Kemal-Sayar-Urun-Resim_27973-600X450.jpg

Kadın Beyni

Dr. Louann Brizendine\'den özetleyen Doğa Talayman

Aslında her insan hayatına kadın beyniyle başlar. Dişi, doğanın başlangıç halidir. Ancak hamileliğin 8. haftasından sonra testosteronun (erkeklik hormonu) iletişim merkezine yayılmasıyla bu üniseks beyin erkek beynine dönüşür. Testosteron seli gerçekleşmezse, kadın beyni değişmeden büyümesini sürdürür, hücreler ve duygusal gelişim merkezlerinde yoğunlaşır. Peki, bu farklılaşma neleri etkiler? Yazar nöro-psikiyatr Dr. Louann Brizendine, bu farklılığı, hormonların da etkilerine değinerek açıklıyor.

1. Kadın Beyninin Doğuşu

Leila, iki üç kelimeden oluşan cümleler kurabildiği halde bulaşıcı gülümsemesini ve empati yaratan baş sallamalarını kullanarak iletişim kurardı. Sessiz ve sakin bir şekilde evcilik oynamak isterdi. Tıpkı diğer küçük kızlar gibi. Joseph ise diğer tüm küçük oğlanlar gibi bir roket yapıp, bulunduğu her ortamı bir savaş oyununa çevirmek isterdi. Sağduyu bize kız ve erkek çocuklarının farklı davrandığını söyler. Her gün evde, parkta, sınıflarda bunun böyle olduğunu görürüz. Ama kültürümüzün bize söylemediği onlara farklı davranmalarını söyleyenin beyinleri olduğudur. Üniseks beyin diye bir şey yoktur. Leila, kendine özgü dürtülerle birlikte gelen bir dişi beyniyle doğdu. Doğduklarında kızlar kız olarak, erkekler de erkek olarak çoktan şekillenmişlerdir. Kadınların ve erkeklerin beyni doğaları gereği farklıdır. Bunu düşünün. Bir beyindeki iletişim merkezi diğerinkinden büyükse ne olur? Duygusal hafıza merkezi birinde diğerinden daha büyükse ne olur? Bir beyin insanların yüz ifadelerindeki ipuçlarını diğerinden daha iyi okuma yeteneği geliştirebiliyorsa ne olur? Bunlar, onun, özünde kadın beynine sahip biri olduğunu gösterir. Kadın beynindeki geniş iletişim merkezi nedeniyle kız çocuk büyüdükçe erkek kardeşinden daha konuşkan olacaktır. Erkekler günde ortalama 7 bin kelime kullanırken, kadınlarda ise bu sayı 20 bine kadar çıkabilecektir. Duyguları okumak gerçeği okumaktır. Kadın beyninin geliştirdiği ilk becerilerden biri yüzleri okumaktır. Erkek çocuklar değil, kız çocuklar karşılıklı bakışmaya açıktır. Kız bebekler duygusal ifadelere ilgili doğarlar. Bir bakıştan, bir dokunuştan, iletişime geçtikleri insanların tepkilerinden anlam çıkarma yetisine sahiptirler. Kızlar beyinlerindeki iletişim, gözlemleme ve duyguları işleme merkezini küçülten testosteron hormonu akımını yaşamıyorlar. Dolayısıyla hayatının ilk üç ayında kız bebeğin göz teması kurma ve bakışma yeteneği %400 oranında artarken, bir erkek bebeğin yüz ifadelerindeki gelişimdeyse bu süreç içerisinde hiçbir ilerleme olmuyor. İşitmek, onaylamak ve duyurmak. Kızların yüz ifadelerini okumak ve ses tonlarını yorumlamak konusunda gelişmiş olan beyin devreleri onları erken yaşta sosyal anlamda başkalarının onayını alıp almadıklarını anlamaya iter. Kız çocuğunun çevresindekiler ve ailesi tarafından dinlenip dinlenmediği, ciddiye alınıp alınmadığı ileriki yaşlarda özgüvenini biçimlendirecek önemli etmenlerden biridir. İşte bu yüzden kadın beyni, kendisi oradayken yapılan bütün konuşmaların parçası olmayı, kurulan bütün bağlantıların içinde yer almayı talep eder. Bu şekilde var olur.

2. Genç Kız Beyni

DRAM, DRAM, DRAM! Yazar, genç kızın hayatında ve beyninde olanın bu olduğu söylüyor. "Bu saçla asla okula gidemem.", "Hayır, telefonu kapatamam.", "Sivilcelerimden nefret ediyorum.", "Üstüme gelmeyin."… Ergenlik dönemleri çalkantılı dönemlerdir. Bu dönemde beyin risk almaya hevesli olacak, kızlar ailelerinin uyarılarını görmezden geleceklerdir. Farklı arkadaşlar edinecek, hayatlarındaki en önemli şey arkadaşlıkları olacaktır. Genç kız gerçekliği patlayacak ve çocukluk döneminde kadın beyninin oluşturduğu tüm bağlantılar -iletişim, sosyal ilişkiler, onay arzusu, ne düşüneceğine karar vermek için karşısındakinin yüz ifadesinden ipuçları yakalama- daha da şiddetlenir. Bu dönemde kızlar kendilerini güvende hissetmek ve koruyabilmek adına birbirlerine sıkı sıkıya bağlı gruplar oluştururlar. Ama östrojen (kadınlık hormonu) yönetimindeki bu yeni gerçeklikte saldırganlık da büyük rol oynar. Kadın beyni 'kız gücünün' farkına varır. Öyleyse genç kız nasıl sakinleşir? Kızlar neden konuşmak için tuvalete gider? Neden kapılarını kapatıp, saatlerce telefonda konuşurlar? Birbirlerine sırlar verip, dedikodu yaparak diğer dişilerle özel bağlar kurmaya çalışmaktadırlar. Bu yeni gruplar içinde konuşmak, sır paylaşmak kızların favori aktivitelerindendir -hayatlarındaki stresi ve iniş çıkışları bu sayede kontrol ederler.

3. Kadın Beyninde Aşk ve Güven

Erkekler ve kadınlar için romantizmle ilgili ilk hesaplamalar bilinçaltında gerçekleşir ve her iki taraf için birbirinden farklıdır. Âşık beyin. Âşık olmak, hem kadınların hem de erkeklerin en mantık dışı davranış ya da beyin durumlarından biridir. Romantizmin ışığında beyin 'mantıklı düşünemez' hale gelir. Tutkuyla âşık olmak ya da kendini kaptırmak artık kanıtlanmış bir zihinsel durumdur. Saplantı, mani, sarhoş olma, susuzluk ile aynı beyin devrelerini kullanır. Aşk devreleri tam güç çalışırken amigdala -beynin korku-alarm sistemi- ve anterior singulat korteks -beynin eleştirel düşünme ve endişe merkezi- kapanır. Bu yüzdendir ki, anneler kızlarını bir erkekle çok çabuk yakınlaşmamaları konusunda uyarırlar ve inanın bu öğüt göründüğünden çok daha fazla bilgelik içerebilir. Romantik anlamda bağlanma arzusu beyinde zaten vardır ama beynin anne karnındaki gelişimi, çocukluk sürecini nasıl geçirdiğiniz ve duygusal deneyimleriniz beynin başkalarını sevmeyi ve onlara güvenmeyi sağlayan devrelerindeki farklılıkları belirler. Tahmin edilebilir, sevgisinden emin olduğumuz, ilgi dolu kişilerle büyüdüysek güven devreleri bu ilişkileri temel alır. Bu deneyimler olmaksızın yetişmiş olanlarda ise beyindeki güven devreleri çok zayıf kalmaya mahkûmdur.

4. Anne Beyni 

Annem beni "Anne olmak insanı sonsuza kadar değiştirir." diye uyarırdı. Haklıydı. Annelik sizi değiştirir çünkü kadın beynini -yapı olarak, işlev olarak ve daha birçok yönden- geri dönülemez biçimde başkalaştırır. Beyindeki bebek. Döllenmeyle birlikte oluşmaya başlayan anne beyni en kariyer merkezli kadının bile devrelerini ele geçirebilir, düşünme ve hissetme biçimini değiştirir, neyin önemli olduğu konusundaki yargılarını etkiler. Kadın kısa bir süre sonra göğüslerinin hassaslaştığını, beyninin uyuştuğunu, daha çok yemek yemek istediğini fark eder. Hamileliğin ilk üç ayında fetüse zarar verecek bir şey yememesi için beynindeki kokudan sorumlu devreler onu aşırı hassas hale getirir. Bu dönemde kadın, güvenliğine, beslenmesine ve çevresine karşı daha dikkatli hale gelir, konferans görüşmelerine, uzun toplantılara ve günlük iş programlarına ilgisi azalır. Aynı zamanda kadın beyninin büyüklüğü ve yapısı da değişir. Doğumdan 6 ay sonra eski haline dönen beynin, hamilelik sırasında belirli yerleri büyür belirli yerleri küçülür. Baba beyni. Eşlerinin doğurmasını bekleyen babalar hamile eşlerininkine paralel hormon ve beyin değişimlerine uğrarlar. Couvade Sendromu denen bu durum dünya genelinde neredeyse %65 civarında görülür.

5. Duygu: Hisseden Beyin

Kadınların erkeklerden daha duygusal oldukları yönündeki kültürel yargıda gerçeklik payı var mı? Ya da erkekler gerçekten kafalarına vurulmadığı sürece bir duyguyu anlayamazlar mı? Sarah, Nick'in onu aldattığından emindi. Çünkü ne zaman böyle bir konu açılsa Nick'in suratı değişirdi; yüz kasları gerilir, dudaklarını sıkar, göz bebekleri büyür ve ses tonu değişirdi. Sarah, yani bir kadın için bu değişimleri fark etmek çok zor bir iş değildir. Fakat Sarah ağlamaya başladığında Nick şaşırırdı. Sarah'ın yüzündeki duygusal değişimleri takip edememişti, edebilseydi karısının ağlamak üzere olduğunu bilirdi. Erkekler ancak birinin gözlerinden yaşlar akınca bir şeylerin yolunda gitmediğini anlarlar. Belki bu nedenle kadınlar erkeklerden daha rahat ağlayacak, erkeğin görmezden gelemeyeceği kadar açık ve acı dolu bir mutsuzluk sinyali gönderecek biçimde davranırlar. Duygusal Hafıza. Kadın hafızası duygusal detaylar konusunda erkelerden daha iyi çalışır. Bu yüzden kadınların iyi ya da kötü duygusal deneyimleri söz konusu olduğunda hiçbir ayrıntıyı -ne zamandı, kimler vardı, ne dedi, restoran nasıl kokuyordu- unutmazlar. Erkeklerin ise duyguları ve ayrıntıları kaydettikleri iki istisnai durum vardır: karşısındakinin saldırganlaştığı ve onu terk etmekle tehdit ettiği durumlar.

6. Olgun Kadın Beyni

Menopoza kadar çoğu kadının beyni, hormonların hassas oyunu, fiziksel dokunuşları, duygular ve etrafındakilere bakmak, onları onarmak ya da başka biçimlerde insanlara yardımcı olmakla ilgilenen beyin devreleri tarafından idare ediliyordu. Menopozdaki kadın başkalarını memnun etme konusunda daha az endişeli hale geliyor ve artık kendini memnun etmek istiyor. Çalışmak ve başarı, kadının bu geçiş döneminde kendini iyi hissetmesinin anahtarı olabilir. Olgun kadın beyni hala tam olarak çözülememiş bir alan olsa da kadınların keşfetmeleri ve gelecek nesilleri olumlu biçimde etkilemeleri için bir alan yaratır.

      
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş