David Napier
İnsanların yakınlığa ve aidiyete ihtiyacı vardır. Kapılarını dışarıya kapayan her toplum körelmeye mahkumdur. Peki kendimizi hem korurken hem de nasıl dışa açık kalabiliriz?
Birçoğumuz biyoloji dersinden Petri kabını hatırlıyor olabilir. Hani şu içine mikrop örneği enjekte edilen besin jeli dolu cam kaplar. Bu besin dolu kabın içerisinde hücreler, kolonilerinin zenginleşmesini sağlayarak büyür ve çoğalır, hücreleri defalarca kez bölünür. Bunun kadar ilginç olan başka bir şey de bu hücrelerin nasıl öldüğüdür. Temelde, kolonilerde hücre ölümü iki şekilde gerçekleşir. Bunlardan biri programlanmış eleme yoluyla gerçekleşen aktif bir süreçtir; apoptotik hücre ölümünde, hücreler görünür biçimde koloninin devamlılığını sağlamayı amaçlayarak kendilerini ‘feda ederler’. Programlanmış hücre ölümünün (apoptotik ölüm) altında yatan mekanizma tam olarak anlaşılmasa da bazı hücrelerin koloni kenarında besin ararken bazılarının ölen hücrelerin yerel besin birikintilerinden yararlandığı görülür. Bir diğer koloni hücre ölümü besin deplesyonu (tükenme) sonucu oluşur. Azalan kaynakların zayıflamış koloni yapısının üstündeki etkisinden kaynaklanan bir ölümdür bu.
İki tür hücre ölümü de insan dünyasıyla benzerliklere sahiptir. İkinci tür hücre ölümü daha az çalışılmıştır çünkü kolonilerin odağı sürdürülebilir gelişimdir ve bir koloni aniden kaynakları stoklaması gereken bir kriz içerisine girince savunmasız kalır. Böyle zamanlarda, kolonideki hücreler enerjiyi muhafaza etmek için ortada bir araya toplanırlar (sıcaklığı korumak için koruyucu sporlar dahi geliştirirler). Tekil hücreler yavaşlayıp daha az hareketli hale gelip en sonunda da ölür. Ölüm dış tehditler sebebiyle değil kendi devinimsel gerilemesi sebebiyle gerçekleşir. Kolonilerin kenarındaki hayat, tam tersi şekilde, devam eder çünkü dinamiktir. Bu tür periferik hücreler besin arayışında mıdır, yoksa çaresizlik içinde yaşamak için alternatif bir yol arayışında mı?
Bu metaforu insan toplulukları için kullanabilir miyiz? Kısıtlamalar altında büyüyenler daha az dirençli mi olurlar? Kaynaklar zamanla azaldıkça insanlar da yavaşlayıp kendi koruyucu sporlarını mı üretirler? Bu ölüm örüntüsünün görülmesinin sebebi, tıpkı hücrelerin yeterli besinle hep birlikte büyüdüğü gibi, sosyal bağlantılarımızı kaynakların kesin ve sonsuz olduğu anlayışı üstüne inşa etmemiz yüzünden midir? Azalmakta olan insan kolonileri birbirlerinden ayırt edilmeye daha az müsait hale mi gelirler? Daha bunun gibi birçok soru sorulabilir. Biliyoruz ki, insan toplumu tehdit hissettiğinde kendilerini korur: uzun vadede zararı olsa bile kısa vadedeki kazançlarını sıfırlarlar. Benzerliğe farklılıktan daha çok önem verir. Sürekliliğe değişimden daha çok öncelik verir. Sivil fedakarlıklardansa bencil çıkarlara öne geçer.
Bu karşılaştırma ilginç gelebilir. Krizlerde koloniler içe kapanır; eşitsizlikler çoğaldıkça koloniler içe doğru çöker ve yeteri kadar alan kalmaz. COVID-19 salgınında da gördüğümüz gibi, merkez tehdit altında ve daha fazla dayanamayabilir diye sosyal güvenleri için yerleşebilecekleri yerler aradılar.
İnsan kültürleri, tıpkı hücre kültürleri gibi, sabit değillerdir. Güven düzeyi ve mevcut kaynaklar arasındaki ilişkide bu kaynaklara kaç kişinin ihtiyaç duyduğu önemlidir. Bu ilişki zemininde güven sadece ahlaki bağlılıkla değil ayrıca ekonomi ahlakıyla da ilgilidir. Bu konular antropologların en çok dikkatini çeken dinamikler arasındadır.
Son yıllarda, grup boyutlarını neyin yönlendirdiğine ve ittifakları nasıl kurduğumuz, kendimizi ve başkalarını nasıl gördüğümüz üzerinden kurulan aidiyetler konusuna yönelik büyüyen bir ilgi var. Tabii ki sosyal medyayla birlikte grubun ne olduğuna dair anlayışımız da temel olarak değişti.
İngiliz antropolog Robin Dunbar 2010 yılında Bir İnsan Kaç Arkadaşa İhtiyaç Duyar? (How Many Friends Does One Person Need?) isimli kitabı ile grup boyutunu sorguladı. Çalışmada, grup boyutu sorularını sosyal ilişkiler anlayışımızla ilişkilendirmek zorluğunu dikkate aldı. Alanı hayvanlar üstündeki çalışmalarına ve grup boyutu ve kabileler arasındaki karşılaştırmalara dayanıyor. Dunbar, 150 kişiden fazla olan kabilelerin parçalanmaya yatkın olduğunu fark etti. Bazı kabile üyelerinin ortalamasını alarak genel limitin 153 üye olduğu sonucuna vardı.
Buna rağmen biliyoruz ki sempati grupları (anlamlı ilişkiler ve duygusal bağlantılar üstüne kurulmuş gruplar) bu sayıdan daha az. Örnek olarak, yas çalışmaları derin ilişki için gereken sayının 15 kişide limite ulaştığını gösteriyor. Bazıları daha az sayıyla yetinir bazılarıysa 5 kişinin altındaki destek gruplarına odaklanır.
Yönetim uzmanları bu sayıların işbirliğinin daha yüksek limitlerini temsil ettiğini savunurken, Dunbar’a göre, 150 kişisel bağlantı için ideal sayıdır (Facebook 500’den fazla ‘arkadaşımız’ olabileceğini düşünse bile). Tarım ve hayvancılık becerilerinin küçük bir popülasyon arasında dağıtılmış olabileceği kabilelerde ise sınır sayısı için hiyerarşi ve uzmanlık dikkate alınır. Nitekim, askeri birlikler, küçük eşitlikçi şirketler ve yenilikçi kuruluşlar, geleneksel anlayışın gücüne bağlı olarak, 150 ila 200 kişiye kadar çıkıyor gibi görünmektedir.
Beyinlerimizin güvenlik için 150 kişi limitini aramasının karışıklığa neden olduğunu düşünmek cazip gelse de gerçek daha farklı. Birlikte başarıyla çalışan bir grubun büyüklüğü etrafımızdakilerin ne yaptığının farkında olmamızdan daha az önemli. Bir başka deyişle, 150 kişi Dunbar ve diğerlerinin düşündüğü gibi biyolojik olarak belirlenmiş yapısal yönetimden ziyade sosyal anlaşma ve güven olgusu ile ilgili olabilir. Çünkü bu hiyerarşinin iyi ve düzenli şartlarda geliştiği sınırdır. Ayrıca bu durumu grup boyutunun sosyal güvenin olmadığı yerlerde azalmasından da bilebiliriz. İnsanlar yakınlarının karşılıklı olarak neyle meşgul olduklarını bilmediklerinde kişi sayısından ziyade ilişkinin niteliğine odaklanıyor. Yani, beyin için 153 kişi maksimum kabile boyutunu oluştururken 153 adet ilişki daha küçük gruplar içerisinde var olabilir. Aslında, 153 adet ilişki sadece 18 kişi arasında var olur.
Daha küçük üniversiteler yabancılar arasında güven kurulmasını sağlar ve böylece daha iyi bir eğitim deneyimi sunar.
Stres altındayken ilişkinin kalitesi iletişimde olunan insan sayısından daha önemli olduğu için Dunbar’ın sayısı 18 olmalıydı. Asıl soru bir insanın kaç tane arkadaşı olabileceği değil. Asıl mesele kaç tane insan farklı fikirlerle bir araya gelebilir ve ortak bir amaç üretebilir. Bu ortak amaçlar sosyal kurallar veya kültürel pratikler tarafından şekillenmiş olabilir. Örneğin, birlikte yaşamak veya birlikte çalışmak gibi. Bu şekilde bakıldığında yaratıcı düşünceye adanmış bazı küçük grupların neden bu kadar benzer yapılarda olduğu daha kolay anlaşılabilir.
Küçük Amerikan kolejlerini ele alalım. Bu kolejlerin gitgide büyük isimli, Harvard ve Stanford gibi üniversitelerle rekabet içine giriyor olmasının sebebi sadece kaygılı ebeveynler için daha güvenli olduklarının düşünülmesi değil. Asıl sebep, az sayıda olmanın birbirini tanımayan öğrenciler arasında güvenin büyümesine hizmet edebilmesi; böylece daha iyi bir okul deneyimi sunuyor olmasıdır. Buna ek olarak, bu kolejlerden en iyilerinin eğitim kadrosunun ortalama 150 kişi (Dunbar’ın sayısı) olması ve hepsinin konuşmasının beklendiği bir seminerde maksimum 18 civarında kişinin konuşuyor olması tesadüf değildir.
Peki biz bu bulgulardan ne öğrenebiliriz? Epeyce şey. Karizmatik konuşmacılar kalabalığı etkilerken muhatapları 20 kişiye yaklaştıkça herkesi sürece dahil etmenin zorlaştığını ifade edecektir. Eğer bu insanlardan bazıları özel ilgi talep ederse (veya ideolojik belirsizliğe dayanamazlarsa) sayı hızlıca azalacaktır.
Sonuç olarak, bu sebepten, grup boyutundan daha önemli olan sosyal bütünlük ve sosyal güvendir. Facebook’un veya Dunbar’ın kaç tane arkadaşı idare edebiliriz sorusu yerine asıl soru: Petri kapları ne kadar sağlıklı. Bunu saptamak için ölçülmesi gereken neyden korkulduğudur. Amerikan kolejlerinde olduğu gibi dıştan gelen tehditler altında verimli ve yaratıcı şekilde etkileşime girme yeteneğidir. Ve bu da bazı kültürlerin Kuzey Amerikan kolejlerinden daha iyi sahiplendiği bir meseledir.
Endonezya adası Bali’de bir köy üç tapınağı olmadığı takdirde bir topluluk olmaz. Tapınaklardan biri ölü atalar ve geçmiş için iken başka bir tapınak sosyal hayatı düzenlemektedir. Sonuncusu ise yaradılış tapınağıdır. Bu son tapınak bireyi tam anlamıyla belirli bir yere bağlar. Kelime anlamı göbek bağı demektir.
Bütün Balililer bu son tapınağa ruhani bir göbek bağı ile bağlıdır ve her 210 günde (bu bir Bali yılı olur) bir kişi oraya bağlılığını sunmakla yükümlüdür. Bir kez daha mecazi bir kök hücreye dönerek söylersek: başlangıç/doğuş yerine dönüp büyüme örüntülerini inceler ve ‘kökü’ daha sağlıklı bir gelecek için kullanır. Kök hücre tabii ki de embriyologların daha sağlıklı bir şekilde büyümesi için toplanılan ve yenilenen bir yerdir. Bali’de dışa dönüklük sadece öğrendiklerimizi başladığımız yere geri getirdiğimiz takdirde sağlığı kuvvetlendirmektedir. Bu bağı reddetmek kişiye ağır hasar verebilir ve fazla uzakta olmak veya uzun süre boyunca yurt dışında kalmak göbek bağının fazla gerilip kopmasına sebep olabilir. Böylece kişi, geçmişinin şimdi ve geleceğinden kapmasına neden olabilir.
Peki kopma riski varsa neden göbek bağımızı tehlikeye atıyoruz? Çünkü keşfetmenin sınırları kendimizi tanımamıza yardımcı olur; çünkü yabancı olan esas olanı fark etmemizi sağlar; çünkü büyümek için alışık olmadığımız şeylere yaklaşmamız gerekir. Avangard olanın yani öncü olanların özelliği budur. Orijinali Fransızca olan bu kavram düşmanı test etmek adına küçük bir asker grubunun önlerindeki araziyi keşfe gönderilmesini ifade eder. Yerinden ayrılmazsan cahil, çok ileri gidersen ölü olursun. Alternatif ise sadece bir şeyler öğrenip onları tanımlamaya yetecek kadar uzağa gitmektir. Bu basit olsa da bir sürü belirsizliklerle doludur.
Gerçekten de keşfin belirsizliği adaptasyon ve büyüme için kritik öneme sahiptir. Ortak değerlerimiz yani Petri kabının içindeki aşina olduğumuz kültür varsayımlarımızı her zaman açıkça belirler. Eğer bir duvar veya bizi içine alacak bir Petri kabımız yoksa, o göbek bağına ihtiyacımız var. Çünkü nerenin çok uzak olduğunu ölçebilmeliyiz. Bu durumda merakın kritik bir öneme sahip olduğu eklenmeli. Merak bizi daha bilgili yapabilir fakat başımızı belaya da sokabilir. Göbek bağı ne zaman kopar? Çok uzak ne kadardır? Bunlar biyolojik örnekler ile aydınlatılabilecek güzel sorular.
İnsan bağışıklık sistemi verebileceğim en iyi örnek. Bilim uzun süre bize bağışıklığın kendimizi yabancı istilacılara karşı savunmakla alakalı olduğunu söyledi. Bu model bizi yok edebilecek birçok yabancı şeye ev sahipliği yapmaya nasıl karşı koyduğumuzu açıklamaya yarıyor. Böylece vücut zehirleyici bir çöplük olmaya direnir. Çocuklara nasıl ellerini yıkamayı ve bugün maske takıp sosyal mesafeyi sağlamayı öğretmemiz de bu nedenledir.
Virüsler yaşayan istilacılar değillerdir. Onlar sadece boş oturan bilgilerdir, tıpkı genetik kütüphanemizdeki kitaplar gibi.
Kalıtsal yabancı düşmanlığını bir kenara bırakırsak, savunma sistemi yeterince iyi çalışıyor. Fakat bu basit fikirle gelen büyük bir problem var: adapte olmak için yabancıya ihtiyacımız var. Bağışıklığı dendritik hücrelerin arkasında geliştiriyoruz, tıpkı öncü askeri birliklerin arkasında ordunun ilerlemesi gibi.
Bu bağlamda, adaptasyon sağlarken savunmaya geçtiğimiz doğru. Lakin neredeyse askeriye metaforunun artık işe yaramadığı bir noktaya ulaştı immunologlar. Modern bağışıklık ‘tanıma ve kendinden olmayanı yok etme’ olarak tanımlanan şeye meydan okuyor. Askeri metafor işe yaramaz görünüyor çünkü virüsler istilacılar değildir. Onlar sadece genetik kütüphanemizde biri onları okuyuncaya kadar rafta duran kitaplar gibidirler. Ne anlama geldikleri bazı güncellemelerle yeniden düzenlenir ve sonra da bilgiler yeni bir biçimde yeniden yaşanmak için sunulur.
Kütüphanedeki kitaplar gibi bazı virüsler okunmadan kalırken bazıları sıkça okunur. Bazıları tozludur, bazılarının sayfaları kıvrılmış. Bunun nedeni virüslerin yalnızca insanlar okuma gruplarında toplanıp onları canlandırdığında çoğalmasından kaynaklanır. Bu gruplar biyolojik olarak değil sosyal olarak yönlendirilir. Tıpkı kitaplar gibi virüsler de, iyisiyle kötüsüyle, yalnızca vücudumuzun yorumlayıp başkalarıyla paylaştığı bilgi parçalarıdır. Bu her gün gerçekleşen bir süreçtir, özellikle viral zekanın adapte olmamıza yardımcı olduğu zamanlarda. Böylece gerekli önlemler almamız ve hayatta kalmamız mümkün olur.
Fakat istilacı metaforununun bilimi açıklayamamasının bir sebebi daha var. İmmunologist Polly Matzinger 1994 yılında, antikorlarımızın yalnızca savunma için tepki vermediği bir bağışıklık modeli sundu. Bu modele göre antikorlar dendritik hücreler immünolojik tepkiyi uyarabildiği için tepki veriyordu. Bu yaklaşımda bağışıklık sistemi savunmacılığını korumakla beraber Matzinger’in argümanını az da olsa kişisel korumadan anlayışından bilgi sunumuna taşımayı başardı.
Bu fikir immünoloji bilimi için radikaldi fakat antropolojiye göre gayet olasıydı. Sayısız antropolog benlik hakkında benzer argümanları sunmuşlardır, başkalarının farkındalığı bir yüzyıldan fazladır (ve diğer kültürlerde bin yıllardır) ortada olmasına karşın dış risklere karşı kendini koruma fikrine itiraz bilime Matzinger sayesinde, yeni ve bilim insanlarının makul gördüğü bir şekilde girdi.
Bağışıklık sistemi senin biyolojik zekan. Hayatta kalmana yardım etmek için yabancı vücutlardan gelecek enfeksiyonlara ihtiyacı var.
Böylece immünoloji yabancı olanın sosyal ve biyolojik olarak dışlanması varsayımının yanında bir de Darwinci korumayı ve bencilliği de sorgulamaya hazır hale geldi. Matzinger’in fikri güçlüydü, dikkati savunmadan meraka, bağışıklık sisteminin bilinmeyeni değerlendirmesine çevirmiş oldu.
Bu argüman hala üç ana gerçeklik tarafından yeniden değerlendirilmeye açık. İlk olarak, 1990ların sonunda onarıcı tıp ortaya çıktığında virüsler istilacı olmaktan çok bilgilendirici olarak değerlendirildi. Bu fikri 1980’lerde AIDS krizi esnasında birlikte çalıştığım Balililerden öğrenmiştim. Ama bu onlarla sınırlı değildi. Daha az “kartezyen” yerli gruplardan olan Navajo da bu fikri paylaşıyordu. Aynı kültürlerarası çalışmadan gelen ikinci gerçek ise immünolojinin kişisel çıkarla sınırlı kaldığıdır: bu bir benliğin neden bencilce kimliğini savunmak yerine dışa dönük ve potansiyel olarak tehlikeli bir şekilde birisiyle temasa geçtiğini anlamlandırmakta yetersiz kalıyordu.
Bilim insanları yavaş yavaş Darwinci olmayanlarca bilinen bir olgunun farkına varmaya başladılar: dışa dönüklük önemlidir. Tıpkı, antropologların çok iyi bildiği, mütekabiliyet esasından bahsediyoruz. Birbirine bağlamak ve çoğaltmak için, dış bilgilerin benliğe hitap etmesi gerekir. Bunun için de vücudun çoktan oluşturduğu hücrelere gereksinim vardır. Bu bağışıklık sistemimizin ana işlevidir, çoğunlukla timus (T hücreler) ve ilikte (B hücreler)bu işlevler gerçekleştirilir. Vücudumuz bu mutasyon fabrikalarında milyonlarca alışılmadık hücre üretir, o kadar fazladırlar ki onları sayamayız bile. Uzaya yollanan deneysel radyo sinyalleri gibi, bu hücreler de savunma sistemindeki arama motoru gibi çalışarak dışarıya sinyaller yollar.
Buradaki önemli nokta, bağışıklık sisteminin sadece savunma kalesi inşa eden bir yapı olarak düşünmenin bağışıklık sisteminin asıl işlevini ıskalamak anlamına gelmesidir. Çünkü bağışıklık sistemi ayrıca ve tam anlamıyla sizin biyolojik zekanızdır. Gelişmenize ve hayatta kalmanıza yardım etmek için yabancı vücutlardan gelecek enfeksiyonlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç ayrıca aşıların bizi nasıl biyolojik erimeden de koruduğunu açıklar. Bu sebeple dışa dönüklüğe sadece savunma stratejisi olarak ihtiyaç duyulmaz. Matzinger’in de söylediği gibi, adaptasyona başvurmak ve çevresel adaptasyonu yaratmak için de bir yöntem oluşturur ve bu karşılaşma bazıları için bir yaşam tehditi olsa da bu gereklidir. Bu ihtiyacın kendini açığa vurduğunu COVID-19 krizinde de görebiliriz. Bunu yapmak için bilimsel olarak ne olduğuna bakmaktan çok toplumsal olarak neler olduğuna bakmalı.
Brooklyn Enstitüsü tarafından ruh sağlığı ve esenlik hali üzerine yapılan bir araştırmada salgın sırasında Amerika Birleşik Devletlerindeki dezavantajlı gruplar üzerinde yapılan çalışmanın bulguları enteresan. Haklarından mahrum edilen gruplarda umut duygusunun varlığının paradoksu bulgulanmış. Rapora göre çoğunluklu olarak siyahi popülasyonun olduğu ülkelerde COVID-19 enfeksiyon oranları çoğunluklu olarak beyaz popülasyonu olan ülkelere göre üç kat daha yüksek ve beyaz popülasyonla karşılaştırıldığında hastalıktan ölme ihtimalleri 3.5 kat daha fazla. Yine de bu topluluklar daha yüksek seviyelerde iyimserlik ve umut sahibi.
Yazarlar daha yüksek enfeksiyon ve ölüm oranlarına çeşitli potansiyel açıklamalar getirmişler: sağlık sektöründeki ana işlevlerde ve sosyal mesafenin imkansız olduğu toplu taşıma sektöründeki aşırı yoğunluk. Ayrıca yeterli sağlık hizmetine erişimde yaşanan sorunlar ve yoksulluğa ek olarak konutlarda uzun vadeli sistematik sınırlar ve imkansızlıklar. Tüm bunlara ek olarak enfeksiyon öncesinde astım, diyabet ve kalp rahatsızlığı gibi sağlık sorunlarına sahip olma olasılığının daha yüksek olması şeklinde uzayan risk faktörleri.
Bu gibi dezavantajlar ve sosyal mesafeyi uygulayamamaları sebebiyle toplumsal olarak dezavantajlı grupların mental sağlık ve iyi olma halinin diğer kısımlarında da en yüksek kayıpları yaşamış olmaları mümkün. Buna rağmen keşfedilen şey beklenenin tam tersi. Afrika asıllı Amerikalılar araştırılan topluluklar arasından en iyimser olan olmakla kalmıyor, veriler ırk ve gelir açısından incelendiğinde de, özellikle düşük gelirli siyahiler ve beyazlar arasında, ruh sağlıklarının beyazlardan daha iyi olduğu rapor ediliyor. Düşük gelirli Afrika asıllı Amerikalılar düşük gelirli beyazlarla karşılaştırıldığında %50 daha az stres deneyimledikleri ve kendilerini umutsuzluk sebebiyle gerçekleşen ölümlere dahil etme oranlarının çok daha düşük olduğu rapor edilmiştir.
Bu durumun altındaki mekanizmda topluluk esnekliği, geniş aile bağları, yüksek eğitimin yararlarına olan inanç, ve toplumsal eşitsizliği aşma tarihini de kapsayan birçok karmaşık sebep var. Brooklyn Enstitüsü yazarlarına göre, genel olarak azınlık dayanıklılığını yönlendiren özellikler, pandemi bağlamında refah ve ruh sağlığını da koruyucu özellikler haline gelmiş.
Bu faktörler literatürde geçen travma sonrası büyüme (tehditkar güçlükleri aşmanın güçlendirici olması) verileri ile uyumludur. Ayrıca dirençli çocuklar (zorlu geçmişlerine rağmen düşünceli ve bazen başarılı olan kişiler) hakkında yazılanlarla da uyumludur. Bu gibi bulgular güçlüklerin direnç yarattığı gibi algılanırsa tehlikeli de olabilir. Zira Sosyal Darwinizm fikrinin 19.yüzyıldaki babası kabul edilen Herbert Spencer stresin güçlendirici ve hayırseverliğin zayıf olanların yok olmasını engellediğini iddia ediyordu. Spencer’a göre stres direnci belirleyen idi.
Ne zaman birbirimize baksak ve onaylar biçimde başını sallasak gayri resmi bir sözleşme yaratırız.
Sorun da burada. Çünkü biyolojik bir hikayeyi sosyal bir hikayeye çevirmek biyoloji içinde kritik bir hatayı beraberinde getirir. Durağan genlerimiz, hücrelerimizin açıkça hayat verdiği atıl bilgi parçaları olmalarına rağmen ‘bencilliği’ canlandırma kapasitesine sahiptir. Burada, bilimsel argüman olduğu varsayılan determinizm canlanan bir kurgu olarak tekrar hortlar. Böylece neredeyse dinsel köktencilik gibi bir köktencilikle karşı karşıya kalırız: Sosyal Biyolog E. O. Wilson’ın geldiği noktadır burası. Stres ahlaki ve alegorik olarak koşullanıldığında ahlaki dersler ortaya çıkar, oysa durum böyle değildir.
Stres, ne iyi ne kötüdür. Ahlaki bir konu değildir. Başka deyişle ahlaki içeriği birlikte kurduğumuz şey toplumsaldır, biyolojik değil. Sosyal sözleşmenin kendisi bir dışa dönüklük olduğu için uzlaşma davranışı, farklılıklara değer verme yani tutuculuk karşıtlığı ve anti-determinist olmak durumundadır. Fakat direnç kavramı Darwinci görünebilir. Brooklyn Enstitüsü anketlerine yanıt veren dezavantajlı gruba dahil olan Afrika kökenli Amerikalılar zaten önemli zorlukları aşmış durumda ve yaşadıkları düzensizsizlik içinde olanları sessizleştirdi, mahvetti veya tamamen yok etti zira çok uzun süredir hayatta kalma fırsatlarından yoksunlardı. Hatta Afrika kökenli Amerikalıların (ve özellikle erkeklerin) diğer gruplardaki emsallerinden daha az uzun yaşadığı gerçeğiyle de doğrulanmakta. Eğer daha uzun bir yaşama sahip olurlarsa stres onları antisosyal olmaya meyilli kılabilir ve hapishanede zaman geçirme olasılıkları daha da yükselir.
Bu yüzden azınlıkların dirençleri üzerine yapılan araştırmalar farklı okunmalıdır. Çünkü umudu üreten toplumsal ilişkilerdir. Sosyalliğimiz ahlaki sermayemizdir. Yani toplumsal değiş tokuşta bulunanlar (aileyle veya sağlık hizmeti yoluyla) COVID-19’un getirdiği belirsizlikle baş etmek ve umutlu kalabilmek için daha donanımlı hale gelir. Umudu besleyen kısım - tercihen veya zorunluluktan da olsa- uzlaşmada yatmaktadır. Ne zaman birbirimizle göz teması kursak ve onaylar biçimde başımızı sallasak gayri resmi bir sözleşmeye imza atarız. Günde onlarca, bazen de yüzlerce kez yüzümüzde maske olsa da olmasa da bu basit hareketle başkalarına olan güvenimizi teyit ederiz. Bunu bir dışa dönüklük eylemi olarak yaparız, yaratıcı etkileşim yoluyla kendi topluluğumuzda öğrendiklerimizle hayatta kalmayı ve büyümeyi umarız. Direncimiz ortak amaç paylaştığımız kişiler tarafından beslenir.
Amerika’daki siyahilerin bu salgında ölme ihtimalleri beyazların üç katı. Aynı zamanda onlar başkalarıyla etkileşimde bulundukları kamusal işler içerisinde daha az yer verildiği için beyazlara oranla daha az izole haldeler. Tıpkı askeri öncü birliği gibi ya da Petri kabı kolonisinin kenarlarındaki hücreler gibi, onlar dışadönük tehlikelerden öğrenmeye daha yatkınlar ve beklentilerini buna göre ayarlayıp daha dayanıklı ve dışarıya karşı daha az kırılgan olmaya da yatkınlar. Bu umutsuzluk sebebiyle oluşan ölümlerin onlar arasında daha az yaygın olmasının sebebi olmakla kalmıyor ayrıca neden izolasyonun kendisinin hepimizdeki COVID-19 tükenmişliğinin ana sebebi olduğunu da gösteriyor.
Önemli olan etkileşim. Sağlıklı göçmen etkisi bizim için net bir örnek sağlayabilir. Göçmenlerin yaşadığı zorluklar belgelenmiştir ama yeni topluluklara giren göçmenler genelde yerli nüfus kadar iyi hatta bazen daha iyi sağlık değerlerine de sahiplerdir. Nitekim ikinci nesil Asyalı Amerika göçmenlerinin ortaokulu bitirmesi, daha yüksek test sonuçları alması, elit kolejlere gitmesi ve yüksek gelirli diploma alma olasılıklarının daha yüksek olması bu sebepledir. Buradaki kritik nokta sadece göçmenliğin dışa dönük olması ile ilgili değil ayrıca toplumsal bağlamda anlamlı bir değiş tokuş ile sonlanıp sonlanmayacağı konusudur. Önemli olan değiş tokuşun kendisidir.
Bir şeyin içinde ne kadar çok ahlak bulunursa değiş tokuşun direnci güçlendirme ihtimali o kadar çok olur. Çoğu zaman riskler beklenildiği gibi gerçekleşmez. İşler yolunda gitmediğinde hepimiz aidiyet ve umudumuzun artması adına ya uyumak için ebeveyn koltuğuna veya birlikte yenen bir yemeğe ihtiyaç duyarız. Yüzyıllar önce Fransız sosyolog Marcel Mauss’un Hediye (The Gift) makalesinde bahsettiği şey budur. Veren kişi kendisinden bir parçayı verir ve verilen şey bir sonuç olarak ona geri döner. Bu da demek oluyor ki ekonomiyi ahlaki kılan değiş tokuş ilişkisinin kendisidir.
Yalnız olmak iyi olma haline zarar verir. Bunu sosyal izolasyonun ölüm ve hastalık üzerine etkisi hakkındaki çalışmalardan biliyoruz. Bu konuda birçok kanıt var ve sadece intiharla ilgili çalışmalardan da elde edilmediler. Sosyal izolasyon devlet gözetimindeki çocukların genellikle kendileri için tehlikeli olan ailelerine geri dönmelerinin önemli sebeplerindendir. Hatta, sosyal olarak etkileşimde olma ihtiyacı eşitlik ihtiyacının bile önüne geçer.
Bir kez daha kanıtlar hazır şekilde önümüzdedir. İzolasyon üstüne son zamanlarda Çinde benim de başında olduğum Cities Changing Diabetes Ulusal Akademi Ağının üyelerince yürütülen çalışmadan söz edelim. Çalışmanın sonuçları sosyal izolasyonun ne kadar büyük risk oluşturduğunu gösteriyor. Sağlık hizmetlerine erişim eşitliğinin hastalığın yönetilememesine doğrudan katkıda bulunup bulunmadığı sorulduğunda görüştüğümüz birkaç yüz kişiden üçte biri 'evet, eşitlik önemlidir' dedi. Aile bağlarının eksikliği (sosyal izolasyona temsilen) hastalık deneyimini ne kadar etkiledi diye sorulduğunda etkiledi diyenlerin oranı neredeyse tam çıktı (yüzde 93). Üstelik bu sonuçlar hiç bakım vermemesiyle bilinen ve eşit bakımı bir yana bırakın göçmenlerin tedavi görmek için evlerine gitmesini gerektiren bir ülkede oluyor. Bu bulgu şaşırtıcı çünkü eşitlik herhangi bir demokraside altın standarttır. Yine de ahlaki ekonomi söz konusu olduğunda bu altın standart ortadan kalkıyor.
Umudun çoğalması için, Darwinci anlamda kahramanca dayanıklılıktan çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
Aynı durum şiddetten kaçan mülteciler için de geçerli. Benim de dahil olduğum bir başka projede (University of Applied Science in Bochum Germany tarafından fonlanmış) sistematik olarak son dönem göçmenlerin sağlık ihtiyaçlarındaki eksiklikleri belgeledik. İyi sağlık hizmeti alıp almadıkları sorulduğunda Almanya doğumlu vatandaşlar açıkça onların daha az hizmet aldığını ifade etseler de Suriyeli mülteciler genelde çok iyi sağlık hizmeti aldıkları cevabını verdi. Bu sadece Almanya’daki refah Halep’tekinden daha iyi göründüğü için değildi. Çünkü dışa dönük umut, özgecilikle (sosyal olarak fedakârlık) eşleştirildiğinde, bir insanın geleceğe inanma yeteneğine aracılık eder. Geleceğe olan umut hala çok uzaklarda olsa bile.
Buradan önemli bir sonuç çıkıyor: eşitlik, insan acısını hafifletmek ve ahlaki bir ekonomide iyi hissetmeyi teşvik etmek için sadece ilk adımdır. Daha büyük kısmı ise insanların günü atlatmayı ummaktan daha fazlasını nasıl öğrenmeleri ile ilgilidir. Başka şekilde ifade etmek gerekirse, umutlu olmak geleceğe inanmayı ve uzun vadeli bir bakış açısını gerektirir.
Ama umutlu olmak bundan daha fazlasını gerektirir. Derin bir zaman hissi ve çaba için kalıcı bir isteklilik gerektirir. Umudun çoğalması için, Darwinci anlamda kahramanca dayanıklılıktan çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Günlük belirsizliğin doğallığını kabul etmek için gönüllü olmaya ihtiyacımız var ve bunu mümkün kılmak için çeşitliliğe - hatta fazlalığa - ihtiyacımız var. Anlamak çok zor değil. Amerikalı mucit Thomas Edison bir zamanlar, bir mucit yaratmak için iyi bir hayal gücüne ve bir yığın hurdaya ihtiyaç duyar demiştir. Yani eğer o an için işe yaramaz görüneni ortadan kaldırıp icada şans vermezseniz yeni bir şey yapma olasılığını da ortadan kaldırırsınız. Büyüme, daha büyük bir şey yapmak için iki birbirinden ayrı şeyi birleştirmeye bağlıdır.
İhtiyaç fazlası ve çeşitlilik her ahlaki ekonominin temelini oluşturur, bu yüzden neoliberal ekonomiler - fazlalık gibi görüneni verimlilik adına ortadan kaldıranlar- nüfusun refahını yönetmeyi beceremiyor. Neoliberalizm ancak işten çıkarılabilecek bireylerin olduğu toplumlarda başarılı olabilir. Refah devletinin olmadığı sistemlerde (Nijerya gibi) kârın devamlılığını sürdürebildiğini henüz görmedim. Bu noktada, Ayn-Rand tarzı ekonomi, kişisel çıkarı ve verimliliği cömertlik ve özgeciliğe tercih ederek başarısız olur ve sonsuza dek de başarısız olacaktır. Kısa vadeli kişisel çıkarların, zorlanmakta olan ekonomilere ne yaptıklarına bir bakın ve yoldaşım antropolog Jonathan Benthall’ın 1991’de ‘piyasa köktenciliği’ dediği şeyin resmi kolayca gözünüzde canlanabilir.
Buradaki sosyal paralellikleri belirtmeye gerek yoktur: bugün birimize alakasız görünen, başkalarının şahsi görüşleri de dahil olmak üzere birçok şey sonunda bizi gelecekteki bir zorluğa karşı dayanıklı hale getirmek için gereken şeyi sağlayabilir. Aynı Covid-19’un tüm belirsizliklerini aşabilmek için sosyal katılıma ihtiyacımız olması gerçeğinin bize öğrettiği gibi.
Çeviren:Uzman Klinik Psikolog Rabia Yavuz
Eposta: rabia.yavuz@gmail.com
Instagram: @klinikpsikolograbiayavuz
Bir tür 'derin merak' pratiği yapmak, 'diğer tarafta' olsalar bile kendinizle ve başkalarıyla bağlantı kurmanıza yardımcı olabilir...
DevamıYasın Altıncı Aşaması adlı kitabı, ilk kez 1969 yılında Elisabeth Kübler-Ross tarafından tanımlanan yasın beş aşaması modeline...
DevamıBaşarısızlığın neden eski bir tanıdık gibi hissettirdiğini hiç merak ettiniz mi? Belki de suçlu; sürekli olarak yenilgi duygusunu besleyen ve ...
DevamıBeğenilmemek hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. İşte sizden hoşlanmayan biriyleyken daha rahat hissedebilmeniz için denenmiş ve test edilmiş bazı yollar...
DevamıInfluencerlar ve kişisel gelişim guruları, yarardan çok zarar getirme riski taşıyan bir tür pozitif psikoloji vaad ediyorlar Kötü bir gün ya da kötü bir yıl geçirdiğiniz...
DevamıMescid-i Aksa ya da Kur’an-ı Kerim'in ifadesiyle Kudüs'ün Uzak Mescidi, Mevlana Celaleddin Rumi için merhamet ve aşkınlık ruhunun...
DevamıVicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger’in ifadesiyle, “benim içimden ama kendimden öteden” gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden...
DevamıYeni bir araştırma; sözlü istismarın çocukları nasıl etkilediğini, kendine zarar verme ve anksiyete gibi uzun vadeli sorunların tohumlarını nasıl attığını gösteriyor...
DevamıÇoğu insan “içeri girmek” tekniğiyle dikkatlerini duygu ve düşüncelerine yönlendirip daha dayanıklı olacaklarına inanırlar. Fakat...
Devamı25 yıllık araştırma sonucuna dayanarak bağışlama ve alternatifleri hakkında öğrendiklerimiz...
DevamıGünlük sosyal durumlar bile kendinizi mahcup ve korkmuş hissetmenize neden oluyorsa, bu iyi test edilmiş teknikleri denemenin zamanı geldi...
DevamıAradığımız mutluluk hiç beklemediğimiz bir yerde olabilir. En büyük çabalarımıza rağmen, hayatımız adına kurduğumuz hayaller...
DevamıEşlerimiz, ailemiz ve hatta iş arkadaşlarımızla ilişkilerimizde işlerin nasıl olduğu ile bizim nasıl olmasını istediğimiz arasında boşluklar olabilir...
DevamıHızla değişen bir dünyada, pek çok insanın kendini kaybolmuş ve stresli hissetmesi şaşırtıcı değildir. Bununla birlikte...
Devamıİlk olarak arkadaşlarımıza nasıl öncelik vereceğimize odaklanalım istiyorum. Kaliteli sosyal etkileşimlerin...
DevamıDuygularınızdan kaçınmak akıl sağlığımız için iyi değildir. Bir psikolog, bu alışkanlığı nasıl kıracağınızı ve savunmasızlığınızı nasıl...
DevamıBirçok insanın travmalar hakkında bilmedikleri...
DevamıBirçoğumuz sonsuz sayıda hata yaparız- ancak yeni içgörüler, başarısızlıklarımızdan değerli dersler çıkarmamıza yardımcı olabilir...
DevamıGece neredeyse tamamen boşalmış metro vagonunda kitabınıza, Instagram akışınıza ya da işe gidip gelirken zaman...
DevamıBilginin kaynağı olduğunuzu düşünmek kolaydır. Pek çok beceri ve uzmanlığa sahip olsanız da muhtemelen düşündüğünüzden...
DevamıÇarpıtılmış düşünme biçimleri sizi karanlık yollara nasıl götürür?
DevamıToronto Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanı olan J.D. Haltigan’a bir soru sorduk. TikTok akıl ...
DevamıManevi baypas, karmaşık psikolojik sorunlardan kaçınmak için manevi açıklamalar arama eğilimine atıf yapar. Terim ilk olarak...
DevamıHer zaman kendini mi suçluyorsun yoksa başkalarının senin hakkında kötü düşündüğü fikrine mi kapılıyorsun? Bir Bilişsel Davranışçı Terapist...
DevamıBaşımızı erteleme duvarına çarpmaya devam etmek yerine, yeni bir şeyler denemeye ne dersiniz?...
DevamıHayat belirsiz olduğunda, olağan tepkilerimiz ve başa çıkma stratejilerimiz her zaman işe yaramayabilir. Kıvrak zeka pratiği...
DevamıAraştırmalar gösteriyor ki, yenilgilerimizden ders almak istiyorsak bazı duygusal ve bilişsel engelleri aşmamız gerekiyor...
DevamıÇoğu insan için sevgi hissi hayatlarında bulunması gereken önemli bir ihtiyaçtır. Bağlanma biçimimiz de sevgiyi...
DevamıBirkaç ay önce korona olmuştum ve ilk semptomlarım bedenseldi. Fakat zamanla boğaz ağrısı ve öksürüğün azalması ile...
DevamıGünümüzde her alanda zorluklarla boğuşan modern insanın, mutlu ve sakin kalabilmek için yapabileceği en güvenilir...
DevamıBeynimiz bizi doğal olarak savunmacı yapar, ancak daha fazla alçakgönüllülük geliştirmek için atabileceğimiz adımlar var...
DevamıBilim yaygınlaşmış iddialara rağmen çocukluk deneyimlerinin yetişkin yaşamlarımızı belirlediği iddiasını desteklememektedir...
DevamıTracy Dennis-Tiwary, endişeye doğru yaklaşmanın bize nasıl motivasyon sağlayabileceğini ve kendimiz hakkında bize nasıl fikir verebileceğini açıklıyor.
DevamıAraştırmalar, yenilgilerimizden ders çıkarabilmemiz için bazı duygusal ve bilişsel (zihinsel) engellerin üstesinden gelmemiz gerektiğini...
DevamıYeni bir kitap, bakış açılarımızın her zaman sınırlı olduğunu, ancak empatiyi akıllıca kullanmayı öğrenirsek diğer insanları daha iyi...
DevamıValerie, 25 yaşında üniversite mezunu bir kişi. Merhametli ve verici bir insan. Kendisini mültecilerle yapılan gönüllü yerel çalışmalara adamış birisi...
DevamıBeth her zaman endişeli biri olmuştur; şu sıralar her gün, günün yarısından fazlasını malî meseleler, okul ödevlerini bitirip bitiremeyeceği, sağlık durumu...
DevamıEmpati, bir başkasının duygularını anlama ve paylaşma kabiliyeti, diğer insanlarla olan bağlantılarımızın temelidir. Araştırmalar, empatinin...
DevamıSınırlarınızın ne kadar farkında olduğunuzu anlamanın ve entelektüel alçakgönüllülüğünüzü geliştirmenin birçok yolu vardır...
DevamıDaha az stres verici olaylara tepkilerinizin diğer insanlarınkinden daha büyük olduğu hissine hiç kapıldınız mı?
DevamıGeçen hafta Türkiye menfur bir cinayetle sarsıldı. Kalp hastalıkları uzmanı meslektaşımız Ekrem Karakaya görevi başında hunharca...
DevamıSosyal koşullar ve eşitsizlik iyi oluşu etkiler. Öyleyse neden "mutluluk bir seçimdir" deyip duruyoruz?...
DevamıPsikolojik sağlamlık becerilerini geliştirmek için bir yol haritası...
DevamıGünümüzde travma kavramı, hem travmatik olarak kabul edilebilecek olayların çeşitliliği hem de travmanın kurbanların yaşamlarına...
DevamıBir psikolog, akut travmasından sonra öğrendiği 7 iç görüyü anlatıyor.
DevamıÇocukluk döneminde “neden” ve “nasıl” sorularını sorma dürtümüz zamanla kaybolur. Yine de açık görüşlü olmanın...
DevamıHata yaptığınızda (kaçınılmaz olarak) kendinize karşı nazik olmayı öğrenmek, mutluluğunuz üzerinde dikkate değer bir etkiye sahip olabilir...
DevamıHepimiz oradaydık. Üç gün önceki 2 dakika süren sohbete saplanıp kaldık. Tekrar tekrar beynimizde döndürüp duruyoruz. Babama kızmamalıydım...
DevamıFarklı görüşlerimiz hakkında daha iyi tartışmalar yapmak için sekiz ipucu...
DevamıAraştırmalar; izolasyon, stres ve belirsizliğin unutkanlık ve düzensizliğe neden olabileceğini gösteriyor. İşte bu konuda yapılacaklar...
DevamıHassas ve rahatsız edici duyguları kabul etmek ve onları kucaklamak motive olmamıza ve hedeflerimize doğru ilerlememize...
DevamıBizler anlayışlı insanları severiz. Kendimizi kötü hissettiğimizde, kendimiz için üzüldüğümüzde veya her şeyi berbat edip kötü hissettiğimizde...
DevamıYansıtma, istismarcılar, narsistler veya sınırda kişilik bozukluğuna sahip insanlar ve bağımlılar tarafından sıklıkla kullanılan bir savunma...
DevamıÇocukken yaptığınız boyamaları, çizgilerin içinde kalma çabanızı, sonra yaptığınız bir hata ile çizgileri taşırdığınız ve o anda yaşadığınız...
Devamıİlişkilerinizde aşırı bağlanan taraf mı yoksa yakınlaşmaktan kaçınan taraf mısınız? Yakın ilişkilerdeki bağlanma tarzınız...
DevamıPsikolog Marie Haddou Hayır Demeyi Bilmek adında farklı alanlarda hayır demekte güçlük yaşayan insanlara...
DevamıNeden yoksulluk içinde mücadele verenlere olumlu zihin yapılarını dayatmamalıyız?
DevamıDeğişim zamanının geldiğini biliyorsanız ama nereden başlayacağınızdan emin değilseniz doğru soruları sormak iyi bir başlangıç...
DevamıNarsistler, gerçek benliklerini büyüklenmeci, "diğerlerinden üstün", bencil ve oldukça kibirli alternatif bir kişilik ile...
DevamıYılın en popüler hikayeleri, mutlu ve sağlıklı bir hayat için farklı yollar sunuyor...
DevamıBilinçli Farkındalığın birçok faydası olduğu düşünülüyor, ancak yanlış uygulandığında yanlış eylemleriniz için kendinizi daha az suçlu hissetmenizi...
DevamıDüşüncelerinizin hatalı olabileceğini kabul etmek daha fazla öğrenmenize ve daha iyi ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir...
DevamıSosyal İkilem (Social Dilemma 2020) filminden bir sahnede, hayali bir genç, karanlığa gömülmüş bir durumda yatağında oturuyor...
DevamıGenetik olarak zihin ve bedenimiz empati, dayanışma, cömertlik ve yakınlık hisleriyle donatılmıştır...
DevamıHayatta en iyisini yapabilmek için acı gereklidir der Yale profesörü...
DevamıKariyer seçimlerinden yeni alışverişlere kadar, René Girard'ın mimetik teorisini kullanarak sürüye direnin ve kendi yaşam yolunuzu...
DevamıHarika bir evlilik uzaktan, tıpkı bir kitaptaki veya filmdeki gibi coşkulu bir aşk hikayesidir. Ve bu, bir bütün olarak evliliğe bakmanın...
DevamıAntidepresan kullanımı konusunda farklı görüşler olsa da ilaçların birçok insana fayda sağladığı bir gerçek. İlaç kullanımının...
DevamıEğer ertelemek tembellikle ilgili değilse, neyle ilgilidir? Baharat çekmecenizi alfabetik olarak düzenlemek için önemli bir işi ertelediyseniz...
DevamıYeni çıkan bir kitap, kaygının bize, hayatımızı nasıl daha iyi bir hale getirebileceğimize dair ipuçları verdiğini anlatıyor...
DevamıÖlümsüz olmadığımızı kabul etmek, daha mutlu, anlamlı bir hayat yaşamak için meşguliyetten kurtulmamıza ve bizim için en önemli şeye...
DevamıAra vermek tembellik etmek değildir, aksine yeniden şarj olmayı öğrenmek daha üretken ve dayanılır bir hayat yaşamamızı sağlar...
DevamıHayat olanca hızıyla akıyor ve zaman zaman yaşadığımız güçlükler bizi sarstığında ancak dengemizi kaybettiğimizi fark eder oluyoruz...
DevamıMağdur zihniyetine eşlik eden gücün üstesinden gelebilmek için önce onu kabul etmek gerekir...
DevamıBir süredir göremediğimiz bir tehdit ile karşılaştığımız için hepimiz zor günler yaşıyoruz. Bitkin düşen beyinlerimize biraz...
DevamıBir aile üyesi, bir iş arkadaşı veya bir yabancının size kırıcı bir şey söyleme ihtimali vardır. İşte bu yazıyla bu durumla nasıl başa çıkacağınızı...
Devamıİfade ettiğiniz üzere zamanımızın çoğunu çalışarak geçiriyoruz. Zamanımızı nasıl kullanacağımız mesai saatlerimiz üzerinden belirleniyor...
DevamıMassachusetts Çocuk Sağlığı Kliniğindeki çocuklar gözlemlendiğinde tutarsız davranışları göze çarpmaktadır. Tanımadıkları halde...
DevamıAnonim kullanıcıların bir kısmı çevrimiçi ortamda kötüye kullanmanın yanında komplo teorileri de üretiyor. Bu yüzden...
DevamıHayatta bir anlam duygusu bulmakta zorlanıyor musunuz? Araştırmacılar bunun için üç farklı yol belirlediler...
DevamıAlışkanlık haline gelmiş eleştiri her çift için tehdittir. Zaman zaman eşinizi eleştiriyor olabilirsiniz önemli olan bunu...
DevamıBebekler zannedilenden erken zamanda kitaplarla ilgilenmeye başlarlar. Kendi kendilerine hareket etmeye başladıklarında...
DevamıGittikçe daha stresli bir dünyada yaşıyoruz, bu yüzden çocuklarımızda duygusal ve zihinsel dayanıklılığı teşvik etmek hiç bu kadar önemli...
DevamıYeni bir kitap, kanser yaşamanın duygusal ve sosyal karışıklığıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda faydalı rehberlik sağlıyor...
DevamıBelli birisinin yanındayken kafanızın karışmış olduğunu veya suçlu olduğunuzu hissediyor ve bunun sebebinin...
DevamıKonfüçyüsçülük ve Taoizm çocuklarınıza rehberlik ederken zenginlik ve prestij yerine anlam ve tatmin içeren...
DevamıMantığa ve akla yaklaşımımızı değiştirmek, oyunu değiştirir...
DevamıHiç kurbanı oynadınız mı? Eğer oynadıysanız, bunu yaparken doldurmak istediğiniz veya ifade etmeye çalıştığınız...
DevamıOtobüste oturduğunuzu, sırada beklediğinizi veya evde koltuğunuzda oturduğunuzu ve birkaç dakika...
DevamıAynaya baktığınızda kimin yansımasını görüyorsunuz?
DevamıKaygı rahatsız edici olabilir, ancak felsefi bir yaklaşımla heyecan verici bir özgürlük duygusu uyandırabileceğini...
DevamıDışa dönük olmak zorunda değilsin. Ama içine kapanık olmak seni yaşamak istediğin hayattan alıkoyuyorsa hemen...
DevamıBazı insanlar içten içe “kimlik hırsızı sendromu” ile mücadele ederken kendilerini zeki, kendinden emin ve...
DevamıOrtalama insan ömrü ürkütücü bir şekilde sınırlı süreye sahiptir. Şanslıysanız ve 80 yaşına kadar yaşıyorsanız, yaklaşık...
Devamıİneklemeyi unutun, fosforlu kalemleri sepetleyin ve pasif şekilde tekrar tekrar okumayı kesin. Öğrenme psikolojisi daha iyi taktikler sunuyor...
DevamıBir kişinin düşünce, davranış ve tutumu etkileyebilecek dış ve iç çatışmalarla ilgili dengeli bir anlayışı sürdürme yeteneğine...
DevamıAltmış yıl kadar önce, iki psikolog kendi alanlarında devrim yaratan ve sıkıntı hakkında düşünme biçimimizi değiştiren bir fenomeni keşfettiler...
