5f756d447f715__dep1.jpg

Düşünce Gevişini Anlamak

01.10.2020

Fletcher Wortmann

Kalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin ve korkuların içinde barındırdığı tekrarlayıcı, mantık dışı ve saplantılı düşünceleri meydana getirmektedir. Depresyon da ümitsizlik ve boşuna uğraş vermekle alakalı tekrarlayıcı, mantık dışı ve saplantılı düşünceleri içermektedir. Genel anlamda bu iki durumun birçok ortak özelliği olduğunu ve çoğunlukla komorbidite (eş zamanlılık) gösterdiğini söyleyebiliriz. 

Kronik OKB, anksiyete üreten depresif düşünceler gibi ümitsizliğe neden olur. Sıklıkla, bu iki düşünce yapısı karşılıklı olarak kendine hastır ve birisinden kurtulmak isteyen kişi mantığa aykırı bir şekilde diğerine sığınır. Daha önceki çalışmalarda OKB ile obsesif düşüncelerin işleyişi arasındaki karışıklıklar olduğunu fark etmiştim. Ancak bugün depresif yönünü inceleyip psikologların: düşünce gevişi olarak adlandırdığı düşünce formunu inceleyeceğiz. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f756e791df68__dep2.jpg

Araştırmacılar Joormann ve Gotlib, geviş getirmeyi “sadece negatif yönüne bakılmaksızın bir -düşünce şekli- tekrar eden düşünce sistemi ve -düşüncelerin geri dönüşümü- “olarak tanımlar (Depresyonda Duygu Regülasyonu). Nolen-Hoeksema, Wisco ve Lyubomirsky “Yeniden Düşünme Gevişi” isimli makalelerinde döngü şeklindeki bu düşünme şeklinin “mutsuzluğa tepki verirken tekrar eden ve pasif bir şekilde bu mutsuzluğun semptomlarına odaklanan, aynı anda da bu semptomların olası sebep ve sonuçlarını dikkate alan bir mod” olduğunu söyler. OKB gibi düşünce gevişi de asla gerçek bir sonuca ulaşmayan, devamlılık isteyen ve yorucu bir kognitif çaba gerektirir. “Düşünce gevişi, durumu değiştirmek adına aktif bir problem çözümü sağlamaz. Problemin kendisi ve ortaya çıkardığı duygular üzerinde sabitlenen ve sürekli aynı şeyleri düşünen insanlar harekete geçemezler.”

”Bu şekilde düşünenler, testlerde yer alan basit dikkat odakları ve örtülü bellek bölümlerinde negatif bilgi sebebiyle hata yaparlar. Ayrıca manasız olduğu durumlarda bile olumsuz bilgilere ket vurma konusunda zorlanırlar” (Tekrar Tekrar Düşünme). 

Düşünce gevişi getirenler depresif düşüncelerinin mantıkdışı veya yanlış olduklarını anladıklarında bile bu düşüncelere geri dönmeye mecbur kalırlar diyebiliriz. Ve karşı koymaya çalıştıklarında da ortaya çıkan durum: “disforik katılımcılar negatif dikkat dağıtıcıları pozitif olanlardan daha çok kullanırlar. Her ne kadar bu katılımcılar pozitif dikkat dağıtıcıların, stres sebebi olan şeylerden uzak kalmak için daha işe yarar olduğunu bilseler de başarılı olamazlar” şeklindedir (Tekrar Tekrar Düşünme). 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f756ebcd6ad6__ocd1.png

Depresif düşünceler zaman içerisinde tekrar ettikçe düşünce gevişi daha tanıdık ve hatta rahatlatıcı gelmeye başlar. “Birey, kayıp ve ümitsizlik ile eşleştirdiği negatif olayları hatırlamaya ve yeniden yaşamaya başlar. Aynı anda da ikisi arasındaki benzerlikleri kaydeder” (Tekrar Tekrar Düşünme). OKB semptomlarında olduğu gibi -zihinsel provalar- da düşünce gevişinin içine dahil olmayı çok çok kolaylaştırır. “Majör depresyondan mustarip olan kişiler olumlu şeyler yaşanacağından ziyade tahminler üretmek konusunda otomatikleşir” (Miranda, Regina ve ark.). Bazı zamanlarda düşünce gevişi, bir çeşit kaşıntı yapan, gri, nemli, üzerinde lekeleri olan ve güvelenmiş psikolojik bir battaniye haline gelir. Yine de kişiye güvenlik kaynağı olarak hissettirir. 

Obsesyon ve geviş getirme arasındaki mesafeler çok da aşikar değildir. İkisi de benzer köklerden gelir: “kontrol ve belirsizlik endişesi” (Tekrar Tekrar Düşünme). Farklılıklar belirsizlik ile savunma arasındaki dengede saklıdır. İkisi de “tehlikelere karşı aşırı duyarlılık içerir, endişenin geviş getirme ile farklılaştığı nokta geçmişin aksine gelecek vurgusudur. Az sayıda da olsa pozitif olayların olabileceğini göz ardı eder. Tüm bu yapılar kısmen de olsa iki bozukluk için de yıkıcı olan yönleri yansıtır. İkisi de negatif duygulanım sergiler ancak körelmiş olumlu duygular sadece depresyonda gözlenir” (Miranda, Regine ve ark.). 

Obsesyonlar kontrolü ele alma ve belki de birisinin içinde bulunduğu durumu geliştirmesi için olanak sağlar: “insanlar endişelendiklerinde dışarıdan gelecek durumları kontrol etme yeteneklerinden emin olamazlar. Ancak bazen yeterince denerlerse -veya endişelenirlerse- yeni gelişen şeyleri kontrol edebileceklerine dair inançları oluşur” (Tekrar Tekrar Düşünme). Niklas Törneke, RFT’yi Öğrenme isimli eserinde, obsesif döngünün, depresyondan geçici de olsa nasıl bir uzaklaşma sağladığını açıklar. “Bazı şeylerin tekrar tekrar yapılması kişiye aslında bir yere erişemeyeceğini gösterir. Buna rağmen birey onu yapmaya devam eder. Belki de geçmişte kafasını meşgul eden düşüncelerden kaçınmaya çalışır. Ancak sadece negatif pekiştireçler temel sonuç değildir. Muhtemel olarak bu bireyin düşünce gevişi fonksiyonel açıdan bakıldığında problem çözme kategorisi ile bağlantılıdır”. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/5f756f0ecdb53__ocd2.jpg

Kulağa garip de gelse, depresif düşünceler bizi boğduğunda, OKB’nin içinde olduğu acil problem çözme isteği dağılmış olur ve hatta bu durum nadiren oluşan ve kısa süren mantıklı bir işleyişe dönüşür. Aynı şekilde, OKB bizi yorduğunda, depresif geviş getirmeler yerini kaygıya ve belirsizlik sıkıntısına bırakabilir ancak garip bir şekilde bu hal rahatlatıcı olabilir. “İnsanlar düşünce gevişi yaşarken, her şeyin boş olduğu, vazgeçmeleri gerektiğini söyleyen ve ümitsizliğin hakim olduğu koca bir kanıt dağı oluşturur. Tüm çabalarının boşuna olduğu gerçeği bile olayları kontrol edebilmeleri konusundaki belirsizlikten daha az caydırıcıdır” (Tekrar Tekrar Düşünme). Kesin olan bir şey varsa o da olabilecek en kötü olayın gerçekleşmesi durumunda bundan kurtulmak için adım atmaya gerek yoktur – böylece obsesif kompülsif düşünceler ve bazı ritüeller anlamını kaybeder. 

Ancak bu semptomlar çakıştığında ve içiçe geçtiğinde tedavi sürecinin içerisinde onları ayrıştırmak önemlidir. Örneğin, OKB’den mustarip olan kişilere Maruz Bırakma ve Tepki Önleme Terapisi (exposure – response prevention therapy) uygulanır. Bunun sebebi alışkanlıklar sonucunda ortaya çıkan belirsizliğin yol açtığı stresi azaltmaktır. Ancak bu yöntem özellikle depresif veya düşünce gevişine bağlı korkular ile çakışırsa geri tepebilir. Eğer tekrarlayan negatif düşünce “ben dünyanın en değersiz insanıyım” veya “galiba intihar edeceğim” gibi düşünceler ise, maruz bırakmak kaygıyı azaltmak yerine depresif durumu artıracaktır. Kabullenmeyi sağlamak veya iyileştirmek yerine, düşünce gevişini artıracak sonuçlar doğuracak ve etkisini derinleştirecektir. 

Kontrol edilemeyen negatif düşünceler, depresif veya kaygılı, her zaman acı bir şekilde tecrübe edilen şeylerdir. Ancak düşünce gevişi ile obsesyonlar arasındaki açık farklılıkları görebilmek başarılı bir tedavi için çok önemlidir. Eğer bir ya da ikisi ile birlikte tanı aldıysanız, tedavinizi yürüten kişi ile beraber bu farklılıkları idrak etmeniz işe yarayacaktır. Böylece ümitsizlik ile beslenen aynı zamanda da aksiyetenizi artıran düşünceleri fark eder ve problemleri çözmeye çalışırken sonucu kaygı veya obsesyon olan durumlarınızı anlamış olursunuz. 


Psychology Today'dan Çeviren: Uzm Psk Lamia Kalender Ergül





Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR