Yakınların kaybı her insanda farklı, ancak derin bir psikolojik sürecin başlangıcına işaret eder. Kırık bir kalpten ölecek gibi olma hissini hayatımızda en az birkaç kere duyarız, ancak araştırmalar bunun mümkün olduğunu gösteriyor. Sevdiklerini yitiren kişilerin kısa bir süre sonra ölüm sebepleri arasında kalp damar hastalıkları ve kanser ön sıralarda geliyor bunun haricinde intihar ve kendine zarar verici davranışlarda bulunma(alkol, uyuşturucu istismarı, kasti araba kazası) psikolojik etkiler arasında. Ayrıca yas tutma sürecinde oluşabilecek karmaşaların yas tutma sürecinin başlamasına, sürmesine ve sonlanmasına oldukça önemli etkileri olduğu da araştırmalarla kanıtlanmış.
Yaşanılan travmatik olayı anahtar kelimelerle detaylandıracak olursak, stres bunların başında geliyor, beden kendi denge kaybını düzeltmeye çalıştığında bize stres olarak yansıyor. Kaçma, savaşma ve donma olarak üç ayrı başlıkta incelenebilecek stres tepkileri mevcut ve stresle karşı karşıya kalan bağışıklık sisteminde de bozulmalar görülebiliyor. Alışık olduğumuz güvenli alanları yaratan kişilerin yok olması bizi dünyanın güvensiz bir yer olduğu kanısına vardırırken, huzursuzluk kasların gerginliğine; kasların gerginliği ise yüksek derecede uyarılmaya ve panik haline sebep veriyor. Bu da uyku, sindirim, bağışıklık ve yeme düzeninde ciddi değişimlere yol açabiliyor.
Belirli bir seviyede maruz kalınan stres öğrenme ve kabullenme sürecini hızlandırırken yas sürecinde maruz kaldığımız yüksek stres günlük hayat fonksiyonlarının yerine getirilme sürecini bile zorlaştırabilir.
Öte yandan hafıza ve travma sonrası stres yakından ilişkili iki konsept olarak karşımıza çıkıyor. Geçmişe dönük canlı anıların göz önüne gelmemesi için travmatik olayların uyku halinde durumsal aktifleşen hafızadan sözel aktifleşen hafızaya aktarılması gerekirken doğal katil hücrelerin doğru çalışmaması sebebiyle sağlıklı uyku uyuyamamak bu süreci zorlaştırır ve travma sonrası stres bozukluğuna sebep olabilir.
Çocuklukta bakım vereninden ayrılma kaygısının yetişkin yaşamındaki kayıplara da yansıması olduğu biliniyor ancak yetişkinler bu kaygının farkındalığına sahip. Bağlanma teorisi bağlanma figürünün kaybı karşısında kişinin hayatta kalma stratejisi olarak feryad etmek ve arama haline girmek olarak iki ana tepki verdiğini öne sürüyor. Arama halinin bileşenleri ise uyarılma hali, huzursuzluk, kaybedilen kişiyi sürekli olarak düşünme, kaybedilen kişiye karşı bir algısal set oluşturma, kişisel ve çevresel unsurlara dikkatin azalması ve benzeri şeklinde gösterilebilir.
(Görsel: “Under the Vine Leaves”, Detail. Etching. - Peter Ilsted, 1891.)
Sevdiklerini kaybetmiş kişiler bu kişinin varlığını hala hayatlarında hissetme, rüyalarda kaybedilen kişiyi görme, imkansız olduğunu bilseler de geri dönecekleri inancını taşıma ve bunların getirdiği bir uyuşma hissi yaşayabilirler. Bunun ötesinde sevdikleri kişinin artık olmaması hem kendilerinin hem de yaşadıkları dünyanın gerçekliğini sorgulatabilir, seçici unutma, kayıp yaşamış olmanın verdiği duygulardan kaçınmaya çalışma gibi tepkiler yaşatabilir. Bu süreç zamanla azaldığında kişiler kaybettikleri insanı seçmeden tüm özellikleriyle anmaya, ve kaybın ardından idealize ettikleri kişinin gerçek özellikleri hakkında dengeli bir fikre sahip olmaya başlarlar. Kaybın verdiği duygulardan kaçınma ve kayıp edilen kişiye olan yaklaşımları zaman içinde bir dengeye oturur ve savunma mekanizmaları devreye girmeye başlar. Bu süreçte kişiler duygularını hapsetmeye veya rahatsız edici düşünceleri fazla düşünmeye yatkın olabilirler, bu da kavrama ve kayba gerçeklik kazandırma sürecinin bir parçası olarak ikili ilerleyebilir. Yas süreci devam etse de defans mekanizmaları ve gerçeklik algısı birlikte gitmeye başlar.
Kaybı protesto etmek ilk adım olarak tanımlanabilir, ayrılığa agresif bir tepki verilebilir. Çocuklar bakım vereninden ayrılıp yeniden buluştuklarında bu davranışı gösterebilir ve bu durum yetişkin yaşamına da taşınır. Yaşanan kaybın ardından dünya güvensiz ve tehlikeli bir yere dönüşmüş olma algısı ve asabi davranışları tetikleyebilir. Kişiler bu duruma direnç gösterebilir ve destek olmaya çalışan çevresinden soyutlanabilir, hatta düşman olarak nitelendirebilir. Kaybı kişiselleştirip kendini suçlamak, öfkeyi dışarı yansıtmak, güvensizlik hissetmek ve psikopatolojik melankoli, sadistik eğilimler ve duygu çelişmelerine rastlanabilir.
(Görsel: Alexander Clark.)
Bazı araştırmalara göre yas tutma süreci toplumsal yapılar ışığında incelenebilir. Bunu modernizm ve postmodernizm altında incelemek ise yas tutma ve sosyal desteğin önemini vurgular.
Modernite sosyal iletişimlerin ve kültürün bir raddede biçimlenmesi olarak tanımlandığında, rasyonelliğe, bilime, uzmanlığa, gelişime ve geleceğe olan yüksek inancın yas sürecini iyileştirme üzerinde de etkileri olabileceğini tahmin etmek mümkün. Ölünün yasının tutulması medikalize edilerek doğal bir insan deneyiminden çıkmış, böylece endüstri değiştirip din adamlarından doktorlara yönelmiştir. Uzmanların tavsiyeleri ise kişinin acı verici duygulardan kopması, yeni ilişkiler kurabilmesi gibi bir takım sonuçlara ulaştırmak ve acı çeken bireyi topluma tekrardan katılabilecek hale hazırlamak amacında geleceğe yönelik bir bakış açısına sahiptir. Bu anlayış modern olduğu kadar batılı bir yaklaşımdır. Şehirleşmiş Japonya ve Çin’de, yas ritüelleri ölümün ardından devam etmeyi değil, ölüyü atalaştırmak ve yaşam ve ölüm arasında halen yaşatmaktır. Örneğin Japon bir kadının sofrada evin vefat etmiş bireylerine de tabak çıkarması ilerlemek ve üstesinden gelmek anlayışına zıt bir baş etme mekanizmasıdır.
Araştırmacılar ve yası deneyimleyen bireyler yaşamını yitiren kişiyi herkesin tamamen bırakmadığını, ve geleceğini kaybedilen bireyin bir parçasını kendinde tutarak şekillendirdiğini algılamış ve yasa tutulup kalmamanın birçok yolu olduğunun idrakına varmıştır. Postmodernizm sadece kişiyi bireyselleştirmek değil, çok-kültürlü toplulukları ve söylevlerini benimsemiş bir bakış açısı olarak karşımıza çıkmış, bu durum ise genel geçer tanımlı bir yas sürecinin yerine kişisel yol ve yöntemleri bırakmıştır.
Yas ve yitirme, çaresizlik ve savunmasızlık içeren oldukça kişisel ve normal duygulardır. Sevilen kişinin kaybı hiçbir zaman keskin hatlarla deneyimlenmez ve çoğunlukla kişinin yaşam standartları çerçevesinde hayata atadığı değerler ve anlamlar bağlamında gerçekleşir.
Üzgünlük, kayıp gibi deneyimlerinin ifade ediş biçimleri kişiden kişiye değiştiği ve kültürel bağlamdan yüksek ölçüde etkilendiği için sağlık hizmetlerince oldukça hassas ve kişiye özel tedaviler altında ele alınmalıdır. Farklı kültürlerden yas deneyimleyen kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda, kişilerarası deneyimlerin kültürel yapılar içinde tutarlılık gösterdiği bulgusuna varılmıştır. Öte yandan bir takım araştırmalar kültürel ve geleneksel inanç ve değerlerin kişilerin yas süreçlerini dış dünyaya nasıl yansıttıkları ve içlerinde nasıl başa çıkmaya çalıştıkları konusunda önemli ışık tuttuğunu göstermiştir. Sağlık çalışanlarına bu durumda kültür icraatlerini ve hastaların yas süreci üzerine etkilerinin farkında ve ayırdında olan bir yaklaşım geliştirmeliler. Yas ve kayıpların en odağa alınabileceği kurum olarak sosyal etkileşimlerin temel alındığı aile kurumunu, birlikte yaşayan grupları gösterebiliriz.
Karmaşık yas ismi verilen yas türü yaşanan kaybın yıkıcı etkilerinin kişinin tüm hayatını etkilediği ve en az iki yıl sürdüğü bir psikolojik bozukluk, kaybedilen kişiye karşı sürekli duyulan hasret gibi semptomlar ile tanımlanıyor. Bunu sıradan bir yas sürecinden ayırmanın önemli bir noktası ise belirli bir süre zarfının üzerinde kişinin uyku, özgüven ve duygu durumlarını olumsuz yönde etkilemesi. Çeşitli kültürel yaklaşımlar ise bu karmaşık yas sürecinin oluşmasında rol oynayabilir.
(Görsel: Four Strings of a Violin (1914) - Edward Okuń)
Esasen, yas tutma süresini bilimsel olarak kanıtlanmış bir rakamla belirtmek pek de mümkün değil. Dünya çapında birçok toplum normal bir yas sürecini birçok farklı şekilde tanımlamış, bir yaşam boyu sürmesinin bile normal olduğu inancına sahip toplumlar mevcut. Öte yandan vefat eden kişinin cinsiyeti, inancı, toplumsal statüsünün de kültürel yasta önemli roller oynayabileceğini görüyoruz.
Tarihe bakacak olursak, dul kadınlardan uzunca bir süre yas tutmaları beklenirdi ancak küreselleşme gibi faktörlerden ötürü günümüzde kaybın ardından kişilerin yeniden evlenme sıklığı ve atlatma oranları daha yüksek. Bu süreç incelendiğinde, yasın medikalleşmesi ise başka bir tartışma konusu olarak karşımıza çıkıyor. Zamanında normal olarak kabul edilen bir fenomenin bir hastalığa dönüşmesi tıpkı genel ahlak yargılarının değişim süreci gibi, psikiyatri çalışmalarının da kültürel bir değişimden geçtiğini gösteriyor. Bu duruma geçmişte günlük hayatın stresleri olarak adlandırılabilecek durumlar için bugün psikotropik ilaç kullanılmasını örnek verebiliriz. Çağımızın biyoteknoloji egemen olması ve ilaç sanayinin siyasal ekonomisi ele alındığında günlük hayatımıza bu tip uygulamaların nüfuz ediliş biçimini gözlemlemek oldukça elverişli.
Geniş bir kültürel yelpazeden katılımcıları olan bir araştırmada yasın kişisel deneyim tanımı literatür tanımı ile tutarlılık gösteriyor. Bulgular, yasın insanlar arası deneyimlerinin bu tanımda büyük bir yeri olduğunu vurgularken ritüel ve benzeri toplumsal dışavurumları kolayca kendi bireysel yas tanımlarından ayırabiliyorlar.
Referanslar
Cowles, K. V. (1996). Cultural perspectives of grief: an expanded concept analysis. Journal of Advanced Nursing, 23(2), 287–294. doi:10.1111/j.1365-2648.1996.tb02669.x
Hardy-Bougere M. Cultural manifestations of grief and bereavement: a clinical perspective. J Cult Divers. 2008 Summer;15(2):66-9. PMID: 18649443.https://minoritynurse.com/culture-grief-and-bereavement-applications-for-clinical-practice/
Kleinman, A. (2012). Culture, bereavement, and psychiatry. The Lancet, 379(9816), 608–609. https://doi.org/10.1016/S0140-6736(12)60258-X
Parkes, C. M., & Prigerson, H. G. (2010). Bereavement: Studies of grief in adult life (4th ed.). Routledge/Taylor & Francis Group.
Walter, Tony. (2007). Modern Grief, Postmodern Grief. International Review of Sociology. 17. 123-134. 10.1080/03906700601129798.
Depresyonun ne olduğunu ve nasıl yönetileceğini bilmek depresyona girmeyi önlemeye yardımcı olabilir...
DevamıBir demokrasi ya da bir gözetim toplumu olabiliriz, ama ikisi birden olamayız...
DevamıTravma yaşantısının insanlık tarihi kadar eski olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden beri mutlaka...
DevamıGeçtiğimiz yıl içerisinde COVID-19 virüsüne yakalandıktan bir süre sonra psikolojik yardım arayan kişilerin öykülerine bakıldığında...
DevamıMüzisyen Balthazar Much Ado About Nothing'de kadınların erkeklerin sadakatsizliğinden bıktıklarında nasıl iç çektiklerini anlatıyor
DevamıVerici bir yapıya sahip olan insanların hâl üzere kalırken, aynı anda zamanlarını ve enerjilerini nasıl koruyacakları bu yazıda.
DevamıKristin Neff ve Christopher Germer ile Röportaj
DevamıBunu nasıl fark edebilir ve neler yapabilirsiniz?
DevamıAileler pandemi döneminde stresle başa çıkmak, aile içi sağlıklı iletişim kurmak ve ruh sağlıklarını korumak için neler yapabilir?
DevamıKarmaşık gerçekliklerle karşı karşıya kaldığımızda beynimizin bizi güvenli bir limana çekmeye çalışır. Gerçeklik gizleme ise...
DevamıŞayet kulak vermek için vakit ayırırsak, kişisel kriz dönemi bilgelik sunabilir...
DevamıBu, onun ilk kar kayağı (snowboard) atlaması ya da yaptığı en kötü atlayış değildi. Havalı bir dönüş ya da bir çalım denememişti. Ancak...
Devamıİzmir Depremi 'nin maruz kalanlarda bireysel ve toplumsal olarak yaratacağı travma nedir? Covid'in yarattığı korku ortamı...
DevamıKelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir...
DevamıYeni bir araştırma bu sorunun cevabını bulmak için kişiliklerimiz ve evde kalma kararımız arasındaki bağlantıyı inceledi...
DevamıOlumsuzluk düşünceler nedir ve zihnimizi daha olumlu düşünmek için nasıl değiştirebilirsiniz? Olumsuz düşünceler bizi üzgün, şüpheci ve ...
DevamıBardağın dolu tarafından bakarken ipin ucunu kaçırıyor olabilir miyiz? Bazen olaylara iyimser yaklaşırken...
Devamıİnsanlık yolunun önü de ardı da kanla ıslanmış. Dikkat et de kayma! Bu zamanda insan çalanlar altın çalanlardan daha fazla...
DevamıHem psikiyatrist hem de hasta olarak tanı koymanın ne kadar hassas bir durum olduğunu biliyorum. Zihinsel rahatsızlıkları adlandırmak...
DevamıRuh sağlığı uzmanlarının ruminasyonu azaltmak için sundukları öneriler...
Devamı2010'da bir yaz günü Cambridge'deki Christ’s College'da yaptığım bir konuşmadan sonra, Daniel Berg adında İsveçli bir yüksek lisans öğrencisi...
DevamıCovid-19 hayatlarımıza davetsiz bir misafir gibi girdiğinden bu yana, aşina olduğumuz yaşam pratiklerimiz ve dünyayı algılama biçimimiz...
DevamıCOVID-19 salgınının insan hayatı üzerindeki korkunç sonuçlarından sonra belki de en güçlü etkilediği alanlardan biri özgürlüğümüz oldu. Dünyanın her yerinde...
DevamıMutluluk: amaç belirlemek ile anlık hazzın muhteşem dengesi...
DevamıPandemi sürecinin akıl sağlığı alanında bir krizi tetiklemesi bekleniyor, ama belki de bu süreç hayata yeni bir şekilde...
DevamıDepresyon sanki kendimize karşı giriştiğimiz bir savaştır ve biz ufacık bir negatif propaganda parçasını bile kendimize karşı cephanelik kullanmak için...
Devamıİstenmeyen duyguları uzaklaştırma çabası her zaman ters teper...
Devamıİnsanlar “hikâye-anlatan” yaratıklardır: dünyamızı inşa etmek için hikâyeler üretiriz...
DevamıÖz farkındalık, herkesin doğru egzersizler ve alışkanlıklar ile geliştirmeyi öğrenebileceği bir beceridir. Hayatınızın veya kişiliğinizin anlayamadığınız...
Devamıİyiye tanıklık etmek bizi nasıl ve ne kadar etkiler? Kibar veya cömert davranışlarla karşılaştığımızda...
DevamıGeleceğe ait kaygıları anlayabilmek özellikle Covid-19 pandemisi sürecinde önemli bir hâl aldı...
DevamıBu kitap insanların zamana paradan daha çok değer vermelerinin daha iyi hissettirdiğini öne sürüyor. Eski bir söz vardır: Vakit nakittir...
DevamıHastalık hayatlarımıza girdiğinden beri hepimizi bir korku kapladı. Dışarı çıkma yasaklarının yanı sıra izin verilse de...
DevamıDisosiasyon, herkesin duyduğu ancak çok az kişinin tanımlayabildiği şeylerden biridir. Zihniniz başka bir yerde olduğu için...
DevamıCovid-19 ile çevrelenmiş hayatınız ile ilgili çok fazla düşünmek sağlığınız ve iyiliğiniz adına zararlı olabilir...
DevamıPsikolojik dayanıklılık, stresli durumlara uyum sağlayabilme ve değişen koşullara psikolojik olarak ayak uydurabilme kapasitesi olarak tanımlanabilir...
DevamıVe daha nazik olan iç sesimize nasıl yer ayırırız?
DevamıYaşam boyunca benliklerimizi oluşturan birçok hikaye vardır. Bu hikayeler bizim benliğimizi ve diğerleriyle kurduğumuz ilişkileri hayat yolculuğumuzda ihtiyacımız olan...
DevamıPandemide üç ayı geride bırakırken, benden 3200 km uzaktaki 28 yaşında büyük kızımı ve eşini görmeyi çok istiyordum...
DevamıHerkes korkutucu olan travmatik bir deneyime karşı sabırlı olamaz. İyileşmek için önemli olan acı veren duyguların tamamen irdelenmesidir...
DevamıKırgınlığa yol açmış biri özür dilediğinde bazen, bu özür af dilenilen taraf için çok da rahatlatıcı veya ikna edici hissettirmeyebilir...
DevamıDuygusal ve ruhsal iyilik halini yeniden oluşturabilmek adına 5 ilke...
DevamıCOVID-19 Virüsüne Yakalanmak Hayatımı Yeniden Gözden Geçirmeme Neden Oldu. Yavaşlamak, Radha Ruparell’in gerçekte neyin önemli olduğunu...
Devamıİkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonraki aylarda, Albert Einstein Amerikalıları üçüncü bir dünya savaşını hayal etmeye teşvik etmek için bir röportaj verdi...
DevamıGünlük stres etkenleriniz kaygınızı artırıyor mu? Kendinizi endişe, öfke ve geçmeyen bir suçluluk duygusu ile boğulmuş halde buluyor musunuz?
DevamıÖz-şefkat: Temel insani kavramlardan biri olarak taşıdığı önem üzerine yeni bir araştırma...
DevamıAraştırmalara göre, günlük sosyal etkileşimler iyilik halimiz için önemli...
DevamıZihin kolaylıkla yeni fikirlere kapalı hale gelebilir. ‘Başlangıç seviye’ aklını canlandırıp sürdürmek, öğrenmenin keyfini yeniden keşfetmemizi sağlar...
DevamıKalıcı olan OKB ümitsizliğe sebep olur bu şekildeki depresif düşünceler de kaygı üretir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, anksiyetenin...
DevamıCovid-19 zamanında utancın oynadığı oyunlar hem karmaşık ve hem de artmaya devam ediyor. Pandemi döneminin kafa karıştıran yönlerinden biri, büyük ölçüde kapalı kapılar arkasında...
DevamıDonald Winnicott’a göre, ruh bizlerin içerisinde değil fakat bizlerin arasında... Aslen çocuk doktoru olan Donald Winnicott (1896-1971) 20. Yüzyılın ortalarında psikanalizin ana figürü haline gelmiştir...
DevamıÖz bilinç kaynaklı bir duygu olan utanç, kişiye içsel olarak değersizlik, yetersizlik, lekelenmişlik, pişmanlık hisleri aşılayarak olumlu duyguların...
DevamıÜnlülere taptığımız, özçekim kültürünün bir norm olduğu ve sosyal medyanın kendimizin “kusursuz” imajını oluşturmak için...
DevamıVerimliliğe adeta tapıyoruz. Daha fazla almak için daha az kullanın. Aynı gün teslimat. Aynı anda birkaç işi birlikte yapmak; bir yandan e-posta gönderirken, bir yandan da mesaj...
DevamıKovid-19 bize daha az iş odaklı bir toplum olma konusunda anlık bir bakış imkânı sundu. Fakat eski normale dönmeyi reddetmek için kararlılığa ihtiyacımız olacak...
DevamıDikkat hırsızlığına karşı ne yapmalıyız? Dikkati dağıtan şeyler için teknolojiyi suçlamayı bırakın...
DevamıFarklılıklar arasında köprü kuranlardan biri misin?
DevamıZorbalık, Dünya Sağlık Örgütünün tanımı ile kasti fiziksel veya sözel şiddet, ve göz korkutmaya karşılık geliyor...
DevamıOkul yöneticileri – bölüm başkanları, müdürler – büyük bir zorlukla karşı karşıyalar: Covid19 döneminin ortasında okul topluluklarını birleştirmek ve yeniden canlandırmak...
DevamıYaralarınız – kendinizin ya da size yapılmış olanlar- sizi hapseder...
DevamıCovid-19 krizinin ortasında korkularınız ile başa çıkabilmek...
DevamıHızlı tempolu ancak sıklıkla hareketsiz yaşam tarzımızın diğer birçok yönü gibi, ekran süresi da sağlık denklemine yeni değişkenler getirdi...
DevamıYalnız değilsiniz. Dünyanın farklı yerlerindeki pek çok insan depresyonda, kaygılı ya da stresli...
DevamıYeni araştırmalar; çocukların minimum risk altında olduğunu ancak eğitimlerinin büyük ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor.
DevamıBu bir ebeveynden gelen alışılmadık bir terapi isteğiydi. Sekiz yaşındaki bir çocuğun annesi ve babası şu an her şeyin yolunda gittiğinden bahsetti fakat...
DevamıAnlamlı ve uzun vadeli hedefler sağlığınız ve mutluluğunuz için iyidir. Burada bunlara ulaşabilmek için bazı yöntemlerden söz edeceğiz...
DevamıYapışkan, korkutucu, takıntılı ve rahatsız edici düşüncelerin nasıl üstesinden geleceğiz?
DevamıHer şey kontrolden çıkmış gibi hissettiğimizde ne yapmalıyız?
DevamıIrkçılık bir psikolojik olgunluk ve bütünlük eksikliği işaretidir. Irkçılık, insan topluluklarında her zaman göze çarpan bir unsur olduğundan ...
DevamıPanik atak, bedende ve zihinde panik ya da korku olarak kendini belli eden düzenli bir yanlış alarm verme halidir. Bunun farkında olmak, onu kontrol altına...
DevamıBizi mutlu eden aktiviteler keyifsiz halimizin hem ürünü hem de sebebidir. Davranışlarımızla harekete geçerek bu döngüyü bozabiliriz...
DevamıPandemi sürecinde neler yaşadığımızı unutmayalım. Etrafımızdaki pek çok kişi karantina süreci bittikten sonra nasıl bir hayatın bizi beklediği konusunda merak duymaya başladı...
DevamıZamanınıza değerli bir eşyanız muamelesi yapın. Covid-19 pandemisi başladığından beri, pek çok kişi gibi siz de kendinizi...
DevamıSokağa çıkamazken kendinizi bunalmış hissediyorsunuz ve birdenbire elektronik öğrenme ve çalışma süreçlerine ayak uydurmak zorunda mı kaldınız? ...
DevamıCovid-19 ile başlayalım; yeni koronavirüs sebebi ile başlayan korkutucu hastalık. Hızlı yayılıyor, belli bir aşısı veya koruyucu tedavisi yok ve gerçekte...
DevamıSon birkaç haftadır hemen hemen hepimiz endişeliyiz ve bazılarımız günlük aktivitelerinden kendilerini korumak için uzaklaştılar...
DevamıDaima mutluluğun peşindeyiz; oysa asıl berraklığa, depresyon ve varoluşsal korkulardan ulaşıyoruz. Hayatın cehennem olduğunu itiraf ettiğinizde...
DevamıSabah uyandınız ve adeta otomatik bir şekilde banyoya yönelerek diş fırçasını elinize aldınız. Sabah kalkar kalkmaz dişinizi fırçalamak yıllar içinde...
DevamıDijital teknolojideki gelişmeler, yaşadığımız çağı ve geleceğimizi, düşünme ve seçim yapma haklarımızı dikkate almayan...
DevamıSosyal medya platformlarının, bağımlılığa benzer zararlı sonuçlar doğuran, kompülsif kullanımları bir tıbbi hastalık...
DevamıBu seküler teknik ve ahlaki temellerinden göreceli noksanlığıyla, karşıtları tarafından ‘McFarkındalık’ ...
Devamı“Bilinçli Farkındalık”, tek başına 1 Milyar USD’dan fazla hacimli ve –biraz paradoksal olarak- gittikçe çoğalan...
DevamıHayatta kötülüğün her zaman karşımıza çıkabileceği bilgisini hatırda tutarak mı yaşamalıyız ...
Devamı