Kemal-Sayar-Urun-Resim_1162-600X450.jpg

Hatalarınızı kabul edin

Türkçesi Enise Akgül

Hata yaptığımızda, her zaman bunu kabul etmeli miyiz Psikolog Carol Tavris ve Eliot Aronson, Psychologies dergisinde Charlotte Northedge’a  hatalarımızı kabul etmenin neden faydalı olduğunu anlattılar.

Neden hata yaptığımızda bunu kabul etmekte çok zorlanırız

Eliot Aronson Beynimiz; zeki olduğumuz, yetkili ve ahlaklı olduğumuza dair temel duygularımızı korumak için fiziksel bağlantılara sahiptir. Bundan dolayı, bu özelliklere sahip olmadığımızı gösteren belirtilere karşı -özellikle de gerçekten önemsediğimiz durumlarla karşılaştığında- içten gelen bir rahatsızlık hissederiz. Buradaki ikilem kişinin zeki, ahlaklı ve yeterliliğini kanıtlaması için; zeki yeterli ve ahlaklı olduğunu hissetmediği şeyleri yapmaktan vazgeçmesidir.

Carol Tavris Sadece davranışlarımızda değil, bizim için önemli olan inançlarımızda da kendimizi mazur göstermekten vazgeçebiliriz. Bundan dolayı, birisine “Harry, senin çocuk yetiştirme felsefenin yanlış olduğuna dair çok güçlü kanıtlarım var, sence de ilginç değil mi” dediğinizde size teşekkür etmeyeceklerdir. Size, o saçma kanıtları nereden bulduğunuzu sorarlar. Böylece söylediğiniz şeye önem vermekten kurtularak sadece kendi fikirlerini değiştirmiş olurlar.

Bizler, inançlarımızı ve davranışlarımızı mazur gösterdiğimizin farkında mıyız

CT Bilinçsiz olarak, haklı olduğumuzu hissederiz. Çünkü beynimizin, tutarlı bir inanç sistemini muhafaza etmek ve kendimizle ilgili düşüncelerimizi korumak için buna ihtiyacı vardır.

EA Uyumsuzluk teorisi bunu şöyle açıklar. Sayısız deneyimler, insanların inançlarının yanlış olabileceğini öğrendiklerinde rahatsızlık duyduklarını, önemli bir karar verirken kendilerini aptalca hissedecekleri şeyleri yapmaktan korumaya çalıştıklarını göstermektedir. Mesela, diyelim ki, “Ben iyi bir insanım” düşüncesi “Yaşlı anne-babamın bakımı için kardeşlerim kadar çaba harcamıyorum” düşüncesi ile çatıştığında uyumsuzluk oluşur. Kişi bu uyumsuzluğu bertaraf etmek için cömert olduğunu düşünmeye çalışır. “Ben onlardan daha meşgulüm. Hem onlar her zaman erkek kardeşime parasal anlamda yardım ettiler. Nick dışarıda cebi dolu gezerken ben parasızdım”.

Bu çeşit bir kendini haklı çıkarma davranışı yıkıcı olabilir mi

CT Bizler kişinin kendini haklı çıkarmasının saldırganlığa neden olabileceğini biliyoruz. “Nick her zaman benim sahip olduklarımdan fazlasına sahipti” gibi. Daha da ilginci saldırganlık da kendimizi daha fazla haklı çıkarmamıza sebep olacaktır. Cimri, kıskanç ya da kalpsiz olamayacağımıza göre bunu diğer kişinin hak etmesi gerekir. “Nick iyi para kazandıran bir işe sahip olamazdı çünkü çok tembeldi”. Hareketlerimizi haklı çıkartarak o duygularla yolumuza devam edebilmeyi sağlarız.

Bu haklı çıkarışlar ilişkilerimizi nasıl etkiler

EA Eşler arasındaki çoğu kavga “ben haklıyım sen haksızsın” merkezlidir. Fakat her iki taraf da elinden geldiğince kendi yaptıkları şeyleri savunmayı bırakırsa daha az savunmacı ve karşı tarafın bakış açısını duymaya daha hazır hale gelirler ve böylece belki de kendilerine ait bazı hataları değiştirme fırsatı bulurlar.

CT Eşinizin olaya bakış açısını kabul etmeniz gerektiğini ya da tüm anlaşmazlıklarda özür beyan ederek ona teslim olmanız gerektiğini söylemiyoruz. Tüm çiftler geçmişte olan bazı olayları kimin daha doğru hatırladığı hakkında, çocukların nasıl yetiştirileceği hakkında ya da buna benzer konularda tartışırlar. Fakat çiftler, haklı olduklarını ispat etmek yerine bu sorunu nasıl çözecekleri üzerine yoğunlaşırlarsa çok daha mutlu olacaklardır.

Bazılarımız, hatalarımızı kabul etmek konusunda diğer insanlara göre daha mı çok zorlanıyoruz

EA Bazı insanların, gerçeklere dayanan, yüksek diyebileceğimiz öz saygıları vardır fakat onların kişisel değerleri, her zaman haklı oldukları üzerinde kurulu değildir. Onlar kendilerine şöyle diyebilirler “Aptalca bir hata yaptım, fakat bu benim aptal bir insan olduğum anlamına gelmez. Yaptığım bu hatadan ne öğrenebilirim” Ve aslında hemen hemen herkes bu şekilde düşünmeyi öğrenebilir. Çünkü öz saygı, köklü bir karakter özelliği değil benliğimizle ilgili kolayca değiştirebileceğimiz bir tutumdur.

Kitabınızda güzel bir konuya temas etmişsiniz- çoğumuz hatalarımızı kabul ettiğimiz zaman diğer insanların bizi hak ettiğimiz kadar sevmeyeceklerinden korkarız. Bunun sebebi nedir

EA Benliğimizle ilgili olarak dürüst olduğumuzda daha insancıl ve daha sevecen oluruz. Bir doktor, lekesiz bir sicilin her şeyden daha önemli olduğunu düşünebilir fakat doktorların normal, insanca hatalarını kabul ettiklerinde, hastalarının daha affedici ve dava etmekten kaçınıcı oldukları görülmektedir. Aynı şekilde, suç işleyen kişi yaptığı kötülüğü kabul ettiğinde de mağdur olan kişi daha içten ve affedici davranmaktadır.

Hatalarımızı kabul ettiğimizde, saygıdan başka ne kazanırız

CT Yaptıklarımızdan hangilerinin hatalı ve iyileştirilebilir olduğunu görmezden geldiğimizde hiçbir ilerleme kaydedemeyiz. Bilim adamları, hâlihazırda inanmakta oldukları şeyleri doğrulayıcı kanıtlarına baktıkları kadar, bunları doğrulamayan kanıtlara da ulaşmak üzere eğitilmişlerdir. Kendimizi de bunu yapmaya zorlarsak ne kadar etkili olabileceğini fark ederiz. Bu yolla, kişisel yargılarımızla lekelenip, buğulanmış gözlüklerimizi çıkartarak dünyayı daha net ve daha gerçek görebiliriz.

Bir şeyi itiraf ettiğimizde genelde buna özürlerimizi de katarız. Hatalarımızı kabullenme şeklimizle ilgili en iyi yolun ne olacağı hakkında bir öneriniz var mı


CT Bu, yaptıklarımızın sorumluluğunu almakla ilgilidir. En azından ilk etapta, hatanın özrü ile hatanın sebebini birbirinden ayrı tutmak gerekir. Mesela, kuzenlerimden biri, çok ağır hasta olarak hastanede yattığı günlerde erkek kardeşinin onu hiç ziyaret etmemiş olmasına çok kırılmıştı ve ona karşı öfkeliydi. Erkek kardeşinin özrü, “ama çok meşguldüm” ve “tüm vaktimde çalışmak zorundaydım” cümleleriyle doluydu, bu kız kardeşi daha da kızdırıyordu. Aslında erkek kardeşin söylemesi gereken; “Çok hatalıydım, ne kadar incindiğini hissedebiliyorum, seni böyle kırdığım için çok üzgünüm” cümlesiydi. Daha sonra neden gelemediğini açıklayabilirdi, açıklamalıydı da… Ama öncelikle hatalı olduğunu kabul etmesi gerekiyordu.

EA Basitçe “Hata yaptım, affedersin” demek bile karşı tarafın öfkesini zararız hale getirir ve gündemi uzlaşma, problemi çözme safhasına taşır. Bu sadece ilişkilerimiz ya da işimiz için değil yetersiz görünmekten kaçındıkları için, hatalarını kabul etmekten korkan patronlar için de geçerlidir. Hâlbuki özür dilemeden, dürüstçe yapılan hatanın kabul edilmesi, kişiyi daha insani göstermeye ve onun hatalarını bilip onaracak kadar yeterli olduğunu kanıtlamaya yeter.

                    
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş