıyla paylaşılır ve birbirini güçlendiren bir semptom karışımının ortaya çıkmasına zemin hazırlanır. Disosiyatif (çoklu) kişilik bozukluğu veya şiddetli depresyonları olmayabilir. Geleneksel olarak bu tanılarla ilişkilendirilen gerçek organik davranışlar sergilemeyebilirler. Kişilik bozukluğuna veya akıl hastalıklarından sayılabilecek düzeyde kişilik psikopatolojisine (narsisizm, sınırda kişilik bozukluğu veya şizoid kişilik bozukluğu gibi) sahip olabilirler. 

/website/assets/images/my1/images/63beecec5f68f__tt3.jpg

Beni daha çok ilgilendiren şey, eğer kendi kendilerine teşhis koydukları rahatsızlıklar gerçekten kişiliklerinde yer alıyorsa, bu durumun rahatsızlıklara dair gerçek profesyonel anlayışı nasıl etkilediğidir. Kolektif bir gruptaki kuluçka, bir grubun tutarlı bir aktivist kimlik oluşturmasına yol açabilir. Örneğin; bağımsız kimlikler topluluğu, “fikir birliğine dayalı olmayan gerçeklikler” algısıyla baskı yapan bir topluluk haline geldi. Bu topluluklar kamusal söylemin içine fazlaca dahil olur ve bozuklukların istedikleri şekilde görülmesini isterlerse, bu rahatsızlıkların nasıl ortaya çıktığına dair klinik görüşü etkileyebilirler. Bir akıl hastalığı ile özdeşleşen insan eşiğine ulaştığınızda, bu bozuklukların ne olduğunu ve onları nasıl gördüğümüz hakkındaki profesyonel algımızı, onları nasıl gördüğümüzü ve tanı kriterlerini nasıl oluşturduğumuzu etkiler. Sözde normal hale gelebilirler. 

İçinde var olduğunuz veya arasında geçişler yaptığınız üç farklı kişiliğiniz varsa, fikir birliğine dayalı olmayan ve normal fonksiyonun dışına çıkan realiteniz, bireyin bozulmamış olduğu ve dünya ile bu şekilde etkileşime girişi olarak tanımlanır.

Fikir birliğine dayalı olmayan bir gerçeklik, birinin Mars’ta yaşadığını veya dinozorların sokakta olduğunu düşünmesini içerebilir. Bu durum “normal” olarak görüldüğünde – herkes kendi fikir birliğine dayalı olmayan gerçekliğine sahip olabilir- problemli düşünce fikrine zarar verir. Her şey normalleşir. Eleştirel psikiyatride bir söylem vardır; bir bozukluğu etiketlerseniz zararlı olursunuz, bunun yerine normalleştiririz ve etiketi kaldırırız. Ancak, bir şeyin etiketini kaldırmakla onu normalleştirmek arasında ince bir çizgi vardır ve sınırları halen bulanıktır. Bu durum ne kadar hayatımıza sızarsa, akıl hastalığının gerçekte ne olduğu hakkındaki ciddi tartışmalara da o kadar ihtiyacımız olacak diyebiliriz. 

Çeviri: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül / @uzmpsklamiaergul
Kaynak: https://nautil.us/how-is-tiktok-affecting-mental-health-255935/?utm_source=nautilus-newsletter&utm_medium=email&he=5fe13fe2ae0dff4bffae07808fbe39c8

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR