60b5200b7bd6a__3.jpg

Covid-19 Aşısını İstemeyenlere Cevap Vermenin 5 Yolu

31.05.2021
Jill Suttie
İşte insanların aşıya karşı tereddütlerini aşabilmeleri için yardımcı olacak araştırma temelli bazı yönergeler.

İnsanlar COVID-19 aşısına karşı durabilmek için sıraya girmiş durumdalar ancak aynı kişiler normal hayata dönmeyi de dört gözle bekliyor. Bununla birlikte herkes aşı sırasını da beklemiyor. Amerika’daki aşı karşıtı bireyler azalmaya başlasa da hala diğer ülkelere göre bu oran çok yüksek. Aşı tereddütü olanlar bütün insanlar değil, aşılamadan kaçmak için birçok nedeni olan çeşitli bir gruptur. Bazıları COVID-19 aşısının güvenli olmadığıyla ilgileniyor ve potansiyel yan etkilerin bu riski almaya değmeyeceğini söylüyor. Bir diğer grup hastalığa yakalanmanın düşük bir ihtimal olduğunu yani aşıya gerek olmadığını savunuyor. Bazıları da, hükümet müdahalesine karşı direnç gösteriyor ve aşıyı hükümete teslimiyet ve kişisel özgürlüklere karşı bir kısıtlama olarak görüyor. Küçük bir grup ise tüm aşılara karşı durumda. 

İnsanların aşı olmamak için farklı sebepleri olması gerçeği herkesi tek bir çatı altında toplamayı zorlaştırır bu da hepimizi etkiler. Yeterli sayıda insan aşılanmadan “sürü bağışıklığı” dediğimiz kavrama ulaşamayız. Bu da salgının sonsuza kadar devam edebileceği anlamına geliyor. 

Bu durumda insanların aşı direncini kırmalarına nasıl yardımcı olacağız? Bilimin bu ikilem için kesin bir cevabı olmasa da araştırmalar bazı yaklaşımların diğerlerinden daha iyi olduğunu ve denemeye değeceğini söylüyor. Şimdi size aşı hakkında tereddüt eden birine yaklaşma konusunda bilimin tavsiye ettiği şeylerden bazıları:

1. Endişelerini dinleyin ve empati kurun

Aşı dirençlilerine karşı ilk eğilimimiz onlara tepki göstermek veya bir dizi gerçekle yaklaşmak olsa da bu muhtemelen etkisiz olacaktır. Aşı Güvenilirliği Projesi yöneticisi Heidi Larson “tepki göstermek yerine insanların endişelerini yargılamadan dinlemeliyiz böylece ihtiyacı olanları anlarız.” demektedir. “İnsanların ne düşündüğüne dair varsayımda bulunursanız insanlar size öfkelenir çünkü sizin müdahaleniz onlarla alakalı değildir. Gerçekten dinlemek ve anlamak önemlidir çünkü belki de birisinin makul bir endişesi vardır ve yalnızca net bilgilere ihtiyaç duymaktadır.” 

Sağlık hizmetleri ortamlarında yapılan araştırmalar empati göstermenin aşıya olan tepkileri azaltmaya yardımcı olabileceğini çünkü bu ortamlar bilgi verene olan güveni artırır. Larson’un son kitabı Sıkışmış: Aşı Söylentileri Neden Başlıyor ve Neden Geçip Gitmiyor ‘da (Stuck: Why Vaccine Rumors Start and WHy They Wont Go Away), aşı tereddütlerine karşı daha anlayışlı olmayı tavsiye ediyor. İnsanlarla aynı fikirde olmasanız bile onlara saygıyla ve ciddiyetle yaklaşın diyor. 

Empati duyduğunuzu göstermek için şöyle bir cümle kurabilirsiniz “Aşı hakkında bazı sorularınızın olması normal. Bu konuda birçok çelişkili bilgi mevcut. Şimdiye kadar neler duydunuz?” İnsanların endişelerinin önemli olduğunu ve göz ardı edilmediklerini hissetmelerini sağlamak bu bireylerin savunmalarını azaltabilir ve kendi düşüncelerini duyabilmelerine yardımcı olabilir. 
/website/assets/images/my1/images/60b521ab9977a__1.jpg

2. İnsanların endişelerini giderecek kadar açık bilgiler sunun ama bunu abartmayın

Bazı durumlarda karşımızdaki insanların endişelerini gidermek için Dünya Sağlık Örgütü veya Hastalık Kontrol Merkezleri gibi tarafsız kaynaklardan bilgi sağlamak yardımcı olabilir. Her insan buna açık olmasa da basit bilgilere ihtiyaç duyanlar bundan memnuniyet duyacaktır. Alternatif olarak, arkadaşlarınız veya aile üyeleriniz gerçek hikayeleri duyma konusunda size güveniyorsa detaylarda boğulmak yerine bu insanlara bulguları özetlemek daha yerinde olacaktır. Örneğin, yakın zamanda bir akrabam bana aşıların hızla piyasaya sürüldüğüne ve güvenilirliklerinin yeterince test edilmediğine dair endişelerinden bahsetti. Ona göre, aşıların neden bu kadar hızlı geliştirildiğini (benzer virüsler için aşıların oluşturulmasına yönelik çalışmalar ve uluslararası işbirliği sayesinde) ve ne kadar güvenli olduklarını açıklamak mantıklıydı. Bu insanları çok fazla bilgiye maruz bırakmak geri tepebilir. 

Bir kişiyi çok fazla bilimsel araştırmaya yönlendirmektense güçlü bir argümana yönlendirmek daha iyidir.  Yine de insanlar, önyargılı fikirlerini destekleyen bilgilere dikkat etme, aksi bilgileri görmezden gelme (araştırmacılar buna Doğrulama Önyargısı diyor) veya olumsuz haberlere iyi haberlerden daha fazla güvenme (Olumsuzluk Önyargısı) eğilimindedir. İnsanların bu önyargılarının nasıl çalıştığını anlamalarına yardımcı olurken bazen onları görüşlerini değiştirme noktasında daha açık hale getiririz. Ancak bu aşılar hakkındaki günlük bir konuşmada zor olabilir. 

Bunun yerine, korku ve kaygı ile uğraşırken hem aşıların önemini güçlendirmek hem de yeni bilgileri sıralamanın ne kadar zor olduğunu kabul etmek yardımcı olabilir. Larson bu konuda; “Bu alan dinamik ve oldukça değişken. Her konuda cevabımız yok. Bu sebeple insanların hissettiği belirsizlik konusunda anlayışlı olmalıyız. Aynı zamanda insanlara COVID’in bitmediğini ve eğer aşılanırsak aşılanmadığımızda bulunacağımızdan daha iyi bir yerde olacağımızı söyleyebiliriz.” 

3. Daha iyi bir haberci bulmaya çalışın

Bir felaketle karşı karşıya kaldığımızda çoğumuz bir güvenlik ve destek arayışı ile, beraber düşündüğümüz gruplara tutunma eğiliminde oluruz. Ne yazık ki bu, bizi kendi grubumuz dışından gelen bilgilerin itibarsızlaştığı “grup düşüncesi” ne yönlendirir. Gelen bilgi doğru olsa bile grup içinde tereddütün yayılmasına sebep olur. 

Amerika Birleşik Devletleri’nde Cumhuriyetçiler, beyaz evanjelik Hristiyanlar ve beyaz olmayan insanların büyük bir kısmı, grubun hükümete veya bilime karşı olan güvensizliğinden dolayı veya COVİD-19’un hastalık oluşturma derecesinden endişe duymayarak aşılanmamış durumda. Eğer bu gruplardan birisine dahil değilseniz ve aşı olacak insanları ikna etmeye çalışıyorsanız bu insanlara aşı yanlısı mesajlar iletmeye çalışırken onlara büyük bir kötülük yapıyor olabilirsiniz. Örneğin; son zamanlarda yapılan bir çalışma gösteriyor ki aşılar konusunda tereddütlü olan Cumhuriyetçiler, kendi gruplarından aşı yanlısı mesajlar geldiğinde fikirlerini değiştirme konusunda daha istekli olurken, mesaj Demokratlardan gelirse daha az istekli olmaktadırlar. Siyahi ve Latin topluluklar ile yapılan geniş çaplı anketler gösteriyor ki, bu topluluklara bağlı olan güvenilir doktor, papaz veya halkın ileri gelenleri aşı yanlısı yönlendirmelerde bulunursa fikirleri daha çok kabul görmektedir. Larson, İngiltere’de, Bangladeşli şeflerin ve restoran sahiplerinin toplumlarında aşı oranlarını artırmak için aşı yanlısı mesajlar verdiklerini belirtiyor.  ABD’de Afrikan Amerikan berberlerin ve sağlık uzmanlarının siyahi vatandaşları aşı olmaları konusunda yüreklendirdiklerini biliyoruz. Donald Trump bile aşı yanlısı mesajlar vermiştir. İnsanları etki sahibi kişilere yönlendirmek dirençlerini kırmalarına yardımcı olabilir.
/website/assets/images/my1/images/60b521f05d1a8__2.jpg

4. İnsanların diğerkamlığına ve ortak insaniyete hitap edin

Aşılanmayan bazı insanlar korkar veya ne yapacaklarının söylenmesine karşı direnç gösterirler ancak başkalarının bakımından dem vurmak bu kişilerin tereddütlerini kırmaya yardımcı olabilir. Larson ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada, araştırmacılar ABD ve İngiltere’de 8000 kişi ile görüştü ve aşı hakkındaki düşünceleri öğrenmeye çalıştılar. Çalışma esas olarak yanlış bilginin aşı oranları üzerindeki etkisine odaklanmıştı ve ne yazık ki bu durumun tereddütleri artırdığını buldular. Ayrıca %6’lık kesimin aşı ile beraber hem kendilerini koruyacaklarını hem de başkalarının korunmuş olacağını öğrendiklerinde aşıya karşı daha istekli olduklarını ifade ettiler. Bu tarz aynalama yapan daha önceki çalışmalar gösteriyor ki başkalarının güvenliğinin gözetilmesi maske takmaya karşı olan gönüllülüğü artırıyor ve sağlık konusunda ihtiyatlı olmayı sağlıyordu. Larson’a göre, devam eden bir salgın herkesin paylaştığı hedefleri de engellediği için -yeni bir iş kurmak veya zayıflayan ekonomimizi güçlendirmek gibi- ortak kırılganlıklara hitap de önemlidir 

Toplu aşılanmayı insanların birlik duygusu ve ortak amaçları ile ilişkilendirebilirsek aşı direncinde koca bir delik açabiliriz. Larson, “COVID aşısının çocukluk dönemindeki aşılardan farklı olması hepimiz için önemlidir. Sadece sen yada ben olarak değil bu konu ile hep birlikte ilgilenmeliyiz” demektedir.

5. Hiçbir şey işe yaramazsa sınırlar koyun

Herkesin aşılanmasına önem veriyorsak aşı karşıtı olan birisiyle bu konuyu konuşmak oldukça zordur. Larson veya başkalarının tavsiyelerine uyduğumuz halde bazı yakınlarımızın fikrini değiştirmemiz mümkün olmayabilir bu da ilişkimizde sıkıntılara sebep olabilir. 

Örneğin John (takma isim) zamanı geldiğinde aşısını oldu ancak geniş ailesi aşıyı reddetti. Ailesinden birçok kişi virüsü kaptı ve amcası COVID sebebiyle hayatını kaybetti. Bu durumda John hem yas tuttu hem de ailesine karşı öfke duyduğunu belirtti. John bu konuda “Amcamın cenazesine katılmadım çünkü ülkenin her yerinde oraya uçan çok fazla aşılanmamış ve maskeye direnen insan gelecekti.” demiştir.

Larson’a göre duruşu akrabalarından hiçbirinin fikrini değiştirmedi ama bu kendisini korumak için çok önemliydi. Çok duygusal olduğumuz bir anda aşı karşıtı olan birisiyle açık ve doğal bir şekilde konuşmak, bu kişiye olabilecekleri anlatmak çok doğru bir zaman olmayabilir. Ayrıca aşı olmamış bir arkadaşınızla veya ailenizden birisiyle, ne sebeple olursa olsun, görüşmeyi reddetmek de en doğal hakkınızdır. Larson “Aşı olmamak senin seçimin olabilir ancak nem risk almak istemiyorum” demek en doğru şey olacaktır demektedir. 

Diğer taraftan, insanların fikirlerinin kendiliğinden değişebileceğini de umut edebiliriz. Aşı olmadığı için sınırlarla karşılaşan, arkadaşları tarafından yalnız bırakılan ve desteklenmeyen insanlar, sizin vermek istediğiniz mesajdan çok daha etkili olanları alırlar. 

İnsanların aşısız yapamayacakları şeylerin olacağı bir noktaya geleceğiz. Bu noktada aşı olmalarını engelleyen şey her neyse o kadar hayal kırıklığına uğrayacaklar ki hiçbir konuda endişelenmeden etrafta dolaşmak isteyecekler. Ama bu mümkün olmayacak.

Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül
Kaynak: https://greatergood.berkeley.edu/article/item/five_ways_to_respond_to_people_who_dont_want_the_covid_19_vaccine

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR