Yaşayan ölünün tutkusu
Eugene Halton Türkçesi: Ö.Bekar
Terri Schiavo acıyı hissetmez, mutlulugu hissetmez. Aslında hiçbir sey hissetmez. O 15 yılını 'kalıcı bitkisel yaşam' da üzerine kancayla asılı bir tübe bağlı halde yatarak gecirdi. Ve en nihayetinde tüp fişten çekildi, büyük yankılar uyandırarak; fakat neden? Gerçek olandan rant sağlayan bir amerikaya yapılabilecek en buyuk kotuluk nedir?
Kökten dinciliğin ardına saklanan, cinsellik çağrıştıran vücuttan korkan, 'zarar verilemez hissetme' özgürlüğünü elinden aldığı icin terörizmden dehşetle korkan Amerika'ya?.. Atomize olmus Amerika'ya yapilabilecek en buyuk kötülük nedir? Onun zihnine giden yapay beslenme tüplerini fişten çekmek. Alışveriş merkezlerinde kendini kaybeden obez Amerika, yemek yalaklarında hayvani bir açlıkla bekleyen Amerika, tüketim ruhuna kayıtsız şartsiz teslim olmus amerika… hepsi diledigince yaşamaya, fethedilemez olmaya adanmış bir hayat için…
Amerika: tutsak olanların toprağı, korkudan sinmişlerin ana vatanı: beni teröristten koru; beni Janet Jackson'in göğüslerinden koru, beni Isa'dan koru. Bir saniye… Terri Schiavo, bu düşünce yapısının varacağı son noktanın bir yansımasıdır, zarar verilemez olma hezeyanının aynası. O, yaşayan ölülerin trajik bir sekilde vücut bulduğu yerdir; hiçbirsey hissedemeyen, makinenin besledigi insanların. Matrix filmindeki makineye pil teskil eden insanların. Ölüm korkusuyla yaşayan ve bunu tanrı korkusuna çeviren diger amerikalılar da hiçbir şey değiştirmez. Evet, onlar cok derinlerde ruhlarından arta kalan birseyler hissedebiliyorlar fakat onlar da yasayan ölüler. Öyle ki onların da spontan duygulariyla bağları kopuk, kendi kendilerini bir tüple besliyorlar ve bu tüple kendilerini dünyevi olan ve olmayan ölüme hazırlıyorlar.
Tüple beslenen zombilerin intikamı. Televizyon tüpü, kökten dincilik tüpü, obezite tüpü, alışveriş tüpü, daha büyük araba tüpü, daha büyük ev tüpü, ne kadar cok oyuncak o kadar iyi tüpü, bugünkü Amerikayı oluşturan Buyuk Beslenme Tüpleri ve de yaşayan ölülerin toprakları, hepsi gerçekten yaşamaktan ve gerçekten ölmekten korkan Amerika'nın 'fethedilemez', 'zarar verilemez' hezeyanı icin tasarlanmış. Tüpler : yaşayan ölünün tutkusu .
Kökten dinciliğin ardına saklanan, cinsellik çağrıştıran vücuttan korkan, 'zarar verilemez hissetme' özgürlüğünü elinden aldığı icin terörizmden dehşetle korkan Amerika'ya?.. Atomize olmus Amerika'ya yapilabilecek en buyuk kötülük nedir? Onun zihnine giden yapay beslenme tüplerini fişten çekmek. Alışveriş merkezlerinde kendini kaybeden obez Amerika, yemek yalaklarında hayvani bir açlıkla bekleyen Amerika, tüketim ruhuna kayıtsız şartsiz teslim olmus amerika… hepsi diledigince yaşamaya, fethedilemez olmaya adanmış bir hayat için…
Amerika: tutsak olanların toprağı, korkudan sinmişlerin ana vatanı: beni teröristten koru; beni Janet Jackson'in göğüslerinden koru, beni Isa'dan koru. Bir saniye… Terri Schiavo, bu düşünce yapısının varacağı son noktanın bir yansımasıdır, zarar verilemez olma hezeyanının aynası. O, yaşayan ölülerin trajik bir sekilde vücut bulduğu yerdir; hiçbirsey hissedemeyen, makinenin besledigi insanların. Matrix filmindeki makineye pil teskil eden insanların. Ölüm korkusuyla yaşayan ve bunu tanrı korkusuna çeviren diger amerikalılar da hiçbir şey değiştirmez. Evet, onlar cok derinlerde ruhlarından arta kalan birseyler hissedebiliyorlar fakat onlar da yasayan ölüler. Öyle ki onların da spontan duygulariyla bağları kopuk, kendi kendilerini bir tüple besliyorlar ve bu tüple kendilerini dünyevi olan ve olmayan ölüme hazırlıyorlar.
Tüple beslenen zombilerin intikamı. Televizyon tüpü, kökten dincilik tüpü, obezite tüpü, alışveriş tüpü, daha büyük araba tüpü, daha büyük ev tüpü, ne kadar cok oyuncak o kadar iyi tüpü, bugünkü Amerikayı oluşturan Buyuk Beslenme Tüpleri ve de yaşayan ölülerin toprakları, hepsi gerçekten yaşamaktan ve gerçekten ölmekten korkan Amerika'nın 'fethedilemez', 'zarar verilemez' hezeyanı icin tasarlanmış. Tüpler : yaşayan ölünün tutkusu .
