605d7da270896__1.jpeg

Ruh Sağlığımız ve Cömertlik

26.03.2021

Bir saat mutluluk istiyorsanız, biraz şekerleme yapın. 
Bir günlüğüne mutlu olmak istiyorsanız balık tutun. 
Bir yıl mutluluk istiyorsanız miras bırakın. 
Bir ömür mutluluk istiyorsanız birine yardım eli uzatın. 
Çin Atasözü

İnsanın iyilik halini artıran faktörler arasında erdemler başta gelir. Bağışlayıcılık, merhamet ya da cömertlik gibi. İyi bir yaşamın ne olduğu konusunda her disiplin kendi içinde sorular sormuş ve kendi yanıtlarını üretmiştir. Salman Akthar psikoloji alanında cömertlik üzerine yapılan çalışmalar söz konusu olduğunda gereken ilginin pek de gösterilmediğini belirtir. Oysa kadim kültür ve dinlerde cömertlik her zaman teşvik edilmiştir. Bu alanda uzun yıllardır çalışan Kansas Üniversitesinden Daniel Batson’ın çalışması cömertlik için içimizde taşıdığımız güçlü bir kaynak olduğunu gösteren çalışmalardan biri. 

Cömertliğin temel taşı empatidir. Empati sayesinde başkalarının acıları ile bağlantı kurar ve onlara yardım etme motivasyonu hissederiz. Bu sayede cömertlik varlığa kavuşur. Cömertlik için ilk gereksinim empati sahibi olabilmektir. Cömert olabilmemiz için empati nasıl gerekliyse empati için de dikkat gereklidir. Sürekli yeni bilgi akışına maruz kaldığımız bilgi çağında empati kurabilmek için dikkatimizi vermek kendi başına bir cömertlik eylemi haline gelmiş durumda. 

Dikkatimizi vermek, belki de cömertliğin en sofistike hali olabilir zira verdiğiniz şey ne olursa olsun kime ve ne vereceğinize karar verip harekete geçebilmenin ön şartı dikkatinizi paylaşabilmenizdir. Bu noktada, Daniel Goleman’ın Social Intelligence kitabında bahsi geçen Princeton Üniversitesi’nde yapılan bir deney geliyor aklıma. 40 öğrenciden oluşan grubun yarısına, İncil’den bir kıssa verilmiş. Kıssanın konusu yolun kenarında muhtaç durumda bekleyen birine yardım etmekle ilgili. Diğer yarısına ise İncil’den rastgele bir konu verilmiş ve sonra tüm öğrencilerden başka bir binada bu konuda vaaz vermeleri istenmiş. Diğer binaya geçerken onları bekleyen bir sürpriz var. Kıssadaki gibi acı içinde inleyen muhtaç biri. Böylece katılımcıların yardım etmek için muhtaç kişiyi fark edip yardım edip etmedikleri gözlemlenmiş. Sonuç ise, kıssayı daha yeni dinlemiş ve bu konuda vaaz verecek olsalar bile ilahiyat öğrencilerinin çoğu muhtaç kişiye yardım etmemiş. Araştırmayı yapanların vardığı sonuç çok etkileyici; seminer verecek kişiler acele içinde oldukları için yardım teklif etmemişler. Etrafımızdaki insanlara cömert olabilmemiz için onlara tüm dikkatimizi verebilmemiz de gerekiyor. Vermeye dikkatimizle başlamak cömertliğimizi derinden etkiliyor çünkü verici olmamız için gereken empatiyi kuracak zaman ve dikkati bulmak kritik öneme sahip.

https://kemalsayar.com//website/assets/images/my1/images/605d7dd5cc13c__2.jpeg

Cömertliğin faydaları sadece toplumsal değil. Dr. Gafman ve ekibi insanların verdikleri veya ödül aldıkları zaman aynı beyin aktivitelerine sahip olduklarını söylüyor. En yüksek verme davranışına sahip olan bireylerin prefrontal kortekslerindeki aktivasyon da aynı derecede yüksek olarak bulgulanmış. İnsanların başkalarının iyiliğini kendilerininkinin önüne koyduklarında beynin yemek ye da cinsellik gibi haz veren bölümlerinin harekete geçtiği görülmüş. Cömertlik sayesinde beynimizin haz ve sosyal bağlantı ile ilişkili bölümleri de harekete geçer. Sevdiğimiz birini ya da evladımızı gördüğümüzde beynimizde neler oluyorsa cömert olduğumuz zamanlarda da beynimizde aynı ödül mekanizmaları harekete geçiyor. Ayrıca salgılanan endorfin ruh ve beden sağlığımıza katkı sağlıyor. Bu durum vererek ne çok şey aldığımızı, doğamızın buna yatkın olduğunu gösteriyor. 

Peki, kimlere verebiliriz? 

Bu sorunun yanıtı kıymet verdiğimiz her şey olabilir: Zamanımız, paramız, bilgimiz, neşemiz, saygımız, sevgimiz, şefkatimiz. Vermeye nereden başlayacağımız da önemlidir. Yakından başlamak daha iyidir. Hatta en yakınımız ile başlamak; kendimiz. Kendimize karşı verici olduğumuzda başkalarına verme kapasitemiz de artar. Uçak yolculuğunun başında güvenlik için yapılan anonslar vardır. Herhangi bir riskli durum olduğuda oksijen maskeleri devreye girer. Bu durumda önce kendi maskemizi takmamız salık verilir. Eğer kendimizde olmaz, bitkin ya da muhtaç durumda kalırsak başkasına yardım etme gücünü ve fırsatını kendimizde bulamayız. Elbette bunun anlamı oksijen maskesini kendimize takıp tüm oksijeni tek başımıza tüketmemiz demek değil. 

https://kemalsayar.com//website/assets/images/my1/images/605d7e1bbef77__3.jpeg
Ayrıca kişinin kendine karşı cömert olmasının bir başka yansıması ise ihtiyaçlarını ya da kırılganlıklarını paylaşmak ve destek almak konusunda kendine izin verebilmesidir. Bu durum söylemesi kolay yapması zor olabilir zira Azim Jamal, bazı insanların almakta güçlük çektiklerine işaret ederek her insanın vermeyi öğrenmesi kadar almayı bilmesi gerektiğini de vurgular. Zira almadan vermek ya da tam tersi, bütünlükten yoksun olmak anlamına gelir. Oysa almak ve vermek madalyonun iki yüzü gibidir. Halil Cibran’ın Ermiş kitabında söylediği gibi cömertlik yapabileceğinden fazlasını vermek, kibir ise ihtiyaç duyduğundan azını almaktır.

Kendimize karşı nasıl cömert olabiliriz? Bu yolda adım atmak için hayatınızda zayıf olan alanların ya da güçlü olmasını istediğiniz taraflarınızın bir listesini yapın. Belki de olumsuz sonuçlar barındıran güçlü yönleriniz var ve onları biraz değiştirmek istiyorsunuz. Bu liste sayesinde öncelikle sorunları tanımlamış olursunuz. Böylece varmak istediğiniz hedef için bir yol haritası çizmek mümkün olur. İkinci adım ise hedeflerinize ulaşmak için atacağınız adımlar konusunda net ve küçük adımlar tespit etmek. Küçük adımlar hem harekete geçmenizi hem de ilerledikçe kendinizi teşvik edebilmenizi sağlar. Hayatlarımızı iyileştirmek için çabalamanın kendimiz ve çevremiz üzerinde nasıl bir domino etkisi yaratacağını görme fırsatını kendinizden ve sevdiklerinizden mahrum etmeyin. 

https://kemalsayar.com//website/assets/images/my1/images/605d7e4c006ef__6.jpeg

Kendimize vermek dedik, bir de kendimizden vermek var; en yakınlarımıza, yani ailemize. Evde başlayan cömertlik halka halka büyüyecektir. Aile fertlerinizle sağlıklı bir iletişim kurmak ister misiniz? Bunun için öncelikle çatışma ve problemlerdeki kendi rolünüzü görmeye istekli olmalısınız. Eğer bu konuda niyetinizi ve çabanızı cömertçe göstermeye hazırsanız değişime kendinizle başlayacağınızı hatırlayın. Hayatımızın tüm alanlarını iyileştirmenin en temel adımı kendimizi iyileştirmektir. 

Aile deyince eşlerden ayrıca bahsetmek gerekir. Zaman zaman evli çiftlerin çocuklar dünyaya geldikten sonra anne baba olma rollerinin ağır basması ile karı koca olduklarını unutmaları mümkün olmaktadır. İlişkinizi daha iyi hale getirmek istiyorsanız birbirinize neler verebileceğinize bakın. Öncelikle eşinize zaman ayırın. İletişim kanallarının açık tutulabilmesi için çift olarak beraber geçireceğiniz özel zamanlar planlayın. Bu önceden planlanan zamanlarda tüm dikkatinizi ve iyi niyetinizi eşinize cömertçe sunun. 

Sevginizi cömertçe gösterin. Her zaman ve her vesile ile. Sevgi pasif değil aktif bir eylemdir. Bunu sık sık yapmalısınız. Ne kadar sıklıkla diye soruyor olabilirsiniz. Dr. John Gottman’ın buna bir cevabı var. Kendisi önde gelen evlilik uzmanlarından biri. Uzun süreli ve mutlu evlilikler üzerine yaptığı çalışmalardan faydalanmak istiyorsanız, işte size bir oran. Eşinize her bir olumsuz şey için beş olumlu şey söyleyin ya da yapın. Böylece tatminkar ve sağlam bir ilişki yaşayabilirsiniz. Daha da iyisi ise, olumsuz şeyler söylemek ya da yapmaktan vaz geçmek olacaktır. Sevgiyi sunmanın binbir yolu vardır. Lakin uygun olan yol kişiye göre değişir. Sevginizi karşınızdaki kişinin istek ve ihtiyaçlarına göre gösterin. Herkesin farklı bir sevgi dili olabilir.

https://kemalsayar.com//website/assets/images/my1/images/605d7e80a0f9d__5.jpeg
Çocuklar hayattaki en kıymetli armağanlar. Onlara vereceğimiz zaman ve dikkat gelişimleri için çok önemli. Her çocuk ait olmayı ve ilgilenilmeyi ister. Onlarla geçirdiğiniz anlamlı zaman onlarla olan bağınızı güçlendirir. Üstelik onlarla paylaştığınız her şey onların aidiyet duygularını güçlendirecektir. Çocukların en önemli rol modelleri ebeveynleridir. Çocuklarınıza karşı cömert olun ve cömert olmayı öğretin. Çocuklarınıza harçlık vermek cömertlik becerilerini güçlendirir. Örneğin, harçlıklarının belli bir yüzdesini başkalarına vermeleri için onları teşvik edin. Harçlıklarını farklı yüzdelerde olsa bile bölümlere ayırmaları hem dikkatli harcamayı hem tasarruf etmeyi hem de bağış yapmayı öğrenmelerini sağlar.  Böylece para yönetimini sizden öğrenebilirler. Çocuklara cömert olmayı öğretmenin birçok yolu vardır. Örneğin, arkadaşlarınıza ve tanımadığınız insanlara cömertçe yaklaşın. Sosyal destek programlarına katılın. Çocuklarınızla sosyal sorumluluğun neden önemli olduğunu konuşun, tartışın. Onların görüşlerini öğrenin. Çocuklarınızı küresel ölçekteki ilişkilerden haberdar edin. Muhtemelen dünyanın büyük bir yüzdesinden çok daha iyi şartlara sahipsiniz. Çocuklarınızın bunu fark etmesini sağlayın. Çocuklarınızın değer verdiği alanları öğrenin ve ortak bir paylaşımınız olması için onun ilgi alanlarından birinde siz de gönüllü olun. Çocuklarınızın empati ve cömertlik gibi erdemlere sahip olmaları ileride karşılaşabilecekleri zorluklar karşısında onların daha güçlü bireyler olmalarına yardımcı olacaktır. 

Dünyanın bir noktasında ortaya çıkan virüsün hepimizi nasıl etkilediğini pandemi döneminde daha da iyi fark ettik. Görünen o ki, en ciddi sorunlarımız beraberce çözmemiz gerekenler. Hiç birimiz tek kişilik bir adada yaşamıyoruz. Bu bağlamda dünya bizim evimiz ve tüm vatandaşlar da komşularımız. Bize verilenleri sonraki nesle aktarabilmek için küresel ölçekte cömertce davranmalıyız. İnsanoğlunun vermek için çok büyük bir kapasitesi var. Cömertce paylaşabileceğimiz bir çok şeyimiz de var. Ve vermenin de sayısız biçimi var. Cömertlik sadece maddi sermayemiz ile sınırlı değildir. Çalışan bir annenin bebeğine bakmak, ihtiyacı olan biri ile bilgimizi paylaşmak, yalnız birini ziyaret etmek, birini hatırlayıp halini hatrını sormak, zorluk içindeki birini cesaretlendirmek. 

Derleyen: Uzman Klinik Psikolog Rabia Yavuz
Eposta: rabia.yavuz@gmail.com
Instagram: @klinikpsikolograbiayavuz

Kaynaklar:
Akthar, S. 2015. Good Stuff: Courage, Resilience, Gratitude, Generosity, Forgiveness, and Sacrifice. Rowman & Littlefield Publishers: New York  
Collent, J & Morrissey, C. 2007. The Social Psychology of Generosity. University of Notre Dame. 
Jamal, Azim. 2009. The Power of Giving. Tarcherperigee: New York 
Miller, C. 2018. True Generosity Involves More Than Just Giving. Psychology Today
Santi, J. 2016. The Giving Way to Happiness: Stories and Scince Behind Changing Power of Giving. Tarcherperigee: New York
Tuan, Y. 2008. Human Goodness. University of Wisconsin Press: Wisconsin

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR