Stephen Lawrie
Antidepresan kullanımı konusunda farklı görüşler olsa da ilaçların birçok insana fayda sağladığı bir gerçek. İlaç kullanımının gerekli olup olmadığını anlamak için dikkat edilmesi gereken kriterler vardır.
Kendinizi uzun süredir üzgün hissediyorsanız ve bu durum bir türlü geçmiyor ise siz de antidepresan kullanmayı aklınızdan geçirmiş olabilirsiniz. Doğru kararı vermek kolay değildir zira antidepresanlar tıp dünyasındaki en tartışmalı ilaçlardır. Ayrıca basın ve sosyal medyada antidepresanlara karşı bazı önyargılar vardır. Antidepresanların plasebo etkisi, bağımlılık yapma ihtimali, aşırı düzeyde reçete ediliyor oluşu ya da salgın döneminde artan depresyona karşılık yeterince reçete edilmediği gibi birbiriyle çelişen birçok şey okumak ya da işitmek mümkün. Eğer her duyduğumuza veya okuduğumuza inanacak olsaydık bu ilaçlardan uzaklaşmamız gerekirdi.
Bu makalede antidepresanların artı ve eksileri hakkında bütüncül bir açıklama bulacaksınız.
Antidepresanlar, klinik anlamda teşhisi konulan depresyon tedavisi için kullanılır. Hepimizin zaman zaman zor günlerden geçerken yaşadığı üzüntüyü gidermek için kullanılmaz. Psikiyatrik bir tanı olarak depresyon teşhisi konulabilmesi için her zaman ya da günün çoğunda üzgün olmak ve bu durumun en az iki hafta boyunca sürmesi gerekir. Ayrıca süregiden bu üzüntünün yanı sıra başka semptomlar da görülmektedir. Hastanın yaşadığı bu semptomların onun işlevsel hayatını engellemesi beklenir. İki hafta veya daha fazla sürmesi beklenen bu belirtiler; üzüntü, enerji eksikliği, daha önce keyif veren şeylerden keyif alamama, harekette yavaşlama, iştahta ve uykuda azalma ya da artma, odaklanma güçlüğü, intihar düşünceleri, benlik, gelecek ve dünya hakkında olumsuz düşüncelerde görülen artıştır. Psikiyatrik tanı koyma kriterleri Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan DSM-5 kitapçığında ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan ICD-11 kitapçığında yer almaktadır. İki yaklaşımında ortak noktası majör depresyon teşhisinin koyulabilmesi için en az iki hafta boyunca depresyon semptomu olarak sayılan bu 10 semptomdan en az 5 tanesinin mevcut olma gerekliliğidir. Geleceğe dair umutsuzluk semptomu ise Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanı kriterlerinde yer almazken Dünya Sağlık Örgütünün tanı kriterleri arasında yer almaktadır. DSM-5 ve ICD-11 kılavuzlarındaki bazı farklılıkların olması verilecek son kararın depresyonu deneyimleyen kişiye ait olduğunu hatırlatmaktadır. Resmi tanı kriterlerinin olması hastalığın dünya çapında yaygınlığı konusunda bilgi toplayabilmek gibi bazı avantajlar sağlar. Son rakamlar yetişkinlerin yüzde beşinin depresyon hastalığına sahip olduğunu göstermektedir.
Siz de belki yaşamış ya da şahit olmuşsunuzdur ki, anksiyete depresyona eşlik edebilir, hatta %50 oranında bu iki hastalık beraber görülebilmektedir. Bu durum depresyonun ikincil bir anksiyeteye neden olabilmesi ya da tam tersinin de yaşanabilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu iki hastalığın semptomları zaman zaman örtüşebilmektedir.
Antidepresanlar işe yarıyor ise neden bu ilaçlar hakkında bu kadar çelişkili bilgiler yer alıyor?
İlk olarak 1951 yılında depresyona karşı mücadele sırasında antidepresanların yararları keşfedildi ve 1957 yılında da bu ilaçlar tıbbi olarak uygulanmaya başlandı. O zamandan beri, rastgele, çift kör ve plasebo kontrollü klinik çalışmalarda tekrar tekrar işe yaradıkları ispatlandı. Genel olarak birçok insanın bu ilaçlardan fayda gördüğüne dair kanıtlar çok güçlü. O halde neden bu ilaçlar bu kadar tartışmalı?
Yıllar boyunca klinik deneylerde antidepresanların anksiyete, ağrı ve diğer problemler için de faydalı olduğu görüldü. Bu nedenle İmipramin gibi ilaçlar antidepresan olarak sınıflandırılır, ancak diğer hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.
Lisanslı tüm antidepresanlar beyindeki sinir hücrelerinin iletişim kurmasını sağlayan bazı kimyasal nörotransmitterlerin (serotonin ve/veya norepinefrin gibi) işlevini arttırmaktadır. Antidepresan tedavisine başladıktan kısa bir süre sonra depresyondaki insanlar, mutlu anıları daha kolay hatırlar, olayları daha olumlu bir şekilde deneyimleye başlar. Moleküler düzeyde antidepresanlar sinaptik plastisiteyi ve sinir hücresi büyümesini uyarır, böylece stresin zararlı etkilerini tersine çevirmeye yardımcı olur. Bu farmakolojik, psikolojik ve moleküler değişikliklerin hepsi depresyondan kurtulmayı desteklemek için beraber çalışmaktadır.
Etkinlikleri göz önüne alındığında antidepresan kullanımının neden bu kadar tartışmalı olduğu konusuna dönersek akıl hastalıklarına yönelik çok fazla toplumsal önyargı var ve bu şüphesiz birçok insanın antidepresanlara karşı tutumunu etkiliyor. Depresyonun "sadece bir tür üzüntü hali" olduğuna ve fiziksel olmaktan çok "zihinsel" olduğuna dolayısıyla tedavi gerektiren "gerçek" bir tıbbi durum olmadığına dair yaygın olarak kabul edilen bir inanç var. Diğer yanda ise depresyonun tedavi edilemez olduğuna ya da ömür boyu tedavi gerektirdiğine dair yanlış görüşler yer almaktadır. İki yaklaşımda da antidepresan alan insanlar ilaç kullanımlarından dolayı rahatsızlık duyuyor. Sonuç olarak insanlar genellikle bu ilaçları kullanmaktan ve iyileşmelerine nasıl katkıda bulunduğundan bahsetmek istemiyor. Yine de birçok insan için bu ilaçlar oldukça faydalı ve bazı durumlarda kelimenin tam anlamıyla hayat kurtarıcı olmaktadır.
Peki, bir tedaviye ihtiyacım olup olmadığını nasıl anlayabilirim?
Çoğu depresyon ve anksiyete rahatsızlığı hafif seyreder ve zamanla geçer. İnsanların dediği gibi zaman harika bir ilaçtır. ABD psikiyatrisinin tanı el kitabı olan DSM-5, majör depresyondan iyileşme sürecinin insanların yüzde 40'ı için üç ay içinde ve insanların yüzde 80'i için ise bir yıl içinde başladığını söylemektedir.
Stresli bir yaşam olayı gibi kronik üzüntüyü tetikleyen durumlar varsa eğitim, finansal veya barınma desteği gibi pratik çözümler aramak daha iyi olabilir. Benzer şekilde ilişki sorunlarınız varsa çift terapisinden en iyi şekilde faydalanmak mümkündür. Asıl probleminizin başlı başına depresyon değil, stresli durumlar olduğunun alameti depresyon veya anksiyete ile ilgili herhangi bir semptomdan ziyade stresli bir durumla meşgul olup olmadığınıza bakarak anlaşılabilir.
Bununla birlikte zorlu hayat koşulları sizi bunalttığında antidepresanlar uykusuzluk ve yorgunluk gibi sıkıntılarınızı rahatlatarak size fayda sağlayabilir. Bu durum özellikle daha önce antidepresanlara ihtiyaç duyduğunuz bir depresyon deneyiminiz varsa veya semptomlarınız hala devam ediyorsa geçerlidir.
Psikoterapi benim için daha iyi olabilir mi?
Hafif ila orta derecede depresyon ve anksiyete durumu genellikle en iyi terapi seçenekleri arasında yer alan bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapi (IPT) gibi kanıta dayalı, yapılandırılmış bir psikoterapi ile tedavi edilebilir. Bilişsel davranışçı terapi olumsuz düşünce kalıplarını ele almanın yollarına odaklanırken kişilerarası terapi daha çok diğer insanlarla yaşayabileceğiniz zorlukları merkeze alır. 2021 yılında İngiliz hükümetine kanıta dayalı rehberlik sağlayan bağımsız Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği Enstitüsü yetişkinlerde depresyon tedavisi için yenilenmiş bir kılavuz yayınladı ve konuşmaya dayalı psikoterapilerin hafif ila orta dereceli depresyonu tedavi etmek için ilk seçenek olması gerektiğini vurguladı.
Sorun şu ki, sizi tedavi edecek eğitimli bir terapist bulmak kolay değildir. Benim de çalıştığım ve verilen hizmetlerin uluslararası standartlara göre gayet iyi olduğu İskoçya’nın Edinburgh şehrinde bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapi (IPT) sağlamak üzere eğitilmiş az sayıda klinik psikolog, hemşire veya diğer sağlık uzmanı vardır. Her yıl depresyon ya da anksiyete hastalığına yakalan tahmini 50.000 kişiyi tedavi etmeye bu sayıdaki uzman yeterli değildir. Her uzman ancak yaklaşık 3 ila 6 ay boyunca haftada 10 ila 20 kişiyi tedavi edebilir. Yani yılda en fazla yaklaşık 100 kişiye yetişebilir.
Dünyanın neresinde yaşıyor olursanız olun, hafif ila orta şiddette depresyon için psikoterapist arıyorsanız ve bunu karşılamaya paranız yetiyorsa muhtemelen özel psikoterapist bulmanız gerekecek. Tecrübelerime göre, çoğu özel terapist, genellikle psikodinamik bir yönelimle danışmanlık veya destekleyici psikoterapi hizmeti vermektedir. Bu yaklaşım bilişsel davranışçı terapi (CBT) tercih etmeyenlere yardımcı olabilir, ancak muhtemelen bu faydanın çoğu sorunların paylaşılmasından doğan yarardan, genel olarak destek almak ve umut aşılanması gibi spesifik olmayan faktörlerden ileri gelmektedir. Tecrübelerime göre antidepresanlar gibi bu spesifik olmayan terapötik faktörler de, bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapi (IPT) gibi yapılandırılmış psikoterapilerin sunduğu kanıtlara dayalı olan faydaları karşılama konusunda yetersiz kalabilir.
Bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapinin (IPT) antidepresanlardan daha uzun vadeli faydalar sağlayabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Sebebi ise bu yaklaşımların insanlara ihtiyaç duyduklarında tekrar başvurabilecekleri depresyon veya endişe ile başa çıkma yolları sağlamasıdır. Bununla birlikte, psikoterapinin faydalarının abartmaması da önemlidir. Örneğin, şiddetli depresyondan mustarip olan hastalarım genellikle psikoterapinin etkilerinin zamanla azalma eğiliminde olduğunu ve takviye veya "destekleyici" seansların gerektiğini ya da tamamen yeni bir terapi sürecine ihtiyaç duyulduğunu söylemekte.
Psikoterapinin devamlılık gerektiren doğası depresyonun ilaç tedavilerinin yapamayacağı şekilde sorunun köküne ineceğine dair yaygın fakat yanlış algı karşısında kaybolacaktır. Belki de aynı arzu kişinin sorunlarıyla yüzleşemediği için antidepresan alacak kadar zayıf biri olduğu yönündeki zararlı efsaneyi beslemektedir. Birçok insan için depresyonunun çocukluktaki cinsel veya fiziksel istismar gibi tarihsel kökleri olabileceği doğrudur, ancak psikoterapi genellikle bu sorunları iyileştirmese de hastalara fayda sağlamaktadır. Psikoterapi orta ve şiddetli depresyonu olanlar için yardımcıdır ancak bu faydanın gerçekleşmesi tecrübeli bir uzman terapist desteğine bağlıdır.
Ayrıca, insanların yüzde 30 ila 40'ının psikoterapiden fayda görmediğini de unutmamalı. Bu durum antidepresanların yardımcı olamadığı hastaların oranıyla hemen hemen aynıdır. Neyse ki, çoğu insan birine veya diğerine veya ikisine birden yanıt vermektedir. Elbette her müdahale gibi psikoterapiler de iyi olduğu kadar zararlı da olabilir. Bu, psikoterapi araştırmalarının ihmal ettiği bir alandır. İngiltere'de Sağlık Sistemi aracılığıyla depresyon veya anksiyete için terapi alan yüzlerce kişiyle ilgili yakın tarihli bir araştırma yapıldı. Elde edilen verilere göre danışanların sadece yüzde 14'ünün terapiden sonra kötüleştikleri bildirilmiş. Travmatik yetiştirilme tarzlarından çok zarar görmüş kişilerin terapiden faydalanmak yerine buna tahammül edemeyecek kadar zarar görmüş olabilecekleri unutulmamalıdır. Bu yüzden sizin için uygun terapisti bulabilmeniz için ilk seansta neler konuşmanız gerektiğine dair kılavuzlardan yararlanmalısınız. Kaynakça kısmında bu konuda kılavuzluk sağlayabilecek bir yazının linkine ulaşabilirsiniz.
Ne zaman antidepresan almalıyım?
Depresyonunuz veya kaygınız hafif ila orta düzeydeyse zaman ve psikoterapi de iyileşmenize yardımcı olmadıysa o zaman antidepresan seçeneğini düşünmelisiniz. Ayrıca, depresyonunuz veya kaygınız orta ve şiddetli aralıkta yer alıyorsa tedavi şekli olarak bilişsel davranışçı terapi ile antidepresan kullanımını birlikte uygulamak yararlı olacaktır. Bu durumda şu soruyu sormakta fayda var: Orta derecede veya şiddetli bir depresyonda olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? Belirtiler için makalenin başında yer alan semptom listesine bakmak iyidir, ancak teşhis eğitimli bir klinisyen tarafından konulmalıdır.
Genel olarak, ne kadar depresif olursanız antidepresanlardan yararlanma olasılığınız o kadar artar. Şiddetli bir depresyonun diğer belirtileri arasında keyif alamama, duygusal olarak uyuşukluk hissetme veya isteksizlik, aşırı heyecan veya aşırı yavaşlama hali yer alır. Eğer uyku ya da iştah bozuklukları, özellikle sabah erken uyanma ve günün erken saatlerinde kendini kötü hissetme gibi biyolojik ya da melankolik belirtiler varsa antidepresanların faydalı olma ihtimali daha yüksektir. Bu tespit kabul görmektedir, ancak bu durum için araştırma kanıtları yetersizdir ve bu yüzden dikkatli olmakta fayda vardır.
İlaç kullanmak için birçok nedeniniz olabilir; belki net bir şekilde düşünemiyor, psikoterapinin gerekliliklerine uyamayacak kadar kendinizi hasta hissediyor veya sadece ilaç tedavisini tercih ediyor olabilirsiniz. Bir başka husus ise çabucak iyileşmeye ihtiyacınız olup olmadığıdır. Örneğin, bir kişi intihara meyilliyse veya depresyon çalışamamasına ya da ilişki sorunlarına neden oluyorsa antidepresanlar genellikle haftalar içinde önemli faydalar sağlayabildiği için tercih edilebilir. Çünkü psikoterapi bazen hızlıca sonuç verse de anlamlı bir iyileşme için aylarca devamlılık gerektirir.
Hangi antidepresanı kullanmalıyım?
Bu sorunun yanıtını doktorunuzla birlikte dikkatli bir incelemeden sonra vermelisiniz. Aşağıda verilen seçenekler hakkında bazı temel bilgilerle bu süreci başlatmanız faydalı olabilir. Şu anda depresyon veya anksiyete için kullanılan tüm antidepresanların klinik deneylerde plasebo hapına oranla daha iyi sonuçlar alınmasına yardımcı olduğu bilinmektedir.
Depresyon için etkili olan ilaçlar, amitriptilin (kimyasal yapısına bağlı olarak “trisiklik” olarak da adlandırılır) ve esitalopram ve paroksetin (seçici serotonin geri alım inhibitörleri veya SSRI'lar olarak bilinir) gibi eski ilaçlardır. Mirtazapin (diğerlerinin çoğundan farklı çalıştığı için "atipik bir antidepresan" olarak bilinir) ve venlafaksin (beyindeki kimyasal etkilerine dayalı olarak bir serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü veya SNRI olarak anılır) gibi yeni ilaçlar da mevcuttur. Fluoksetin ve sertralin gibi diğer SSRI'lar biraz daha az etkilidir, ancak daha az yan etkiye sahiplerdir.
Anksiyete için ise duloksetin ve venlafaksin (her ikisi de SNRI türlerindendir) ve esitalopram (SSRI) benzer şekilde etkilidir ve çoğu insan bunları sorunsuz bir şekilde kullanabilir. Mirtazapin, sertralin ve fluoksetin dahil olmak üzere diğer seçenekler ise daha az soruna neden olur ve mevcut bulgular küçük örnek gruplarıyla sınırlı olsa da etkili ilaçlardır Sakinleştirici antipsikotik ilaç ketiapin de anksiyete ve depresyon tedavisinde etkilidir, ancak kilo alımı gibi bir yan etki gösterebilir.
Yan etkiler nelerdir?
Antidepresanların birçok potansiyel yan etkisi vardır, ancak çoğu nadir olarak görülür. Bununla birlikte, bazıları "çok yaygın" (insanların yüzde 10'undan fazlası) veya "yaygın" (insanların yüzde 1 ila 10'unu etkiler) olarak sınıflandırılır. Bu nedenle, antidepresan kullanan kişiler, özellikle tedavinin erken aşamalarında hekim kontrolü altında ilaçlarını kullanmalıdır.
SSRI türü ilaçlarda yaygın yan etkiler arasında iştah azalması, mide bulantısı, karın ağrısı ve 30 yılı aşkın süredir tedavi ettiğim hastaların çoğunda gördüğüm gibi cinsel işlev bozukluğu yer alıyor. Benim deneyimime göre çoğu insan bu yan etkileri hafif buluyor ve ilk birkaç haftadan sonra yaşadıkları yan etkiler azalıyor. SSRI'lar ilk alındığında kendinizi gergin veya sinirli hissetmenize neden olabilir, bu nedenle genellikle sabahları yemekle birlikte alınması en iyisidir.
Hastaları yaygın yan etkiler ve bu yan etkilerle nasıl başa çıkılacağı konusunda önceden bilgilendirmenin hastaların ilaçları tolere etmelerine yardımcı olduğunu hem de ilacın etkisinin artmasına katkıda bulunduğunu gözlemledim. İnsanlara ilk birkaç hafta içinde ne olacağını söylediğimde iyi bir doktor olduğumu düşündüklerini sanıyorum. Onlara 2 ila 4 hafta içinde kendilerini daha iyi hissedeceklerini söylediğimde iyileşmenin gerçekleşmesi daha olasıdır. Bunu plasebo yanıtının bir parçası olarak düşünebiliriz, ancak iyi bir doktor veya terapist olmanın bir parçası olan sorunları paylaşmak ve umut aşılamak tedavinin spesifik olmayan unsurlarındandır. Ayrıca depresyon ve/veya anksiyetesi olan hastalarıma iyileşeceklerini, bunun sadece bir zaman ve doğru tedaviyi bulma meselesi olduğunu ve neredeyse hastalarımın çoğunun iyileştiğini söylüyorum.
Mirtazapin, duloksetin, amitriptilin ve klomipramin gibi uykulu halin artmasına neden olabilen sedatif antidepresanlar söz konusu olduğunda yan etkiler oldukça farklıdır. Uyumakta zorlanıyorsanız sedasyon aslında iyidir, ancak ertesi gün akşamdan kalma gibi hissederseniz doktorunuz alınan dozun tolere edilebilir olması için saat 18:00 ve 22:00 olmak üzere ilacı dozlara bölebilir. Başa çıkması daha zor olan yatıştırıcı antidepresan ilaçların gazlı içecekler, bisküvi, kek ve şekere yönelik arzunuzu artırması mümkündür. Bu yüzden bol su içip meyve yemek tavsiye edilir.
Antidepresanlar psikoterapiyi nasıl etkiler?
Hem ilaç hem de psikoterapi birlikte uygulandığında her ikisinin de tek başına uygulanması durumuna kıyasla daha iyi sonuçlar alındığına dair güçlü kanıtlar vardır. Bu kanıtlar özellikle bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapi (IPT) için geçerli olsa da genel olarak bu durumun tüm ilaç tedavisi ve psikoterapi kombinasyonları için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Bu durum o kadar da şaşırtıcı değildir zira psikoterapi düşünme şeklimizi değiştirerek işlev gösterir. İlaçlar ise önce nörobiyolojiyi etkiler. İngiliz sinirbilimci Camilla Nord hem antidepresan ilaç ve hem psikoterapi tedavisi öncesinde ve sonrasında beyin aktiviteleri üzerine yaptığı araştırmalarının sonucunda oluşan beyin değişikliklerinin farklı olduğunu gösterdi. Bu da iki yaklaşımın farklı ve tamamlayıcı olacak şekilde çalıştığını göstermektedir.
Antidepresanların, depresyon veya anksiyetenize katkıda bulunabilecek veya bunlardan kaynaklanabilecek herhangi bir psikososyal sorunla başa çıkma yeteneğinizi bozacağına dair hiçbir kanıt yoktur. Yas sonrası doğal iyileşme sürecine müdahale edebileceklerine dair teorik bir endişe vardı, ancak benim klinik deneyimlerime göre durum böyle değil. Aksine, insanların genellikle stresten bunaldığının, uykusuzluktan bitkin düştüklerinin ya da depresyonla boğuştuğunun fazlasıyla farkındayım ve antidepresan kullanımı aslında psikoterapi adımlarını takip etmek için gereken enerji ve motivasyonu kazanmaya yardımcı olmaktadır.
Antidepresan ilaçlar işe yaramadığında ne yapmalıyım?
Antidepresan alarak depresyon veya anksiyete tedavisine başladıktan sonra hemen rahatlama yaşamanız ve birkaç hafta sonra biraz daha iyi hissetmeniz beklenir. Bununla birlikte genellikle depresyonun tamamen geçebilmesi için 2 ila 3 ay gerekir ve kaygı tedavisi için ise bu süre daha uzun olabilir. Bu nedenle, ilk başta ilaç kullanımından fayda göremezseniz yan etkiler tolere edilebilir olduğu sürece ilaçları biraz daha kullanmaya devam etmeniz gerekir.
Hala ilaç etkisini göstermediyse almakta olduğunuz ilacın dozunun artması konusunda doktorunuzla görüşmeniz gerekir. Aynı ilacın dozunun artırılması işe yaramazsa doktorunuz farklı tipte başka bir antidepresan kullanmayı önerebilir. Kişisel deneyimime ve bazı sınırlı verilerime dayanarak söyleyebilirim ki, hastaların yaklaşık yüzde 10'unun kendilerine uygun olanı bulmadan önce üçüncü hatta dördüncü bir antidepresanı denemeleri gerekebilmektedir. Bu aynı zamanda bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapi (IPT) gibi yapılandırılmış bir psikoterapi sürecini tedaviye eklemek için de iyi bir zamandır.
Çoğu insan bu düzenlemelerden fayda görür. Lakin hala iyileşme belirtisi göstermiyorsanız, danıştığınız tüm ruh sağlığı uzmanları durumunuzu gözden geçirmeli ve teşhisinizi yeniden değerlendirmelidir. Belki de hala bir stres kaynağı veya ele alınmamış psikososyal bir sorun vardır. Dikkate alınması gereken diğer bir konu ise alkol veya uyuşturucuların depresyon süresini uzatabileceği ve antidepresanların potansiyel yararlarını olumsuz etkileyebilmesidir.
Antidepresan almayı nasıl ve ne zaman bırakmalıyım?
Hiç kimse ilaç kullanmayı sevmez veya gereğinden fazla uzun süre kullanmak da istemez. Ancak antidepresan tedavisinden fayda gördüyseniz bu ilaçları bir yıl veya daha uzun süre kullanmanın tekrar aynı hastalığa yakalanma olasılığını önemli ölçüde azaltacağına dair birçok kanıt vardır. 4.410 kişiyi içeren 31 adet rastgele ve kontrollü çalışmanın sonuçlarına göre plasebo alan kişilerin yüzde 41'i ile antidepresan alan kişilerin yüzde 18'i karşılaştırıldığında kişilerin tekrar depresyona girdiği görülmüş. Antidepresan kullanımı hastalığın tekrar görülme riskini yarıdan fazla azaltmaktadır. Ancak çoğu insan iyileştikten sonra antidepresan haplarını bir an önce bırakmak ister. Özellikle orta ve şiddetli depresyon durumunda yüksek nüksetme riski nedeniyle ilaçları hemen bırakmak doğru olmaz. Hastalarımdan bazıları, tekrar depresyona girme riskindense yıllarca antidepresan kullanmayı tercih ediyor. Onlara söylediğim gibi, uzun vadede antidepresan kullanmanın bilinen hiçbir olumsuz fiziksel etkisi yok. Bir hastamın dediği gibi: Yeniden depresyonun bana hissettirdiği kadar kötü hissetmek istemiyorum. Bir daha asla. Bu yüzden hapları almaya devam edeceğim.
Siz ve doktorunuz hapları almayı bırakmanın güvenli olduğu konusunda hemfikir olduğunuz zaman “antidepresan yoksunluk sendromu” yaşayabileceğiniz gerçeğine hazırlıklı olmalısınız. Paniğe kapılmayın çünkü bu durum bir bağımlılık değildir ve antidepresanlara da özgü değildir. Beta-bloker propranolol ve steroid prednizolon gibi yavaş kesilmesi gereken birkaç ilaç vardır, ancak hiç kimse hastaların bunlara bağımlı olduğunu iddia etmez. Genellikle, antidepresanların yoksunluk etkisi hafif yaşanır ve sadece birkaç gün sürer. Devam ederse bu durumun hastalığın semptomları mı yoksa yoksunluk belirtisi mi olduğunu ayırt etmek zor olabilir. Doktorunuzla durumunuzu tekrar gözden geçirmeniz gerekir. Benim görüşüm ise tedaviden önce hissettiğiniz gibi hissetmeye başladıysanız bunun nedeni muhtemelen ilacın yoksunluk etkisinden dolayıdır. Özellikle anksiyete veya depresyondan ziyade elektrik çarpması hissi, grip benzeri semptomlar veya terleme gibi belirtiler varsa ilacın yoksunluk etkisi ile karşı karşıya olabilirsiniz.
Aylar veya yıllar boyunca antidepresan kullandıysanız doktorunuz dozu yavaş yavaş azaltmanız gerektiğini söyleyecektir. Dozun nasıl azaltılacağını doktorunuzla planlamalısınız. Özellikle diğer antidepresanlardan daha fazla yoksunluk reaksiyonlarına neden olan paroksetin veya venlafaksin kullanıyorsanız dozun azaltılmasını doktorunuzla beraber takip etmeniz gerekir. Ayrıca hastalarıma antidepresanları hayatlarının nispeten iyi ve stresten uzak bir döneminde belki de bahar ya da yaz gibi herkesin biraz daha iyi hissetme eğiliminde olduğu bir zamanda bırakmalarını tavsiye ediyorum.
Antidepresan kullanımı hakkındaki önyargılar ile nasıl başa çıkmalıyım?
Pek çok bilgisiz kişi antidepresan kullanımının duygusal zayıflıktan ya da sorunlarla başa çıkamamaktan kaynaklandığını ve depresyonu olan kişilerin bir şekilde kendilerinin bundan kurtulması gerektiğini düşünür. Bu tür yanlış fikirler bazen, aksi yönde çok büyük kanıtlar olmasına rağmen, antidepresanların terapötik etkinliğine olan inanç eksikliğini de kapsar. Antidepresan kullanan kişilerin arkadaşları, aileleri ve meslektaşları zaman zaman yargılayıcı olabilir. Benim tavsiyem, sakin bir şekilde depresyonun sizi nasıl etkilediğini, ilaçların işe yaradığını, yan etkilerin kontrol altına alınabileceğini ve bu ilaçları sonsuza kadar kullanmayacağınızı ve iyileşince aşamalı olarak ilaç kullanımını bırakacağınızı açıklamak olacaktır.
Bana göre, antidepresanlar hakkındaki önyargılar depresyon da dahil olmak üzere tüm akıl hastalıklarına yönelik olumsuz etiketlemeyle yakından ilişkilidir. İnsanlar hastalık ve ilaç tedavisinin nasıl işe yaradığı konusunda ne kadar açık olabilirlerse depresyon ve antidepresan kullanımına yönelik önyargılar o kadar azalır. Antidepresan kullanımı hakkında olumlu deneyimleri açıklıkla paylaşan insanlar da yok değil. Örneğin, ünlü biyolog Lewis Wolpert Malign, yazar Andrew Solomon, bilim insanı Alex Riley, aktris Annie Murphy ve şarkıcı Selena Gomez bu isimlerden bazıları.
Terapi ve ilaç tedavisinin yanı sıra başka neler yapabilirim?
Eminim sizin de denediğiniz birçok şey olmuştur. Daha fazla uğraşmanızı söyleyen yorumlar depresyon ve kaygı bağlamında çok sık görülen zararlı ve klişe yaklaşımların sadece bir parçasıdır. Zaten kendinizi bir şekilde iyileştirebilseydiniz, bunu yapardınız! Gerçekten de tedavi ettiğim çoğu insan daha çok çabalamayı denedi ancak hepimizin sınırları vardır. Ne kadar zor olursa olsun yapmanız gereken şey depresyonunuzdan veya endişenizden kurtulmak, kendinizi bu konuda fazla düşünmekten alıkoymak ve başka şeyler yapmayı denemektir. Tüm hastalarıma söylediğim gibi, iyileşmeyi desteklemek için hemen herkesin benimseyebileceği bazı değişiklikler vardır. Bizler rutinlere ve sosyal bağlara ihtiyaç duyan canlılarız. Örneğin, düzenli bir saatte kalkmak, biraz egzersiz yapmak ya da mahallede bir tur bile olsa dolaşmak için evden dışarı çıkmak ve biriyle buluşup sohbet etmek gibi rutinler bize iyi gelir.
Depresyonla mücadele ederken kanıta dayalı yaklaşımlar arasında fiziksel aktivite ve meditasyon gibi zihinsel egzersizler başta gelir. Ayrıca kaygı için çeşitli rahatlama ve diğer endişe yönetimi gibi yaklaşımlar da kullanılabilir. Farkındalık meditasyonunun, insanların tekrar depresyona girme ihtimalini azaltmada özel bir rolü var gibi görünüyor. Fiziksel egzersizin ise orta düzeyde bir tedavi etkisine sahip olduğu biliniyor. Ayrıca depresyona girme ihtimalini azaltıyor. Yoga ve tai chi gibi yöntemler de dikkate alınmaya değer, önemli olan ise egzersiz yapıyor olmaktır.
Önemli Noktalar
Depresyon günlük hayatta hissettiğimiz üzüntüden daha fazlasıdır. Çoğu zaman iki hafta ya da daha fazla süren bir üzüntü hali depresyonun belirtilerinden biridir.
Antidepresan kullanımı konusunda farklı görüşler olsa da işe yaradıkları bir gerçek. İlaçların işe yaradığını destekleyen araştırmalar mevcut.
Çok yoğun stres altındaysanız stres kaynaklarını çözmek önceliklidir. Bu durumda tedaviye ihtiyacınız olup olmadığını netleştirin.
Depresyon hafif ila orta düzeyde seyrediyorsa ilk olarak psikoterapiyi denemek iyi bir adımdır. Bu durumda yetkin bir uzmandan destek alın. Psikoterapi işe yaramazsa veya depresyonunuz orta ila şiddetli düzeyde seyrediyorsa antidepresan kullanmak gerekir.
Depresyonunuzun şiddeti ne kadar yüksekse antidepresanlardan fayda görme ihtimaliniz de o kadar yüksek olacaktır. Antidepresanlar hakkında bilgi edinin. Mevcut ilaçlar etkinlikleri ve yan etkileri bakımından çeşitlilik göstermektedir.
Çoğu yan etki ender yaşansa bile yan etkiler hakkında bilgili olun. Mide bulantısı gibi yan etkiler genelde hafif düzeyde seyreder ve kısa süre sonra geçer.
Antidepresan kullanımı psikoterapi sürecine zarar vermez. Hatta iki yaklaşım beraber kullanıldığında daha etkili olmaktadır.
Anında iyileşme beklemeyin. Düzenli etkinin gerçekleşmesi için genellikle birkaç hafta hatta birkaç ay gerekebilir.
İlaçları bırakmak konusunda acele etmeyin. Yoksunluk belirtileri ya da hastalığın tekrar nüksetmesi ihtimalini dikkate alın. Aylar ya da yıllar boyunca antidepresan kullandıysanız dozun azaltılmasında acele etmeyin.
Önyargılara karşı hazırlıklı olun. Depresyonun zorluğunu ve ilaç kullanmanın yardımcı olduğu bilgisini paylaşın.
İyileşmenize katkı sağlayacak yaşam tarzı değişikliklerini benimseyin. Düzenli egzersiz ve sosyalleşmenin iyilik halimize katkı sağladığını unutmayın.
Ek Bilgiler
Yukarıdaki öneriler çoğu insan için geçerlidir, ancak çocuk, hamile, yaşlı veya fiziksel olarak hasta olanlar için bazı özel hususlar vardır.
Çocuklar ve gençler
Bütün doktorlar haklı olarak gençlere herhangi bir ilaç, özellikle de psikoaktif ilaçlar yazma konusunda isteksizdir. Ergenlerde ve yetişkinlerde olduğundan daha nadir de olsa depresyondan mustarip çocuklar için tüm aileyi kapsayan tedavilerin bireysel terapiden daha etkili olduğuna dair bazı kanıtlar vardır. Depresyondaki ergenler için ise çalışmalar genellikle bilişsel davranışçı terapi (CBT) veya kişilerarası terapinin (IPT) genel psikoterapi tedavilerinden daha etkili olduğunu göstermektedir. Antidepresan kullanımı gerekli olduğunda en etkin antidepresan fluoksetindir. Herhangi bir tedavi genellikle intihar ihtimalini azaltır, ancak gençlerin küçük bir kısmında (25 yaşına kadar) SSRI'ların intihar düşüncelerini ve kendine zarar verme olasılıklarını artırabileceğini de dikkate almak önemlidir. Bir gence antidepresan reçete edildiğinde intihar riskinin olmadığından emin olabilmek için takip altında olmaları ve uygun önlemlerin alınması hayati önem taşımaktadır.
Hamilelik ve emzirme
Hamile kalmak ve doğum yapmak genellikle mutluluk verici olaylardır, ancak annelik toplumda bir şekilde idealize edilebilmektedir. Hamilelik ve doğum sırasında tıbbi komplikasyonlar yaygındır, ancak bu komplikasyonlar oluşmasa bile birçok kadın hamilelik sırasında ve sonraki aylarda depresyona girer veya endişe yaşar. Hiç kimse hamile kadınları ve doğmamış çocuklarını herhangi bir ilaca maruz bırakmak istemez, ancak bazen ilaç kullanımı gerekir. Kadınların yaklaşık yüzde 10'u, doğumu takip eden haftalarda, çocuklarıyla sağlıklı bağ kurmayı engelleyebilecek veya çocuğun gelişimine zarar verebilecek kadar şiddetli bir depresyon yaşayabilir. Böyle bir durumda depresyon tedavi edilmelidir. Doğru karar vermenin yolu ilaç kullanımının anne ve fetüs için taşıyacağı risklerin tedavi olmama durumundaki risklerden daha az olduğunda ilacın kullanılmasından geçer. Hamileliğin erken döneminde SSRI almanın bebekte kalp sorunları, spina bifida veya yarık dudak geliştirme riskini çok az da olsa artırdığına dair bazı kanıtlar vardır. Çoğu antidepresanın, özellikle hamileliğin ilk üç ayından sonra hem anneler hem de bebekler için güvenli bir şekilde kullanıldığından emin olunmalıdır. Anne karnında SSRI'lara maruz kalan bebekler doğumdan sonraki birkaç gün biraz gergin olabilir, ancak bu uzun vadeli sorunlara neden olmaz. Sitalopram veya sertralin kullanırken emzirmenin güvenli olduğu düşünülmektedir ve anne sütünde zararlı olamayacak kadar az doz olacağından paroksetin veya amitriptilin veya klomipramin kullanmak da güvenlidir.
Yaşlılar ve hastalar
Aile hekimleri uzun süredir yaşlı insanlara kas ve eklem ağrısı gibi çeşitli sorunlar nedeniyle trisiklik türü antidepresanları, özellikle de amitriptilini düşük dozlarda reçete etmeye yatkındır. Bu şekilde daha düşük dozlarda antidepresan kullanımı klinik araştırmalar tarafından güçlü bir şekilde desteklenmese de yaşlıların uyumalarına yardımcı olur ve ağrı duyarlılığını azaltabilir. Bununla birlikte, eğer yaşlıysanız veya fiziksel bir hastalığınız varsa antidepresanlar ve özellikle amitriptilin gibi trisiklikler alırken özellikle dikkatli olmalısınız, çünkü bunlar daha fazla yan etkiye sahiptir. Bazen de almakta olduğunuz diğer ilaçlarla etkileşim görülebilir. Yaşlıysanız veya fiziksel olarak hastaysanız doktorunuzla görüşmeniz gereken konulardan biri de antidepresanların az da olsa yan etkileri arasında yer alan düşük tansiyon ve düşme riskinizi artırabilecek olan diğer kardiyovasküler sorunlardır.
Ek okuma önerisi: https://psyche.co/guides/how-to-pick-the-therapist-who-is-right-for-you
Çeviren: Klinik Psikolog Rabia Yavuz
Eposta: rabia.yavuz@gmail.com
Instagram: @klinikpsikolograbiayavuz
Kaynak: https://psyche.co/guides/how-to-decide-whether-to-start-taking-antidepressant-pills?utm_source=Aeon+Newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=HTLGI22
Yasın Altıncı Aşaması adlı kitabı, ilk kez 1969 yılında Elisabeth Kübler-Ross tarafından tanımlanan yasın beş aşaması modeline...
DevamıBaşarısızlığın neden eski bir tanıdık gibi hissettirdiğini hiç merak ettiniz mi? Belki de suçlu; sürekli olarak yenilgi duygusunu besleyen ve ...
DevamıBeğenilmemek hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. İşte sizden hoşlanmayan biriyleyken daha rahat hissedebilmeniz için denenmiş ve test edilmiş bazı yollar...
DevamıInfluencerlar ve kişisel gelişim guruları, yarardan çok zarar getirme riski taşıyan bir tür pozitif psikoloji vaad ediyorlar Kötü bir gün ya da kötü bir yıl geçirdiğiniz...
DevamıMescid-i Aksa ya da Kur’an-ı Kerim'in ifadesiyle Kudüs'ün Uzak Mescidi, Mevlana Celaleddin Rumi için merhamet ve aşkınlık ruhunun...
DevamıVicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger’in ifadesiyle, “benim içimden ama kendimden öteden” gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden...
DevamıYeni bir araştırma; sözlü istismarın çocukları nasıl etkilediğini, kendine zarar verme ve anksiyete gibi uzun vadeli sorunların tohumlarını nasıl attığını gösteriyor...
DevamıÇoğu insan “içeri girmek” tekniğiyle dikkatlerini duygu ve düşüncelerine yönlendirip daha dayanıklı olacaklarına inanırlar. Fakat...
Devamı25 yıllık araştırma sonucuna dayanarak bağışlama ve alternatifleri hakkında öğrendiklerimiz...
DevamıGünlük sosyal durumlar bile kendinizi mahcup ve korkmuş hissetmenize neden oluyorsa, bu iyi test edilmiş teknikleri denemenin zamanı geldi...
DevamıAradığımız mutluluk hiç beklemediğimiz bir yerde olabilir. En büyük çabalarımıza rağmen, hayatımız adına kurduğumuz hayaller...
DevamıEşlerimiz, ailemiz ve hatta iş arkadaşlarımızla ilişkilerimizde işlerin nasıl olduğu ile bizim nasıl olmasını istediğimiz arasında boşluklar olabilir...
DevamıHızla değişen bir dünyada, pek çok insanın kendini kaybolmuş ve stresli hissetmesi şaşırtıcı değildir. Bununla birlikte...
Devamıİlk olarak arkadaşlarımıza nasıl öncelik vereceğimize odaklanalım istiyorum. Kaliteli sosyal etkileşimlerin...
DevamıDuygularınızdan kaçınmak akıl sağlığımız için iyi değildir. Bir psikolog, bu alışkanlığı nasıl kıracağınızı ve savunmasızlığınızı nasıl...
DevamıBirçok insanın travmalar hakkında bilmedikleri...
DevamıBirçoğumuz sonsuz sayıda hata yaparız- ancak yeni içgörüler, başarısızlıklarımızdan değerli dersler çıkarmamıza yardımcı olabilir...
DevamıGece neredeyse tamamen boşalmış metro vagonunda kitabınıza, Instagram akışınıza ya da işe gidip gelirken zaman...
DevamıBilginin kaynağı olduğunuzu düşünmek kolaydır. Pek çok beceri ve uzmanlığa sahip olsanız da muhtemelen düşündüğünüzden...
DevamıÇarpıtılmış düşünme biçimleri sizi karanlık yollara nasıl götürür?
DevamıToronto Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanı olan J.D. Haltigan’a bir soru sorduk. TikTok akıl ...
DevamıManevi baypas, karmaşık psikolojik sorunlardan kaçınmak için manevi açıklamalar arama eğilimine atıf yapar. Terim ilk olarak...
DevamıHer zaman kendini mi suçluyorsun yoksa başkalarının senin hakkında kötü düşündüğü fikrine mi kapılıyorsun? Bir Bilişsel Davranışçı Terapist...
DevamıBaşımızı erteleme duvarına çarpmaya devam etmek yerine, yeni bir şeyler denemeye ne dersiniz?...
DevamıHayat belirsiz olduğunda, olağan tepkilerimiz ve başa çıkma stratejilerimiz her zaman işe yaramayabilir. Kıvrak zeka pratiği...
DevamıAraştırmalar gösteriyor ki, yenilgilerimizden ders almak istiyorsak bazı duygusal ve bilişsel engelleri aşmamız gerekiyor...
DevamıÇoğu insan için sevgi hissi hayatlarında bulunması gereken önemli bir ihtiyaçtır. Bağlanma biçimimiz de sevgiyi...
DevamıBirkaç ay önce korona olmuştum ve ilk semptomlarım bedenseldi. Fakat zamanla boğaz ağrısı ve öksürüğün azalması ile...
DevamıGünümüzde her alanda zorluklarla boğuşan modern insanın, mutlu ve sakin kalabilmek için yapabileceği en güvenilir...
DevamıBeynimiz bizi doğal olarak savunmacı yapar, ancak daha fazla alçakgönüllülük geliştirmek için atabileceğimiz adımlar var...
DevamıBilim yaygınlaşmış iddialara rağmen çocukluk deneyimlerinin yetişkin yaşamlarımızı belirlediği iddiasını desteklememektedir...
DevamıTracy Dennis-Tiwary, endişeye doğru yaklaşmanın bize nasıl motivasyon sağlayabileceğini ve kendimiz hakkında bize nasıl fikir verebileceğini açıklıyor.
DevamıAraştırmalar, yenilgilerimizden ders çıkarabilmemiz için bazı duygusal ve bilişsel (zihinsel) engellerin üstesinden gelmemiz gerektiğini...
DevamıYeni bir kitap, bakış açılarımızın her zaman sınırlı olduğunu, ancak empatiyi akıllıca kullanmayı öğrenirsek diğer insanları daha iyi...
DevamıValerie, 25 yaşında üniversite mezunu bir kişi. Merhametli ve verici bir insan. Kendisini mültecilerle yapılan gönüllü yerel çalışmalara adamış birisi...
DevamıBeth her zaman endişeli biri olmuştur; şu sıralar her gün, günün yarısından fazlasını malî meseleler, okul ödevlerini bitirip bitiremeyeceği, sağlık durumu...
DevamıEmpati, bir başkasının duygularını anlama ve paylaşma kabiliyeti, diğer insanlarla olan bağlantılarımızın temelidir. Araştırmalar, empatinin...
DevamıSınırlarınızın ne kadar farkında olduğunuzu anlamanın ve entelektüel alçakgönüllülüğünüzü geliştirmenin birçok yolu vardır...
DevamıDaha az stres verici olaylara tepkilerinizin diğer insanlarınkinden daha büyük olduğu hissine hiç kapıldınız mı?
DevamıGeçen hafta Türkiye menfur bir cinayetle sarsıldı. Kalp hastalıkları uzmanı meslektaşımız Ekrem Karakaya görevi başında hunharca...
DevamıSosyal koşullar ve eşitsizlik iyi oluşu etkiler. Öyleyse neden "mutluluk bir seçimdir" deyip duruyoruz?...
DevamıPsikolojik sağlamlık becerilerini geliştirmek için bir yol haritası...
DevamıGünümüzde travma kavramı, hem travmatik olarak kabul edilebilecek olayların çeşitliliği hem de travmanın kurbanların yaşamlarına...
DevamıBir psikolog, akut travmasından sonra öğrendiği 7 iç görüyü anlatıyor.
DevamıÇocukluk döneminde “neden” ve “nasıl” sorularını sorma dürtümüz zamanla kaybolur. Yine de açık görüşlü olmanın...
DevamıHata yaptığınızda (kaçınılmaz olarak) kendinize karşı nazik olmayı öğrenmek, mutluluğunuz üzerinde dikkate değer bir etkiye sahip olabilir...
DevamıHepimiz oradaydık. Üç gün önceki 2 dakika süren sohbete saplanıp kaldık. Tekrar tekrar beynimizde döndürüp duruyoruz. Babama kızmamalıydım...
DevamıFarklı görüşlerimiz hakkında daha iyi tartışmalar yapmak için sekiz ipucu...
DevamıAraştırmalar; izolasyon, stres ve belirsizliğin unutkanlık ve düzensizliğe neden olabileceğini gösteriyor. İşte bu konuda yapılacaklar...
DevamıHassas ve rahatsız edici duyguları kabul etmek ve onları kucaklamak motive olmamıza ve hedeflerimize doğru ilerlememize...
DevamıBizler anlayışlı insanları severiz. Kendimizi kötü hissettiğimizde, kendimiz için üzüldüğümüzde veya her şeyi berbat edip kötü hissettiğimizde...
DevamıYansıtma, istismarcılar, narsistler veya sınırda kişilik bozukluğuna sahip insanlar ve bağımlılar tarafından sıklıkla kullanılan bir savunma...
DevamıÇocukken yaptığınız boyamaları, çizgilerin içinde kalma çabanızı, sonra yaptığınız bir hata ile çizgileri taşırdığınız ve o anda yaşadığınız...
Devamıİlişkilerinizde aşırı bağlanan taraf mı yoksa yakınlaşmaktan kaçınan taraf mısınız? Yakın ilişkilerdeki bağlanma tarzınız...
DevamıPsikolog Marie Haddou Hayır Demeyi Bilmek adında farklı alanlarda hayır demekte güçlük yaşayan insanlara...
DevamıNeden yoksulluk içinde mücadele verenlere olumlu zihin yapılarını dayatmamalıyız?
DevamıDeğişim zamanının geldiğini biliyorsanız ama nereden başlayacağınızdan emin değilseniz doğru soruları sormak iyi bir başlangıç...
DevamıNarsistler, gerçek benliklerini büyüklenmeci, "diğerlerinden üstün", bencil ve oldukça kibirli alternatif bir kişilik ile...
DevamıYılın en popüler hikayeleri, mutlu ve sağlıklı bir hayat için farklı yollar sunuyor...
DevamıBilinçli Farkındalığın birçok faydası olduğu düşünülüyor, ancak yanlış uygulandığında yanlış eylemleriniz için kendinizi daha az suçlu hissetmenizi...
DevamıDüşüncelerinizin hatalı olabileceğini kabul etmek daha fazla öğrenmenize ve daha iyi ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir...
DevamıSosyal İkilem (Social Dilemma 2020) filminden bir sahnede, hayali bir genç, karanlığa gömülmüş bir durumda yatağında oturuyor...
DevamıGenetik olarak zihin ve bedenimiz empati, dayanışma, cömertlik ve yakınlık hisleriyle donatılmıştır...
DevamıHayatta en iyisini yapabilmek için acı gereklidir der Yale profesörü...
DevamıKariyer seçimlerinden yeni alışverişlere kadar, René Girard'ın mimetik teorisini kullanarak sürüye direnin ve kendi yaşam yolunuzu...
DevamıHarika bir evlilik uzaktan, tıpkı bir kitaptaki veya filmdeki gibi coşkulu bir aşk hikayesidir. Ve bu, bir bütün olarak evliliğe bakmanın...
DevamıEğer ertelemek tembellikle ilgili değilse, neyle ilgilidir? Baharat çekmecenizi alfabetik olarak düzenlemek için önemli bir işi ertelediyseniz...
DevamıYeni çıkan bir kitap, kaygının bize, hayatımızı nasıl daha iyi bir hale getirebileceğimize dair ipuçları verdiğini anlatıyor...
DevamıÖlümsüz olmadığımızı kabul etmek, daha mutlu, anlamlı bir hayat yaşamak için meşguliyetten kurtulmamıza ve bizim için en önemli şeye...
DevamıAra vermek tembellik etmek değildir, aksine yeniden şarj olmayı öğrenmek daha üretken ve dayanılır bir hayat yaşamamızı sağlar...
DevamıHayat olanca hızıyla akıyor ve zaman zaman yaşadığımız güçlükler bizi sarstığında ancak dengemizi kaybettiğimizi fark eder oluyoruz...
DevamıMağdur zihniyetine eşlik eden gücün üstesinden gelebilmek için önce onu kabul etmek gerekir...
DevamıBir süredir göremediğimiz bir tehdit ile karşılaştığımız için hepimiz zor günler yaşıyoruz. Bitkin düşen beyinlerimize biraz...
DevamıBir aile üyesi, bir iş arkadaşı veya bir yabancının size kırıcı bir şey söyleme ihtimali vardır. İşte bu yazıyla bu durumla nasıl başa çıkacağınızı...
Devamıİfade ettiğiniz üzere zamanımızın çoğunu çalışarak geçiriyoruz. Zamanımızı nasıl kullanacağımız mesai saatlerimiz üzerinden belirleniyor...
DevamıMassachusetts Çocuk Sağlığı Kliniğindeki çocuklar gözlemlendiğinde tutarsız davranışları göze çarpmaktadır. Tanımadıkları halde...
DevamıAnonim kullanıcıların bir kısmı çevrimiçi ortamda kötüye kullanmanın yanında komplo teorileri de üretiyor. Bu yüzden...
DevamıHayatta bir anlam duygusu bulmakta zorlanıyor musunuz? Araştırmacılar bunun için üç farklı yol belirlediler...
DevamıAlışkanlık haline gelmiş eleştiri her çift için tehdittir. Zaman zaman eşinizi eleştiriyor olabilirsiniz önemli olan bunu...
DevamıBebekler zannedilenden erken zamanda kitaplarla ilgilenmeye başlarlar. Kendi kendilerine hareket etmeye başladıklarında...
DevamıGittikçe daha stresli bir dünyada yaşıyoruz, bu yüzden çocuklarımızda duygusal ve zihinsel dayanıklılığı teşvik etmek hiç bu kadar önemli...
DevamıYeni bir kitap, kanser yaşamanın duygusal ve sosyal karışıklığıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda faydalı rehberlik sağlıyor...
DevamıBelli birisinin yanındayken kafanızın karışmış olduğunu veya suçlu olduğunuzu hissediyor ve bunun sebebinin...
DevamıKonfüçyüsçülük ve Taoizm çocuklarınıza rehberlik ederken zenginlik ve prestij yerine anlam ve tatmin içeren...
DevamıMantığa ve akla yaklaşımımızı değiştirmek, oyunu değiştirir...
DevamıHiç kurbanı oynadınız mı? Eğer oynadıysanız, bunu yaparken doldurmak istediğiniz veya ifade etmeye çalıştığınız...
DevamıOtobüste oturduğunuzu, sırada beklediğinizi veya evde koltuğunuzda oturduğunuzu ve birkaç dakika...
DevamıAynaya baktığınızda kimin yansımasını görüyorsunuz?
DevamıKaygı rahatsız edici olabilir, ancak felsefi bir yaklaşımla heyecan verici bir özgürlük duygusu uyandırabileceğini...
DevamıDışa dönük olmak zorunda değilsin. Ama içine kapanık olmak seni yaşamak istediğin hayattan alıkoyuyorsa hemen...
DevamıBazı insanlar içten içe “kimlik hırsızı sendromu” ile mücadele ederken kendilerini zeki, kendinden emin ve...
DevamıOrtalama insan ömrü ürkütücü bir şekilde sınırlı süreye sahiptir. Şanslıysanız ve 80 yaşına kadar yaşıyorsanız, yaklaşık...
Devamıİneklemeyi unutun, fosforlu kalemleri sepetleyin ve pasif şekilde tekrar tekrar okumayı kesin. Öğrenme psikolojisi daha iyi taktikler sunuyor...
DevamıBir kişinin düşünce, davranış ve tutumu etkileyebilecek dış ve iç çatışmalarla ilgili dengeli bir anlayışı sürdürme yeteneğine...
DevamıAltmış yıl kadar önce, iki psikolog kendi alanlarında devrim yaratan ve sıkıntı hakkında düşünme biçimimizi değiştiren bir fenomeni keşfettiler...
DevamıSiz de herkes kadar sevginizi ve şefkatinizi hak ediyorsunuz...
DevamıBir terapist, büyük pandemi molasından dönüşün psikolojisini inceliyor...
DevamıDünyaya her gün yeni bebekler geliyor. Bir bebek dünyaya gelince bir kadın anne olur, bir erkek de baba. Oysa bebek denilince...
DevamıEbeveynlerinize münhasıran ve sahiplenici bir şekilde yakın mısınız? Ebeveynlerinizden biri veya her ikisi sizin aracılığınızla hayallerini...
DevamıSon zamanlarda stresli hissediyorsanız, yalnız değilsiniz- COVID-19 pandemisinden bile önce, 2018'deki Birleşik Krallık anket verileri, insanların yüzde 74'ünün...
DevamıYeni bir araştırma, gün içerisinde deneyimlenen empatinin kendi huzurumuza ve başkalarına karşı olan nazik davranışlarımıza katkıda...
DevamıKendinizi dünyadan kopuk hissediyorsanız, depersonalizasyon yaşıyor olabilirsiniz. Emin olun ki, iyileşmenin yolları vardır...
DevamıYeni bir araştırma narsisistlerin sıkılma sebeplerini inceliyor...
DevamıTanrı, bu ağaçlarla ilgilendi, kuraklık, hastalık, heyelan, binlerce fırtına ve sellerden kurtardı onları. Fakat...
DevamıDoomscrolling terimi henüz resmi olarak Türkçemize çevrilmemiş olmasına rağmen...
DevamıCOVID-19 ile ilgili birçok politika, hükümetler vatandaşlarının iyiliğine yeterince güvenmediği için işe yaramadı...
Devamıİnternet sitesinde, bilette ve tiyatronun dışındaki tabelalarda şu uyarı yer aldı: “Bu, telefonsuz bir etkinliktir.” İnsanlar...
DevamıKaçındığınız acı verici duygular karanlıkta harekete geçer. Ancak acılarınız ve mücadelelerinizle yüzleşerek...
DevamıSimone Weil: Mistik, filozof ve aktivist. Weil’in etik anlayışı kişiselciliğin ötesine uzanarak evrensele ulaşmaktadır...
DevamıBirey olarak yalnızca tek bir yandan mı oluşuruz? Yoksa kişiliğimiz farklı yanlardan mı oluşur? Richard C. Schwartz’ın geliştirmiş olduğu İçsel Aile Sistemleri...
DevamıSamantha matematik ödevini yapmak için masasına oturur fakat daha ilk soruda hazırlıksız yakalanır. Bu tipte bir problemi...
DevamıModern psikolojinin tarihi uzun bir geçmişe dayanmaz. Tasavvuf ilmi ise en az on iki-on üç yüzyıllık tarihi...
DevamıBahsedeceğim 5 soru hayatınızla olan ilişkinizi daha net bir şekilde görebilmenize yardımcı olacaktır...
DevamıPandemiden önce gurur duyulacak bir gece rutinim vardı. Okaliptüs yapraklarıyla sıcak duş ve elektronik aletleri başka...
DevamıBakım veren kişiler, bir hastanın acısını kendileri hissetmeden anladıklarında hastalara fayda sağlayabilirler...
Devamıİlk bakışta bariz görünmese de öz şefkat ırk ve cinsiyet ayrımcılığı ile diğer baskı biçimlerine son verme arayışında kilit bir rol oynar...
DevamıSizlere bir itirafım var! İnsanlar benimle ‘’içlerindeki çocuk’’ hakkında konuşmak istediklerinde gerçekten zorlanıyorum...
DevamıFarklı dallarda çalışan bilim insanları, bazı toplumları diğerlerinden daha barışçıl yapan unsurları keşfediyor...
DevamıEn çok satan kişisel gelişim yazarlarından Louise Hay kendimizi seversek hayatımızdaki her şeyin yoluna...
DevamıSosyal tükenme sizi yorgun, donuk ve sinirli hissettirebilir. İşte bunu nasıl yöneteceğiniz ve önleyeceğiniz ile ilgili bilgiler...
DevamıDuyduğunuz, okuduğunuz ve izlediğiniz her şeye inanmayın. Kültür hakkında edinilen fikirleri sorgulamak için...
DevamıHer şey Goofy’nin (Disney karakteri olan bir köpek) anneme uygunsuz öpücükler göndermesi ile başladı...
DevamıSteven C. Hayes, 40’ı aşkın kitabı ve 500’den fazla akademik makalesi olan bir klinik psikoloji doktorudur. Son yıllarda...
DevamıHayatta kaçınılmaz olarak zorluklara ve streslere maruz kalırız. Yaşadığımız zorluklarla nasıl baş ettiğimiz...
DevamıBaşkalarına karşı nazik ve merhametli davranabilmenin temelinde, sorumluluk duygusu yatar...
DevamıBazen, zor bir konuyla boğuştuğumda, bunu bir çocuğa açıklamamız gerekiyormuş gibi davranırım...
DevamıSherry Turkle, ilginç yaşam öyküsünün onu nasıl teknolojinin sosyal etkilerini araştırmaya yönlendirdiğini anlatıyor...
DevamıBu testi çözün ve dayanıklılığınızı arttırmanın yollarını öğrenin...
DevamıUfak şeyler için hissettiğim minnettarlığın pandemi sonrası devam etmesi pek mümkün değil...
Devamıİdeal olarak, değerli kaynaklara yatırım yapar ve elde ettiğimizde ise onları korumak için çaba gösteririz...
DevamıBir kişi sıkıntı içindeyken, dikkat, dokunma ve özen yoluyla içlerindeki fırtınayı sakinleştirmek için derin, gelişmiş...
Devamıİşte Size Bu Düşüncelerinizi Nasıl Durduracağınıza Dair Bir Yazı...
DevamıÇağdaş İngiliz şair Denise Riley, yası ‘’amansız durağanlığa’’ bir yanıt olarak tanımlar. Riley için yas...
DevamıBirisi bir sıkıntı yaşarken, ilgi ve alaka göstererek fırtınayı sakinleştirmek için gelişmiş mekanizmalarımızı kullanırız...
Devamıİntihar çocuklarda ve gençlerde artıyor. Erken belirtileri tanımak, ihtiyaç duydukları yardımı almaları için önemli...
DevamıAşırı düşünmenin zihnimizdeki yolculuğu, genelde bir sorunun belirmesiyle başlar, bu bir sağlık endişesi veya iş yerinde yaşanan...
Devamıİnsanlar yaşlandıkça, duyguları üzerinde daha fazla kontrole sahip oluyorlar. Peki bunu nasıl yapıyorlar? ...
DevamıTolstoy, bir romanında şöyle der: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, oysa her mutsuz ailenin...
DevamıHayır demek temel ve birçok kişinin mücadele ettiği psikolojik bir beceridir...
Devamıİşte insanların aşıya karşı tereddütlerini aşabilmeleri için yardımcı olacak araştırma temelli bazı yönergeler...
DevamıTolstoy'un, ‘Savaş ve Barış’ romanından yaşama sanatı hakkında çok şey öğrenebiliriz. Kitap, kibir ve aptallığı, cinsel kıskançlığı...
Devamı60 yaşın üstündeki birçok insan gibi ben de zaman zaman anahtarlarımı kaybediyorum veya favori filmlerimin adını...
DevamıHiç asansörde sohbet başlatacak kadar uzun kaldığınız oldu mu? Asansörde kalmak garip bir deneyimdir...
DevamıRuh sağlığının ihmal edilmiş çocuğu olan tatsızlık hissi, motivasyonunuzu ve odağınızı köreltebilir...
DevamıEleştirilmek, özellikle anneleri depresyona giren çocuklar için zordur. Anahtar Noktalar ...
DevamıHayat iniş ve çıkışlar, güzellikler ve zorluklarla dolu. İçerisinde bulunduğumuz son bir buçuk yıl içerisinde tüm dünya olarak...
DevamıÖnce selam sonra kelam demiş büyüklerimiz. Bir selam ile açılır kelamın; iletişimin yolu. Ufak bir baş selamı, bir tebessüm ya da sevecen...
DevamıKaliteli iletişim kurmak hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştırırken ilişkilerimizin de derinlik kazanmasını sağlar...
DevamıBatı psikolojisinin önemli isimlerinden olan William James, 1902 yılında, ruhsal deneyimleri, kişinin iç dünyası aracılığıyla...
DevamıHer şey hızla akıyor. Yaşadığımız çağa bir isim vermek gerekseydi hız çağı denebilirdi. Milan Kundera, Yavaşlık adlı romanında...
DevamıPandemi, beden sağlığımızdan ruh sağlığımıza, güvenlik duygumuzdan sosyal bağlantılarımıza, kişisel özgürlüklerimizden finansal güvenliğimize...
DevamıKorona Belirtilerinin Uzun Süre Yaşanması Aklımızda Olan Bir Şey Değildi. Fakat Tedavisi İçin Psikoloji Bize Hala Yardım Edebilir...
DevamıNarsistler ilk bakışta ilginç, çekici ve sosyal açıdan baskın kişiliklerdir, ilgi odağı olmayı severler. Bir süre sonra ben merkezcilikleri...
DevamıDavetsiz düşünceler, anksiyetenin yaygın ve rahatsız edici bir belirtisidir. Bilişsel davranış teknikleri yardımcı olabilir.
DevamıYeni bir çalışma, kendi sosyal grubumuz dışındaki insanlarla işbirliği içinde olmayı hayal etmenin önyargıları azalttığını öne sürüyor...
DevamıOyunun çocukların dünyasında pek çok işlevi vardır. Oyun çocuklar için yalnızca eğlenceli bir etkinlik görevi görmez...
DevamıÇalışmalar gösteriyor ki konuşarak terapi işe yaramaktadır. Ancak uzmanlar bunun nasıl olduğu ile ilgili fikir ayrılığı yaşamaktadır...
DevamıOlağanüstü başarı, hırs ve rekabet; güçlü ve saygın olmaya giden yol gibi görünebilir. Ayrıca sizi öfkeli, derinden mutsuz ve...
DevamıPandemi sırasında büyüme çağında olan çocuklara ne olacak? Her ne kadar endişelenmemiz için sebepler olsa da, direnç konusunda yapılan çalışmalar...
DevamıGençler pandemi sırasında çok şeyle mücadele ediyor. İşte gençlerin bugünlerde bizden görmeye ihtiyaç duydukları şeyler...
DevamıModern anlamıyla geçmişi 18. Yüzyıl sonu Romantizm dönemine kadar uzanan özgünlüğün, hiçbir zaman tek bir anlamı olmamıştır...
Devamıİnsanların yakınlığa ve aidiyete ihtiyacı vardır. Kapılarını dışarıya kapayan her toplum körelmeye mahkumdur. Peki...
DevamıDuygularınız çok acı verici ve bunaltıcı bir hale geldiğinde, diyalektik davranış terapisinin becerilerini kullanarak...
DevamıAnksiyeteyi azaltma denemelerinden önce kendi kaygı rutininizi anlamak zorundasınız...
DevamıEsas olarak romancılığı ile tanınan Iris Murdoch aynı zamanda profesyonel bir filozoftu. Kendisi, The Sovereignty...
DevamıBu yazıda, olumsuz haberler tarafından tetiklenme durumuyla nasıl başa çıkabileceğinize dair ipuçları bulacaksınız...
DevamıDeğişim zordur, ama imkansız değil. Kendinize güveninizi artırmak için motivasyonel görüşme tekniklerini kullanın ve...
DevamıTatminkar ve sağlam bir ilişki kurmak için gereken temellerin çoğu zaten ilişkinizde mevcut olabilir...
DevamıRitüel ve sembollerle dolu psikoloji bilimi, bir zamanlar mitoloji tarafından beslenen derin bir insanî ihtiyacı karşılar...
DevamıÜzgün olmadığımızı düşünmemize rağmen tutamadığımız gözyaşlarımızın kaynağı nedir? Araştırmacılar, ağlamanın...
DevamıZihinlerimiz kategori ve bağlamlara dair koşullar dahilinde düşünüyor, böylesi bizim için daha kolay...
DevamıCOVID-19 tüm ilişkilerimizi sarstı. Sebebini anlamak toparlanmamıza yardımcı olabilir...
DevamıPsikiyatrik dil kullanımındaki artış sıradan bir üzüntüyü bile tıbbi bir boyuta taşırken ciddi rahatsızlıkların...
DevamıHuşu hem korkutucu hem de keyif verici bir duygu olabilir. Bu deneyim sizi aydınlanmaya ve ruhsal dönüşüme...
DevamıKendinizi sağlıksız suçluluktan nasıl kurtarırsınız?
DevamıLise sınıf arkadaşlarımdan birinin, banyo aynasının önünde kendine tekrar tekrar “aptal” deyişini duyduğum zamanı...
DevamıSade bir yaşamın hayalini hep kurardım. Aylar önce 20 metrekare bir daireye taşındığımda çok az nesneyle...
DevamıEbedi mutluluk bir şeyleri tamamlama isteğimizi tamamen zayıflatır. Bu sebeple mükemmel memnuniyet...
Devamıİnsanın iyilik halini artıran faktörler arasında erdemler başta gelir...
Devamı"Eskiden insan biliyordu (ya da belki seziyordu) ki, meyvenin çekirdeğini taşıması gibi..."
DevamıBirkaç yıl önce Türkiye’den İngiltere’ye taşındığımda hafta sonları Peak District Natural Parkında yürüyüş yapardım...
DevamıDünyaya Sandığınızdan Daha Fazlasını Sunmak İsteyen Kadınlar İçin...
DevamıBeynimiz yeni duygular ile bağlantılıdır...
DevamıŞimdi verici olma zamanı. Peki neden verici olmayı bir yaşam biçimi haline getirmeyelim?
DevamıBirleşik Krallık'taki Kent Üniversitesi'nde yazar, koç ve kültür tarihi profesörüdür. Aynı zamanda araştırma topluluğu...
DevamıGüven, sevgi, dostluk, aile ve ötekiyle temas içeren bireysel bağların kökeninde bulunduğu gibi, politika, ekonomi...
DevamıAşk, sizde olmayan bir şeyi, onu sizden talep etmeyen birine vermek olduğunda...
DevamıYıllardır şükran duygusunun fiziksel sağlığımız, ruh halimiz ve ilişkilerimiz üzerindeki etkisini araştırıyorum...
DevamıMinnettarlık, kişinin sahip olduklarına duyduğu takdirin ve şükranın bir ifadesidir. Maddi değerden bağımsız bir değerin tanınmasıdır. Bu sosyal duygu...
DevamıBilişsel davranışçı terapi sizlere kaygınızla baş etmeniz ve hayatınızda istediklerinizi yapabilmeniz için bir beceri seti sağlıyor...
DevamıŞiddet her geçen gün hayatımıza biraz daha fazla sızan bir olgu. Kendimizi sürekli gergin ve öfkeli hissediyoruz. Hemen hemen...
DevamıMücadele ediyor olsak da anksiyete bizden olan, bize ait olan bir parçadır...
DevamıModern psikoloji, yirminci yüzyılın başlarındaki oluşum sürecinden itibaren insan davranışlarını inceleyip anlamlandırmaya çalışırken öncelikli olarak...
DevamıYeni araştırmalar bazı insanlar için arkadaşlıkların olumsuz etkilendiğini gösteriyor...
DevamıKendimizi hissedebilen düşünsel canlılar olarak görsek de biyolojik olarak düşünebilen hissel canlılarız...
DevamıDepresyonun ne olduğunu ve nasıl yönetileceğini bilmek depresyona girmeyi önlemeye yardımcı olabilir...
DevamıBir demokrasi ya da bir gözetim toplumu olabiliriz, ama ikisi birden olamayız...
DevamıTravma yaşantısının insanlık tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden beri mutlaka...
DevamıGeçtiğimiz yıl içerisinde COVID-19 virüsüne yakalandıktan bir süre sonra psikolojik yardım arayan kişilerin öykülerine bakıldığında...
DevamıMüzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor
DevamıVerici bir yapıya sahip olan insanların hâl üzere kalırken, aynı anda zamanlarını ve enerjilerini nasıl koruyacakları bu yazıda.
DevamıKristin Neff ve Christopher Germer ile Röportaj
DevamıBunu nasıl fark edebilir ve neler yapabilirsiniz?
DevamıAileler pandemi döneminde stresle başa çıkmak, aile içi sağlıklı iletişim kurmak ve ruh sağlıklarını korumak için neler yapabilir?
DevamıKarmaşık gerçekliklerle karşı karşıya kaldığımızda beynimizin bizi güvenli bir limana çekmeye çalışır. Gerçeklik gizleme ise...
DevamıŞayet kulak vermek için vakit ayırırsak, kişisel kriz dönemi bilgelik sunabilir...
DevamıBu, onun ilk kar kayağı (snowboard) atlaması ya da yaptığı en kötü atlayış değildi. Havalı bir dönüş ya da bir çalım denememişti. Ancak...
Devamıİzmir Depremi 'nin maruz kalanlarda bireysel ve toplumsal olarak yaratacağı travma nedir? Covid'in yarattığı korku ortamı...
DevamıKelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir...
DevamıYeni bir araştırma bu sorunun cevabını bulmak için kişiliklerimiz ve evde kalma kararımız arasındaki bağlantıyı inceledi...
DevamıOlumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıCOVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıYakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı