5f4d159c4b21a__1.jpg

Bu Sonbaharda Okullardaki Güven Ortamını Nasıl Oluşturacağız?

31.08.2020

Jennifer Soalt ve Bridget Nolen

Okul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak.

Bu zorlu görev elbette ki sadece yeni güvenlik önlemlerini uygulamak veya yeni ders programını ve işleyişi okulların kapalı olduğu dönemde ortaya çıkan problemlere göre yeniden düzenleyecek stratejik bir çalışma ile ilgili değil. Ayrıca; okula geri dönen öğretmenler, çocuklar ve aileleri için de güven ortamı oluşturmayı ve okul topluluklarını destekleyici çok ciddi bir insani çalışmayı da içeriyor.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f4d1765bcefd__2.png

Güvenli bir okul dönemini kurmak için yardımcı olacak 3 anahtar yapı mevcut: güç temelli yaklaşım, birleştirici yöneticilik ve nezaket.  
1. Güç temelli bir yaklaşım sergileyin

Bu yaklaşım öğretme ve öğrenme alanında neyin işe yaradığıyla ilgilidir. Öğretmenler ve öğrenciler ne yapabilir ona bakar. Yöneticiler bu yöntem ile topluluğuna sahip oldukları güçlü yanları gösterir ve bu güçlerini geliştirerek yeni çalışma sistemindeki zorluklarla mücadele etmesine yardımcı olur. Bonnie Bennard ve Sara Troubridge’nin bu konudaki araştırması, güç temelli eğitim yaklaşımı ile hem çocuklar hem öğretmenler açısından gelişme gösteren psikolojik bir sağlamlık arasında belirgin bir bağlantı olduğunu ortaya koymuştur. Şimdilerde, pandeminin sebep olduğu hayal kırıklıkları ve daha birçok olumsuz duygunun toparlanabilmesi için güç temelli yaklaşıma ve yeniden inşa edilmiş bir psikolojik dayanıklılığa daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Peki ama nasıl? Okul yöneticileri, öğretmenlere bu zor zamanda kendilerine nasıl baktıklarını, bu dönemin onların başaçıkma yeteneklerini nasıl geliştirdiğini ve dijital dünyaya dair yeteneklerini – öğrenme becerilerini nasıl geliştirdiklerini sorabilir. Öğretmenler ile yapılan bu tarz konuşmalar sadece bu dönemde yaptıkları işi onore etmekle kalmaz aynı zamanda yaşadıkları zorlukların güç olarak evrildiğini ve yeni okul döneminde bu durumun işleyişe olumlu olarak yansıyacağını görmelerini de sağlar. 
Benzer şekilde, öğrencilere hem konuşarak hem resim yoluyla evdeki karantina ve yaz tatili döneminde yaşadıklarını paylaşma konusunda destek verilebilir ve kazandıkları güç veya yeni ilgi alanlarını anlatmaları sağlanabilir. Karantina döneminde bir masanın ve sandalyenin montajına yardım eden, bahçedeki çiçekleri düzenli olarak sulama görevi alan veya karmaşık bir video oyununu çözebilen çocukların her biri bir şeyler öğrenmiş olur.

 

Birçok çocuğun pandemi döneminde gerçekten acı çektiğini ve fazla sayıda olumsuz tecrübe edindiğini görmezden gelmeden, öğretmenler mutlak surette paylaşım yapmak ve geleceğe dair edindikleri yeni becerileri paylaşmak konusunda çocukları teşvik etmelidir. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f4d17e870869__3.png

 

2. Birleştirici yöneticilik tarzını geliştirin

Birleştirici yöneticilik prensibine göre öğretmenler ve aileler okulun işleyişi açısından önem taşır. Bu durum bağlılığı ve iletişimi ortaya çıkarmak açısından da hayatidir. Bu prensip okul ortamını daha yenilikçi ve problem çözme açısından başarılı hale getirir, böylece keşfedilmemiş su kaynaklarının bulunması açısından daha da kıymetlenir. 
Pensilvanya Üniversitesinden Jonathan Supovitz ve arkadaşlarının son makalesinde; birleştirici yönetim tarzının değişimler açısından okulların adaptasyonuna ne denli yardımcı olduğu açıklanmaktadır. Problemlerin çözümünün olmadığı zor zamanlarda yada zorlukların birçok çözümü olduğunda ancak hangisinin en iyisi olduğu bilinmediğinde, okulların çözmesi gereken birçok problem ortaya çıkmaktadır. Pandemi dönemi de bunun bir örneğidir. Makaleye göre; zorluklarla karşılaşıldığı dönemde birleştirici liderlik prensibi birçok alandaki insanları problemin kaynağına yönlendirir. Ve farklı uzmanlıklardan, bakış açılarından veya geçmiş tecrübelerden beslenen bu insanlar sorunun çözülmesine destek olurlar. Böylece yenilikçi çözümler gözle görülür hale gelir. Okulların yeniden açıldığı bu dönemde zorluklara karşı adaptasyonu artıracak olan bu yöntem birleştirici yönetim sayesinde gerçekleşecektir. 
Örneğin; birçok okul yöneticisi ve okul toplulukları, çocuklardaki düşük okuma seviyelerinin hatalı öğretimin sonucu olduğunu ifade etmektedir. Yetkililer ve okuma uzmanları bu konu ile ilgili bazı çözümler bulmakla ilgilenir – bir diğer tarafta da öğretmen ve velilerden oluşan geniş bir grup yenilikçi çözümler bulmak için beyin fırtınası yapmakla meşguldür. Bu arayışın amacı kısıtlamalar varken evde kalan çocukların “en etkili” şekilde nasıl öğrenebileceğini bulmak ve çocukları motive edecek, onlara ilham olabilecek okuryazarlık yöntemlerinin neler olduğunu keşfetmektir. Bu bağlamda kendi belirledikleri konular hakkında okumak ve yazmak konusunda teşvik etmek ve içinde bulundukları dünyanın öğrettikleriyle okuryazarlığın getirdiklerini birleştirerek bir sistem oluşturmak gerekmektedir.
Ayrıca, fakülte mensuplarından ve ailelerden oluşan geniş bir grubun anladığı önemli bir nokta var: okul günlerini yüksek etkili pratiklerle yeniden organize etmek öğrenme kaybını da beraberinde getirebilir. Okul topluluklarına yenilikçi çözümler bulmakta yardımcı olmalıyız, onları deneme yapmaları konusunda motive etmeliyiz, uyum sağlamalarını kolaylaştırmalıyız ve bulunan yöntem işe yarayana kadar desteklemeliyiz. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f4d185aa83d4__4.jpeg

3. Nezaket ile hareket edin

Stanford psikoloji profesörlerinden Jamil Zaki son kitabı İyilik Savaşı’nda bizlere, iyiliğin sadece bireylerin hayatları için değil okul gibi ortamlarda da ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Bilinen bir şey var o da iyiliğin ve nezaketin zenginleştirdiği… Bizler sadece zalim dünyanın içinde savaş veren bireyler değiliz. Aynı zamanda aileleriz, kuruluşlarız, takımlarız, kasabalarız ve topluluklarız. Bizler nezaketin kendi kültürümüz içinde inşa edebilir ve onu insanların ilk seçeneği haline getirebiliriz. 
Pandemi sürecindeyken okul yönetimleri eğitim öğretim için iyiliği ilk tercihleri haline nasıl getirebilir? 
Bu sorunun cevabı elbette ki her okul topluluğu için farklı olacaktır, ancak yüksek hoşgörünün dikkatli dinlemeyi, düşünceli bir şekilde iletişim kurabilmeyi ve empatiyi olumlu bir şekilde etkileyeceğini hayal etmek çok kolay. Empati bu noktada, başkasının acısını ve ıstırabını “dinlemek” ve “çözmeye çalışmamak” olarak şekillenir. Bu durum okul yöneticileri için uyum sağlaması zor bir duruş olacak diyebilir çünkü onların görevi her zaman “yapabilmek” ve “çözümlemek” olarak görülmektedir. 
Psikolog Brene Brown, Yönetme Cesareti adlı kitabında empati ile davranabilmek adına bazı basamaklar uygulamayı tavsiye etmektedir. Bu listenin şekil alması empatik olabilmek adına “ben” ne yapabilirim konusunu içermektedir.


Brown’un “empati basamakları” yıl içerisinde çalışanlar ve aileler arasında oluşabilecek stresli ve sıkıntılı konuşmaları yönetebilmek adına okul liderlerine yardımcı olacaktır. Hayal edin; Covid-19 sebebiyle ailesinden birisini kaybetmiş olan öğretmenin okula başlayan çocuğunu düşünerek sınıfa konsantre olamaması ve tam da o anda onu dikkatle dinleyen ve yargılamayan bir yönetici ile karşılaşması nasıl sonuçlanır? Bu öğretmen karşılaştığı zorluklarla çok daha özgüvenli bir şekilde mücadele edecektir çünkü her şeyi çabucak düzeltmesi gerektiği hissinden ziyade desteklendiğini ve takdir edildiğini bilmek ona güç verip eğitimci yönünü motive edecektir.  
Okul yöneticileri, incelemiş olduğumuz 3 anahtar yapı ile - güç temelli yaklaşım, birleştirici yöneticilik ve nezaket – okul ortamında huzurlu bir hava oluşturabilirler. Bu anahtarlar, pandemi sıkıntısı içindeyken doğru yolu bulabilmek, okul topluluklarını gelecek adına desteklemek ve genel bir ilgi alanı oluşturmak için işe yarayacaktır. 

 

Çeviren: Uzm Psk Lamia Kalender Ergül

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR