6012d8c77522d__3.jpg

Hiç Kimsenin Bahsetmediği 4 Elem Sebebi

28.01.2021

Sarah Epstein

Ve onları “elem” olarak adlandırmamızın neden önemli olduğu

Kelime olarak elem, ızdırap, gam gibi duygular sadece ölüme verilen bir tepki olarak anlaşılabilir. Ancak bu sığ düşünce insanların deneyimlerinin ne kadar geniş bir alanda olabileceğini ve kederi tetikleyebileceğini fark edemez. Şimdi size, ölüm ile bağlantısı olmayan 4 farklı elem çeşidinden bahsedeceğim:

1. Kimlik kaybı: Bir rolün veya aidiyetin kaybı

Örnek verecek olursak:

  • Boşanmak üzere olan bir kişinin “eş olma” halinin kaybını hissetmesi
  • Meme kanserini yenen bir kadının iki göğsünün de mastektomi ile alınması sebebiyle “dişiliğini” kaybetmiş olduğu hissi
  • Çocukları evlenip giden ebeveynlerin “anne-baba olma halinin” kaybolduğunu hissetmesi
  • İşini kaybeden bir bireyin “kariyer noktasında” kimlik kaybı yaşadığını hissetmesi
  • Dini bir grubu terk eden kişinin aidiyet kaybı hissetmesi ve topluluktan kopmuş olma hissi

 

Daha önce olduklarını düşündükleri kişi için elem duyarlar ve er ya da geç kayıplarını kişisel hayat hikayelerine entegre ederek yeni bir öykü oluştururlar. Bazı örneklerde kimlik kaybedilmiş değil çalınmış olarak düşünülür, özellikle de aniden boşanma davasıyla veya meme kanseri ile savaşmak durumunda kalındıysa. Bu kişiler için ızdırap karar verme noktasında kontrol kaybı ile karışır. Kariyerlerinde değişiklik yapan veya dini bir gruptan ayrılan insanlar için daha kolay gözükse de bu bireyler kederi kaçınma ile birleştirir ve bir şeyi terk ettikleri için bunun yasını tutarlar. Benlik duygularındaki kayıp hissi daha az olur çünkü sonunda yas da tutsalar kararlarını kendileri vermiştir. 

 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/6012d8e2c4d34__1.jpg
2. Güven duygusunun kaybı: fiziksel, duygusal ve zihinsel iyilik halinin kaybı

Örnek verecek olursak:

  • Fiziksel, duygusal veya cinsel travmadan kurtulmuş olan kişilerin günlük hayatta güvende hissetmekte zorlanması
  • Mahkeme kararı ile tahliye durumuyla karşılaşan ailelerin korunmasız ve değişken hissetmesi
  • Boşanmış bir aile çocuğunun “kenetlenmiş” aileye olan güven hissini kaybedip üzüntü duyması 
  • Bir topluluk üyelerinin şiddet olayları ile karşılaşması ve güvende hissetmemesi 
  • Eşi veya partneri tarafından aldatılan bir bireyin ilişki içerisinde duygusal olarak güvensiz hissetmesi

En basit yönüyle düşünecek olursak; evimizde, topluluk içerisinde veya ilişkilerimizde güvende hissetmek isteriz. Güven duygusunun zarar gördüğünü hissetmek, fiziksel olarak (haneye tecavüz gibi) veya duygusal (bir ilişki sonrası), insanlara dünyanın gerçek manada tehlikeli olduğunu düşündürebilir. Güven duygusunun kaybı, tehlike olmadığı zaman dahi aşırı dikkatli olma veya uyuşukluk gibi semptomlar taşır. Özellikle travma sonrası stres bozukluğundan mustarip birçok kişide uyuşma hali ve aşırı dikkat kesilme durumları aralıklı olarak gerçekleşebilir.  Durum değişse ve stabil hale gelse bile, travma yaşayanların, şiddete maruz kalanların veya hayatı birden değişen kişilerin güven duygusunu tekrar inşa etmeleri çok zordur. Travmadan iyileşmenin yanı sıra güven ve emniyet duygusuna dair kaybolan hislerini yeniden kazanmak için de çaba sarf etmeleri gereklidir. 

3. Özerklik duygusunun kaybı: bir insanın kendi hayatını ve ilişkilerini yönetme yetisinin kaybı

Örnek verecek olursak:

  • Dejeneratif hastalığı olan bir insanın fiziksel veya bilişsel yeteneklerinin kaybı ile ilgili elem yaşaması
  • Özbakımını gerçekleştiremeyen ileri yaşlı bir bireyin kendi çöküşüne dair elem duyması (bu duygu ayrıca kimlik kaybı ile ve bir topluluğa üye olamayış ile de bağlantılıdır)
  • Finansal olarak zor durumda olan birisinin başkalarının yardımına muhtaç olduğunu ve özerkliğini yitirdiğini düşünüp elem hissetmesi

Bu tip elem, insanların hayatlarını ve bedenlerini yönetebilme yetisinin temelden sarsılması ile alakalıdır. Özerklik kaybı, kontrolü kaybetme hissine ve benlik algısının sürdürülmesi konusundaki mücadeleyi devam ettirememe durumlarına karşı kederlenme halini de tetikler. Hastalık veya engellilik vakalarında, özerklik hissinin kaybı (ve genellikle kimlik kaybı) adım adım ilerler. Yeni çöküş şekilleri, özgürlük ve işe yarar olma hislerinin kaybolmasına dair hüznü de peşinden getirir. Tüm kısıtlanmalar, yitirilenlere ve yeniden kavramlaştırma gerektirenlere karşı yas tutmaya sebebiyet verir. 

https://kemalsayar.com/website/assets/images/my1/images/6012d91aa3191__2.jpg
4. Hayallerin ve beklentilerin kaybı: gerçekleşmemiş umutlar ve hayaller ile ilgilenmek

Örnek verecek olursak:

  • Kısırlık ile mücadele eden bir kişi veya çift
  • Üstün başarılı bir öğrencinin “gerçek dünyada” kendisine yer bulma çabası
  • Kariyeri beklediği ve ümit ettiği yönde ilerlemeyen bir kişi
  • Bir bireyin bağlı olduğu topluluğun politik olarak istenmeyen bir yöne dönüş yapması

 

Birçoğumuz hayatın bize neler getireceğini ve bizim buna nasıl uyum sağlayacağımızı düşünerek dolaşırız. Hayatta karşılaşılan olaylar beklentilerimizi baltaladığında, derin bir keder ve haksızlık duygusuna kapılırız. Hamile kalmak için bireysel veya çift olarak mücadele veren veya bir öğrenci olarak yolunu çizmeye çalışan insanlar başarısızlık yaşadıklarında üzüntü süreci de onlar için başlamış olur. Kendilerini süreç veya sonuç açısından başkaları ile kıyaslarken bulurlar. Ani bir şekilde gelişen politik değişimler de gerçek zannedilen konularda duyarsızlığa ve inanılan şeylerin değişmezliğine karşı olan sağlam duruşun sarsılmasına sebep olur. 

 

“Elem” kelimesini yeniden adlandırmak ve uygun bir yere koymak

Kimliğin, güvende olma duygusunun, özerkliğin ve beklentilerin kaybı hep birlikte elem duygusunu ortaya çıkaran kayıp çeşitleridir. Elem ve yas, bir an veya dönem içinde yaşadığı kaos sebebiyle yas tutan kişiye karşı nazik bir şekilde davranmamız için bize yardımcı olan iskelet yapılardır. Yaslı olan birey; öfkeli, üzgün, uyuşmuş, dikkati dağılmış ve belirli bir düzeyde iyileşme gösteremezken tam da o anda şefkat ile muamele görür.  

Elem kelimesi, hem sürece dair içsel gerçekliklerimizi karakterize eder hem de kendimize ve başkalarına dair ortaya çıkan süreçleri somutlaştırır. Birçok insan hayatı boyunca yaşadığı aksaklıkları veya karşılaştığı trajedileri keder ve yas ile tecrübe ederken birçoğu da “elem” kelimesini bile kullanmaya hakkı olmadığını düşünür. 

Bu nedenle size izin... Elem duyabilirsiniz... Yas tutabilirsiniz… Çünkü yaşadığınız kayıp tamamen gerçek.

Çeviren: Uzman Psikolog Lamia Kalender Ergül
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/between-the-generations/201904/4-types-grief-nobody-told-you-about

Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş

ÖNCEKİ HAFTALAR