5f9fc14151852__yardim.jpg

Travma Sonrası Yeniden Ayağa Kalkmak

02.11.2020

Herkes korkutucu olan  travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir. 
Ellen McGrath

İnsanlar, onların korkmasına sebep olan travmatik yaşanmışlıklara karşı her zaman dirayetli olamaz. İnsanoğlu iyileşmek ve gelişmek için çok geniş bir kapasiteye sahiptir. Yaşanan acı tecrübelerden iyileşebilmek için bu tecrübelerin sebep olduğu rahatsız edici duygulardan kurtulmak önemlidir. Travmanın yol açtığı duygular bastırılamaz ve unutulamaz. Doğrudan çözüm yoluna gidilmediğinde, rahatsız eden tüm bu duygular ve korkutucu olaylar hayat boyu yaşanılmaya devam eder ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na yol açar. İyileşmek için başka içsel kaynaklara sahip olunsa da tek başına yeterli olmazlar. Depresyon ve travma iletişim gerektiren problemlerdir. İzole olunduğunda düzelme göstermezler. İkisini de onarmak için başka insanlarla iletişim halinde olmak gerekir. 

Savaş, terörizm, kasırgalar ve depremler yaşadıktan sonra öğrendim ki stresi azaltarak iyileşebilmek için 4 temel evre vardır. Tüm bunların doğru bir şekilde uygulanması ile iyileşme sağlanır. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f9fc1a29fbfc__deprem.jpg

Birinci Evre: Akımı Kesmek 

Elektrik sistemlerinde çok fazla enerji veya uyaran birikirse sigorta devreye girer ve her şeyi durdurur. İnsan sinir sistemi de bir elektriksel sistemidir ve ne zaman çok fazla uyaran ve tehlike ile yüklenirse – travmada olduğu gibi – kendisini kapatır. İnsanlar bunu uyuşuk hissetmek, şoka girmek veya ölü gibi hissetmek şeklinde tanımlar. Yakıt akışı kesilir. Zihinsel olarak beynimizin kapasitesinin yüzde 50 – 90’ı arası kaybolur. Travma anında karar veremeyişimizin sebebi budur. Duygusal olarak hiçbir şey hissedemeyiz. Manevi olarak ise sanki bağlantı kopar, ruhani bir krize gireriz ve her şey anlamını yitirebilir. 

Fiziksel olarak ise tüm sistemin kapanması sebebiyle temel işleyiş devam eder. İlginç olan daha önceden süregelen fiziksel sıkıntıların bu dönemde kaybolmasıdır. Sırt ağrısı, migren atakları, eklem ağrıları hatta akneler bile yok olup gider. Daha sonra da, travmadan tamamiyle iyileştiğimizde, fiziksel semptomlar geri gelir. Sistem iyileşmeye başladığında ve biraz daha fazla uyaran ve enerji ile başaçıkabilir hale geldiğinde – insanların sistemi önünde sonunda iyileşmeye eğilimlidir, dengeyi arar -  duygular da normale dönmeye başlar. 

İkinci Evre: Duyguların Geri Gelmesi

Çoğu insan profesyonel destek alacak kadar birincil dereceden travmaya maruz kalmamıştır. Bu durumda olanlar ise yakınlarındaki insanlarla duygularını paylaşmak ister. Hikayelerini yüzlerce kere anlatırlar. Sürekli konuşmaya ihtiyaçları vardır. Defalarca can alıcı detayları anlatırlar. Böylece hatıralarında yapışıp kalan üzüntüyü ve stresi duygularında uzaklaştırmaya başlarlar. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f9fc32cf414f__travma.png

Duygular yüreklendirildiğinde kişi daha iyi hissetmeye başlar. Ne kadar çok hissedersek o kadar çok iyileşiriz. 
Duyguların ifadesi birçok şekilde olabilir. Çoğu insan için anlatmak kolaydır. Ancak bazıları yazmayı seçer yada çizer. Ne şekilde olursa olsun hikayelerini dinlemek zorundayız. 

Genellikle yıkımın yaşandığı yeri tekrar görmek faydalı olmaktadır. Böylece birey birinci derecede etkilendiği olayı yeniden hisseder ve gerçeği kabullenmesi kolaylaşır. Doğrudan yaşanan bu tecrübe duyguların geri dönmesi için uyaran görevi görür. Ancak elbette ki bu yöntem herkes için uygun değildir. Bazı insanlar için çok rahatsız edici olabilir. Bazen de olay yerini tekrar ziyaret ederken bireyler sevdikleri kişilerin de eşliğine ihtiyaç duyarlar. 

Kriz anında verilen duygusal tepkiler açısından 4 yaygın model vardır. Bunlara “duygulanma şekilleri” diyebiliriz. Bazıları sürekli olarak bir şekli sürdürürken bazıları 4 şekli farklı zamanlarda sergiler. Önemli olan tepkimizin karakteristiğine uygun olan duygusal ifademizin hangisi olduğunu anlayabilmek ve sevdiklerimizin modellerini de öğrenebilmektir. Her biri farklı yaklaşımlar gerektirir. 

Damlama Etkisi

Duygular küçük damlaların akışındadır; yavaş ama istikrarlı. Bu bireyler çoğu zaman az yada normal duygulanım seviyesine sahiptir. 

Vur Kaç Hissiyatı

Bazı insanlar bir duygu ile karşılaşır, onu çok yoğun bir şekilde yaşar ve bunu çok korkutucu bulup duygusundan kaçar. Duygularından kaçınırlar ve günlerce, haftalarca hatta aylarca hakkında konuşmak istemezler. Aynı duygu ile tekrar karşılaştıklarında ise süreç yeniden aynı şekilde işler.

Hız Trenleri

Birçok insan duygusal olarak inişli çıkışlıdır. Duygularıyla bağlantıları kuvvetlidir ancak bu duygular her yerdedir. Tam bir hız treni gibi, duyguları arasındaki geçişler çok hızlıdır. 

Tsunamiler

Duygular tıpkı gelgit dalgaları gibi çok büyük, kapsamlı ve boğucu bir şekilde gelir. Böyle hisseden kişi boğulduğunu söyler. Çırpınırlar, dalga geri gittiğinde ise hala hayatta olduklarını fark eder ve daha iyi hissederler. Tsunamilerin oluşma sebebi insanların acılarını bastırmalarıdır. 

Üçüncü Evre: Yapıcı Eylemler 

İnsanların harekete geçmeye ve en basit açıdan bile olsa farklılık yaratmaya ihtiyacı vardır. Yeniden harekete geçmek, kontrol etme hissini ve travmanın sebep olduğu güçsüzlük hissini toparlamaya ve yeniden inşa etmeye yardımcı olur. 

 

Yardım ekiplerine mektup yazabilirsiniz. Kan bağışlayabilirsiniz. Sevdiklerini kaybedenler için kartlar hazırlayabilirsiniz. Sizin için bir anlam ifade ediyorsa bayrak asabilir, yardım kuruluşlarına bağışta bulunabilirsiniz. Kurtarma ekiplerine yemek gönderebilir, ekibin ihtiyacı olanları toplum dayanışması ile toparlayabilirsiniz. Ailesinin ulaşamadığı çocuklara yardımcı olabilirsiniz. Kriz döneminde yolunu bulmakta zorlanan birisine yardım edebilir ve tekrar kontrolü ele almasını sağlayabilirsiniz. Elinizden gelen her şeyi yapın ve asla iyi niyetle yapılan bir şeyi küçük görmeyin. Bizi sıkan, boğan bir durumda büyük resmi görme derdinde olmayız. Sizin için ulaşılabilir olana odaklanın ve nerede değişime katkınız olacaksa oraya yönelin.  Yapıcı eylem, felaket hakkında yazı kaleme almakla veya hakkında bir sanat eseri ortaya çıkarmakla da mümkündür. İkinci ve üçüncü evreler beraber işler. İlerlemek için önce hisseder sonra harekete geçeriz. Sadece birisi ile ilerlemek mümkün olamaz. Harekete geçmek ve hissetmek sizi ileriye taşıyacak olan makine haline gelir. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f9fc3b156832__felaket.jpg

Dördüncü Evre: Yeniden Entegre Etme

Kriz sonrası dönemde öğrenmek ve büyümek normal zamana göre yüzde 100 daha hızlı gerçekleşir. Bunun sebebi fırsat kapılarının açık olmasıdır. Gelişmek hayatın her alanında sapmalar eşliğinde gerçekleşir. 
Daha geniş ve derin bir bilgiye sahip olabiliriz. Bunu yapmanın yolu, yaşanan zorluğun anlamlandırılması adına beraber çalışıp etkileşim içerisinde olmaktan geçer. Travma grubundan olma cesareti gösteren, yaşadığı acıyı paylaşan ve acısının üstesinden gelmek için insanlara yardım edenler gelişimlerini göstermek için de fırsata sahip olurlar. 

Bu işleyişe ayak uydurabilenler daha iyi, daha güçlü, daha zeki, daha derin ve çok daha kenetlenmiş bir şekilde sonuca ulaşırlar. Bunu kendileri söyler ve onlarla iletişim halinde olan herkes de onlardaki değişimi fark eder. Bu durum kırık bir kemiğe sahip olmak gibidir. Eğer doğru bir şekilde iyileşirse yara almadan öncesine göre daha güçlü hale gelir. 

Travmatik deneyimler ruhun kırılmış kemikleridir. İyileşme sürecine dahil olursanız daha da güçlenirsiniz. Aksi halde kırılan kemik, içinde kalıcı hale gelen deliklerle sizi güçsüz hale getirir. 

İyileşmenin son evresinde, kendinizi ve değerlerinizi hayata yeniden entegre edersiniz. Hayatınıza anlam katarsınız. İletişim açısından daha derin ve özgün yollar edinirsiniz. Bu evrede insanlar hayatın kıymetini anlamak noktasında yeni hisler kazanabilir, hedefleri hakkında daha net olabilir ve başkalarına bağlanmanın değerini anlamaya başlayabilir. Ancak son evreye ulaşabilmek için ilk 3 evreden geçmek gerekmektedir.

Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül

Kaynak
Psychology Today

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR