- OKB’si olan insanların mantık akışı her ne kadar saçma gibi görünse de, aslında kendi içlerinde tutarlı ve mantıklı bir yol izlerler. Bu altta yatan mantık akışı birçok kez terapistlerin gözünden kaçabilir. Eğer OKB tedavi edilmezse, her anksiyete bozukluğu gibi yıllarca sürebilir, ancak ilgilenilirse tedavi edilebilecek bir bozukluktur.
- Obsesyon (takıntı) kelimesi günlük hayatta endişe veya kafayı fazlasıyla meşgul etme anlamında kullanılabilir. Ancak psikoloji dilinde obsesyon, kişinin kurtulmak istediği ve kurtulmaya çalıştığı, ancak başaramadığı, yineleyen rahatsız edici düşünceler veya görüntülerdir. Kompulsiyon ise bu tekrarlayan düşünce veya görüntülerden kurtulmaya çalışırken ortaya çıkan davranışlardır.
- Klasik bir OKB sıralaması şu şekilde olur:
1) Nereden geldiği belli olmayan düşünceler veya görüntüler
2) Bu düşünce ve görüntülerin kişiye rahatsızlık vermesi
3) Düşünce ve görüntülerin kafadan silinmeye çalışılması
4) Düşünceleri bastırmak için yapılan kompulsif davranışı gerçekleştirme dürtüsü
- Obsesif düşünceler genellikle şu konular etrafında döner:
1) Kirlenme tehlikesi
2) Bir yanlışı gözden kaçırma endişesi
3) Birine zarar vermiş olma düşüncesi
4) Yapılması gereken bir şeyi yapmamış olma düşüncesi
5) Bazı şeyleri sıralama dürtüsü
6) Uygunsuz bir davranışta bulunma veya uygunsuz bir şey söyleme düşüncesi
- Obsesif kişiler genelde düşünce akışlarının mantıklı olmadığının farkındadırlar ve bu da onları psikotik hastalardan ayıran özelliklerden biridir. Ancak mantıksız olduğunun farkında olmaları onların obsesif düşüncelerini ve kompulsif davranışlarını azaltmaz. Obsesyonlarını rahatlatacak veya sıfırlayacak davranışı yapmaya devam ederler.
- Kompulsif davranışlar arasında el yıkama, kapı kilitlerini kontrol etme, ışıkları açma-kapama, kirden uzak durma gibi gözle görülen davranışlar olduğu gibi, içten dua etme, bir şeyi düşünmemek için sürekli olarak başka bir düşünceyi akla getirme veya kendi kendine konuşma gibi gözle görülmeyen davranışlar da olabilir.
- OKB’nin çok ciddi bir genetik altyapısı vardır. Tek yumurta ikizlerinin OKB anlamında birbirine benzeme riski, çift yumurta ikizlerine göre 4 kat daha fazladır. Ayrıca OKB’si olan ebeveynler, çocuklarına karşı daha mükemmeliyetçi olduğu için çocuğun OKB geliştirme ihtimali daha da artar.
- Obsesif düşüncelerin bu kadar rahatsız edici olmasının sebeplerinden biri de OKB’si olan insanların, bu düşüncelerin gerçekleşeceğini düşünmesidir. Yani bu insanlar için düşünceler sadece düşünce düzeyinde değildir; beyin bu düşünceleri gerçek bir tehlikeyle karıştırır. Bu yüzden de düşünceleri kontrol edememe bu insanlar için çok korkunçtur. Rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak için gerçekleştirilen kompulsif davranışlar sürdükçe de kişinin obsesif düşünceleri karşısında “kurban” durumunda olması durumu pekişir.
- Aslında OKB’si olan insanlar bizden çok farklı düşünmezler; hepimizin aklımızdan zor attığı endişeleri ve korkuları vardır. OKB’si olan ve olmayan insanlar arasındaki temel fark ise bu düşüncelerin kişi için önemidir. OKB’si olan insanlar bu düşünceleri uğursuz bulurlar ve oldukça büyütürler. Onlara göre bu düşüncelere sahip olmak onları ahlaksız veya kontrolsüz yapar. OKB’si olmayan insanlarda da benzer düşünceler olabilir, ancak bu düşünceler onlar için arka planda hafif gürültüler gibidir; oradalardır ama kişiyi rahatsız etmezler. OKB’si olan insanlar içinse obsesif düşünceler o kadar güçlüdür ki kişinin mutluluğunu ve refahını yok edebilirler.
- OKB’yle başa çıkabilmenin en iyi yöntemlerinden biri düşüncelerin kontrolünü elden bırakmaya çalışmaktır. Endişe veren düşüncelere insanın kendini azar azar maruz bırakması (expose etmesi), bu düşüncelerin beraberinde getirdiği korkuları yavaş yavaş azaltacaktır.
- OKB’yi yenmek:
1) Korkularınızı belirleyin: Bazen kendi obsesyonlarınızı bir liste halinde kağıda dökmek işe yarayabilir. Önce korkunuzla başlayın (kirlenme korkusu, hata yapma korkusu...) daha sonra da obsesyonların altında yatan tahminleri yazın (başım belaya girer, hastalık kaparım, insanlar benimle dalga geçer...). Bu listeye duygularınızı ve düşüncelerinizi de ekleyebilirsiniz (çok garip bir davranış, çok utanıyorum, şeytani bir düşünce sistemim var...).
2) Sığındığınız kaçınma davranışlarınızı belirleyin: Kompülsiyonlar kaçınma ve sığınma davranışlarıdır. Sizi korkularınızdan koruyan şeylerdir; başka insanlara çok garip görünse de OKB’si olan bir insan için bu davranışlar onları güvende hissettiren tek şeydir. Obsesyonlarınızla baş etmek için kullandığınız ritüelleri ve davranışları da detaylı bir şekilde yukarıdaki listenize yazın.
3) Değişmak için motivasyonunuzu yükseltin: OKB’yi yenmenin anahtarı maruz kalmadır (exposure). Bu düşüncelerden ve durumlardan kaçınmak yerine yüzleşmek yapılabilecek en iyi şeylerden biridir. Obsesyonla yüzleşilen her fırsatta korku ve endişe biraz daha azalacaktır. Bu deneyim tabi ki hoş olmayacaktır; OKB’si olan insanların yıllardır kaçındıkları şeyle yüz yüze kalmaları çok rahatsız edici olacaktır. Ancak yüzleşmeyi başarabilmek beraberinde korkuyu getirdiği gibi, kompulsif davranışlar yapılmadığı zaman dünyanın sonunun gelmediğini de kişiye gösterecektir. Yani yapmazsa başına geleceğini düşündüğü şeyler ve tahminleri doğru çıkmadıkça, kişi obsesyonlarının yenilebilir olduğunu daha da iyi anlayacaktır.
4) Obsesyonlarınızla ilişkinizi değiştirin: Bastırmanın, o düşünceyle baş etmek için iyi bir yöntem olmadığını kendinize kanıtlayın. Mesela beyaz bir ayı düşünmemeye ne kadar kendinizi şartlasanız, beyaz bir ayı düşünme ihtimaliniz o kadar artacaktır. Ayrıca, obsesif düşüncelerinizin gerçekle örtüşmediğini kendinize kanıtlayın. Sevdiklerinize bir şey olmaması için sürekli dua ediyorsanız, dua etmenizin gerçeği ve olacakları değiştirmeyeceğini kabullenin. Obsesif düşünce geldiği zaman o düşünceyi kontrol etmek yerine gözlemlemeye çalışın. Hiçbir şey yapmadığınızda o düşüncenin sizi geçip gittiğini göreceksiniz. OKB’si olan insanlar bir kurban ise, obsesif düşünce de işkencecidir. Obsesif düşüncenizin size saldırıp kurban yerine koymasına izin vermeyin, ona geçici bir misafir gözüyle bakın. Ona sinirlenirseniz, bastırmaya çalışırsanız, onun da saldırganlığı artacaktır.
5) Bir korku hiyerarşisi oluşturun: İlk maddede yazan listenize bakarak, en az rahatsız edici obsesif düşünceden, sizi en çok rahatsız eden obsesif düşünceye kadar sırayla bir liste oluşturun. Her düşünceye, sizde yarattığı korkuya ve endişeye göre 0’dan 10’a kadar bir sayı verin.
6) Korkunuzu mantık çerçevesinde değerlendirin: Her ne kadar OKB’si olan insanlar mantık kullanarak obsesyonlarından kurtulamasalar da, korkuları sakin ve mantıklı bir şekilde incelemek her zaman faydalı olacaktır. Kendinize şunu sorabilirsiniz: “Benden başka bir insan, bu durumu mantıklı bir şekilde nasıl düşünüp değerlendirebilir?” Mesela insanların çoğunun sizin gibi düşünebildiğini bilmek size ne hissettirirdi? Rahatlatır mıydı? Aslında başka insanlarda da benzer düşünceler vardır, ancak bu insanlarda OKB olmayabilir. O zaman bu düşüncelere sahip olmanın daha az rahatsız edici ve daha mantıklı bir yolu var demektir.
7) Korkularınızı kafanızda canlandırın: Hiyerarşi listesinde yazdıklarınızı kullanarak korkularınızı kafanızda canlandırmaya çalışın. Mesela kompulsif davranış kapıyı kilitli mi diye kontrol etmekse, kapıyı bir kez kontrol edip gittiğinizi kafanızda canlandırın. Bu görüntüyü kafanızda 10 dakika canlandırın ve neler oluyor bir bakın. Büyük ihtimalle düşünceye alıştıkça korkunuz azalacaktır. Bir süre daha düşündükten sonra bu görüntü artık sıkıcı olmaya başlayacaktır, bizim de amacımız bu. Hiyerarşi listesindeki gibi gittikçe daha korku veren görüntüleri canlandırın ve ne olacağını görün.
8) Korkularınızı “maruz bırakma” (exposure) ile gerçek hayata geçirin: Obsesyonlarınızı harekete geçiren durumlara kendinizi yavaş yavaş maruz bırakın ve ne olduğunu görün. Yine en az rahatsız edici düşünceden başlayın ve her seferinde yaşadığınız korkuya 0’dan 10’a kadar bir not verin. Burada önemli olan her şeyi bir anda başarmaktan ziyade adım adım gitmek. Her küçük adım bile obsesyonu yenmede bir başarıdır.
9) Uzun-soluklu bir strateji izleyin: OKB’si olan çoğu insan genellikle bütün obsesyonlarından ve kompulsiyonlarından %100 arınmazlar. Ancak bu, obsesif düşüncelerin insanlar üzerinde eskisi kadar etkisi olduğu anlamına gelmez. Burada önemli olan şey kabullenmektir; bu düşüncelerin olabileceğini, ama hiçbir önemleri olmadıklarını bilmektir. Bazı zamanlar, özellikle kişinin stresli zamanlarında, bazı geri dönüşler olabilir. Bu geri dönüşün farkında olmak ve tekrar baş etmeye hazırlıklı olmak önemlidir. Kişi, bu prensipleri taşıdığı sürece düşünceler olsa bile onlardan eskisi kadar rahatsız olmayacaktır ve bu düşünceler kişiyi ele geçirmeyecektir.
Robert L. Leahy - Çeviri Özet : Ege Kurtuluş