5e7372865d43e__koronavirus-ile-ilgili-endiseli-misiniz.jpg

Koronavirüs Endişesi

19.03.2020
Robert L. Leahy
Koronavirüs İle İlgili Endişeli Misiniz?

7 Adımda Kaygınızın Üstesinden Gelin

Son birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar. 
Benim görüşüm bu durumu ciddiye almaya ihtiyacımız var ve virüsün yayılmasını kontrol altında tutmak için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) hijyen (el yıkama, dezenfektan kullanımı, uzaklaşma) ve seyahat uyarıları ile ilgili önerilerine uymalıyız. Bu ‘genel bir soğuk algınlığı’ değil ve riski azaltmak için çabalamalıyız.
Fakat tüm bu önerileri takip ettiğiniz zaman, daha çok endişeli olabilirsiniz. Doğrusu bazı insanlar bu salgını bir kader gibi görüp ondan kaçamayacağını, virüsün kendilerine her an bulaşacağını düşünmekte ve korku içinde yaşamaktalar. Kendinizi şu endişeli düşüncelerin bombardımanı altında hissedebilirsiniz: ‘ya karantinaya alınırsam, ya bu virüsten dolayı ölürsem’ ya yanımda birisi hapşırırsa’. Bu düşünceler gün içerisinde ve gece aklınızdan çıkmayabilir, uykuya dalmanızı ve uykunuzdan dehşet içinde uyanmanıza neden olabilir. 
Peki ne yapabilirsiniz? Tüm bunlar olurken kaygılanmamalı mısınız? Sadece pozitif mi düşünmelisiniz?
Hayır, endişelenmekte haklısınız, endişelenmeye hakkınız var ve yalnız değilsiniz. Sorgulanması gereken soru ne kadar ve hangi sıklıkla endişeye kapılıyorsunuz? Karşılaştığın durumun ne derecede tehlikeli olduğunu düşünüyorsun? 

1. Kaygınıza Hak Verin: Milyonlarca insan enfeksiyon riski ile ilgili zor zamanlar geçiriyor. Kaygı insanın normal bir tepkisidir, endişene hak ver ve bu nedenle kendini kötü hissetme. Gerçek bir tehlike ile karşılaştığımızda korkarız. Endişeli hissetmekte haklısın ama aynı zamanda kaygını belirli bir çerçevede ele alabilirsin.
2. İşlevsel Olan ve Olmayan Kaygınızı Ayırın: İşlevsel kaygı, doğru davranış için yol göstericidir. Problemle başa çıkabilmek için sizin yapabileceklerinizi içerir. Elinizi yıkamanız, dezenfektan kullanmanız, tokalaşmak yerine dirseğinizle selamlaşmanız, öksürdüğünüzde yüzünüzü kapatmanız ve eğer risk grubundaysanız gereksiz seyahat ve kalabalık yerlere girmemeniz işlevsel davranışlara örnek olarak verilebilir.  Ancak işlevsel olmayan kaygı, cevabı sizde olmayan tekrarlayıcı negatif düşünceleri içerir. Örneğin, ‘ya yanımda biri öksürürse, ya bana virüs bulaşırsa’, gibi size yardımcı olmayan ve sizin dışınızda gelişen durumları içerir.  Eğer hala bu endişeler sizi rahatsız ediyorsa bir sonraki adıma geçmeye ihtiyacınız var – kabul.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5e7374e0e3442__koronavirus-ile-ilgili-endiseli-misiniz-2.jpg

3. Belirsizliği ve Kendi Kontrolünüzün Dışında Olanları Kabul Edin: Endişenin bir kısmı belirsizliğe olan tahammülsüzlükle ilgilidir. Biz belirsizliği çoğunlukla kötü sonuçla eşit sayarız. Ancak belirsizlik netice olarak nötr demektir. Yemek yeme, yolun karşısına geçme, araba kullanma ile ilgili belirsizliği zaten kabul ederiz. Halbuki bu durum bizim büyük bir tehlike içinde olduğumuz anlamına gelmez. Esasen birçok risk faktörünü kontrol edebiliriz – temizlik, riskli yerlerden uzaklaşma ve seyahat etme gibi. 
4. Gerçek İhtimallere Odaklanın: Kaygılı olduğumuz zaman sık sık ‘o kişi ben de olabilirim’ diye düşünebiliriz. Evet bu doğru. Fakat şu soruyu sormak yerinde olacaktır: ‘bundan ölme ihtimalim nedir?’. Gerçek istatistiklere bakmak bu sebeple önemli. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre ABD’de 10 Marttaki vaka sayısı 647 iken ölenlerin sayısı ise 25. 
5. Google’dan Uzak Durun: Ne zaman bir şeyle ilgili endişelensek, Google ile en kötü sonuçla karşılaşabiliyoruz.  Baş ağrısı ile ilgili bir arama yaptığınızda, ‘baş ağrısı-beyin kanseri’ içeriklerini görmeniz mümkün.  44.200.000 web sitesi zincirleme karşınıza çıkmakta. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre hemen hemen herkesin bazı dönemlerde başı ağrıyabilir. Bu nedenle olabilecek bütün ihtimallere odaklanmaktan ziyade gerçekçi ihtimallere odaklanın. Google’dan gelen tüm olasılık hikayeleriyle kafanızı karıştırmayın.  Google doğası gereği negatif alanda çokça zaman geçirdiğiniz ve kötü haberleri bulabileceğiniz bir yapıya sahiptir. Bir gazete manşetinde ‘Önemli bir şey Olmadı’ diye bir başlık bulamazsınız. Aynı şekilde resimlerde de bulamazsınız. Bu nedenle Google aramalarından uzak durun. 
6. Endişe Zamanı Belirleyin: Her gün danışanlarımı görüyorum ve her danışanın bir randevusu var. Aynısını virüsle ilgili kaygılarınız için de yapabilir ve endişeleriniz için bir zaman dilimi belirleyebilirsiniz. Örneğin her gün saat 15:30 ‘da 15 dakikanızı bu konudaki endişe ve korkularınızı düşünmeye ayırın Gün içerisinde veya gece zihninize gelen kaygılıları yazın ve randevu zamanına kadar bir kenara koyun. Endişe zamanında kaygınızla meşgul olurken kendinize şu soruyu da sorun: ‘Bu işlevsel bir kaygı mı yoksa değil mi? Şu anda yapabileceğim ne var? Belirsizliği kabul edersem ne olur?, Gerçek ihtimaller nedir?’
7. Günlük Hedefler Belirleyin: Endişe, enerjinizi ve zamanınızı oldukça meşgul eder. Bu sebeple kendinizi pozitif hedeflerle meşgul edin. Spor yapmak, arkadaşlarınızla konuşmak, işinizle meşgul olmak buna örnek olarak verilebilir. Dikkatinizi ve ilginizi bu günlük pozitif hedeflere verdiğiniz takdirde, zihninizin endişelerle ilgili uykuya daldığını fark edeceksiniz. 

Psychology Today den çeviren psikolog Handan Erdoğan

 

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR