60df04240fb55__4.jpeg

ÖZŞEFKAT: Daha adil bir dünyayı etkili bir şekilde nasıl gerçekleştirebiliriz?

05.07.2021
Kristin Neff

İlk bakışta bariz görünmese de öz şefkat ırk ve cinsiyet ayrımcılığı ile diğer baskı biçimlerine son verme arayışında kilit bir rol oynar. Merhameti dışa olduğu kadar içe de yönelterek, haksızlığın acısıyla bunalmadan onunla daha iyi yüzleşebilir ve doğru olan için savaşacak gücü ve enerjiyi bulabiliriz.

Öz şefkat, zor duygularımızı kabul ederek ve bunlara neden olan koşulları değiştirerek başa çıkmamıza yardımcı olur. “Sert Öz Şefkat: Kadınlar Seslerini Duyurmak, Güçlerine Kavuşmak ve Serpilmek İçin Öz Nezakati Nasıl Uygulayabilir?” adlı son kitabım, her iki yaklaşımı da inceliyor. Hassas öz şefkat, sıkıntılı olduğumuzda kendimizi yatıştırmak ve güven vermek için sıcaklık ve anaçlığı kullanır. Sert öz şefkat, kendimizi korumak, ihtiyaçlarımızı karşılamak veya değişimi güdülemek için eylemin gücünü kullanır. Mecazi olarak konuşursak, hassas öz şefkat çocuğunu teselli eden bir ebeveyn gibiyken sert öz şefkat yavrusunu koruyan anne ayı gibidir.

Öz şefkatin üç temel bileşeni vardır: öz nezaket, ortak insanlık hissiyatı ve bilinçli farkındalık (mindfulness)- ve her birinin sert ve hassas yönü, sosyal adalet hareketinde önemli bir role sahiptir. Öz nezaket, adaletsizliğin acısından incindiğimizde sıcaklık, sevgi ve anlayış sağlar ama aynı zamanda bu durumu düzeltmeye çalışırken bizi cesur ve yürekli olmaya teşvik eder. Ortak insanlık duygusu, ezilmenin herkeste hasar bıraktığını kabul ettiğimiz için kendimizi diğerlerine raptolmuş hissetmemize yardımcı olur ve adalet mücadelesinde başkalarıyla bağ kurma yetimizi güçlendirir. Bilinçli farkındalık, ayrımcılığın yarattığı acıya eğilmemize ve onu tahlil edebilmemize izin verir, ayrıca onu dile getirmek için gereken zihinsel netliği de kazandırır.

/website/assets/images/my1/images/60e3007ae2b3a__1.jpeg

Değişimi savunurken, sertlik ve hassasiyeti dengeleyebilmemiz elzem. Gerektiği kadar kararlı ve basiretli şekilde eyleme geçmez ve naif davranırsak, kayıtsız ve boş vermiş hale gelebiliriz. Ancak sertliğimiz hassasiyetle yumuşatılmazsa, şefkati baltalayan bir şekilde düşmanca ve saldırgan olabiliriz. Martin Luther King Jr.'ın yazdığı gibi, “Sevgi olmadan güç pervasız ve istismar edicidir ve güç olmadan sevgi duygusal ve sönüktür. En iyi haliyle güç, adaletin gerekliliklerini yerine getiren sevgidir ve en iyi haliyle adalet, sevgiye karşı duran her şeyi düzelten güçtür." Adalet arayışımız öz-şefkatten kaynaklandığında, çetin ve boyun eğmez olsak da kalbimizde nefret değil sevgi vardır daha ziyade.

Öz şefkat ve sosyal adalet üzerine araştırmalar henüz başlangıç aşamasında olsa da öz şefkatin sosyal adalet eylemi için faydalı olabileceği en az dört yol var gibi görünüyor.

1.Kadınların stereotiplere karşı koymalarına ve güçlerini geri kazanmalarına yardımcı olur.

Batı kültüründe, toplumsal cinsiyet rolü stereotipleri, kadınları “topluluk odaklı, hassas, sıcak ve nazik’’ erkekleri ise “eylemli (agentic)”, güçlü, bireyci- bağımsız ve eylem odaklı olarak tasvir eder. Bu ayrım, Batı’da kadınların onların güçlerini budayacak şekilde kırılgan, edilgen ve yumuşak huylu yetiştirildiği anlamına gelir. Öz şefkat uygulamak, kadınları kendi kişisel niteliklerini oluşturmaktan alıkoyan sınırlayıcı kalıplara karşı koymalarına, böylece şahsi tekamüllerini gerçekleştirmek için mücadelelerine yardımcı olabilir.

Örneğin, Ashley Allen ve meslektaşlarının 200'den fazla kadınla yürüttükleri bir çalışmada, daha yüksek düzeyde öz şefkate sahip olanların kişiliklerinin de güçlü olduğu, duygularıyla irtibata geçebilme yetilerinde daha yüksek puanlar aldıkları gözlemlendi. Daha güçlü ve daha yetkin hissediyorlardı kendilerini, duygularını daha fazla ortaya koyuyor, öfkelerinin nedenlerini ifade ederken daha rahat hissediyorlardı ve sosyal eylemselliğe kendilerini daha fazla adamışlardı.

/website/assets/images/my1/images/60e300b39a66d__2.jpeg

Başka bir çalışmada, bir destek grubunda öz şefkati öğrenen kadın sığınma evindeki kadınların, kendilerini önemli ölçüde daha güçlü hissettikleri ve kendilerini güvende tutabilmede daha başarılı oldukları bulundu. Kompleks travması olan kadınlar için öz şefkat eğitimine dair bir nitel araştırmada, bu eğitimin onların hakkını daha iyi savunan ve daha az boyun eğici, ama aynı zamanda daha çok sorgulayan kişiler olmalarına yardımcı olduğu görüldü. Bir katılımcı, “Şefkati, her gün daha da iyi başa çıkmayı sağlayan bir zırh gibi giyindiğimi hissettirdi” diyordu, “Hayatımın tüm alanlarında şefkatli olabiliyorum... daha güçlü ve daha yetkin hissetmemi sağlıyor.” diye ekleyerek.

2.Adaletsizliğin kurbanları için psikolojik sağlamlık sağlar

Öz şefkat, insanların ayrımcılığın olumsuz etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olabilir. 200'den fazla Asyalı Amerikalı üniversite öğrenci ile yapılan yakın tarihli bir araştırma, daha yüksek öz-şefkat düzeyine sahip olanların, Asyalılara karşı ırkçılıkla karşılaştıklarında daha az olasılıkla depresif ruh haline girdiğini bulguladı. Bu tür zihniyet karşısında, güç ve destek sağlamasının yanı sıra içtenlik ve kendini kabullenme, başkaları tarafından iletilen olumsuz mesajlara karşı koymaya yardımcı olur.

3.Adalet için çalışırken tükenmişliği önlemeye yardımcı olur

Öz şefkat, toplumsal adalet, ırk ve cinsiyet ayrımcılığı veya insan hakları gibi konular için savaşırken ortaya çıkan tükenmişlik ve yorgunluğa karşı koyarak sosyal adalet arayışını sürdürmemize yardımcı olabilir. Kemikleşmiş zorbalık yapılarını değiştirmeye çalışırken talip oldukları yoğun ve göz korkutucu görev göz önüne alındığında, sosyal aktivistler özellikle tükenmişliğe eğilimlidir. Kendinizi adaletsizliğin acısına açmanız yeterince can yakıcıdır, ancak çabalarınızla amansızca savaşan güç sahiplerinin nefret dolu tepkisi ile karşılaşmak, durumu daha da kötüleşir. Bu, tükenmişlik için mükemmel koşullar yaratır ve birçok insanın aktivizminden tamamen vazgeçmesine neden olur.

Ne yazık ki, aktivizme, ilgi ve ihtimamın yalnızca başkalarına doğru gösterilmesi gerektiği inancı da eşlik edebilir. Kathleen Rodgers, 50 Uluslararası Af Örgütü çalışanı ile detaylıca görüşmeler yaptı ve diğerkâmlık ve fedakârlık kültürünün, doğrudan tükenmişliği artıracak şekilde kuruma yayıldığını tespit etti. Bir çalışanın ifade ettiği üzere, “İhlalin kurbanı olan, ilgiyi, her bir parça ilgiyi ve ona getirebileceğimiz her bir enerji parçasını, 'hak eden' veya 'ihtiyaç duyan veya 'alması gereken' insanlarla ilgili yeterince şey yapamamanın, suçluluk duygusu için müesses bir potansiyeli vardır.”  

/website/assets/images/my1/images/60e300cfa2095__3.jpeg

Bu görüş, öz-şefkatin aslında başkalarına yardım etme yeteneğimizi de güçlendiren bir enerji kaynağı olduğunu anlamakta başarısız. Kendi ihtiyaçlarımızı önemseyerek, adaletsizlikle savaşırken ortaya çıkabilecek ikincil travmatik stres veya tükenmişlik yaşama ihtimalimiz azalır. Araştırmalarıma göre, öz şefkat eğitimi tükenmişliği ve stresi azaltmakta ve aynı zamanda şefkat doyumunu -kişinin yaptığı iş sonucunda deneyimlediği enerjik, mutlu ve dünyada bir fark yaratabildiği için minnettar hissetme gibi olumlu duygular- artırmaktadır.

4.Suçluluk veya utançla daha etkili bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olur

Öz şefkat, bilmeden haksızlık yapanlar için de faydalı olabilir. Beyaz insanlar genellikle, neden olduğu utanç nedeniyle, beyaz olmayan insanlar hakkında kendi olumsuz stereotiplerini kabul etmeye karşı direnirler. Kimse ırkçı olduğuna inanmak istemez. Sadece ırkçılığın ima edilmesiyle ortaya çıkan utanç, sistemik ırkçılığı destekleyen bilinçdışı önyargıları fark etme ve kabul etme yeteneğimizi engelliyor.

Kendimize karşı nazik ve anlayışlı olmak, bilinçli olarak ırkçı görüşlere sahip olmadığımızda bile, ırkçılığın sadece ırkçı bir toplumda yetişmekten dolayı başkalarıyla olan etkileşimlerimizi bilinçsizce etkilediğini anlama yeteneğini geliştirir. Bu önyargıları sert bir şekilde kendimizi yargılamadan kabul edebilirsek, onları düzeltme şansımız olur. Kentucky Üniversitesi'ndeki bir tez çalışması, bu konuyu 240 beyaz yetişkinle incelemiştir. Daha fazla öz şefkati olan bireyler, beyaz olmaktan daha az utanç duymuş ve ayrıca beyaz olmayan insanlara karşı daha az korku ve güvensizlik hissetmiştir.

Eğer adaletsiz bir topluma adalet getireceksek, şefkatimizin başkalarına olduğu kadar kendimize de yöneldiğinden emin olmamız gerekir. Çabalarımıza odaklanmak ve muhtaç olduğumuz kudreti sağlamak için sert öz şefkate ve bu yolculuğumuzda bizi beslemesi için de hassas öz şefkate güvenebiliriz.

Çeviren: Uzm. Kln. Psk. Aslıhan Erdal

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR