60df523d1356a__2.png

Dünyanın En Barışçıl Ülkelerinden Neler Öğrenebiliriz?

02.07.2021

Peter T. Coleman, Douglas P. Fry

Farklı dallarda çalışan bilim insanları, bazı toplumları diğerlerinden daha barışçıl yapan unsurları keşfediyor. 

Günümüzde haberlerde sıkça görülen ezici savaşlar ve zehirli siyasi bölünmeler göz önüne alındığında, bugün dünya çapında çok sayıda sürdürülebilir barış anlayışını benimseyen toplum olduğunu duymak şaşırtıcı olabilir. Bunlar, 50, 100, hatta birkaç yüzyıl boyunca, kendi sınırları içinde, dışarıda komşularıyla veya her ikisiyle de barış içinde nasıl bir arada yaşayacaklarını çözmeyi başarmış topluluklardır. Bu basit gerçek, insanların doğuştan toprak sahibi ve savaşa hazır olduklarına dair yaygın olarak kabul edilen ve genellikle kendi kendini gerçekleştiren inancı doğrudan çürütür.

Farklı uluslardan toplumlar, buna benzer bir ‘’barışa karşı dikkatsizlik’’ bozukluğuyla mücadele etmiştir. Aslında Birleşmiş Milletler, uzun yıllardan beri odağını kriz yönetiminden, uluslararası barışı tüm boyutlarıyla sürdürmek şeklindeki birincil göreve döndürmeye çalışıyor. Yine de bu görev hem Birleşmiş Milletlerde, hem küresel anlamda yeterince tanınmıyor, önceliklendirilmiyor ve yetersiz kaynaklara sahip olmaya devam ediyor.

Ne yazık ki daha barışçı toplumlarla ilgili araştırmalar nadir olduğu için, onlar hakkındaki anlayışımız da sınırlıdır. İnsanlar daha çok korkulan şeyleri (kanser, depresyon, şiddet ve savaş) inceler ve bu nedenle barış kavramı çoğunlukla savaş bağlamında veya sonrasında incelenir. Barışın gerçekten hakim olduğu yerler araştırıldığında, araştırmacılar (Birleşmiş Milletler de dahil) negatif barışa ve şiddeti uzak tutan koşullara odaklanırlar. Öte yandan pozitif barış veya daha adil, uyumlu ve toplum yanlısı olan unsurları teşvik eden ve sürdüren şeylerin araştırılması, genellikle arka planda kalır. Sonuç olarak, bir savaştan nasıl kurtulacağımız hakkında, nasıl gelişen barışçıl topluluklar inşa edebileceğimiz hakkında bildiklerimizden çok daha fazlasını biliyoruz. 

 

 

Barışı nasıl sürdüreceğimize dair anlayışımızdaki bu boşluğa yanıt olarak,  bir grup eklektik  bilim insanı 2014 yılında bir araya gelmeye başladı. Bizler, psikologlar, antropologlar, filozoflar, astrofizikçiler, çevre bilimciler, siyaset bilimciler, veri bilimciler ve iletişim uzmanlarıyız. Kalıcı barış konusunda daha kapsamlı ve doğru bir anlayış kazanmakla ilgileniyoruz. Bu tür toplumların karmaşık dinamiklerini daha iyi görselleştirmek ve modellemek için ‘’karmaşıklık’’ biliminden yararlanıyoruz. Farklı disiplinlerin, birbiriyle iletişim kurduğu bu platform, sürdürülebilir barış toplumları ve barış sistemleri hakkında ortak bir anlayış geliştirecektir. 

Barış sistemleri, birbirleriyle savaşmayan komşu toplumların kümeleridir ve bu tür savaşmayan sosyal sistemlerin antropolojik ve tarihsel örnekleri, zaman içinde ve dünya çapında mevcuttur. Örneğin, beş İskandinav ülkesinden hiçbiri 200 yılı aşkın bir süredir savaş alanında birbirleriyle karşılaşmadı. Barış sistemlerinin diğer örnekleri arasında Brezilya Yukarı Xingu Nehri havzasının 10 komşu kabilesi, 1848'de İsviçre'yi oluşturmak üzere birleşen İsviçre kantonları, Iroquois Konfederasyonu ve Avrupa Birliği yer almaktadır. 

Barış sistemlerinin salt varlığı, toplumların komşularıyla savaşmaya meyilli olduğu varsayımına meydan okuyor ve bu toplumları incelerken elde ettiğimiz veriler umut vadediyor.

Barış Tohumlarını Bulmak

Bu konuda bugüne kadar aldığımız yol, dolambaçlı idi ama bize birçok şey öğretti. Bu alandaki etkin bilim adamlarını keşfetmemize yardımcı olan araştırmalar yaptık. Daha sonra kalıcı barışa ulaşmanın en temel bileşenlerine ilişkin anlayışlarını belirlemek için bu grupla bir anket yaptık (35 disiplinden 74 uzman yanıt verdi) ve ardından katılımcıları bulguları anlamlandırmaları için gün boyu sürecek bir atölyeye davet ettik. Daha sonra ekibimiz barışı sürdürmenin temel bir kavramsal modelini geliştirmek için bu bilgilerden yararlandı. 
/website/assets/images/my1/images/60df525997323__3.jpeg
Bu modelin odak noktası basittir. Topluluklarda sürdürülebilir barışçıl ilişkilerin ortaya çıkmasından sorumlu merkezi dinamiği, bu topluluklardaki farklı grupların üyeleri arasında meydana gelen günlük binlerce veya milyonlarca etkileşimi merkeze alarak inceler. Bu modele göre, olumlu etkileşimlerin olumsuzlardan daha ağır basması önemlidir. Farklı grupların üyeleri arasında ne kadar fazla olumlu etkileşim ve ne kadar az olumsuz etkileşim olursa barış o kadar sürdürülebilir olur. 

Bir başka deyişle, barış sadece şiddetin ve savaşın yokluğu değil, birbiriyle iyi geçinen, toplum yanlısı insan ve gruplar demektir. Bu insan ve gruplar ne kadar fazla olursa toplumda işbirliği, paylaşım ve nezaket gibi kavramlar güçlenecektir. Barışı sürdürmek olumlu etkileşim sayesinde olur. Biri bir başkasına bir iyilik yapar ve karşılık olarak bir iyilik görür. Bu sistem, sosyal dünyada milyonlarca kez tekrarlanır.

Ardından, toplumdaki gruplar arasındaki olumlu ve olumsuz etkileşime dair yapılmış bilimsel araştırmaları bir araya topladık. Örneğin, Afrika’nın en barışçıl ulusu olan Mauritius üzerine yapılan araştırmalar, farklı etnik grup üyelerinin toplum içinde birbirleriyle nasıl konuştuklarına dair önemli veriler elde etti. Her gruptan Mauritiuslular başkalarıyla saygılı ve dikkatli bir şekilde konuşmaya özen gösteriyordu. Gazeteciler ve editörler bile haberleri bildirirken bu üsluba özen gösteriyordu. Öğretmenler, politikacılar ve din adamları için de durum bundan farklı değildi. Bu bulgular, son derece çeşitliliğe sahip bu ulusun vatandaşlarının barışçılığı hafife almadıklarını, bunun geliştirilmesi ve korunması gerektiğini kabul ettiklerini gösteriyor.

Daha sonra bu bulguları üç düzeye (bireysel, grup ve toplum) ve en baskın etkilerine (barışçılığı teşvik etme ve şiddeti önleme) göre düzenledik. İşte bireylerde barışı ve şiddetsizliği desteklediğini bulduğumuz unsurlar:

MİKRO DÜZEY
BARIŞI ARTIRMAYA İLİŞKİN UNSURLAR (BİREYSEL UNSURLAR)

MOTİVASYONLAR
Bireyselliği aşan değerlerin desteklenmesi
Açıklığın desteklenmesi
Kooperatif oryantasyonun desteklenmesi
Barış inançlarının onaylanması

BİLİŞSEL UNSURLAR
Ahlaki muhakemenin gücü ve daha geniş bir ahlaki bakış açısı
Gruplar arası inançların değişime açık olabilme düzeyi
Nöral esneklik derecesi
Barışsal kavramlar için dilin elverişli olması
Küresel kimliğin gücü

DUYGUSAL UNSURLAR
Empati ve merhamet seviyesi
Umut ve pozitiflik seviyesi
Genel güvenilirlik düzeyi

DAVRANIŞLAR
Uzlaşmaya istekli olma düzeyi
Farkındalık düzeyi

ŞİDDETSİZLİĞE İLİŞKİN UNSURLAR (BİREYSEL UNSURLAR)

MOTİVASYONLAR
Şiddet içermeyen değerlerin ve tutumların desteklenmesi
Düşük düzeyde otoriterlik
Etnosentrizmin desteklenmemesi
Temel ihtiyaçların karşılanma derecesi

BİLİŞSEL UNSURLAR
Sosyal kimlik karmaşıklığı düzeyi
Yapıcı sorun çözme becerilerinin seviyesi
Bütünleştirici etkileşim düzeyi

DUYGUSAL UNSURLAR
Düşük düzeyde korku, öfke ve olumsuz duygular
Düşük düzeyde aşağılama
Düşük düzeyde algılanan tehdit

DAVRANIŞLAR
Dış grup üyeleriyle aktif pozitif etkileşim
Perspektif alabilme derecesi
Dış grup toleransı seviyesi
Kendi kendini düzenleme derecesi
Bağışlama kapasitesinin seviyesi

Aile ve Topluluk Düzeyinde (Mezo) Düzeyde Barışı ve Şiddetsizliği Destekleyen Unsurlar: 
BARIŞI ARTIRMAYA YÖNELİK UNSURLAR (TOPLUMSAL UNSURLAR)

Ebeveynlik normlarının sıcaklık, ilgi ve bakıma önem verme derecesi
Gruplar arasında fiziksel senkronizasyon derecesi
Ebeveynlikte yüksek pozitiflik-negatiflik oranları
Yüksek düzeyde eğitim ve okuryazarlık
İşbirliğine dayalı görev, amaç ve ödül yapılarının derecesi
Anlamlı üst kimlik gruplarının farklılıklar karşısında birleşme derecesi
Barışçıl bir topluluk olarak güçlü bir paylaşılan kimlik düzeyi
Medyada ve günlük söylemde barışçıl dil derecesi
Eğitimde hoşgörü ve çok kültürlülüğe erken erişim 
Barış törenleri ve sembollerin derecesi
Ortak barış vizyonu ve anlayışının gücü
Liderlerin barışçıl değerleri modelleme derecesi
Paylaşılan eşitlikçi değer ve normların derecesi

/website/assets/images/my1/images/60df53912cf40__6.jpeg

ŞİDDETSİZLİĞE İLİŞKİN UNSURLAR (TOPLUMSAL UNSURLAR)

Açık ve kolektif anımsama derecesi
Şiddete karşı tabuların gücü
Cinsiyet eşitliğine saygı
Adalet için etkili mekanizmalar
Kesişen yapılara erişim derecesi
Yapıcı sorun çözme mekanizmalarına erişim düzeyi
İnsan haklarına saygı derecesi
Geçmiş travmanın etkili tedavi derecesi
Fırsat yapılarının hakkaniyet düzeyleri
Gruplar arasında ekonomik eşitlik derecesi

Ve son olarak, toplumun makro uluslararası düzeyinde, olumlu gruplar arası etkileşimleri teşvik eden ve olumsuz ilişkileri önleyen veya azaltan şu unsurları bulduk:

BARIŞI ARTIRMAYA YÖNELİK UNSURLAR (MAKRO UNSURLAR)

Sivil toplumun etkinliği ve dayanıklılığı
Serbest bilgi akışı derecesi
Kültürlerarası seçkinlerin yapıcı, şiddet içermeyen eylemi modelleme derecesi
Liderlikte cinsiyet eşitliği düzeyi
Toprak edinme ve dekolonizasyonla ilgili normların gücü
Yönetişim yapılarının entegrasyon, eşitlikçilik ve demokrasiye yönelme derecesi
Ekonomik karşılıklı bağımlılık derecesi
Kültürel ve sivil değişim seviyeleri

ŞİDDETSİZLİĞE İLİŞKİN UNSURLAR (MAKRO UNSURLAR)

Birlik, bütünlük ve adaleti vurgulayan yönetim
Kurumların şeffaflık derecesi
Yerel yönetimler, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlar arasındaki koordinasyon seviyeleri
Bir sosyal güvenlik ağının varlığı ve etkinliği
Erken uyarı sistemlerinin varlığı ve etkinliği
Azınlıkların varlığı
Adil, sağlıklı ve işleyen bir ekonomiye bağlılık
Medyanın doğru, nüanslı hesaplar sunma derecesi
Hukukun üstünlüğünün gücü
Sürdürülebilir kalkınma politikalarına ve uygulamalarına bağlılık
Barışı destekleyen bölgesel örgütlerin etkinliği
Küresel kurum ve kuruluşların etkinliği ve işlevi
/website/assets/images/my1/images/60df534973df9__4.jpeg
Daha sonra bu değişkenlerin her birinin pozitif ve negatif grup etkileşimleri ve sistemdeki diğer değişkenler üzerindeki etkilerinin haritasını çıkarmaya başladık. Buna nedensel döngü diyagramı adını verdik. Bu diyagram, basit bir dinamiği anlamak için düzinelerce değişken üzerinde yüzlerce çalışmadan elde edilen bulguların sentezlenmesini gerektiriyordu. Örneğin, iç grup üyelerinin dış grup üyelerine olumsuzdan ziyade olumlu ve kapsayıcı davranma şanslarını nasıl artırdıklarını... Bu görselleştirme bize daha büyük bir barış dinamikleri sisteminin tutarlı ve kuş bakışı bir görünümünü verdi.

Bu noktada, kurum içi astrofizikçimiz Larry Liebovitch, modeli matematikleştirmeye karar verdi ve modelin temel dinamiklerini yansıtan bir algoritma geliştirdi. Bu algoritma bizlere modeldeki farklı değişkenlerle oynayabilme imkanı sağladı. Ayrıca, bu değişkenleri artırmanın veya azaltmanın bu karmaşık sistemdeki kalıpları nasıl değiştirebileceğini görmeye davet eden bir bilgisayar simülasyonu oluşturduk. 

Bu çalışma sayesinde sürdürülebilir barışın en önemli unsurunun gruplar arası olumlu etkileşim oranın gruplar arası olumsuz etkileşime göre yüksek bir oranı ile anlaşılabileceğini bulduk. Araştırmalara göre, bu etkileşim türü daha başarılı ve istikrarlı evliliklere ve aile yaşamına da katkı sağlayan iletişim dinamiğiydi. Barışçılığın bu basit mikro dinamiği, barışı sürdürmekle ilgili düzinelerce disiplinde binlerce çalışmada araştırılan çok sayıda değişken arasındaki noktaları birleştirmemize sebep oldu. Barış hakkında düşünmeye yönelik bu daha temel ve kapsamlı yaklaşım, akademisyenlere, politika yapıcılara ve halka, barışın karmaşıklığı ve basitliği hakkında bir fikir vermenin yanı sıra (matematik modelinin yardımıyla) belirli politikaların ve programların amaçlanan sonuçlara nasıl ulaşabileceğine dair bir içgörü sunmuş oldu.

/website/assets/images/my1/images/60df53719b1d4__5.jpeg

Matematik modelini oluşturmaya paralel olarak, Doug Fry ve Geneviève Souillac, barışçıl toplumlar ve barış sistemleri üzerine onlarca yıl boyunca derledikleri etnografik çalışmaların ilk ciltlerine geri döndüler ve öğrencileriyle daha önceki araştırmalarda buldukları değişkenleri kodladılar.. Bu, onların 16 barış sistemi (1815'ten beri İskandinav ülkeleri ve Malezya'daki Orang Asli gibi) ile 30 barış dışı sistem arasında bir karşılaştırma çalışması yapmalarına  olanak sağladı. 

Bu süre zarfında, ekibin başka bir alt grubu, barışı sürdürmekle ilgili eğilimleri ölçmek için yeni yollar geliştirmeye başladı. Bugüne kadarki bu girişimlerden en umut verici olanı, biri barış konuşmaları diğeri ise çatışma konuşmaları olmak üzere iki tür sözlüğünün geliştirilmesi üzerinde veri bilimcilerle birlikte çalışmak olmuştur: Bu, son derece barışçıl ve son derece çatışmalı toplumlarda yayınlanan milyonlarca gazete makalesini taramak için makine öğrenimi ve doğal dil işleme yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Bu girişimin amacı, bu konuşmaları daha iyi takip etmemize ve dolayısıyla olumlu barışı teşvik etmemize olanak tanıyan metrikler için şu anda var olan boşluğu doldurmaktır.

Son olarak, barışçıl topluluklarla ve barışı bulmak için mücadele edenlerle de doğrudan temas halindeyiz. Bu, yerel ortaklıklar kurmayı ve bilim insanlarımız ile topluluk paydaşları arasında diyaloglar kurmayı gerektiriyor.


Bu çalışma, İspanya'nın Bask bölgesinde, yakın zamanda iç savaştan çıkan ve barışa aç bir toplumla başladı, ancak şu anda Mauritius ve Kosta Rika'da yaşayan çeşitli gruplarla da çalışıyoruz. Bu, bize bazı temel değişkenlerin yerel olarak anlaşılmasının kritik önemini de öğretti. 

Örneğin, dini farklılıklar birçok toplulukta büyük bir bölünme kaynağı olabilir. Bununla birlikte, Hindular, Hıristiyanlar ve Müslümanlardan oluşan büyük bir nüfusa sahip oldukça dindar bir ulus olan Mauritius'ta dindarlık, mezhep ne olursa olsun bir inancın yanı sıra, dini konusundaki hoşgörü ile yumuşatılır. Değişkenlerin bu şekilde bağlamsallaştırılması, ulusal barışı sağlamak  için yukarıdan aşağıya, herkese uyan tek tip endeksleri kullanmaya yönelik mevcut eğilimin sınırlarını ve daha yerel olarak bilgilendirilmiş yöntemlere duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.

 

Barışçıl Toplumların Ortak Özellikleri Nelerdir?

Barışın sürdürülmesine ilişkin bilimin nedensel-döngü diyagramımıza üstünkörü bir bakışla bile, barışı sürdürebilen sistemlerin son derece karışık bir doğası olduğunu görebiliyoruz. Hem bilimsel incelemelerimizde hem de barış içinde yaşayan topluluk üyeleriyle yaptığımız sohbetlerde barışçıllığa giden birçok farklı yol olduğunu gördük. Aslında, şu anda son derece barışçıl olarak sınıflandırılan toplumların çoğu -İskandinav ülkeleri, Yeni Zelanda ve Avustralya, Kosta Rika, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri, Çek Cumhuriyeti, Kanada ve Katar- barışı çok farklı yollar ve süreçlerle sürdürüyor.

Ancak, ekibimiz bir barış sistemi örneğini rastgele seçilmiş bir karşılaştırma grubuyla sistematik olarak karşılaştırdığında, barış sistemlerinin belirli ortak noktaları paylaşma eğiliminde olduğunu keşfetti.

-Farklı etnik gruplar arasındaki ortaklıkları vurgulayan ortak ulusal veya bölgesel kimlikler (Afrikalılar, Latin Amerikalılar veya Hıristiyanlar gibi) gibi kapsayıcı ortak kimlikler.


Ekonomi, ekoloji ve güvenlik alanlarında daha fazla pozitif bağlantılılık ve bağımsızlık
Başka bir deyişle, farklı grupların üyelerini bir araya getiren ve kaderlerinin yakından bağlantılı olduğunu anlamalarına yardımcı olan kamusal alanlara, kurumlara ve etkinliklere sahip olma.

Başarılı barışçıların anma törenleri ve savaşın önlenmesini kutlayan anıtlar gibi daha güçlü savaşmayan normlar, değerler, ritüeller ve semboller
 ‘’Rastgele Orman’’ adı verilen bir makine öğrenimi tekniği kullanarak, barışa katkıda bulunan en önemli unsurun ‘’savaşmayan’’ normlar olduğunu keşfettik. Bunu, savaşmayan ritüellerin, savaşmayan değerlerin, karşılıklı güvenlik bağımlılıklarının, üst düzey kurumların öneminin azalmasının ekonomik karşılıklı bağımlılık ilkelerinin izlediğini gördük Olumlu sosyal ilişkileri destekleyen normlar geliştirmenin barış için önceden varsayıldığından daha önemli olabileceğini keşfettik.

 

/website/assets/images/my1/images/60df541203184__7.jpeg

Basında barışçıl bir dil

Daha barışçıl topluluklar inşa etmek ve sürdürmek için barışçıl bir dil olan barış konuşmasının gücünü ölçmemize ve izlememize yardımcı olacak bir teknik geliştiriyoruz. Ön bulgularımız umut verici olmakla beraber  sözlüğümüzdeki çatışmaya karşı barış sözcüklerinin belirgin niteliklerinin, terimlerin doğasıyla ilişkili olduğunu  düşünüyoruz.Başka bir deyişle, barışçıl yerlerdeki gazetecilik, daha gevşek, daha açık, eğlenceli bir dil kullanıyor gibi görünürken, barışçıl olmayan toplumlardan gelen haberler daha sıkı, daha kapalı veya bürokratik bir dili yansıtıyor.

Bir vizyon oluşturmaya ve barışa doğru bir yol çizmeye yardımcı olan politikacılar, şirketler, din adamları ve topluluk aktivistlerinden daha fazla barış liderliği hareketi
Barış liderliği, örneğin, Iroquois barış peygamberi, savaşan beş kabileyi birleştirdiğinde ve savaş silahlarını diyalog ve uzlaşma arayışıyla değiştirdiğinde ortaya çıktı. Kosta Rika ve AB gibi diğer barışçıl ülkeler de barış için benzer bir vizyon geliştirdiler. 

Nihayetinde, bu farklı barış değişkenleri hizalanıp birbirini güçlendirdiğinde, değişen koşullara daha dirençli hale gelen erdemli döngülerin sıklıkla yaratıldığını bulduk. Bunun sürdürülebilirliğin özü olduğunu öne sürüyoruz.


Bu konuda hala öğrenecek çok şeyimiz var. Kısa bir süre önce, barışı sürdüren çağdaş toplumları gösteren bir haritayı, kullanıcıların arkasındaki kanıtları keşfetmelerini sağlayan nedensel döngü diyagramının etkileşimli bir versiyonunu içeren, projeye ve ekibe genel bir bakış sağlayan kısa bir video ve halka açık bir web sitesi yayınladık. Böylece kullanıcılar bu modele bazı unsurları ekleyip çıkarabiliyor ve üzerinde değişiklikler yapabiliyor. 

 

Sonuç olarak, barışın bugün dünyanın her yerinde var olduğunu hatırlamak önemlidir.  Barışı sürdürebilen toplumları ne kadar inceler ve onlardan öğrenirsek, herkes için küresel bir barış sistemi inşa etme şansımız o kadar yükselir. Barış imkansız değildir, ve onu ne kadar iyi anlarsak o kadar olası hale gelir.

 

Çeviri: Psikolog Elif Dağdelen
Kaynak: https://greatergood.berkeley.edu/article/item/what_can_we_learn_from_the_worlds_most_peaceful_societies


Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR