5fff07d1e459e__1.jpg

Dikkat! Manevi Narsist Çıkabilir

13.01.2021

Uzman Klinik Psikolog Rabia Yavuz

"İnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla. Ey insanoğlu! Hazine bulursun ama ömür bulamazsın. Sen uğraş da kendini bul, kendindeki gizli hazineyi araştır. Çünkü bu hazine sana da kalmaz. Senin elinden de geçer gider. Kendini bul, bul ama dikkatli ol! Kendini çaldırma! Fakat ne yapabilirsin ki, bu Hak yolunda açıkgöz bir hırsız pusu kurmuş, seni bekliyor!"

Mevlana

 

Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini duyanlar bilir; insanın tüm ihtiyaçlarının en üstünde yer alan nokta kişinin kendi potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilmesidir. Bu ihtiyaç Mevlana’nın deyişiyle kendi içindeki hazineyi keşfedebilmektir. Bu noktaya ulaşmak herkes için farklı yollarla gerçekleşebilir. Bazılarımız dünyevi kaygı ve telaşlardan uzaklaşıp ruhumuzu tatmin edebilmek isteriz. Bu arayışta olan kişiler manevi gelişim ya da meditasyon adı altında bazı uygulamalar ve bu uygulamalara dair reklamlarla karşılaşıyordur. Reiki, teta healing, aura okumak, çakraları açmak ya da atalardan enerji transferi gibi şifa uygulamalarına dair bazı reklamlar bunlardan bazıları. Ancak bazı yol ve uygulamalar ilk başta ulvi bir amaca hizmet ediyor gibi görünse de sonucun tam tersi olabileceğine dair çalışmalar var.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5fff0a4d97eb0__6.jpg

Öncelikle ciddi bir endüstri ile karşı karşıyayız. Hemen her gün yeni bir aplikasyon ile söz konusu uygulamalar telefonlarımızdan hayatlarımıza giriyor. Meselenin endüstri boyutu önemli. Meditasyon uygulamaları insanların farkındalık arayışını sermayeye dönüştürüyor. Örneğin, Headspace’in yıllık gelirinin 50 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor ve şirketin piyasa değeri 250 milyon dolar. Psikolojik materyalizmin tehlikelerine dikkat çeken uzmanlar, hemen iyi hissetmek amacıyla önerilen ve her gün bir çığ gibi büyüyen bu malzemelere dikkat edilmesi yönünde de uyarılar içeren çalışmalar yapıyorlar.

Bunlardan biri, Leiden Üniversitesinde Profesör olan Kim Roos Vonk ve Anouk Visser’in yaptığı çalışma. Uzmanlar “Manevi Üstünlüğün Keşfi: Kendini Geliştirme Paradoksu” başlıklı bir araştırma yaptılar. Yaklaşık 3.700 kişiyi kapsayan bu araştırmanın sonuçları oldukça şaşırtıcı. Egoyu aşarak aydınlanmaya ulaşılacağını söyleyen bu uygulamaların sonucunda ulaşılan sonuçlar durumun tam tersi yönde olabileceğini göstermekte. Bu uygulamaların egoyu şişirme eğilimini arttırdığı ve maneviyatı geliştirmek için fazladan çaba sarf ettiğini düşünen uygulayıcıların bu tür uygulamalar yapmayan kontrol grubuna kıyasla narsistik eğilimlerinin daha yüksek olduğu görülmüş. Bu uygulamaların neticesinde bireylerin bir tür manevi üstünlük duygusuna sahip oldukları tespit edilmiş. Bu durumu Vonk “manevi narsizm” olarak ifadelendiriyor.

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5fff0a1e3c625__5.jpg

Hermann ve Fuller ise, din ile narsizm arasındaki bağlantıyı incelemiş ve narsistik beklentilerle yaklaşıldığında bireylerin kendi egolarına hizmet eden uygulamalara yöneldikleri sonucuna varmış. “Ego öylesine büyük bir bulaşıcılığa sahip olabilir ki, siz fark etmezseniz manevi bir gelişim çabasını bile ben yaptım, sen yapamadın” noktasına taşıyabilir, böylece bu çabalar narsizmin üstünlük arayışının gerçekleştiği bir yolculuğa dönüşebilir. Böylece, manevi alandaki başarılar da para, statü, ev ya da araba gibi materyallerin arasındaki yerini alır. 


Daha çocukken ibadeti sever, gece kalkar namaz kılardım. Aynı şekilde günahtan da sakınırdım. Bir gece babamın hizmetinde bulunuyordum. Bütün gece uyumadım ve Kur’an-ı Kerimi elimden bırakmadım. Yanımızdaki insanlar horul horul uyuyordu. Babama; “Ne olur, şunlardan bir tanesi olsun başını kaldırıp da iki rekat namaz kılsa. Ölüler gibi yatıyorlar!” dedim. Babam da dedi ki: “Evladım keşke sen de uyusaydın da onların gıybetini yapmasaydın!”

Sadi. Gülistan, 7. Hikaye


Teoride, manevi eğitim yoluyla, kişisel çıkarların ötesine geçen, başkalarıyla bağlantılı hisseden, diğerlerini yargılamayan bilge insanlar olmamız beklenir, ama gerçekte durum oldukça farklı bir şekilde gerçekleşebilir. Profesör Vonk, bu durumu söyle özetliyor: "Daha fazla aydınlanma yoluna girer girmez egonuz sizi izlemeye başlar. En iyisini ben yapıyorum ve muhtemelen diğerlerinden daha iyi yapıyorum" diyen parçanız devreye girer. Araştırmacılar, 'İnsanlar ruhsal gelişimleri nedeniyle daha başarılı, daha saygı duyulan veya sevilen olmayı hedefleyebilirler' sonucuna varıyor. Bunlar başlangıçtaki güdüleri olmasa bile, yol boyunca bu faydaları keşfedebilirler. Şeyh Sadi Şirazi’nin hikayesinde resmettiği gibi bazen kibrin eşlik ettiği hayır, şer üretebilir, üstünlük duygularımızı harekete geçirebilir. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5fff09c1da20d__3.jpg

Öyleyse, tüm ruhsal bu çabalar egomuzu şişirmekten başka bir işe yaramıyor mu? Uzmanlar bu soruya şart değil diyerek yanıt veriyor. Manevi narsisizm, bu felsefelerin kendisinden değil, daha çok insanların onlarla ne yaptıklarından kaynaklanıyor. Örneğin Vonk ve Visser’in çalışmasında, bilinçli farkındalık okullarından olan uygulayıcılar, enerji merkezli uygulamaları yapanlara göre daha düşük derecede manevi üstünlük dereceleri almışlar. Bu fark, farkındalık ve meditasyona ilgi duyan öğrenci türünün yanı sıra, farkındalık eğitiminin tipik olarak egonun tuzaklarına açık bir dikkat içermesi gerçeğiyle de ilgili olabilir. Dolayısıyla, eğitimlerinin bir parçası olarak, bilinçli farkındalık uygulayanlar, yollarındaki bu kurnaz engele karşı tetikte olmayı öğrenirler.

Bu ciddi bir uyanıklık gerektirir, çünkü ego her zaman kendi bireyselliğini, ihtişamını ve özelliğini pekiştirmek için tetiktedir. Bu durum iş, spor, ilişkiler ve ayrıca maneviyatta başarı ile gerçekleşebilir. Gelişiminizdeki ilerlemeyi fark ettiğiniz anda, ego atlayabilir: "Ne kadar harika olduğumu görün" der. Bu şekilde, ego yeni bir savunma duvarı daha yaratır kendisine.

Trungpa'nın görüşüne göre, manevi materyalizmin tüm biçimleri, ruhsal aydınlanmanın sizi daha iyi hissettirdiği inancıyla ilişkilidir.  Bu inançlar, sizi doğrudan materyalist rotaya sokan bireysel refahı hedefler. İyi vakit geçirmek isteyen bireysel benliğiniz, sıcak bir battaniye gibi uyanışınızın üzerini örter. Bu minvalde, David Forbes, bilinçli farkındalık uygulamalarının eylem ile birleşmediği sürece statükonun sükûnetle kabul edilmesine yol açacağını söylüyor. Birçok işyerinde çalışanlara yönelik farkındalık uygulamalarına yer verildiğine işaret eden Forbes, bu durum işyerlerindeki adaletsizliği düzeltmek konusunda bir fark yaratmıyor. “Farkındalık eğitimi ve dersleri büyük bir avantaj olabilir, ancak çalışanın stresinin kaynağı çok fazla işse, çok fazla saat çalışıp az ücret almasından kaynaklanıyorsa farkındalık daha iyi olmalarına yardımcı olmaz. Çalışanlar çocuklarının okul masrafları veya sağlık hizmetlerine erişimleri hakkında endişeleniyorlarsa farkındalık onlara yardımcı olmaz” diyor. Böylece, stresin kaynaklarını ortadan kaldırılmayıp bu strese karşı uygulamalar üreterek mevcut statükonun işleyişinin devamı sağlanıyor. 

Bu durum 'McFarkındalık' terimini gündeme getirmiştir. Ron Purser ve David Loy’ın, 2013 yılında yayınlanan “McFarkındalık Ötesi” adlı makalesinde ilk kullanılan bu ifade kullanılmış. Bu terim, Budizm’den doğan farkındalığın “köklerinden sökülmüş, seküler bir teknik” olarak uygulanmasına gönderme yapıyor. Farkındalık uygulamaları kullanıcıları ve organizasyonları hırs, kötü niyet ve aldatma gibi maraz kaynaklarına karşı uyarmaya hizmet etmiyor. Üstelik bu kökleri daha da güçlendirecek banal ve terapötik bir kendine-yardım tekniği sağlayarak bu kaynakları yeniden biçimlendiriyor. Bu haliyle insanları yalnızca kendilerine bakmaya yönelten mindfulness uygulamaları, bireyleri neoliberal değerlerle uyumlu bir şekilde yaşamaya teşvik edebilir. David Forbes’e göre farkındalık; kişilerin okullar, şirketler, işyeri ve ordu içinde yer alan sağlıksız bir topluma uyum sağlamasına izin veriyor.


Kaynakça:
Eleanor J. Bader interviews David Forbes. (2019). Mindfulness Versus McMindfulness: A Conversation with David Forbes. Yayınlanma Tarihi:  06.23.2019.https://lareviewofbooks.org/article/mindfulness-versus-mcmindfulness-a-conversation-with-david-forbes/
Forbes, D. (2019). Mindfulness and Its Discontents. Ergün, Ç. (çev) (2019). Kapitalizm bilinçli farkındalık endüstrisini nasıl ele geçirdi? Yayınlanma tarihi: 16.04.2019. https://kemalsayar.com/haftanin-yazisi/kapitalizm-bilincli-farkindalik-endustrisini-nasil-ele-gecirdi
Vonk, R. & Visser, A. (2020). An Exploration of Spiritual Superiority: The Paradox of Self-Enhancement. European Journal of Social Psychology. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/ejsp.2721
Rumi, Mevlana Celaleddin. (2008). Divanı Kebir. Gölpınarlı, A. (çev). Türliye İş Bankası Yayınları: İstanbul. 
Şirazi, S. (2016). Gülistan. Akbıyık, N. (çev). Antik Yayınları: İstanbul. 

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR