Merhametin iyileştirici özelliği yüzyıllardır yazılagelmiştir. Dalai Lama, ' eğer başkalarının mutlu olmasını önemsiyorsanız şefkate odaklanın ; eğer siz mutlu olmak istiyorsanız yine şefkate odaklanın' diye sıkça vurgular. Tüm hekimler, doktor-hasta ve terapist-danışan ilişkisinin temelini şefkatin oluşturduğunda hemfikir olsa da, son zamanlarda şefkatin unsurları batı psikoloji bilimi ve araştırmalarının merceği altında incelenmektedir.
Merhamet odaklı terapi, psikoterapiye bir şefkat yöntemi uygulama teorisi ve sürecine işaret eder. Merhametli zihin eğitimi ise şefkatli vasıf ve becerilerin gelişebilmesi için oluşturulmuş belli aktivitelere işaret eder.
Merhamet odaklı terapi ve merhametli zihin eğitimi bir takım gözlemler sonucu ortaya çıkmıştır. Öncelikle yüksek derecede utanç duyan ve kendi kendini kınayan insanlar, kendilerine iyi davranmak veya kendilerine karşı merhamet etmekle ilgili çok ciddi zorluklar yaşayabilirler. İkinci olarak, utanç ve kendini kınama ile ilgili problemlerin çoğu zaman geçmişteki kötü muamele, istismar, aşağılama, ihmal ve ilgisizlikten kaynaklandığı da uzun zamandır bilinen bir gerçektir. Bu tür davranışlara erken yaşta maruz kalmış kişiler reddedilme tehlikesine karşı veya dış dünyanın eleştirisine karşı oldukça duyarlı olabilirler, ve çabucak kendilerine saldırabilirler. Kendi iç ve dış dünyaları kolaylıkla düşmanca bir şekil alabilir. Üçüncü olarak, utanç ve kendini kınamayı çözümlemek için terapi ile geçmiş deneyimlere ve anılara odaklanmak gerektiği bilinmektedir. Bu çalışma, travma için geliştirilmiş tedavi yöntemleri ile de örtüşebilir. Dördüncü olarak ise, terapi gören, bunun için gerekli birtakım ödevleri yerine getiren, olumsuz düşünce ve inanışları karşısında alternatif üretmekte beceri kazanmış bazı danışanlar yine de terapide ilerleyemeyebilirler. Genellikle şu şekilde ifade ederler ; 'alternatif düşünmenin mantığını anlıyorum fakat bu aslında daha iyi hissetmem için yardımcı olmuyor' veya 'kendimi suçlamamam gerektiğini biliyorum ama yine de öyle hissediyorum'. Merhamet odaklı terapide önemli olan bir diğer husus da utanç duymaya ve kendini kınamaya meyilli kişilerin kendileriyle ve başkalarıyla olan ilişkilerinde memnuniyet, güvenlik, rahatlık veya yakınlık hislerini geliştirmekte son derece zorlandıklarıdır. Bizlerin kendimizi güvende, rahat ve emin hissetmemizi sağlayan etki sistemleri nelerdir ?
Duyguların nörofizyolojisi ile ilgili araştırmalar bize en az üç tip duygu yöneten sistem olduğunu söyler : tehdit ve korunma sistemi ; itki ve heyecan sistemi ; memnuniyet, güvenlik ve sakinlik sistemi. Bu sistemlerin her birini, merhamet odaklı terapi ile olan ilişkileri ile birlikte sırayla inceleyeceğim.
Tüm canlılar temel bir takım saldırıyı sezme ve korunma sistemleri ile gelişim göstermiştir. Bu sistemin fonksiyonu tehdidi hızlı bir şekilde farketmek ve daha sonra bize endişe, kızgınlık veya nefret gibi duygu patlamalarını göndermektir. Bu duygular bizi bu tehdit karşısında harekete geçmek ve kendimizi korumak için teşvik ederler ve kışkırtırlar. Tehdit ve korunma sisteminin sorunsuz işlemesi güç olabilir, çünkü örnek olarak bu sistemin karşılık verme seçenekleri birbirleriyle ters düşebilir. Aynı anda hem savaşma hem de kaçma davranışıyla başetmek zordur, uysal davranış pasif olamyı, yerinden kımıldamamayı içerebilir ve hem savaşmayı hem de kaçmayı engelleyebilir. Merhamet odaklı terapide doktor bunu danışanı ile araştırır ve açıklar. Otomatik olarak harekete geçebilen güvenlik stratejilerinin gelişimini sağlayan tehdit ve korunma sistemini, kişinin geçmiş yaşamındaki olayların nasıl hassaslaştırmış olabileceğini inceler. Örneğin kimi insanların iyi gelişmiş itaatkar güvenlik stratejileri vardır. Bunlar bu kişilere kendilerine kıyasla diğer insanların gücü, statüsü ve sınıfını peşinen kabul ettirir, kendilerini statü olarak aşağıda görmelerine, sosyal açıdan endişeli ve kararsız hissetmelerine, baştırılmış davranışlarda bulunmalarına neden olur. Bu gibi stratejiler bu kişilerin incinebilirliklerini arttırıp endişe ve depresyona sürükleyebilir, öz saygılarının azalmasına ve hayatla ilgili hedeflerini kovalama yetisine engel olabilir. Saldırı sezme ve korunma ile ilgili hassaslaşmış stratejiler kişinin dünyayı nasıl algıladığına ve nasıl yaşadığına en büyük etken haline gelebilir. Merhamet odaklı terapide öncelik, güvenlik stratejileri açısından kişinin semptomlarının fonksiyonlarını ve karşılaştığı zorlukları anlamaktır. Şefkatin ilk safhaları, formülasyonun bu bölümü ile ortaya çıkar, çünkü danışanın semptomlarının ve patalojisinin 'kendi hatası olmadığını', çoğunlukla güvenlik stratejilerinden kaynaklandığını farketmesini sağlar. Bu aşama ile de bu güvenlik stratejilerini geliştirmeye ihtiyaç duydukları gerçeği üzerine şefkatli bir yaklaşım geliştirmeye başlamak mümkün olur. Merhamet odaklı terapide, semptomlarından, duygularından ve düşüncelerinden ötürü kişiler kendilerini kınamayı, suçlamayı ve mahkum etmeyi bıraktıklarında, sorumluluk alma ve bunlarla başedebilmeyi öğrenmeye doğru ilerlemek için daha özgür olurlar.
İtki ve heyecan sisteminin fonksiyonu bize birşeyleri arayıp bulabilmemiz için yönlendiren ve enerji veren pozitif duyguları vermektir (yemek, cinsellik, arkadaşlık gibi), hayatla ilgili önemli hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için bizi yönlendiren bir 'istekler sistemidir'. İtki ve tehdit-korunma sistemleri karmaşık şekillerde birleşebilirler, özellikle de negatif olaylardan kaçınmaya çalıştığımızda. Kimi kişiler kendilerini güvende hissetmek için ve reddedilme, boyun eğme ve aşağılanma gibi duyguları engellemek için, statü, maddiservet ve başarı peşinde koşar. Kendilerini ispat etmeye ve sürekli olarak başarılı olmaya ihtiyaç duyabilirler. Statü arayışı, rekabetçi olma ve reddedilmeyi engellemek için çabalama itki sistemi ile ilgilidir. Modern toplumların itki sistemini fazlaca kamçılaması giderek daha çok endişe verici hale gelmiştir. Depresyonda, motivasyon ve pozitif etkinin yokolması duygusuyla, sistemin zayıfladığı görülür. Merhamet odaklı terapi, danışanın hedeflerine ulaşamamaları veya zorlanmaları durumunda kişilerin tepkisinin ne olduğunu araştırır. Hayalkırıklığı mı yoksa kendine veya başkalarına karşı saldırı mı vardır ? Kimi kişilerin 'iyi olmak ve beğenilmek' gibi kendi kimlikleri ile ilgili hedefleri vardır. Bu hedefin amacı, sevilmek, reddedilmeyi önlemektir, ve eğer başarısız olursa kişiler kendi kendilerini eleştirir olabilirler.
Memnuniyet sistemindeki pozitif duygular, itki sistemindekilerden çok daha farklıdır. Memnuniyet huzurlu olma, iyi hissetme ve sükunet hisleri ile bağlantılıdır, arayış içinde olmama halidir. Memnuniyet sadece tehdidin olmadığı anlamına gelmez. Depue & Morrone-Strupinsky (2005) memnuniyet sisteminin önemli derecede bağlılık davranışının gelişimi ile ilerlediğine dikkat çeker. Ebeveynin ilgili davranışı, özellikle de fiziksel yakınlık, bebeğin psikolojisinde yatıştırıcı ve rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Bu sebeple, merhamet odaklı terapi bağlılık araştırmalarının kavramlarını ve ortaya çıkan bulguları birleştirir. Esas olan nokta, ilgili davranışın rahat ve güvende hissetmeyi desteklemesinin önemini farketmektir. Önceki bölümlerde bahsedilen bu üç sistem, merhamet odaklı terapiye bir zemin oluşturur. Terapistin düşünce ve çözümlemeleri, duygularımızı yöneten bu üç sistem etrafında olgunlaşır. Bu sistemlerin arasındaki denge kimi zaman bozulabilir ve terapinin amaçlarından birisi de dengeyi tekrar kurmaktır.
Tehdit-korunma veya itki sistemlerindeki aşırı duyarlılık ve hareketlilik, yüksek derecede utanç duyan ve kendini kınayan hastalarda sıkça rastlanan bir problemdir. Kişiler insanlarla olan ilişkilerinde ve kendi içlerinde kendilerini güvende veya rahat hissetmekte zorlanırlar, memnuniyet sistemi bu kişilere fazlasıyla uzaktır. Bunun birçok sebebi olabilir. En sık rastlanan sebep, bu sistemin erken yaşlarda desteklenmemiş olmasıdır. Örnek olarak, bir insan ebeveynlerinden rahatlatmadan çok tehdit görmiş olabilir. Bağlılık araştırmalarının göstediğine göre, bu durum kişinin kendini rahat hissetmede güçlük yaşaması ile sonuçlanabilir ve endişeli veya çekingen bağlılık stilleri geliştirmesine sebep olabilir. Merhamet odaklı terapi, rahatlama sisteminin dinginlik ve huzur hissini desteklediğini öne sürer. Bu sistem özellikle kişiler arası güven, kabullenme ve ilgi işaretlerine karşı son derece duyarlıdır. Bu yüzden, terapistin rolü danışanın karşılıklı etkileşim sırasında güven duygusunu geliştirmesine, terapi sırasında ortaya çıkanlara tolare etmesine, kendisini bunlarla ilgili güvende hissetmesine ve kendi kendini kınamak yerine kendine karşı nazik olmasına yardımcı olmaktır. Merhamet odaklı terapide, merhamet belli birtakım özellik ve yetilerle açıklanır. Merhamet odaklı terapinin özünde merhametli zihin antrenmanları vardır. Terapist, merhamet etme özelliklerini ve becerilerini göstererek, bunları danışana yavaş yavaş aşılar. Böylece, danışanın kendi kendine içsel bir merhamet duygusu geliştirmesine ve bu duygunun kendini suçlama, yargılama ve mahkum etmenin yerine geçmesine yardım eder.
İyi hissetmek için ilgi göstermek
Sıkıntıyı hafifletmek, ilginin odağındakinin açılmasını kolaylaştırmak için alaka göstermeyi ve motive etmeyi gerektirir.
Duyarlılık
Kişi sıkıntı ve ihtiyaçlara karşı duyarlıdır ve ilgisinin hedefindekinin ihtiyaç ve hislerini ayırdedebilir, farkedebilir.
Sempati
Sempati sahibi olmak, ilginin hedefindekinin sıkıntı ve hislerinden duygusal olarak etkilenmeyi gerektirir. Terapi ilişkisinde bunun anlamı, terapistin danışanın hikayesi ile pasif veya uzaktan değil, duygusal olarak alakadar olduğunun danışan tarafından farkedilmesidir.
Sıkıntıyı tolare etmek
Sıkıntıyı tolare etmek, komplike ve yoğun duyguları görmezden gelmek, kaçmak, üzerini örtmek , inkar etmek ve karşı gelmek, yalanlamak yerine, kontrol altında tutmak ve tolare etmek demektir. Danışan, terapisti hem kendi duygularını hem de danışanın duygularını kontrol altında tutabilen kişi olarak görür. Terapist, danışanın duygularından dolayı telaşlanmaz, şok olmaz veya korkmaz, öyle olsa dahi bunları kontrol altına alır ve gerektiği şekilde davranır. Empati . Empati sahibi olak, bir kimsenin başka bir insanın iç dünyasının köklerini, işleyişini ve maksadını anlamaya çalışmayı içerir ki kendi bakış açısından görebilsin. Kendine karşı empati göstermek, kendi duygu ve düşüncelerimize belli bir mesafeden bakabilme ve onları anlayabilme becerisidir.
Yargılamamak
Yargılayıcı olmamak, kınamamak, mahkum etmemek, reddetmemek ve utanç duymamak demektir. Ancak yargılamama, tercihi olmama anlamına gelmez. Örneğin, anı 'olduğu gibi' yaşamayı , kabul etmeyi öğrendiğimiz Budist psikolojide yargılamama önemlidir. Fakat bu, tercihlerimiz olmadığı anlamına gelmez. Dalai Lama dünyanın çok daha az acımasız ve daha merhametli bir yer olmasını tabiiki tercih ederdi.
Merhamet becerileri, yakınlık, nezaket ve destek gibi hisleri, diğer birçok psikoterapide de olduğu gibi birtakım aktivitelerle oluşturmayı içerir. İnsanlara düşüncelerine, duygularına ve davranışlarına odaklanan birçok terapi amaçlı müdahale ile, düşünceleriyle meşgul olmaları öğretilebilir. Danışanın bu becerileri kendi üzerinde uygulamasını öğretmek özellikle önemlidir. Kendilerine yardım etmek için gösterdikleri çabanın duygusal dokusu incelendiğinde, yoğun utanç duyma ve kendini kınama eğilimindeki danışanların kendi davranış ve düşüncelerini değiştirmeye çalışırken soğuk, agresif ve aşağılayıcı bir iç ses geliştirdikleri ortaya çıkar. Terapistler, kendi destekleyici ve cesaretlendirici çabalarının aksine, danışanların kendilerini değiştirmek için zorlayıcı veya aşağılayıcı bir ton kullanıp kullanmadıklarını araştırmalıdırlar.
Merhametli dikkat
Merhametli dikkat, dikkatimizi bize yardım edecek ve destekleyecek şekilde yoğunlaştırmaktır. Örneğin bu yoğunlaşma, başkalarına karşı iyi olduğumuz veya başkalarının bize karşı iyi olduğu anları hatırlamayı, ya da merhametli düşlemeyi içerebilir. Eğer bir kişi ile çatışma halindeysek, çoğunlukla o kişi ile ilgili sevdiğimiz şeyleri gözden kaçırırız ; dikkatimizi yeniden yoğunlaştırarak daha dengeli bir bakış açısı kazanabiliriz. Merhamet odaklı terapide, terapist danışanın güçlü yönlerini, pozitif özelliklerini ve becerilerini - cesaret, başkalarına karşı nazik olmak veya geçmişteki başarıları gibi - ortaya çıkarmaya çalışır. Danışanlara, belki olumlu bir takım anılara geri dönerek ve kişinin bu yönü üzerinde çalışarak, pozitif özelliklerini hatırlamak ve dikkatlerini buna yoğunlaştırmak öğretilir.
Merhametli anlayış
Merhametli anlayış, dünyayı, kendimizi ve başkalarını nasıl anladığımız ile ilgilidir. Merhamet odaklı terapist, danışanın şefkatli, destekleyici ve yardımcı olmak gibi düşünceleri deneyimleyebilmesini sağlamak için çok zaman harcar. Mantık yeterli değildir : 'deliller' de, desteklenmeyi deneyimlemede ikinci derecede önemlidir. Terapinin kendi süreci bile bunun için önemlidir ; terapist sıcak bir şekilde dinler, danışanın duygu ve kişisel anlamlandırmalarını onaylar, tasdik eder. Önemli olan bir diğer konu da, insanların kendi ruhsal durumlarıyla ilgili, gelecekleriyle ve kişilikleriyle ilgili ne düşündükleri ve bunları nasıl anlamlandırdıklarıdır. Utanç ve kendini kınama gibi düşünceler merhamet odaklı terapinin asıl hedefidir, fakat aynı zamanda kendini kınayan düşüncenin işlevini ve insanların bu düşünceyi terketmekten korkabileceklerini anlamak da önemlidir.
Merhametli davranış
Merhametli davranış, sıkıntıyı hafifletmek ve ilerlemeyi kolaylaştırmak üzerine odaklanır. Bu, zor ve acı veren gerçekleri görmezden gelme anlamına gelmez : merhamet odaklı terapide cesaret önemlidir, elbette cesaretlendirmek, cesaret vermek demektir. Danışanın cesaretlenmesine yardım etmek bu 'yeni davranış' üzerinde anlaşma ve açık işbirliği gerektirir. Örneğin, kişi zor veya korkutucu bir davranışla meşgul olması gerektiğinde, zihninde yumuşak ve cesaretlendirici bir ton yaratmaya çalışacaktır. Danışana, daha korkutucu aktivitelere girişmek için her zaman samimiyeti, yumuşaklığı ve şefkati bir referans noktası olarak kullanması öğretilir. Bu da normalde bir ebeveyn-çocuk ilişkisinde (ebeveyn destekleyici ve cesaretlendiricidir) yaşananın bir tekrarıdır. Merhamet odaklı terapide terapist, danışanı bu alıştırmayı kendisine yöneltmeye cesaretlendirir. Kişilere, görev odaklı olmaktansa, süreç veya gelişim odaklı olmaları konusunda yardımcı olmak da son derece önemlidir. Merhamet odaklı terapi kişilerin, çabalarının sonuçlarından ziyade çabalarının kendisine yoğunlaşmalarına yardım eder. Böylece, danışanlar ne kadar küçük olursa olsun çabalarına özen göstermeyi ve onlarla meşgul olmayı öğrenirler. Bu çabayı önemsemeyi, kendini kınayan ve yoğun utanç duyan birçok danışan hiç öğrenememiştir. Ne yazık ki, çabanın ödüllendirilmesini her geçen gün daha çok hor gören ve birçok insanın 'ikinci olmak yeterince iyi değil, ikinciyi kim hatırlar ?' a inandığı bir toplumda yaşıyoruz.
Merhametli imge
Merhametli imgeyi kullanma yöntemi, danışanın kendisi için şefkatli hisler geliştirmesini sağlayan bir takım egzersizleri kapsar. Merhamet odaklı terapide, terapist danışana kendi 'ideal' merhamet imgesini yaratmada ve keşfetmede yardımcı olur. Danışan, örnek olarak kendi ideal merhametli halinin neye benzeyebileceğini keşfedebilir - yüz ifadesi, ses tonu gibi. Terapist çeşitli imgelerle alakalandırılan duyguları araştırarak, danışana bu tür egzersizlerle yol gösterir. Kimi zaman danışanlar insan olmayan imgeler tercih ederler - bir hayvan veya bir ağaç gibi. Bunlar da tabiiki duygulu ve bilgelik, samimiyet, güç, yargılamamak gibi belli özellikleri olan şeyler olarak düşünülmelidir. Danışanlar genellikle bu imgelerinin insan tecrübesini aşan bir 'yüce varlık' olması yerine, kendilerininkine benzer durumlarla karşılaşmış olduklarını düşünmeyi tercih ederler. Aynı zamanda, kendini son derece şefkatli bir insan olarak tasavvur etmekle ilgili egzersizler de vardır. Bu bir kişinin belli bir role adapte olmak ve içine girebilmek için çalışmasına benzer. Danışan kendini şefkatli bir insan olarak hayal eder ve kendi yüz ifadesini, bedeninin duruşunu, sesinin tonunu ve düşünce tarzını keşfeder. Danışan 'şefkatli kendisi' olabilmek için sürekli alıştırma yapmaya cesaretlendirilebilir.
Merhametli hissediş
Merhametli hissediş, başkalarından merhamet görmek, başkalarına ve kendine merhamet göstermekle ilgilidir. Daha önce de belirtildiği gibi bu his terapi sırasındaki ilişki, dikkat, düşünme, davranış ve imgeye odaklanma gibi yollarla geliştirilebilir.
Merhametli duyarlılık
Merhametli duyarlılık, terapistin danışana kendilerine veya başkalarına karşı merhametli davranırken veya başkalarından merhamet görürkenki hislerini keşfetmesine yardım etme yöntemine işaret eder. Bu becerileri geliştirmekle merhamet odaklı terapi, danışanın kendi içinde sıcaklık, incelik ve destek hislerini oluşturmasına yardımcı olmaya çalışır.
Merhamet odaklı terapi, dışardan gelen dürtüler gibi içerden gelen düşünce ve imgelerin de aynı şekilde hareket edebileceğini yani beynin farklı bölümlerini harekete geçirebileceğini öne süren bir yaklaşım izler. Bunu göstermek ve danışanla araştırmak için terapist beynin ana hatlarını çizer ve hem dışardan hem de içerden gelen sinyallerin etkilerini tartışabilir. Örneğin, eğer acıkmışsak ve güzel bir yemek (dışardan gelen sinyal) görürsek, bu mide asitlerini ve tükürük bezlerini harekete geçirebilir. Aynı şekilde, sadece güzel bir yemek hayal etmek de (içerden gelen sinyal) aynı fizyolojik etkilere sebep olabilir. Terapist bu gibi bilgileri danışanı ile paylaşır, çünkü bu bilgiler düşüncelerimizin, hatıralarımızın ve hayallerimizin (imgelerimizin) fizyolojik güçleri ile ilgili güçlü bir kavrayış sağlar. Terapist danışandan, birisi tarafından sürekli olarak tenkit edilmesi, güveninin kırılması, işler yolunda gitmediğinde kendisine sinirlenilmesi durumunda nasıl hissedeceğini düşünmesini ister. Genellikle danışanlar endişe ve depresyon gibi duyguları teşhis edebilir ve bunun sebebinin kritik bir takım sinyallerin tehdit-korunma sistemlerini harekete geçirmiş olduğunu farkedebilirler. Buradan hareketle terapist, kendini kınama düşüncesinin tehdit-korunma sistemini ve stresi nasıl tetiklediğini anlamasında danışana yardımcı olabilir. Kendini kınama bir insanın zihninde o kadar sabit bir hal alabilir ki, bu onları gerçekten de depresif ve endişeli bir hal içinde olmaya zorlar, hatta bu yönde taciz eder. Terapistin, düşüncelerin fizyolojik sistemleri nasıl etkileyebileceği ile ilgili verdiği açık örnekler, danışanın kendi kendini kınamasının potansiyel güçünü anlamasını sağlar. Bunu sağlamak için harcanan vakit aynı zamanda merhamete tekrar odaklanmaya doğu yönlendirir. Terapist başkalarından anlayış, nezaket ve iyilik gördüğümüzde çok daha sakin, güvende ve rahatlamış hissedeceğimizi belirtir. Bunun sebebi bu tür sinyallerin beynin belli sistemlerini harekete geçirmesidir ; eğer bu sistemlere sahip olmasaydık bu duyguları da yaşayamazdık. Böylece, eğer bu tip merhametli düşünceleri, imgeleri özellikle kendimize dönük geliştirmeye çalışırsak, memnuniyet, rahatlık ve güven sistemini harekete geçirip geliştirebiliriz.
Birçok danışan merhameti destekleyen güvenlik ve rahatlama sistemine kolayca geçiş yapamaz. Aslında merhamet odaklı terapinin en büyük uğraşı, insanların kendilerine karşı merhametli olmaktan ve bazen de başkalarına karşı bağışlayıcı ve merhametli olmaktan korkmalarına ve buna karşı direnmelerine işaret etmektedir. Bağlılık teorisyenleri bir başka insandan (özellikle bir terapistten) gelen şefkat ve nezaket sinyallerinin bağlılık sistemini tekrar harekete geçireceğini öne sürerler. Bu sayede de bağlılık sistemi ile ilgili komplike ve çözümlenmemiş anılar ve duygular açığa çıkabilir. Genellikle yoğun utanç duyan ve kendini eleştiren insanlar için, özellikle de acı ve sert bir geçmişleri varsa, terapinin başlangıcındaki sıcaklık ve yumuşaklık deneyimi üzüntü ve kederi ciddi derecede ateşleyebilir. Bu, sosyal güvenlik sisteminin bir başkasından (artık) ilgili bir karşılık görebiliyor olmasını farketmesiyle oluşan bir keder ve sıkıntıdır. Terapist bu duyguları normalize etmeye ve kontrol etmeye yardımcı olur. Yakın zamanda yapılan araştırmalar sonucu bazı insanların merhamet odaklı düşlemeyi fizyolojik bakımdan stresli bulduklarını gördük. Yakınlık ile ilişkilendirilen suistimal duygularının, yakınlıktan ötürü duyulan utancın, ağır üzüntü ve kederin harekete geçmesi gibi, bunun birçok sebebi olabilir. Bu kişiler kendilerine merhametli olmakta en çok güçlük yaşayanlardan olabilirler, ancak korkuları ve direnmeleri üzerine çalışılırsa merhametli zihin alıştırmaları sayesinde çok yol katedebilirler.
Yukarıda da bahsedildiği gibi, bazı danışanlar merhametle ilgili negatif inanışlara sahiptirler. Kendilerine karşı nazik olma da, yumuşaklık, kendilerine karşı fazla müsamahakar ve hakedilmemiş olarak görülüp şüphe ile karşılanabilir. Bu da genellikle kendine karşı merhametli olma korkusunu gösterir. Derinlemesine bir inceleme, kişinin eğer kendini eleştirmekten vazgeçerse, gevşek, nahoş veya sevilmeyen biri olacağından koktuğunu ortaya çıkarabilir. Bazı kişiler de kendilerine karşı merhametli olurlarsa bunun için cezalandırılacaklarını, 'bunu daha sonra ödeyeceklerini' veya kendilerinden geri alınacağını düşünürler. Terapist ise sürekli olarak, kendini kınama ile merhamet korkusunun arasındaki etkileşimi araştırır. Bu makalede, terapide merhametin öneminin altını çizmeye çalıştım ve merhametin aynı zamanda korkutucu ve yıldırıcı bir takım durumlarla, anılarla ve duygularla yüzleşme cesareti gerektirebileceğinin de üzerinde durdum. Birçok terapi yöntemi buna farklı bir şekilde işaret eder, fakat yüzleşmelerle aynı zamanda veya daha öncesinde merhamet üzerinde de yoğunlaşılırsa bu yöntemlerle çalışmak çok daha kolay olacaktır.