DevamıSiz de herkes kadar sevginizi ve şefkatinizi hak ediyorsunuz...
DevamıBir terapist, büyük pandemi molasından dönüşün psikolojisini inceliyor...
DevamıDünyaya her gün yeni bebekler geliyor. Bir bebek dünyaya gelince bir kadın anne olur, bir erkek de baba. Oysa bebek denilince...
DevamıEbeveynlerinize münhasıran ve sahiplenici bir şekilde yakın mısınız? Ebeveynlerinizden biri veya her ikisi sizin aracılığınızla hayallerini...
DevamıSon zamanlarda stresli hissediyorsanız, yalnız değilsiniz- COVID-19 pandemisinden bile önce, 2018'deki Birleşik Krallık anket verileri, insanların yüzde 74'ünün...
DevamıYeni bir araştırma, gün içerisinde deneyimlenen empatinin kendi huzurumuza ve başkalarına karşı olan nazik davranışlarımıza katkıda...
DevamıKendinizi dünyadan kopuk hissediyorsanız, depersonalizasyon yaşıyor olabilirsiniz. Emin olun ki, iyileşmenin yolları vardır...
DevamıYeni bir araştırma narsisistlerin sıkılma sebeplerini inceliyor...
DevamıTanrı, bu ağaçlarla ilgilendi, kuraklık, hastalık, heyelan, binlerce fırtına ve sellerden kurtardı onları. Fakat...
DevamıDoomscrolling terimi henüz resmi olarak Türkçemize çevrilmemiş olmasına rağmen...
DevamıCOVID-19 ile ilgili birçok politika, hükümetler vatandaşlarının iyiliğine yeterince güvenmediği için işe yaramadı...
Devamıİnternet sitesinde, bilette ve tiyatronun dışındaki tabelalarda şu uyarı yer aldı: “Bu, telefonsuz bir etkinliktir.” İnsanlar...
DevamıKaçındığınız acı verici duygular karanlıkta harekete geçer. Ancak acılarınız ve mücadelelerinizle yüzleşerek...
DevamıSimone Weil: Mistik, filozof ve aktivist. Weil’in etik anlayışı kişiselciliğin ötesine uzanarak evrensele ulaşmaktadır...
DevamıBirey olarak yalnızca tek bir yandan mı oluşuruz? Yoksa kişiliğimiz farklı yanlardan mı oluşur? Richard C. Schwartz’ın geliştirmiş olduğu İçsel Aile Sistemleri...
DevamıSamantha matematik ödevini yapmak için masasına oturur fakat daha ilk soruda hazırlıksız yakalanır. Bu tipte bir problemi...
DevamıModern psikolojinin tarihi uzun bir geçmişe dayanmaz. Tasavvuf ilmi ise en az on iki-on üç yüzyıllık tarihi...
DevamıBahsedeceğim 5 soru hayatınızla olan ilişkinizi daha net bir şekilde görebilmenize yardımcı olacaktır...
DevamıPandemiden önce gurur duyulacak bir gece rutinim vardı. Okaliptüs yapraklarıyla sıcak duş ve elektronik aletleri başka...
DevamıBakım veren kişiler, bir hastanın acısını kendileri hissetmeden anladıklarında hastalara fayda sağlayabilirler...
Devamıİlk bakışta bariz görünmese de öz şefkat ırk ve cinsiyet ayrımcılığı ile diğer baskı biçimlerine son verme arayışında kilit bir rol oynar...
DevamıSizlere bir itirafım var! İnsanlar benimle ‘’içlerindeki çocuk’’ hakkında konuşmak istediklerinde gerçekten zorlanıyorum...
DevamıFarklı dallarda çalışan bilim insanları, bazı toplumları diğerlerinden daha barışçıl yapan unsurları keşfediyor...
DevamıEn çok satan kişisel gelişim yazarlarından Louise Hay kendimizi seversek hayatımızdaki her şeyin yoluna...
DevamıSosyal tükenme sizi yorgun, donuk ve sinirli hissettirebilir. İşte bunu nasıl yöneteceğiniz ve önleyeceğiniz ile ilgili bilgiler...
DevamıDuyduğunuz, okuduğunuz ve izlediğiniz her şeye inanmayın. Kültür hakkında edinilen fikirleri sorgulamak için...
DevamıHer şey Goofy’nin (Disney karakteri olan bir köpek) anneme uygunsuz öpücükler göndermesi ile başladı...
DevamıSteven C. Hayes, 40’ı aşkın kitabı ve 500’den fazla akademik makalesi olan bir klinik psikoloji doktorudur. Son yıllarda...
DevamıHayatta kaçınılmaz olarak zorluklara ve streslere maruz kalırız. Yaşadığımız zorluklarla nasıl baş ettiğimiz...
DevamıBaşkalarına karşı nazik ve merhametli davranabilmenin temelinde, sorumluluk duygusu yatar...
DevamıBazen, zor bir konuyla boğuştuğumda, bunu bir çocuğa açıklamamız gerekiyormuş gibi davranırım...
DevamıSherry Turkle, ilginç yaşam öyküsünün onu nasıl teknolojinin sosyal etkilerini araştırmaya yönlendirdiğini anlatıyor...
DevamıBu testi çözün ve dayanıklılığınızı arttırmanın yollarını öğrenin...
DevamıUfak şeyler için hissettiğim minnettarlığın pandemi sonrası devam etmesi pek mümkün değil...
Devamıİdeal olarak, değerli kaynaklara yatırım yapar ve elde ettiğimizde ise onları korumak için çaba gösteririz...
DevamıBir kişi sıkıntı içindeyken, dikkat, dokunma ve özen yoluyla içlerindeki fırtınayı sakinleştirmek için derin, gelişmiş...
Devamıİşte Size Bu Düşüncelerinizi Nasıl Durduracağınıza Dair Bir Yazı...
DevamıÇağdaş İngiliz şair Denise Riley, yası ‘’amansız durağanlığa’’ bir yanıt olarak tanımlar. Riley için yas...
DevamıBirisi bir sıkıntı yaşarken, ilgi ve alaka göstererek fırtınayı sakinleştirmek için gelişmiş mekanizmalarımızı kullanırız...
Devamıİntihar çocuklarda ve gençlerde artıyor. Erken belirtileri tanımak, ihtiyaç duydukları yardımı almaları için önemli...
DevamıAşırı düşünmenin zihnimizdeki yolculuğu, genelde bir sorunun belirmesiyle başlar, bu bir sağlık endişesi veya iş yerinde yaşanan...
Devamıİnsanlar yaşlandıkça, duyguları üzerinde daha fazla kontrole sahip oluyorlar. Peki bunu nasıl yapıyorlar? ...
DevamıTolstoy, bir romanında şöyle der: “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, oysa her mutsuz ailenin...
DevamıHayır demek temel ve birçok kişinin mücadele ettiği psikolojik bir beceridir...
Devamıİşte insanların aşıya karşı tereddütlerini aşabilmeleri için yardımcı olacak araştırma temelli bazı yönergeler...
DevamıTolstoy'un, ‘Savaş ve Barış’ romanından yaşama sanatı hakkında çok şey öğrenebiliriz. Kitap, kibir ve aptallığı, cinsel kıskançlığı...
Devamı60 yaşın üstündeki birçok insan gibi ben de zaman zaman anahtarlarımı kaybediyorum veya favori filmlerimin adını...
DevamıHiç asansörde sohbet başlatacak kadar uzun kaldığınız oldu mu? Asansörde kalmak garip bir deneyimdir...
DevamıRuh sağlığının ihmal edilmiş çocuğu olan tatsızlık hissi, motivasyonunuzu ve odağınızı köreltebilir...
DevamıEleştirilmek, özellikle anneleri depresyona giren çocuklar için zordur. Anahtar Noktalar ...
DevamıHayat iniş ve çıkışlar, güzellikler ve zorluklarla dolu. İçerisinde bulunduğumuz son bir buçuk yıl içerisinde tüm dünya olarak...
DevamıÖnce selam sonra kelam demiş büyüklerimiz. Bir selam ile açılır kelamın; iletişimin yolu. Ufak bir baş selamı, bir tebessüm ya da sevecen...
DevamıKaliteli iletişim kurmak hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştırırken ilişkilerimizin de derinlik kazanmasını sağlar...
DevamıBatı psikolojisinin önemli isimlerinden olan William James, 1902 yılında, ruhsal deneyimleri, kişinin iç dünyası aracılığıyla...
DevamıHer şey hızla akıyor. Yaşadığımız çağa bir isim vermek gerekseydi hız çağı denebilirdi. Milan Kundera, Yavaşlık adlı romanında...
DevamıPandemi, beden sağlığımızdan ruh sağlığımıza, güvenlik duygumuzdan sosyal bağlantılarımıza, kişisel özgürlüklerimizden finansal güvenliğimize...
DevamıKorona Belirtilerinin Uzun Süre Yaşanması Aklımızda Olan Bir Şey Değildi. Fakat Tedavisi İçin Psikoloji Bize Hala Yardım Edebilir...
DevamıNarsistler ilk bakışta ilginç, çekici ve sosyal açıdan baskın kişiliklerdir, ilgi odağı olmayı severler. Bir süre sonra ben merkezcilikleri...
DevamıDavetsiz düşünceler, anksiyetenin yaygın ve rahatsız edici bir belirtisidir. Bilişsel davranış teknikleri yardımcı olabilir.
DevamıYeni bir çalışma, kendi sosyal grubumuz dışındaki insanlarla işbirliği içinde olmayı hayal etmenin önyargıları azalttığını öne sürüyor...
DevamıOyunun çocukların dünyasında pek çok işlevi vardır. Oyun çocuklar için yalnızca eğlenceli bir etkinlik görevi görmez...
DevamıÇalışmalar gösteriyor ki konuşarak terapi işe yaramaktadır. Ancak uzmanlar bunun nasıl olduğu ile ilgili fikir ayrılığı yaşamaktadır...
DevamıOlağanüstü başarı, hırs ve rekabet; güçlü ve saygın olmaya giden yol gibi görünebilir. Ayrıca sizi öfkeli, derinden mutsuz ve...
DevamıPandemi sırasında büyüme çağında olan çocuklara ne olacak? Her ne kadar endişelenmemiz için sebepler olsa da, direnç konusunda yapılan çalışmalar...
DevamıGençler pandemi sırasında çok şeyle mücadele ediyor. İşte gençlerin bugünlerde bizden görmeye ihtiyaç duydukları şeyler...
DevamıModern anlamıyla geçmişi 18. Yüzyıl sonu Romantizm dönemine kadar uzanan özgünlüğün, hiçbir zaman tek bir anlamı olmamıştır...
DevamıDuygularınız çok acı verici ve bunaltıcı bir hale geldiğinde, diyalektik davranış terapisinin becerilerini kullanarak...
DevamıAnksiyeteyi azaltma denemelerinden önce kendi kaygı rutininizi anlamak zorundasınız...
DevamıEsas olarak romancılığı ile tanınan Iris Murdoch aynı zamanda profesyonel bir filozoftu. Kendisi, The Sovereignty...
DevamıBu yazıda, olumsuz haberler tarafından tetiklenme durumuyla nasıl başa çıkabileceğinize dair ipuçları bulacaksınız...
DevamıDeğişim zordur, ama imkansız değil. Kendinize güveninizi artırmak için motivasyonel görüşme tekniklerini kullanın ve...
DevamıTatminkar ve sağlam bir ilişki kurmak için gereken temellerin çoğu zaten ilişkinizde mevcut olabilir...
DevamıRitüel ve sembollerle dolu psikoloji bilimi, bir zamanlar mitoloji tarafından beslenen derin bir insanî ihtiyacı karşılar...
DevamıÜzgün olmadığımızı düşünmemize rağmen tutamadığımız gözyaşlarımızın kaynağı nedir? Araştırmacılar, ağlamanın...
DevamıZihinlerimiz kategori ve bağlamlara dair koşullar dahilinde düşünüyor, böylesi bizim için daha kolay...
DevamıCOVID-19 tüm ilişkilerimizi sarstı. Sebebini anlamak toparlanmamıza yardımcı olabilir...
DevamıPsikiyatrik dil kullanımındaki artış sıradan bir üzüntüyü bile tıbbi bir boyuta taşırken ciddi rahatsızlıkların...
DevamıHuşu hem korkutucu hem de keyif verici bir duygu olabilir. Bu deneyim sizi aydınlanmaya ve ruhsal dönüşüme...
DevamıKendinizi sağlıksız suçluluktan nasıl kurtarırsınız?
DevamıLise sınıf arkadaşlarımdan birinin, banyo aynasının önünde kendine tekrar tekrar “aptal” deyişini duyduğum zamanı...
DevamıSade bir yaşamın hayalini hep kurardım. Aylar önce 20 metrekare bir daireye taşındığımda çok az nesneyle...
DevamıEbedi mutluluk bir şeyleri tamamlama isteğimizi tamamen zayıflatır. Bu sebeple mükemmel memnuniyet...
Devamıİnsanın iyilik halini artıran faktörler arasında erdemler başta gelir...
Devamı"Eskiden insan biliyordu (ya da belki seziyordu) ki, meyvenin çekirdeğini taşıması gibi..."
DevamıBirkaç yıl önce Türkiye’den İngiltere’ye taşındığımda hafta sonları Peak District Natural Parkında yürüyüş yapardım...
DevamıDünyaya Sandığınızdan Daha Fazlasını Sunmak İsteyen Kadınlar İçin...
DevamıBeynimiz yeni duygular ile bağlantılıdır...
DevamıŞimdi verici olma zamanı. Peki neden verici olmayı bir yaşam biçimi haline getirmeyelim?
DevamıBirleşik Krallık'taki Kent Üniversitesi'nde yazar, koç ve kültür tarihi profesörüdür. Aynı zamanda araştırma topluluğu...
DevamıGüven, sevgi, dostluk, aile ve ötekiyle temas içeren bireysel bağların kökeninde bulunduğu gibi, politika, ekonomi...
DevamıAşk, sizde olmayan bir şeyi, onu sizden talep etmeyen birine vermek olduğunda...
DevamıYıllardır şükran duygusunun fiziksel sağlığımız, ruh halimiz ve ilişkilerimiz üzerindeki etkisini araştırıyorum...
DevamıMinnettarlık, kişinin sahip olduklarına duyduğu takdirin ve şükranın bir ifadesidir. Maddi değerden bağımsız bir değerin tanınmasıdır. Bu sosyal duygu...
DevamıBilişsel davranışçı terapi sizlere kaygınızla baş etmeniz ve hayatınızda istediklerinizi yapabilmeniz için bir beceri seti sağlıyor...
DevamıŞiddet her geçen gün hayatımıza biraz daha fazla sızan bir olgu. Kendimizi sürekli gergin ve öfkeli hissediyoruz. Hemen hemen...
DevamıMücadele ediyor olsak da anksiyete bizden olan, bize ait olan bir parçadır...
DevamıModern psikoloji, yirminci yüzyılın başlarındaki oluşum sürecinden itibaren insan davranışlarını inceleyip anlamlandırmaya çalışırken öncelikli olarak...
DevamıYeni araştırmalar bazı insanlar için arkadaşlıkların olumsuz etkilendiğini gösteriyor...
DevamıKendimizi hissedebilen düşünsel canlılar olarak görsek de biyolojik olarak düşünebilen hissel canlılarız...
DevamıDepresyonun ne olduğunu ve nasıl yönetileceğini bilmek depresyona girmeyi önlemeye yardımcı olabilir...
DevamıBir demokrasi ya da bir gözetim toplumu olabiliriz, ama ikisi birden olamayız...
DevamıTravma yaşantısının insanlık tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden beri mutlaka...
DevamıGeçtiğimiz yıl içerisinde COVID-19 virüsüne yakalandıktan bir süre sonra psikolojik yardım arayan kişilerin öykülerine bakıldığında...
DevamıMüzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor
DevamıVerici bir yapıya sahip olan insanların hâl üzere kalırken, aynı anda zamanlarını ve enerjilerini nasıl koruyacakları bu yazıda.
DevamıKristin Neff ve Christopher Germer ile Röportaj
DevamıBunu nasıl fark edebilir ve neler yapabilirsiniz?
DevamıAileler pandemi döneminde stresle başa çıkmak, aile içi sağlıklı iletişim kurmak ve ruh sağlıklarını korumak için neler yapabilir?
DevamıKarmaşık gerçekliklerle karşı karşıya kaldığımızda beynimizin bizi güvenli bir limana çekmeye çalışır. Gerçeklik gizleme ise...
DevamıŞayet kulak vermek için vakit ayırırsak, kişisel kriz dönemi bilgelik sunabilir...
DevamıBu, onun ilk kar kayağı (snowboard) atlaması ya da yaptığı en kötü atlayış değildi. Havalı bir dönüş ya da bir çalım denememişti. Ancak...
Devamıİzmir Depremi 'nin maruz kalanlarda bireysel ve toplumsal olarak yaratacağı travma nedir? Covid'in yarattığı korku ortamı...
DevamıKelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir...
DevamıYeni bir araştırma bu sorunun cevabını bulmak için kişiliklerimiz ve evde kalma kararımız arasındaki bağlantıyı inceledi...
DevamıOlumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıCOVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıYakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı