Suzanne O’Sullivan
Kronik rahatsızlıkları olan insanların sayısı giderek artıyor. Eskiden olduğumuzdan daha mı az sağlıklıyız yoksa hastalıklara teşhis koyarken aşırıya mı kaçıyoruz?
Sıradan yaşam deneyimleri, bedensel kusurlar ve normal farklılıklar gereksiz yere patolojikleştiriliyor mu? Bir doktor tam da bunu savunuyor.
Bir Vaka
Okul dönemi Anna için oldukça zorlu geçmiş. Hâlâ aklından çıkmadığını ifade ediyor. Sosyal bir çocuk olduğunu, arkadaş edinme konusunda iyi olduğunu da hatırlıyor. Ama aynı zamanda bir arkadaşına, ardından bir başkasına ve bir diğerine aşırı bağlandığını da anlatıyor. Söylediğine göre; o dönemde dürtüsel olmaya meyilliymiş ve başkalarını memnun etmek istiyormuş ve kolayca yönlendiriliyormuş. Özellikle üzücü bir olayın onu hiç terk etmediğinden bahsediyor. Anlattığına göre; “yeni bir okula geçtikten sonraki ilk gün, iki kızın kanatları altına girdiği için rahatlamıştı. Öğle yemeğinde, kıkırdama nöbetleri içinde, kızlar birbirlerini yaramaz şeyler yapmaya teşvik ettiler. Anna erkeklere portakal suyu tükürdü. Bunu zevkle yaptı, ancak daha sonra kendini suçladı.” Bu olayın tüm okul deneyimini renklendirdiğini düşünüyor.
Anna hem çocukken hem de yetişkinken yaptırıma uğradığını, yargılandığını ve yanlış anlaşıldığını hissettiğini söylüyor. Kendisini yeni ortamlara uyum sağlayan ve komik görünerek hayatta kalan bir bukalemun olarak görüyor, ancak söylediği şeylerden çoğu zaman pişmanlık duyuyor. Özgüveni düşük. Bir hemşire olmasına, işini çok sevmesine ve iyi yapmasına rağmen, yine de sık sık kendini yetersiz hissediyor. “İnsanlar benim hissettiğim kadar zeki olduğumu düşünmüyor. Kelimeleri ağzımdan yeterince hızlı çıkaramıyorum” diyor. Anna ile konuşurken 20'li yaşlarının başındayken sürekli yorgun olduğunu hatırlıyor. Duygularını kontrol edemiyordu ve hafızasının zayıflığından şikayetçiydi. Anahtarlarını saçma sapan yerlerde bırakıyordu (bir keresinde buzdolabında bırakmıştı). Ocağı kapatmayı ve ütünün fişini çekmeyi unutmuştu. “İnsanların bana söylediği şeyleri asla hatırlayamıyorum, örneğin kaç çocukları olduğunu. Bundan nefret ediyorum çünkü bu beni umursamıyor muşum gibi gösteriyor ama aslında umursuyorum.”
Anna hayatı boyunca pek çok kez tıbbi tavsiye almış. 20'li yaşlarında aile hekimi ona depresyon teşhisi koymuş ve antidepresan kullanmaya başlamış. İlaçlar onu hissizleştirdiği için ilaçları bırakmış. Bir beslenme uzmanına gitmiş, o da maya enfeksiyonu olduğunu söylemiş ve Anna’yı oldukça kısıtlayıcı bir diyete sokmuş (bunun faydası olmuş ama sadece birkaç aylığına). On yıl boyunca her hafta bir terapiste gitmiş ve bunun faydalı olduğunu görmüş, ancak yine de ruh hali dalgalanmaya devam ediyordu.
Nörodiverjan (nörolojik farklılığı olmak) olup olmadığını ancak 40'lı yaşlarında, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi konmuş bir arkadaşıyla yaptığı konuşmadan sonra merak etmeye başlamış. “Her zaman halıdaki desene takılıp düşen biri olarak sevgiyle dalga geçildim,” diyor gülümseyerek. “Tuhaf biriydim. Bu yüzden arkadaşım bana nörodiverjans hakkında bir gazete makalesi gönderdiğinde, tanımlama beni bir otobüs gibi çarptı. Makale benim hakkımda yazılmış gibiydi.”
Anna biraz araştırma yaptıktan sonra DEHB konusunda online bir değerlendirme yaptırmak için para ödedi. Teşhis görüşmesi 90 dakika sürdü. Anna'nın bir psikiyatrist olduğunu düşündüğü ama emin olmadığı değerlendirici, Anna'nın dikkatini kendisiyle ilgili fark etmediği şeylere çekti. Aşırı kıpır kıpır olup olmadığı sorulduğunda Anna kıpır kıpır olmadığını söyledi, ancak değerlendirici görüşme sırasında defalarca saçını karıştırdığına dikkat çekti. Anna, toplantılar sırasında her zaman nasıl karalamalar yaptığını hatırlayarak alışılmadık derecede kıpır kıpır olduğunu fark etti.
Anna şimdi hayatı boyunca DEHB özelliklerini hafife aldığını fark ediyor. Teşhis onun için çok anlamlıydı. Yavaş nörolojik işlem, neden bu kadar kötü bir hafızası olduğunu ve fikirlerini diğer insanlara istediği kadar net bir şekilde iletemediğini açıklıyordu. Zorluklarını kamufle etmek ve hatalarını gizlemek için harcadığı onca çaba yüzünden bitkin düşmesine de şaşmamalı.
Anna şimdi uyarıcı ilaç metilfenidat (Ritalin) alıyor. “İlk aldığımda bu kadar net düşünebildiğime inanamadım.” Şimdi daha hızlı karar verebiliyor, önceliklerini belirleyebiliyor ve daha fazla enerjiye sahip olabiliyor. Bunun hayatının pratik yönlerini, iş ve sosyal ilişkilerini nasıl etkilediğini merak ettim. “Hayatım daha mı iyi? Hem evet hem hayır.” cevabını aldım.
Anna'nın işyeri kendisine oldukça destek oluyor. Ona özel, alçak tavanlı bir ofis vermek gibi ayarlamalar yapmışlar; Anna bu sayede gürültünün azaldığını ve ihtiyacı olduğunda sessizliği sağladığını düşünüyor. Ayrıca yoğun bir ortamdaysa gürültü önleyici kulaklık takmasına da izin veriliyor. İş arkadaşlarına, uyarıda bulunmadan ofisine girmemeleri öğretilmiş. Buna rağmen Anna işini hala zor buluyor ve insanlara engelli olduğunu sürekli hatırlatmak zorunda olduğunu hissediyor. Öyle ki şu anda işten ayrılmış durumda ve bir daha geri döneceğini de düşünmüyor. Süregelen sorunun bir parçası da ne Anna'nın ne de işvereninin onun gerçekten neye ihtiyacı olduğunu bilmemesi. “Biri yardım isteyip istemediğimi sorduğunda, ne isteyeceğimi bilmiyorum” diyor bana.
Ailesine ve arkadaşlarına teşhisini nasıl karşıladıklarını soruyorum. Semptomlarını anlattığında en yaygın yanıt “herkeste var” oluyor. Herkes biraz dağınıktır. Herkes çalışmayı zor bulur. Anna, “Aradaki fark benim bütün gün, her gün böyle hissetmem” diyor. “Ben hiçbir zaman iyi hissetmiyorum.”
Ruh Sağlığı Bozukluklarındaki Artış
Otuz yılı aşkın bir süredir doktorum ve bunun 25 yılında nörolog olarak çalıştım. Son zamanlarda, sadece bazıları tedavi edilebilen dört ya da beş kronik hastalık tanısıyla bana yönlendirilen çok sayıda genç insan hakkında özellikle endişelenmeye başladım. Otizm, Tourette sendromu, DEHB, migren, fibromiyalji, polikistik over sendromu, depresyon, yeme bozuklukları, anksiyete ve çok daha fazlası.
Ruh sağlığı bozuklukları, davranış ve öğrenme güçlükleri teşhisi konulan kişilerdeki ürkütücü artış, gazete manşetlerinde ve sohbetlerimizde düzenli olarak yer almaktadır: “DEHB: Teşhislerdeki son patlamanın arkasında ne var?”, New Scientist, Mayıs 2023. “Otizm yeniden yükselişte!”, New York Times, Mart 2023. Hikâye birden fazla ruh sağlığı bozukluğu kategorisi için de aynı durumda: “Travma Sonrası Stres Bozukluğu üniversite öğrencileri arasında arttı”, New York Times, Mayıs 2024. “Depresyon ve anksiyete oranları geçtiğimiz yıl %25 arttı”, Forbes, Şubat 2023.
Bu şaşırtıcı istatistikler sağlığımızın durumu hakkında ne söylüyor? Görünüşe bakılırsa, zihinsel ve fiziksel olarak eskiye oranla çok daha az sağlıklıymışız gibi görünüyor. Ancak bunları yorumlamanın başka yolları da var. Tıbbi sorunları tanıma ve tedaviye ihtiyaç duyan kişileri belirleme konusunda çok daha iyi olduğumuz gerçeğini yansıtıyor olabilirler mi? Otizm gibi rahatsızlıklar, insanlara nihayet doğru teşhis konulduğu ve destek verildiği için artıyor olabilir. Ancak üçüncü bir olasılık daha var. Tüm bu yeni teşhisler tamamen göründükleri gibi olmayabilir. Sınırdaki tıbbi sorunlar kesin tanılara dönüşüyor ve normal farklılıklar patolojikleştiriliyor olabilir. Bu istatistikler, sıradan yaşam deneyimlerinin, bedensel kusurların, üzüntü ve sosyal kaygının tıbbi bozukluk kategorisine dahil edildiğini gösteriyor olabilir. Başka bir deyişle: daha fazla hastalanmıyoruz , hastalığa daha fazla atıfta bulunuyoruz.
Bu açıklamalardan hangisinin doğru olma olasılığının daha yüksek olduğu, üzerinde uzlaşmaya varılması zor bir konudur. Ancak bu sorunun cevabını bulmak büyük ölçüde bizim çıkarımıza olacaktır çünkü sağlık sorunlarını daha hafif ve erken şekillerde tespit etme eğilimi ve bunun her zaman yapılacak en doğru şey olduğu varsayımı durmaksızın ilerlemektedir.
Ben üç numaralı olasılığı savunuyorum: aşırılaşan tıbbın kurbanı oluyoruz ve artık kadranı geri çevirmenin zamanı geldi. Ruhsal ve fiziksel sağlık sorunları için teşhis çağında yaşıyoruz. Ve bunun yakın zamanda DEHB teşhisi konulan insan sayısındaki patlamadan daha iyi bir örneği olamaz.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
DEHB, 1968'de Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının (DSM-2) ikinci baskısında tanımlanmış bir tıbbi durum olarak başlamış ve burada çocuklarda hiperkinetik reaksiyon olarak adlandırılmış ve tek bir satırda ergenlikte kaybolan dikkat dağınıklığı ve huzursuzluk olarak tanımlanmıştır. 1980'de DSM-3'te dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) terimi kullanılmaya başlanmış, 1987'de DSM-3'ün gözden geçirilmiş baskısında hiperaktivite de eklenmiştir. DSM-5 DEHB'i sosyal işlevselliği veya gelişimi engelleyen bir dikkatsizlik veya hiperaktivite örüntüsü olarak tanımlamaktadır. Teşhis, zorlukların 12 yaşından önce mevcut olmasını, iki veya daha fazla ortamda mevcut olmasını ve sosyal, akademik veya mesleki işlevlerin kalitesini azaltmasını gerektirir. Hafif, orta ve şiddetli DEHB arasındaki ayrım çok belirsizdir. Tüm tıbbi sorunlar gibi DEHB'in de çeşitli yoğunluk farklılıkları vardır. Bu sorunla en canlı karşılaşmalarımdan birini bir hastamla değil, bir arkadaşımın küçük kızı Kendra ile vakit geçirirken yaşadım. Sekiz yaşında, şiddetli DEHB'i olan Kendra, ayak uydurulması imkansız bir enerji seviyesine ve odaklanma eksikliğine sahipti. Grup içinde bir kişiden diğerine atlıyor, hızlı konuşuyor ve konudan konuya geçiyordu. Harika derecede sevecen bir çocuktu ve aynı zamanda çok zeki olduğunu hissediyordum, ancak bu teoriyi test etmek zordu çünkü dikkatini uzun süre hiçbir şeye veremiyordu. Bir keresinde bir alışveriş gezisinde ona ve annesine katılmıştım. Öyle bir enerjisi vardı ki kimse rahatlayamadı. Hemen kaçacağından ve onu kaybedeceğimizden emindim. Ama kaybetmedi. Güvenli bir şekilde büyüdü ve yaratıcı bir yetişkin olmak için iyi yetiştirildi. Hâlâ odaklanamama sorunu yaşıyor. Eğitimi zor oldu ama yerini buldu. O bir sanatçı, bu da kendi hızında, kendi yolunda çalışmasına ve esnek düşüncesinden en iyi şekilde yararlanmasına olanak tanıyor.
Kendra'da olduğu gibi şiddetli DEHB tanı oranları aslında oldukça sabittir. Ancak şiddetli DEHB'lilerin sayısı artık hafif DEHB'lilerden çok daha fazla. Otizmde olduğu gibi, son 30 yılda DEHB teşhisi konan kişi sayısında şaşırtıcı artışlar olmuştur, ancak bu büyümenin neredeyse tamamı spektrumun hafif ucundadır.
Yetişkinlikte yeni tanı konulması çok nadir olmaktan çıkıp bazı yerlerde 20 yetişkinde bire kadar yükselmiştir. Bunların neredeyse tamamı hafif düzeydedir. Birleşik Krallık'ta 2020 ve 2023 yılları arasında DEHB teşhisi alan yetişkinlerde %400'lük bir artış görülmüştür.
Her yeni DSM basımı, gelecekteki potansiyel 'koşulları' önermektedir. Örneğin, komite bir sonraki baskı için 'kafein kullanım bozukluğu'nu önerdi
Teşhis otizme göre daha az resmidir. Nitelikli bir profesyonel tarafından ayrıntılı bir klinik değerlendirmeyi içerir. Buna ek olarak, dikkatsizlik veya hiperaktiviteye işaret edebilecek mevcut semptomları ölçmeye yardımcı olmak için çeşitli derecelendirme ölçekleri mevcuttur. Bunların çoğu, kişinin kendi bildirdiği semptomlara dayanmaktadır. Bu da tanıyı doğası gereği öznel hale getirir. DSM, “sık sık bir şeyleri kaybetme”, “doğrudan konuşulduğunda sık sık dinlemiyor gibi görünme”, “sık sık görevlerden kaçınma”, “sık sık aşırı konuşma”, “sık sık kıpırdanma” gibi beklenebilecek zorluk türlerinin örneklerini listeler. “Sıklıkla” kelimesi yoruma açıktır. Teşhis için semptomların sosyal, akademik veya mesleki işlevlerin kalitesini etkilemesi gerekir. Bunu ölçmek çok zordur. Muhtemelen DEHB için bir değerlendirme isteyen herhangi bir kişi bunu sadece hayatlarının bir alanında mücadele ettikleri için yapacaktır.
Bir çalışmada DEHB'li yetişkinlerin %87'sinin ikinci bir psikiyatrik tanıya, %56'sının ise üçüncü bir tanıya sahip olduğu bulunmuştur. DSM-5, 2013 yılında ilk kez aynı kişide hem DEHB hem de otizm teşhisine izin vermiştir. Bundan önce bu teşhisler birbirini dışlıyordu. DSM-5'ten bu yana, her ikisine de sahip olan kişilerin sayısı giderek artıyor. Anna'nın depresyon geçmişi var ve otizm için de benden bir değerlendirme istemeyi düşünüyor.
Açık olan gerçek şu ki, onlarca yıllık çalışmalara rağmen, hiçbir biyomedikal araştırma projesi DEHB hastalarında ortak olan herhangi bir beyin anormalliği bulmayı başaramamıştır. DEHB'li kişiler tarafından sergilenen davranışların diğer bozukluklardan ya da normal insan deneyimlerinden ayırt edilmesini sağlayan hiçbir biyolojik belirteç yoktur. DEHB'in biyolojik “nedenini” bulmaya niyetli araştırmacılar bile bunun çok çeşitli insanlarda pek çok şekilde ortaya çıkan ve uzun vadede birçok farklı sonucu olan bir durum olduğunu kabul edecektir. Yine de DEHB ile tutarlı olduğu düşünülen özelliklere sahip insanları tek bir tıbbi kategori altında topluyor, sanki hepsi kesin olarak bir beyin gelişim bozukluğuna sahip tek bir grupmuş gibi inceliyor ve tedavi ediyoruz.
Patolojikleştirme
Ruh sağlığı sorunlarının ve davranış bozukluklarının biyolojikleştirilmesi - ya da daha doğru bir ifadeyle patolojikleştirilmesi - şu anda tıpta ve toplumda var olan yoğun bir eğilimdir. Depresyonun yaşam koşullarına bir tepki olarak değil de serotonin eksikliği olarak tanımlandığını duymak alışılmadık bir durum değildir. Bu atmosferde, hastalığın sosyal ya da psikolojik yönlerine çok fazla odaklanmak, bazı hastalar tarafından başka birinin gerçeğini inkâr etmek olarak görülüyor. Unutkanlık, motivasyon eksikliği, gürültüye tahammülsüzlük, sosyal kaygı, düşük ruh hali, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon güçlükleri insan deneyiminin bir parçasıdır. Bunların her biri, kısmen DSM'deki kategorilere dahil edilmeleri nedeniyle giderek daha fazla patolojik hale gelmiştir.
Hastalık ve rahatsızlıkları sınıflandıran sistemler esastır ve bunların yokluğunda sağlık hizmetlerinin veya araştırma tesislerinin nasıl işleyeceğini bilemiyorum. DSM ile ilgili sorun; var olması değil, amaçlanandan daha fazla harfi harfine kullanılmasıdır. Ayrıca, çok ileri gittikleri açık olsa bile DSM kategorilerini geri çevirmek çok zor görünüyor. Kriterlerin sıkılaştırılması bazı insanlardan bir tanıyı alma riski taşıdığında, genellikle yeni bir tanı etiketi oluşturulur, böylece kimse tanıdan yoksun kalmaz. En yeni kriterlere göre artık otizmli olarak nitelendirilemeyecek kişileri hesaba katmak için bir “sosyal (pragmatik) iletişim bozukluğu” kategorisi geliştirildiğinde DSM-5'te olan buydu. Her yeni basım, gelecekteki “koşullar” olarak dikkate alınmaya değer sorunlar bile önermektedir. DSM-5 komitesi, bir sonraki baskı için potansiyel bir kategori olarak “kafein kullanım bozukluğu”nu önerdi. Bu, bozulma ve sıkıntıya yol açan sorunlu kafein kullanımı olarak tanımlanmaktadır. Ve biyolojikleştirme çoktan başladı: ikizler üzerinde yapılan çalışmalar aşırı kafein kullanımının kalıtsal olduğunu ve ADORA2A genindeki varyantların bununla ilişkili olduğunu gösteriyor.
DSM yaklaşımı tek yol değildir. Birçok kişi, benim gibi, ruhsal sıkıntı ve davranış sorunlarının biyolojikleştirilmesinin, daha kalıcı bir iyileşmeye katkıda bulunabilecek kişisel içgörülerin incelenmesinin önüne geçebileceğinden korkuyor. Bazı tıp uzmanları arasında aşırı biyolojikleştirici yaklaşımdan uzaklaşılması gerektiğine dair artan bir his var. Bu grup arasında, ruh sağlığı sorunlarının teşhisinin kişisel anlamı gizlediğini, kişisel kimliğe zarar verdiğini ve failliği ortadan kaldırdığını düşünen psikolog Lucy Johnstone da yer alıyor.
Johnstone, ruh sağlığı sorunlarını beyin bozukluklarından ziyade hayatta kalma stratejileri olarak kavramsallaştırmayı tercih etmektedir. Bu teoride, “semptom” olarak tanımlanan deneyimler aslında tehditlere karşı bir tepki ve kişinin bu tehdidin üstesinden gelmek için ne yapması gerektiğinin bir tezahürüdür. İnsanlar esasen sosyal varlıklardır. Sorunlu davranışlar ve düşük ruh hali, sosyal çevrelerinden ve ilişkilerinden ayrılamaz. Johnstone'un dediği gibi, akıl hastalığı olarak sınıflandırılan şey, bir kişinin korunmaya, değer görmeye veya yerini bulmaya çalışması olabilir. Anna için bu, bir akademik yılın ortasında okul değiştirme ihtiyacı gibi olayların onu nasıl etkilediğini incelemek anlamına gelebilir. Sonraki duyguları ve eylemleri, bir beyin bozukluğundan ziyade bir hayatta kalma stratejisi olarak daha iyi değerlendirilebilir. Johnstone, “Davranışlarımız içinde bulunduğumuz koşullara, geçmişimize, inanç sistemlerimize ve bedensel kapasitelerimize verdiğimiz anlaşılabilir bir yanıttır” diyor.
Bunun önemi, Birleşik Krallık'ta yaşayan kıdemli bir tıp doktoru ve araştırmacı olan Prof. Paul Garner'ın hikayesiyle örneklendirilebilir. Garner, Mart 2020'de Covid-19'a yakalanmış ve akut enfeksiyonun geçmiş gibi görünmesinden haftalar sonra kendisini ciddi şekilde yorgun bulduğunda şok olmuştur. İlk enfeksiyonu hafif seyretmişti ancak sonrasında kendisini “kafasına kriket sopasıyla vurulmuş” gibi hissettiğini söyledi. Bazı noktalarda öleceğini hissetti. Her gün yeni bir semptomu vardı: bunaltıcı baş ağrıları, mide rahatsızlığı, kulak çınlaması, karıncalanma, nefes darlığı, baş dönmesi. British Medical Journal için yazdığı bir blogda hastalığını “bir Advent takvimi gibi, her gün yeni bir şey var” şeklinde tanımladı.
Garner bir bulaşıcı hastalıklar uzmanı. Kendi vücuduna neler olduğunu herkesten çok kendisinin açıklayabileceğini düşünmüş ama açıklayamadığını fark etmiştir. Virüsün tıp kitaplarında bulunmayan yeni bir immünolojik bozukluğu tetikleyip tetiklemediğini merak etti. Bu yüzden cevaplar için internete başvurdu ve yalnız olmadığını gördü. Covid destek gruplarında, tam olarak onun deneyimini paylaşan birçok insan vardı. Hafif Covid'den sonra artık yürüyemeyen maraton koşucuları gibi. Covid grupları aracılığıyla, diğer enfeksiyonlardan sonra kronik yorgunluk sendromları geliştiren insan topluluklarına giden yolu buldu. Bu insanların çoğu onlarca yıldır hastaydı. Tıbbi bilgilerine dayanarak başlangıçtaki beklentisi, zaman, iyileşme ve aktivitede hafif artışlarla istikrarlı bir şekilde iyileşmesiydi. Ancak bu, ortaya çıkan gerçekliğiyle uyuşmuyordu. İyi bir günde yapılan 10 dakikalık bir bisiklet sürüşü üç günlük bir nüksetmeye neden olmuştu. Bu yüzden Garner, kendisinden çok daha uzun süredir iyileşememe sorunuyla uğraşanların anlattıklarından bir şeyler öğrenmeye karar verdi. Bu kişiler, durumdan kurtulmak için egzersiz yapmak yerine enerji seviyesinin sınırları dahilinde çalışmasını tavsiye etti. Bir arkadaşından tavsiye aldı: “Virüse hükmetmeye çalışmayı bırakın... ona uyum sağlayın.” Daha az şey yapmayı öğrendi. Bu onu daha kötüye gitmediği ama daha iyiye de gitmediği bir düzeye getirdi.
Birdenbire tamamen iyileşeceğime inandım. Hastalık hakkında okumayı ve semptomları tartışmayı bıraktım. Neşelenmek için zaman harcadım
Garner'ın hikâyesi burada sona erebilirdi. Eylül 2020'ye kadar iyileşmişti ama artık daha fazla iyileşemiyordu. Bu yüzden iyileşme olmayan hikayelerin ötesinde, daha olumlu sonuçlara sahip olanları aramaya başladı. Bir zamanlar kronik yorgunluk sendromu olan ancak bunu yenen insanlardan oluşan bir grup olan Recovery Norway'i bu şekilde buldu. Grup ona bir iyileşme danışmanının yanı sıra başka bir bakış açısı ve en önemlisi bir iyileşme kimliği kazandırdı. Başlangıçta adım atmanın kendisine yardımcı olduğunu, ancak daha sonra bunu takıntı haline getirdiğini fark etti. Blogunda anlattığı gibi, korkudan felç olana kadar vücudundan gelen sinyalleri bilinçsizce izlemeye başlamıştı. Uzun süreli Covid'in mitokondrilerine zarar veren metabolik bir hastalık olduğuna inanıyordu, ancak Norveç grubu farklı düşünmesini sağladı. Virüsün yorgunluğu tetiklediğinden şüphe duymuyordu ama daha sonra korkusu yüzünden kısır bir hastalık döngüsüne yakalandığını hissetti. Virüsler, insanların dinlenmesini sağlamak için yorgunluğa neden olur ve bu da iyileşmeyi destekler. Ancak Garner'ın durumunda iyileşme süreci ters gitmişti çünkü istemeden de olsa vücudunu yorgun kalmaya şartlandırmıştı. Garner, iyileşmek istiyorsa beynini yorgunluğa farklı tepki vermesi için yeniden eğitmesi gerektiğini fark etti.
“Birdenbire tamamen iyileşeceğime inandım,” diye yazıyor. “Belirtileri sürekli izlemeyi bıraktım. Hastalıkla ilgili hikayeleri okumaktan ve diğer hastalarla olan Facebook gruplarını bırakarak semptomları, araştırmaları veya tedavileri tartışmaktan kaçındım. Neşe ve mutluluk aramak için zaman harcadım... ve egzersiz korkumun üstesinden geldim.” Garner, 2020'nin sonunda tamamen iyileşmişti.
DEHB'in eskiden bir iyileşme kimliği vardı. 1960'larda ve 70'lerde DSM bunu ergenlikte kaybolan bir durum olarak tanımlıyordu. 90'lara gelindiğinde, semptomların her zaman tamamen ortadan kalkmadığı, ancak insanlar yaşlandıkça azaldığı kabul edildi. Bazı çalışmalar insanların %60'ında gerileme olduğunu ortaya koymuştur. Şiddetli DEHB azalsa da genellikle devam ederken, hafif DEHB'li kişiler tam iyileşme şansı bekleyebilirdi. Ancak DEHB yavaş yavaş birçok genç insanın kimliğine dahil edilmektedir. Bazı destek grupları DEHB özelliklerinin üstesinden gelme girişiminden vazgeçirmektedir. İnsanlara maskelerini çıkarmaları ve DEHB'li benliklerini başkalarıyla paylaşmaları söylenir. Ancak ruh halimizi, davranışlarımızı ve dürtülerimizi kontrol etmeyi öğrenmek, DEHB olsun ya da olmasın büyümenin bir parçasıdır. Hepimiz pratik yaparak sosyal açıdan daha yetkin hale gelir, odaklanır ve daha iyi başa çıkabiliriz. Gençleri aksini yapmaya teşvik etmek iyi niyetli olabilir ancak potansiyel olarak onların iyileşmesini engeller. Yetişkinlerde daha kısa vadeli DEHB belirtilerindeki artış, genç bir kişinin zorluklarının zamanla ortadan kalkacağı beklentisini de zayıflatabilir. Giderek artan bir yetişkin nüfusu DEHB'i kendi benlik kavramlarına dahil etmiştir. Tıbbi bir sorun kişinin kimliğinin bir parçası olduğunda, kaçınılmaz hale gelir.
Nöroçeşitlilik
Nöroçeşitlilik 1998 yılında Avustralyalı sosyolog Judy Singer tarafından ortaya atılmıştır. Aslında tıbbi bir terim değil ama kulağa öyleymiş gibi geliyor. Singer bir röportajında bu terimi nasıl bulduğunu anlatmıştır: “Bu terimi, çevrede çeşitliliğin olmasının iyi olduğunu söyleyen politik bir terim olan biyoçeşitliliğin bir kombinasyonundan aldım. Psikoterapinin biraz şakaya dönüştüğünü ve sinirbilimcilerin yeni rahipler olduğunu fark ettim, bu yüzden onları bir araya getirelim diye düşündüm.”
Bu terim depresyon, DEHB, otizm, disleksi, dispraksi (motor becerilerinin etkilendiği nörolojik bir bozukluk) ve Tourette sendromu da dahil olmak üzere bir dizi durumu kapsayacak şekilde kullanılmaya başlandı. Hepimizin beyninin farklı olduğunu ve bunun bir sonucu olarak dünyayı farklı algıladığımızı ve farklı işlevler gösterdiğimizi hatırlatmak için olumlu yönde söylenecek çok şey var. Davranmanın ya da hissetmenin doğru ya da yanlış bir yolu yoktur ve tüm varoluş biçimleri kucaklanmalıdır.
Ancak sorun, terimin bu şekilde kullanılmamasıdır. Bunun yerine, “nörotipik” teriminin karşıtı olarak kullanılmaktadır. Nörotipik bir kişinin düşüncelerini organize ettiği ve “tipik” bir şekilde davrandığı söylenir. Nöroderjik ve nörotipik insanlar arasındaki farkın çok yaygın bir açıklaması, ikincisinin yaşam için doğuştan gelen bir el kitabıyla doğmuş olmasıdır, bu da onlara doğuştan gelen bir sosyal kural duygusu verir. Nörodiverjan insanlar bu el kitabını almamışlardır ve bu nedenle öğrenmek ve uyum sağlamak için çok daha fazla çalışmak zorundadırlar. İnsanların tipik ve farklı olarak ikiye ayrılması, hepimizin farklı olduğu şeklindeki mantıklı ifadeyle çelişmektedir.
Yaşadıkları zorluklar gerçek, aksi takdirde bir teşhis arayışına girmezlerdi. Anna çok uzun süredir bununla mücadele ediyor. Çok fazla içsel acı çekmiş ve desteğe ihtiyacı var. Ancak DEHB teşhisi konulan kişilere sağlanan faydaların, bir beyin bozukluğu ile etiketlenmenin sakıncalarından daha ağır basıp basmadığı sorusu ortaya çıkıyor. Eğer değilse, o zaman bu bir aşırı teşhis örneğidir - teşhis doğru olabilir ama faydalı değildir. Aşırı teşhisle ilgili sorun her zaman teşhisin faydası ve hafif derecede etkilenenlere özel kolaylıklar sağlanmasının değeriyle ilgilidir. Kanada'da yapılan bir çalışmada DEHB'li üniversite öğrencileri karşılaştırılmış, bu öğrencilerden bazılarına hiçbir özel kolaylık sağlanmamış, bazılarına ise sınavlar için daha uzun süre ve ayrı sınav odaları gibi yardımlar verilmiştir. Ekstra destek alan öğrenciler bunu yararlı olarak algılamış ancak akademik performans açısından ölçülebilir bir fayda görülmemiştir.
Çeşitli çalışmalarda, dikkat dağıtıcı ortamın azaltılması, hesap makinesi kullanımı, daha sık molalar ve yazılı bilgilerin sözlü olarak sunulması da dahil olmak üzere çeşitli ödenekler verilen okul çağındaki çocuklar ve yüksek öğrenimdeki öğrenciler incelenmiştir. Yine, bu ekstra desteği alan DEHB'li kişiler, almayan DEHB'li öğrencilerden daha iyi performans göstermemiştir. Bir çalışma, okulda DEHB taraması yapılan çocukların fayda görmediğini ortaya koymuş, ancak bu kadar küçük yaşta etiketlenmelerinden zarar gördükleri endişesini dile getirmiştir. Benzer şekilde, DEHB'li yetişkinleri desteklemek için yapılan özel düzenlemelerin hayatlarında olumlu bir farka sebep olduğu henüz kanıtlanmamıştır.
Uyarıcılar çocuklarda DEHB için ilk basamak tedavi değildir. Davranışsal tedavilerin ve desteğin yeterli olmadığı durumlar için ayrılmışlardır. Çocuklarda uyarıcıların kısa vadeli etkinliğinin hiperaktivite gibi semptomları azaltmada iyi kurulmuş olduğu düşünülmektedir. Konsantrasyonu artırırlar ve öğretmenler bunları alan çocuklarda daha iyi davranışlar gözlemlerler. Bununla birlikte, çoğu çalışma, çocukları sadece kısa bir süre takip etmiştir. Daha az net olan şey, bu semptom azalmasının uzun vadede daha iyi bir yaşam kalitesi veya akademik performans gibi daha anlamlı bir şeye dönüşüp dönüşmediğidir. Uyarıcı ilaçlar semptomları yalnızca siz ilacı kullanırken azaltır. Daha kalıcı bir tedavi etkisi için davranışsal müdahalelere ihtiyaç vardır. Yine, uyarıcı ilaçlardan kazançlı çıkacak olanlar şiddetli DEHB'li çocuklardır. Çünkü ilaçların, okuma gibi görevlere konsantre olma yetenekleri üzerinde daha belirgin bir etkiye sahip olduğu ve böylece öğrenmeye zaman buldukları görülmektedir. Hafif düzeyde ise uyarıcı ilaç kullanımının, etiketlemenin olumsuz etkilerini ya da bir ruh sağlığı tanısından çıkarılabilecek düşük beklentileri dengeleyecek kadar etkisi olduğu konusunda şüpheler vardır.
Bu sadece bir anekdot, ancak DEHB veya otizm teşhisi konan kişilerin hayatlarında hissedilir bir iyileşme olmaması, bu konuda insanlarla görüştüğümde beni birçok kez endişelendirdi. Konuştuğum ve hepsi yetişkin olan çok sayıda insan teşhis sayesinde hayatlarının daha iyi olduğunu düşünüyordu. Herkes teşhisi hayatlarına memnuniyetle kabul etmişti. Ancak neredeyse hepsi işinden ayrılmış, eğitimini yarıda bırakmış ve birçok eski arkadaşını kaybetmişti. Birçoğu eve bağlıydı. Aynı şey kronik Lyme hastalığı ve uzun süreli Covid ile ilgili konuştuğum kişiler için de söylenebilir. Teşhis konulmasının algılanan faydası ile yaşam kalitesindeki gerçek iyileşmeler arasında endişe verici bir uçurum olduğunu gördüm. Çoğu konuşmada, doğrulamanın olumlu etkisinin ne kadar süreceğini merak ediyordum.
Konuştuğum insanların her biri teşhislerinden büyük bir psikolojik rahatlama elde ettiklerinden ve bunun hayatlarını daha iyi hale getirdiğinden emindiler. Belki de aslında tanıdan bekledikleri şey, sadece çok özel başarı türlerine değer veren bir dünyada daha az şey yapma izniydi. Bazıları için tıbbi teşhis, üzerlerindeki baskıyı azaltmanın bir yoludur, böylece artık aşırı idealist bir sosyal ve iş hayatının peşinden koşmaya devam etmek zorunda hissetmezler.
Bir kadının hikayesi oldukça dikkat çekiciydi. Kendisi bazı önemli başarılara imza atmış bir sanatçı ama istediği başarıyı elde edememiş. Bana bir akademisyen olmayı tercih ettiğini ama yeteneğinin bu olmadığını söyledi. Bir genç olarak, yetişkin halini şiirden alıntı yaparken hayal ediyordu. O yetişkin olamamanın acısı onun için korkunçtu. Bu, sahip olduğu başarının tadını çıkarmasını engelledi. Sonunda DEHB teşhisi, istediği her şekilde eşit derecede yetenekli olamayacağını kabul etmesine yardımcı oldu. Teşhis onu biraz rahatlattı ama aynı zamanda hayatında durgunluğa da neden oldu. Kendisinin daha düşük bir versiyonuna olan inancını pekiştirdi. Başkalarının gıpta edeceği başarılı bir sanat kariyeriyle tanımlanmak yerine, hayatı DEHB etrafında dönen ve nörogelişimsel olarak farklı olduğu için yapamadığı şeylerle tanımlanan bir kadın haline geldi. Bu şekilde farklı olduğu söylenen bir çocuğun kendini küçümseyeceğinden ve geleceğini sınırlayacağından endişe ediyorum. Aşırı tıbbi teşhis, insanları iyileşme kimliğinden mahrum bırakma ve ötekileştirme yoluyla hoşgörüsüzlüğü teşvik etme riski taşır; dünyayı nöroderjik ve nörotipik olarak ikiye böler.
Hedefleriniz belirsiz veya çok az şey sunan bir teşhisle daraltılmışsa, hayatın büyük yolculuğuna çıkmak veya devam etmek çok zor olmalı. Farklılıklara ve kusurlara karşı daha hoşgörülü olmanın bir yolunu bulalım ve bu da insanların bir tanıya bağlı olmadan hayatlarını sürdürmelerine olanak tanısın.
Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül / @uzmpsklamiaergul
Kaynak: https://www.theguardian.com/society/2025/mar/01/the-number-of-people-with-chronic-conditions-is-soaring-are-we-less-healthy-than-we-used-to-be-or-overdiagnosing-illness
Bağımlılığa dair klasik anlayışları sorgulayan, onu sadece biyolojik veya psikiyatrik bir bozukluk olarak değil, insanın anlam arayışıyla doğrudan bağlantılı bir...
DevamıYeni çıkan bir kitap, duygularımızı bastırmadan daha etkili bir şekilde yönetmenin araştırmaya dayalı yolları konusunda bizlere rehberlik ediyor.
DevamıTerapi kuramlarını arkada bırakmak beni nasıl daha iyi bir terapist yaptı?
DevamıHiçbir şey hissetmemek, çok fazla şey hissetmek kadar yıpratıcı olabilir.
DevamıBir tür 'derin merak' pratiği yapmak, 'diğer tarafta' olsalar bile kendinizle ve başkalarıyla bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir...
DevamıYasın Altıncı Aşaması adlı kitabı, ilk kez 1969 yılında Elisabeth Kübler-Ross tarafından tanımlanan yasın beş aşaması modeline...
DevamıBaşarısızlığın neden eski bir tanıdık gibi hissettirdiğini hiç merak ettiniz mi? Belki de suçlu; sürekli olarak yenilgi duygusunu besleyen ve ...
DevamıBeğenilmemek hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. İşte sizden hoşlanmayan biriyleyken daha rahat hissedebilmeniz için denenmiş ve test edilmiş bazı yollar...
DevamıInfluencerlar ve kişisel gelişim guruları, yarardan çok zarar getirme riski taşıyan bir tür pozitif psikoloji vaad ediyorlar Kötü bir gün ya da kötü bir yıl geçirdiğiniz...
DevamıMescid-i Aksa ya da Kur’an-ı Kerim'in ifadesiyle Kudüs'ün Uzak Mescidi, Mevlana Celaleddin Rumi için merhamet ve aşkınlık ruhunun...
DevamıVicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger’in ifadesiyle, “benim içimden ama kendimden öteden” gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden...
DevamıYeni bir araştırma; sözlü istismarın çocukları nasıl etkilediğini, kendine zarar verme ve anksiyete gibi uzun vadeli sorunların tohumlarını nasıl attığını gösteriyor...
DevamıÇoğu insan “içeri girmek” tekniğiyle dikkatlerini duygu ve düşüncelerine yönlendirip daha dayanıklı olacaklarına inanırlar. Fakat...
Devamı25 yıllık araştırma sonucuna dayanarak bağışlama ve alternatifleri hakkında öğrendiklerimiz...
DevamıGünlük sosyal durumlar bile kendinizi mahcup ve korkmuş hissetmenize neden oluyorsa, bu iyi test edilmiş teknikleri denemenin zamanı geldi...
DevamıAradığımız mutluluk hiç beklemediğimiz bir yerde olabilir. En büyük çabalarımıza rağmen, hayatımız adına kurduğumuz hayaller...
DevamıEşlerimiz, ailemiz ve hatta iş arkadaşlarımızla ilişkilerimizde işlerin nasıl olduğu ile bizim nasıl olmasını istediğimiz arasında boşluklar olabilir...
DevamıHızla değişen bir dünyada, pek çok insanın kendini kaybolmuş ve stresli hissetmesi şaşırtıcı değildir. Bununla birlikte...
Devamıİlk olarak arkadaşlarımıza nasıl öncelik vereceğimize odaklanalım istiyorum. Kaliteli sosyal etkileşimlerin...
DevamıDuygularınızdan kaçınmak akıl sağlığımız için iyi değildir. Bir psikolog, bu alışkanlığı nasıl kıracağınızı ve savunmasızlığınızı nasıl...
DevamıBirçok insanın travmalar hakkında bilmedikleri...
DevamıBirçoğumuz sonsuz sayıda hata yaparız- ancak yeni içgörüler, başarısızlıklarımızdan değerli dersler çıkarmamıza yardımcı olabilir...
DevamıGece neredeyse tamamen boşalmış metro vagonunda kitabınıza, Instagram akışınıza ya da işe gidip gelirken zaman...
DevamıBilginin kaynağı olduğunuzu düşünmek kolaydır. Pek çok beceri ve uzmanlığa sahip olsanız da muhtemelen düşündüğünüzden...
DevamıÇarpıtılmış düşünme biçimleri sizi karanlık yollara nasıl götürür?
DevamıToronto Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanı olan J.D. Haltigan’a bir soru sorduk. TikTok akıl ...
DevamıManevi baypas, karmaşık psikolojik sorunlardan kaçınmak için manevi açıklamalar arama eğilimine atıf yapar. Terim ilk olarak...
DevamıHer zaman kendini mi suçluyorsun yoksa başkalarının senin hakkında kötü düşündüğü fikrine mi kapılıyorsun? Bir Bilişsel Davranışçı Terapist...
DevamıBaşımızı erteleme duvarına çarpmaya devam etmek yerine, yeni bir şeyler denemeye ne dersiniz?...
DevamıHayat belirsiz olduğunda, olağan tepkilerimiz ve başa çıkma stratejilerimiz her zaman işe yaramayabilir. Kıvrak zeka pratiği...
DevamıAraştırmalar gösteriyor ki, yenilgilerimizden ders almak istiyorsak bazı duygusal ve bilişsel engelleri aşmamız gerekiyor...
DevamıÇoğu insan için sevgi hissi hayatlarında bulunması gereken önemli bir ihtiyaçtır. Bağlanma biçimimiz de sevgiyi...
DevamıBirkaç ay önce korona olmuştum ve ilk semptomlarım bedenseldi. Fakat zamanla boğaz ağrısı ve öksürüğün azalması ile...
DevamıGünümüzde her alanda zorluklarla boğuşan modern insanın, mutlu ve sakin kalabilmek için yapabileceği en güvenilir...
DevamıBeynimiz bizi doğal olarak savunmacı yapar, ancak daha fazla alçakgönüllülük geliştirmek için atabileceğimiz adımlar var...
DevamıBilim yaygınlaşmış iddialara rağmen çocukluk deneyimlerinin yetişkin yaşamlarımızı belirlediği iddiasını desteklememektedir...
DevamıTracy Dennis-Tiwary, endişeye doğru yaklaşmanın bize nasıl motivasyon sağlayabileceğini ve kendimiz hakkında bize nasıl fikir verebileceğini açıklıyor.
DevamıAraştırmalar, yenilgilerimizden ders çıkarabilmemiz için bazı duygusal ve bilişsel (zihinsel) engellerin üstesinden gelmemiz gerektiğini...
DevamıYeni bir kitap, bakış açılarımızın her zaman sınırlı olduğunu, ancak empatiyi akıllıca kullanmayı öğrenirsek diğer insanları daha iyi...
DevamıValerie, 25 yaşında üniversite mezunu bir kişi. Merhametli ve verici bir insan. Kendisini mültecilerle yapılan gönüllü yerel çalışmalara adamış birisi...
DevamıBeth her zaman endişeli biri olmuştur; şu sıralar her gün, günün yarısından fazlasını malî meseleler, okul ödevlerini bitirip bitiremeyeceği, sağlık durumu...
DevamıEmpati, bir başkasının duygularını anlama ve paylaşma kabiliyeti, diğer insanlarla olan bağlantılarımızın temelidir. Araştırmalar, empatinin...
DevamıSınırlarınızın ne kadar farkında olduğunuzu anlamanın ve entelektüel alçakgönüllülüğünüzü geliştirmenin birçok yolu vardır...
DevamıDaha az stres verici olaylara tepkilerinizin diğer insanlarınkinden daha büyük olduğu hissine hiç kapıldınız mı?
DevamıGeçen hafta Türkiye menfur bir cinayetle sarsıldı. Kalp hastalıkları uzmanı meslektaşımız Ekrem Karakaya görevi başında hunharca...
DevamıSosyal koşullar ve eşitsizlik iyi oluşu etkiler. Öyleyse neden "mutluluk bir seçimdir" deyip duruyoruz?...
DevamıPsikolojik sağlamlık becerilerini geliştirmek için bir yol haritası...
DevamıGünümüzde travma kavramı, hem travmatik olarak kabul edilebilecek olayların çeşitliliği hem de travmanın kurbanların yaşamlarına...
DevamıBir psikolog, akut travmasından sonra öğrendiği 7 iç görüyü anlatıyor.
DevamıÇocukluk döneminde “neden” ve “nasıl” sorularını sorma dürtümüz zamanla kaybolur. Yine de açık görüşlü olmanın...
DevamıHata yaptığınızda (kaçınılmaz olarak) kendinize karşı nazik olmayı öğrenmek, mutluluğunuz üzerinde dikkate değer bir etkiye sahip olabilir...
DevamıHepimiz oradaydık. Üç gün önceki 2 dakika süren sohbete saplanıp kaldık. Tekrar tekrar beynimizde döndürüp duruyoruz. Babama kızmamalıydım...
DevamıFarklı görüşlerimiz hakkında daha iyi tartışmalar yapmak için sekiz ipucu...
DevamıAraştırmalar; izolasyon, stres ve belirsizliğin unutkanlık ve düzensizliğe neden olabileceğini gösteriyor. İşte bu konuda yapılacaklar...
DevamıHassas ve rahatsız edici duyguları kabul etmek ve onları kucaklamak motive olmamıza ve hedeflerimize doğru ilerlememize...
DevamıBizler anlayışlı insanları severiz. Kendimizi kötü hissettiğimizde, kendimiz için üzüldüğümüzde veya her şeyi berbat edip kötü hissettiğimizde...
DevamıYansıtma, istismarcılar, narsistler veya sınırda kişilik bozukluğuna sahip insanlar ve bağımlılar tarafından sıklıkla kullanılan bir savunma...
DevamıÇocukken yaptığınız boyamaları, çizgilerin içinde kalma çabanızı, sonra yaptığınız bir hata ile çizgileri taşırdığınız ve o anda yaşadığınız...
Devamıİlişkilerinizde aşırı bağlanan taraf mı yoksa yakınlaşmaktan kaçınan taraf mısınız? Yakın ilişkilerdeki bağlanma tarzınız...
DevamıPsikolog Marie Haddou Hayır Demeyi Bilmek adında farklı alanlarda hayır demekte güçlük yaşayan insanlara...
DevamıNeden yoksulluk içinde mücadele verenlere olumlu zihin yapılarını dayatmamalıyız?
DevamıDeğişim zamanının geldiğini biliyorsanız ama nereden başlayacağınızdan emin değilseniz doğru soruları sormak iyi bir başlangıç...
DevamıNarsistler, gerçek benliklerini büyüklenmeci, "diğerlerinden üstün", bencil ve oldukça kibirli alternatif bir kişilik ile...
DevamıYılın en popüler hikayeleri, mutlu ve sağlıklı bir hayat için farklı yollar sunuyor...
DevamıBilinçli Farkındalığın birçok faydası olduğu düşünülüyor, ancak yanlış uygulandığında yanlış eylemleriniz için kendinizi daha az suçlu hissetmenizi...
DevamıDüşüncelerinizin hatalı olabileceğini kabul etmek daha fazla öğrenmenize ve daha iyi ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir...
DevamıSosyal İkilem (Social Dilemma 2020) filminden bir sahnede, hayali bir genç, karanlığa gömülmüş bir durumda yatağında oturuyor...
DevamıGenetik olarak zihin ve bedenimiz empati, dayanışma, cömertlik ve yakınlık hisleriyle donatılmıştır...
DevamıHayatta en iyisini yapabilmek için acı gereklidir der Yale profesörü...
DevamıKariyer seçimlerinden yeni alışverişlere kadar, René Girard'ın mimetik teorisini kullanarak sürüye direnin ve kendi yaşam yolunuzu...
DevamıHarika bir evlilik uzaktan, tıpkı bir kitaptaki veya filmdeki gibi coşkulu bir aşk hikayesidir. Ve bu, bir bütün olarak evliliğe bakmanın...
DevamıAntidepresan kullanımı konusunda farklı görüşler olsa da ilaçların birçok insana fayda sağladığı bir gerçek. İlaç kullanımının...
DevamıEğer ertelemek tembellikle ilgili değilse, neyle ilgilidir? Baharat çekmecenizi alfabetik olarak düzenlemek için önemli bir işi ertelediyseniz...
DevamıYeni çıkan bir kitap, kaygının bize, hayatımızı nasıl daha iyi bir hale getirebileceğimize dair ipuçları verdiğini anlatıyor...
DevamıÖlümsüz olmadığımızı kabul etmek, daha mutlu, anlamlı bir hayat yaşamak için meşguliyetten kurtulmamıza ve bizim için en önemli şeye...
DevamıAra vermek tembellik etmek değildir, aksine yeniden şarj olmayı öğrenmek daha üretken ve dayanılır bir hayat yaşamamızı sağlar...
DevamıHayat olanca hızıyla akıyor ve zaman zaman yaşadığımız güçlükler bizi sarstığında ancak dengemizi kaybettiğimizi fark eder oluyoruz...
DevamıMağdur zihniyetine eşlik eden gücün üstesinden gelebilmek için önce onu kabul etmek gerekir...
DevamıBir süredir göremediğimiz bir tehdit ile karşılaştığımız için hepimiz zor günler yaşıyoruz. Bitkin düşen beyinlerimize biraz...
DevamıBir aile üyesi, bir iş arkadaşı veya bir yabancının size kırıcı bir şey söyleme ihtimali vardır. İşte bu yazıyla bu durumla nasıl başa çıkacağınızı...
Devamıİfade ettiğiniz üzere zamanımızın çoğunu çalışarak geçiriyoruz. Zamanımızı nasıl kullanacağımız mesai saatlerimiz üzerinden belirleniyor...
DevamıMassachusetts Çocuk Sağlığı Kliniğindeki çocuklar gözlemlendiğinde tutarsız davranışları göze çarpmaktadır. Tanımadıkları halde...
DevamıAnonim kullanıcıların bir kısmı çevrimiçi ortamda kötüye kullanmanın yanında komplo teorileri de üretiyor. Bu yüzden...
DevamıHayatta bir anlam duygusu bulmakta zorlanıyor musunuz? Araştırmacılar bunun için üç farklı yol belirlediler...
DevamıAlışkanlık haline gelmiş eleştiri her çift için tehdittir. Zaman zaman eşinizi eleştiriyor olabilirsiniz önemli olan bunu...
DevamıBebekler zannedilenden erken zamanda kitaplarla ilgilenmeye başlarlar. Kendi kendilerine hareket etmeye başladıklarında...
DevamıGittikçe daha stresli bir dünyada yaşıyoruz, bu yüzden çocuklarımızda duygusal ve zihinsel dayanıklılığı teşvik etmek hiç bu kadar önemli...
DevamıYeni bir kitap, kanser yaşamanın duygusal ve sosyal karışıklığıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda faydalı rehberlik sağlıyor...
DevamıBelli birisinin yanındayken kafanızın karışmış olduğunu veya suçlu olduğunuzu hissediyor ve bunun sebebinin...
DevamıKonfüçyüsçülük ve Taoizm çocuklarınıza rehberlik ederken zenginlik ve prestij yerine anlam ve tatmin içeren...
DevamıMantığa ve akla yaklaşımımızı değiştirmek, oyunu değiştirir...
DevamıHiç kurbanı oynadınız mı? Eğer oynadıysanız, bunu yaparken doldurmak istediğiniz veya ifade etmeye çalıştığınız...
DevamıOtobüste oturduğunuzu, sırada beklediğinizi veya evde koltuğunuzda oturduğunuzu ve birkaç dakika...
DevamıAynaya baktığınızda kimin yansımasını görüyorsunuz?
DevamıKaygı rahatsız edici olabilir, ancak felsefi bir yaklaşımla heyecan verici bir özgürlük duygusu uyandırabileceğini...
DevamıDışa dönük olmak zorunda değilsin. Ama içine kapanık olmak seni yaşamak istediğin hayattan alıkoyuyorsa hemen...
DevamıBazı insanlar içten içe “kimlik hırsızı sendromu” ile mücadele ederken kendilerini zeki, kendinden emin ve...
DevamıOrtalama insan ömrü ürkütücü bir şekilde sınırlı süreye sahiptir. Şanslıysanız ve 80 yaşına kadar yaşıyorsanız, yaklaşık...
Devamıİneklemeyi unutun, fosforlu kalemleri sepetleyin ve pasif şekilde tekrar tekrar okumayı kesin. Öğrenme psikolojisi daha iyi taktikler sunuyor...
DevamıBir kişinin düşünce, davranış ve tutumu etkileyebilecek dış ve iç çatışmalarla ilgili dengeli bir anlayışı sürdürme yeteneğine...
DevamıAltmış yıl kadar önce, iki psikolog kendi alanlarında devrim yaratan ve sıkıntı hakkında düşünme biçimimizi değiştiren bir fenomeni keşfettiler...
DevamıSiz de herkes kadar sevginizi ve şefkatinizi hak ediyorsunuz...
DevamıBir terapist, büyük pandemi molasından dönüşün psikolojisini inceliyor...
DevamıDünyaya her gün yeni bebekler geliyor. Bir bebek dünyaya gelince bir kadın anne olur, bir erkek de baba. Oysa bebek denilince...
DevamıEbeveynlerinize münhasıran ve sahiplenici bir şekilde yakın mısınız? Ebeveynlerinizden biri veya her ikisi sizin aracılığınızla hayallerini...
DevamıSon zamanlarda stresli hissediyorsanız, yalnız değilsiniz- COVID-19 pandemisinden bile önce, 2018'deki Birleşik Krallık anket verileri, insanların yüzde 74'ünün...
DevamıYeni bir araştırma, gün içerisinde deneyimlenen empatinin kendi huzurumuza ve başkalarına karşı olan nazik davranışlarımıza katkıda...
DevamıKendinizi dünyadan kopuk hissediyorsanız, depersonalizasyon yaşıyor olabilirsiniz. Emin olun ki, iyileşmenin yolları vardır...
DevamıYeni bir araştırma narsisistlerin sıkılma sebeplerini inceliyor...
DevamıTanrı, bu ağaçlarla ilgilendi, kuraklık, hastalık, heyelan, binlerce fırtına ve sellerden kurtardı onları. Fakat...
DevamıDoomscrolling terimi henüz resmi olarak Türkçemize çevrilmemiş olmasına rağmen...
DevamıCOVID-19 ile ilgili birçok politika, hükümetler vatandaşlarının iyiliğine yeterince güvenmediği için işe yaramadı...
Devamıİnternet sitesinde, bilette ve tiyatronun dışındaki tabelalarda şu uyarı yer aldı: “Bu, telefonsuz bir etkinliktir.” İnsanlar...
DevamıKaçındığınız acı verici duygular karanlıkta harekete geçer. Ancak acılarınız ve mücadelelerinizle yüzleşerek...
DevamıSimone Weil: Mistik, filozof ve aktivist. Weil’in etik anlayışı kişiselciliğin ötesine uzanarak evrensele ulaşmaktadır...
DevamıBirey olarak yalnızca tek bir yandan mı oluşuruz? Yoksa kişiliğimiz farklı yanlardan mı oluşur? Richard C. Schwartz’ın geliştirmiş olduğu İçsel Aile Sistemleri...
DevamıSamantha matematik ödevini yapmak için masasına oturur fakat daha ilk soruda hazırlıksız yakalanır. Bu tipte bir problemi...
DevamıModern psikolojinin tarihi uzun bir geçmişe dayanmaz. Tasavvuf ilmi ise en az on iki-on üç yüzyıllık tarihi...
DevamıBahsedeceğim 5 soru hayatınızla olan ilişkinizi daha net bir şekilde görebilmenize yardımcı olacaktır...
DevamıPandemiden önce gurur duyulacak bir gece rutinim vardı. Okaliptüs yapraklarıyla sıcak duş ve elektronik aletleri başka...
DevamıBakım veren kişiler, bir hastanın acısını kendileri hissetmeden anladıklarında hastalara fayda sağlayabilirler...
Devamıİlk bakışta bariz görünmese de öz şefkat ırk ve cinsiyet ayrımcılığı ile diğer baskı biçimlerine son verme arayışında kilit bir rol oynar...
DevamıSizlere bir itirafım var! İnsanlar benimle ‘’içlerindeki çocuk’’ hakkında konuşmak istediklerinde gerçekten zorlanıyorum...
DevamıFarklı dallarda çalışan bilim insanları, bazı toplumları diğerlerinden daha barışçıl yapan unsurları keşfediyor...
DevamıEn çok satan kişisel gelişim yazarlarından Louise Hay kendimizi seversek hayatımızdaki her şeyin yoluna...
DevamıSosyal tükenme sizi yorgun, donuk ve sinirli hissettirebilir. İşte bunu nasıl yöneteceğiniz ve önleyeceğiniz ile ilgili bilgiler...
DevamıDuyduğunuz, okuduğunuz ve izlediğiniz her şeye inanmayın. Kültür hakkında edinilen fikirleri sorgulamak için...
DevamıHer şey Goofy’nin (Disney karakteri olan bir köpek) anneme uygunsuz öpücükler göndermesi ile başladı...
DevamıSteven C. Hayes, 40’ı aşkın kitabı ve 500’den fazla akademik makalesi olan bir klinik psikoloji doktorudur. Son yıllarda...
DevamıHayatta kaçınılmaz olarak zorluklara ve streslere maruz kalırız. Yaşadığımız zorluklarla nasıl baş ettiğimiz...
DevamıBaşkalarına karşı nazik ve merhametli davranabilmenin temelinde, sorumluluk duygusu yatar...
DevamıBazen, zor bir konuyla boğuştuğumda, bunu bir çocuğa açıklamamız gerekiyormuş gibi davranırım...
DevamıSherry Turkle, ilginç yaşam öyküsünün onu nasıl teknolojinin sosyal etkilerini araştırmaya yönlendirdiğini anlatıyor...
DevamıBu testi çözün ve dayanıklılığınızı arttırmanın yollarını öğrenin...
DevamıUfak şeyler için hissettiğim minnettarlığın pandemi sonrası devam etmesi pek mümkün değil...
Devamıİdeal olarak, değerli kaynaklara yatırım yapar ve elde ettiğimizde ise onları korumak için çaba gösteririz...
DevamıBir kişi sıkıntı içindeyken, dikkat, dokunma ve özen yoluyla içlerindeki fırtınayı sakinleştirmek için derin, gelişmiş...
Devamıİşte Size Bu Düşüncelerinizi Nasıl Durduracağınıza Dair Bir Yazı...
DevamıÇağdaş İngiliz şair Denise Riley, yası ‘’amansız durağanlığa’’ bir yanıt olarak tanımlar. Riley için yas...
DevamıBirisi bir sıkıntı yaşarken, ilgi ve alaka göstererek fırtınayı sakinleştirmek için gelişmiş mekanizmalarımızı kullanırız...
Devamıİntihar çocuklarda ve gençlerde artıyor. Erken belirtileri tanımak, ihtiyaç duydukları yardımı almaları için önemli...
DevamıAşırı düşünmenin zihnimizdeki yolculuğu, genelde bir sorunun belirmesiyle başlar, bu bir sağlık endişesi veya iş yerinde yaşanan...
Devamıİnsanlar yaşlandıkça, duyguları üzerinde daha fazla kontrole sahip oluyorlar. Peki bunu nasıl yapıyorlar? ...
DevamıTolstoy, bir romanında şöyle der: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, oysa her mutsuz ailenin...
DevamıHayır demek temel ve birçok kişinin mücadele ettiği psikolojik bir beceridir...
Devamıİşte insanların aşıya karşı tereddütlerini aşabilmeleri için yardımcı olacak araştırma temelli bazı yönergeler...
DevamıTolstoy'un, ‘Savaş ve Barış’ romanından yaşama sanatı hakkında çok şey öğrenebiliriz. Kitap, kibir ve aptallığı, cinsel kıskançlığı...
Devamı60 yaşın üstündeki birçok insan gibi ben de zaman zaman anahtarlarımı kaybediyorum veya favori filmlerimin adını...
DevamıHiç asansörde sohbet başlatacak kadar uzun kaldığınız oldu mu? Asansörde kalmak garip bir deneyimdir...
DevamıRuh sağlığının ihmal edilmiş çocuğu olan tatsızlık hissi, motivasyonunuzu ve odağınızı köreltebilir...
DevamıEleştirilmek, özellikle anneleri depresyona giren çocuklar için zordur. Anahtar Noktalar ...
DevamıHayat iniş ve çıkışlar, güzellikler ve zorluklarla dolu. İçerisinde bulunduğumuz son bir buçuk yıl içerisinde tüm dünya olarak...
DevamıÖnce selam sonra kelam demiş büyüklerimiz. Bir selam ile açılır kelamın; iletişimin yolu. Ufak bir baş selamı, bir tebessüm ya da sevecen...
DevamıKaliteli iletişim kurmak hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştırırken ilişkilerimizin de derinlik kazanmasını sağlar...
DevamıBatı psikolojisinin önemli isimlerinden olan William James, 1902 yılında, ruhsal deneyimleri, kişinin iç dünyası aracılığıyla...
DevamıHer şey hızla akıyor. Yaşadığımız çağa bir isim vermek gerekseydi hız çağı denebilirdi. Milan Kundera, Yavaşlık adlı romanında...
DevamıPandemi, beden sağlığımızdan ruh sağlığımıza, güvenlik duygumuzdan sosyal bağlantılarımıza, kişisel özgürlüklerimizden finansal güvenliğimize...
DevamıKorona Belirtilerinin Uzun Süre Yaşanması Aklımızda Olan Bir Şey Değildi. Fakat Tedavisi İçin Psikoloji Bize Hala Yardım Edebilir...
DevamıNarsistler ilk bakışta ilginç, çekici ve sosyal açıdan baskın kişiliklerdir, ilgi odağı olmayı severler. Bir süre sonra ben merkezcilikleri...
DevamıDavetsiz düşünceler, anksiyetenin yaygın ve rahatsız edici bir belirtisidir. Bilişsel davranış teknikleri yardımcı olabilir.
DevamıYeni bir çalışma, kendi sosyal grubumuz dışındaki insanlarla işbirliği içinde olmayı hayal etmenin önyargıları azalttığını öne sürüyor...
DevamıOyunun çocukların dünyasında pek çok işlevi vardır. Oyun çocuklar için yalnızca eğlenceli bir etkinlik görevi görmez...
DevamıÇalışmalar gösteriyor ki konuşarak terapi işe yaramaktadır. Ancak uzmanlar bunun nasıl olduğu ile ilgili fikir ayrılığı yaşamaktadır...
DevamıOlağanüstü başarı, hırs ve rekabet; güçlü ve saygın olmaya giden yol gibi görünebilir. Ayrıca sizi öfkeli, derinden mutsuz ve...
DevamıPandemi sırasında büyüme çağında olan çocuklara ne olacak? Her ne kadar endişelenmemiz için sebepler olsa da, direnç konusunda yapılan çalışmalar...
DevamıGençler pandemi sırasında çok şeyle mücadele ediyor. İşte gençlerin bugünlerde bizden görmeye ihtiyaç duydukları şeyler...
DevamıModern anlamıyla geçmişi 18. Yüzyıl sonu Romantizm dönemine kadar uzanan özgünlüğün, hiçbir zaman tek bir anlamı olmamıştır...
Devamıİnsanların yakınlığa ve aidiyete ihtiyacı vardır. Kapılarını dışarıya kapayan her toplum körelmeye mahkumdur. Peki...
DevamıDuygularınız çok acı verici ve bunaltıcı bir hale geldiğinde, diyalektik davranış terapisinin becerilerini kullanarak...
DevamıAnksiyeteyi azaltma denemelerinden önce kendi kaygı rutininizi anlamak zorundasınız...
DevamıEsas olarak romancılığı ile tanınan Iris Murdoch aynı zamanda profesyonel bir filozoftu. Kendisi, The Sovereignty...
DevamıBu yazıda, olumsuz haberler tarafından tetiklenme durumuyla nasıl başa çıkabileceğinize dair ipuçları bulacaksınız...
DevamıDeğişim zordur, ama imkansız değil. Kendinize güveninizi artırmak için motivasyonel görüşme tekniklerini kullanın ve...
DevamıTatminkar ve sağlam bir ilişki kurmak için gereken temellerin çoğu zaten ilişkinizde mevcut olabilir...
DevamıRitüel ve sembollerle dolu psikoloji bilimi, bir zamanlar mitoloji tarafından beslenen derin bir insanî ihtiyacı karşılar...
DevamıÜzgün olmadığımızı düşünmemize rağmen tutamadığımız gözyaşlarımızın kaynağı nedir? Araştırmacılar, ağlamanın...
DevamıZihinlerimiz kategori ve bağlamlara dair koşullar dahilinde düşünüyor, böylesi bizim için daha kolay...
DevamıCOVID-19 tüm ilişkilerimizi sarstı. Sebebini anlamak toparlanmamıza yardımcı olabilir...
DevamıPsikiyatrik dil kullanımındaki artış sıradan bir üzüntüyü bile tıbbi bir boyuta taşırken ciddi rahatsızlıkların...
DevamıHuşu hem korkutucu hem de keyif verici bir duygu olabilir. Bu deneyim sizi aydınlanmaya ve ruhsal dönüşüme...
DevamıKendinizi sağlıksız suçluluktan nasıl kurtarırsınız?
DevamıLise sınıf arkadaşlarımdan birinin, banyo aynasının önünde kendine tekrar tekrar “aptal” deyişini duyduğum zamanı...
DevamıSade bir yaşamın hayalini hep kurardım. Aylar önce 20 metrekare bir daireye taşındığımda çok az nesneyle...
DevamıEbedi mutluluk bir şeyleri tamamlama isteğimizi tamamen zayıflatır. Bu sebeple mükemmel memnuniyet...
Devamıİnsanın iyilik halini artıran faktörler arasında erdemler başta gelir...
Devamı"Eskiden insan biliyordu (ya da belki seziyordu) ki, meyvenin çekirdeğini taşıması gibi..."
DevamıBirkaç yıl önce Türkiye’den İngiltere’ye taşındığımda hafta sonları Peak District Natural Parkında yürüyüş yapardım...
DevamıDünyaya Sandığınızdan Daha Fazlasını Sunmak İsteyen Kadınlar İçin...
DevamıBeynimiz yeni duygular ile bağlantılıdır...
DevamıŞimdi verici olma zamanı. Peki neden verici olmayı bir yaşam biçimi haline getirmeyelim?
DevamıBirleşik Krallık'taki Kent Üniversitesi'nde yazar, koç ve kültür tarihi profesörüdür. Aynı zamanda araştırma topluluğu...
DevamıGüven, sevgi, dostluk, aile ve ötekiyle temas içeren bireysel bağların kökeninde bulunduğu gibi, politika, ekonomi...
DevamıAşk, sizde olmayan bir şeyi, onu sizden talep etmeyen birine vermek olduğunda...
DevamıYıllardır şükran duygusunun fiziksel sağlığımız, ruh halimiz ve ilişkilerimiz üzerindeki etkisini araştırıyorum...
DevamıMinnettarlık, kişinin sahip olduklarına duyduğu takdirin ve şükranın bir ifadesidir. Maddi değerden bağımsız bir değerin tanınmasıdır. Bu sosyal duygu...
DevamıBilişsel davranışçı terapi sizlere kaygınızla baş etmeniz ve hayatınızda istediklerinizi yapabilmeniz için bir beceri seti sağlıyor...
DevamıŞiddet her geçen gün hayatımıza biraz daha fazla sızan bir olgu. Kendimizi sürekli gergin ve öfkeli hissediyoruz. Hemen hemen...
DevamıMücadele ediyor olsak da anksiyete bizden olan, bize ait olan bir parçadır...
DevamıModern psikoloji, yirminci yüzyılın başlarındaki oluşum sürecinden itibaren insan davranışlarını inceleyip anlamlandırmaya çalışırken öncelikli olarak...
DevamıYeni araştırmalar bazı insanlar için arkadaşlıkların olumsuz etkilendiğini gösteriyor...
DevamıKendimizi hissedebilen düşünsel canlılar olarak görsek de biyolojik olarak düşünebilen hissel canlılarız...
DevamıDepresyonun ne olduğunu ve nasıl yönetileceğini bilmek depresyona girmeyi önlemeye yardımcı olabilir...
DevamıBir demokrasi ya da bir gözetim toplumu olabiliriz, ama ikisi birden olamayız...
DevamıTravma yaşantısının insanlık tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden beri mutlaka...
DevamıGeçtiğimiz yıl içerisinde COVID-19 virüsüne yakalandıktan bir süre sonra psikolojik yardım arayan kişilerin öykülerine bakıldığında...
DevamıMüzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor
DevamıVerici bir yapıya sahip olan insanların hâl üzere kalırken, aynı anda zamanlarını ve enerjilerini nasıl koruyacakları bu yazıda.
DevamıKristin Neff ve Christopher Germer ile Röportaj
DevamıBunu nasıl fark edebilir ve neler yapabilirsiniz?
DevamıAileler pandemi döneminde stresle başa çıkmak, aile içi sağlıklı iletişim kurmak ve ruh sağlıklarını korumak için neler yapabilir?
DevamıKarmaşık gerçekliklerle karşı karşıya kaldığımızda beynimizin bizi güvenli bir limana çekmeye çalışır. Gerçeklik gizleme ise...
DevamıŞayet kulak vermek için vakit ayırırsak, kişisel kriz dönemi bilgelik sunabilir...
DevamıBu, onun ilk kar kayağı (snowboard) atlaması ya da yaptığı en kötü atlayış değildi. Havalı bir dönüş ya da bir çalım denememişti. Ancak...
Devamıİzmir Depremi 'nin maruz kalanlarda bireysel ve toplumsal olarak yaratacağı travma nedir? Covid'in yarattığı korku ortamı...
DevamıKelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir...
DevamıYeni bir araştırma bu sorunun cevabını bulmak için kişiliklerimiz ve evde kalma kararımız arasındaki bağlantıyı inceledi...
DevamıOlumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıCOVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıYakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı