Tükenmişlik Senrdomu
Sibel Ateş Yengin, Akşam / Brunch Mayıs 2007
Kendinizi daima sinirli, yorgun ve depresyonda mı hissediyorsunuz? İşinize karşı isteksizlik mi duyuyorsunuz? Bu sorulara evet cevabı veriyorsanız Tükenmişlik Sendrom'una yakalanmışsınız demektir. Kısaca bu sendromu, iş yaşamında yoğun baskı sonucu ortaya çıkan fiziksel ve duygusal bir çöküntü hali diye tanımlayabiliriz. Tükenmişlik düzeyi arttıkça iş doyumu düşer, ortaya çıkan depresyon, anksiyete sonucunda ise ruhsal veya bedensel sağlığımız bozulabilir. Çoğumuzun yaşadığı 'Tükenmişlik Sendromu' başarıda düşme, işe karşı ilgisizlik ve yeterlilik duygularında azalma ile
ortaya çıkıyor. Tükenme sonucunda yaratıcılık yok oluyor ve kişi işinde ilerlemediğini, hatta gerilediğini ve harcadığı çabanın bir işe yaramadığını
düşünüp yılgınlığa düşüyor. Biz de Tükenmişlik Sendromu konusunda Psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar'ın görüşlerini aldık.
Prof. Dr. Kemal Sayar, Tükenmişlik Sendromu'nu "Kişilerin bir süre sonra işlerinden yeterli doyumu sağlayamamaları nedeniyle ruhsal enerjilerinde tükenme, hayattan keyif alamama, iş doyumuyla beraber hayattan aldıkları doyumun ciddi bir biçimde azalması olarak tarif edebiliriz" diyor. Bu rahatsızlığın daha çok yorucu meslekleri olan kişilerde özellikle hekimlikte, hemşirelikte, öğretmenlikte, iş adamlarında, ceolarda ve üst düzey yöneticilerde görüldüğünü belirtiyor Sayar. Uzmanımız, kişinin sosyal hayatının, arkadaş ilişkilerinin iyi olmaması, hayatın başka alanlarında kendini ifade edememesi, kişinin tek doyum kaynağının iş olması, bütün yaşam enerjisini sadece işten sağlıyor olması ve orada yaşadığı hayal kırıklıklarını tamponlayacak başka bir sistemin olmaması, mesela aile ve özel hayatın yoksunluğu konusundaki problemlerin Tükenmişlik Sendromunu tetikleyen faktörler olduğunu vurguluyor. İş ortamında çok fazla yorulan, kendisinden çok fazla bir şeyler vermesi gereken insanların bir süre sonra hem kendine hem işine yabancılaştığını belirten Sayar, iş ortamının yorucu ve tüketici etkilerinden dolayı insanın yaşam enerjisinin azaldığını sözlerine ekliyor. İnsanların yaptığı işten dolayı iltifat görmemesi sonucunda kişide yılgınlık duygusunun ortaya çıktığını anlatan Kemal Sayar, "Mesela çok büyük bir fedakarlıkla gece gündüz çalışan bir hemşire düşünün, fakat hiçbir şekilde bu kişi ödül almıyor, iltifat görmüyor dolayısıyla bu tür insanlar 'Niçin bu kadar çok uğraşıyorum, niçin bu kadar çaba harcıyorum' diye düşünmeye başlar ve bir süre sonra tükenmişlik duygusuyla birlikte iş veriminde azalma görülür" diyor. İş yerinde adaletsizlik duygusuna maruz kalmak ve birilerinin diğerlerine göre daha fazla kayırılması da tükenmişlik Sendromu'nu ortaya çıkaran nedenlerden.
Tükenmişlik Sendromu, insanların sosyal ilişkilerinden giderek uzaklaşıp kariyerizme yönelmesiyle de ortaya çıkıyor. Çabaların karşılığı alınamadığında ise büyük bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Kemal Sayar, "İnsanlar kariyerizmin duygusuyla hep yukarılara tırmanmak istiyorlar ve tırmandıkları yerde durabilmek bile çok büyük bir sıkıntı yaratıyor. Orada durabilmek için çok büyük bir uğraşı vermek zorundalar. Biraz ayakları kaysa biraz sendeleseler hemen büyük bir üzüntü içine giriyorlar. İnsanın bir hevesi olması çok güzel bir şey fakat bunu da aşırı bir hırs haline getirmemek lazım" diyor. Ve uzmanımız sözlerine şöyle devam ediyor. "İnsan ilişkilerine, insan sıcaklığına, parayla satın alınamayacak şeylere biraz daha fazla önem verilmeli ve herkes yüklenebileceği kadar yüke sahip olmalı. Bazılarımız kurtarıcı kahraman rolüne soyunuruz ve pek çoğumuzun içinde böyle bir kahraman gizlidir. Bazen açığa çıkar bazen çıkmaz. Fakat bu tür kahramanlar kendilerini çok fazla hırpalar, çok yorarlar. Aşırı derecede kurtarıcılık yapan, kendinden hep feda edenler çoğu zaman insanlara karşı çok iyi olurlar hatta bazen aşırı iyi davranırlar. Bu tip insanlar genellikle yardım mesleklerine girerler. Bu da onlara bir tür güç ve diğerleri üzerinde kontrol duygusu sağlar. Fakat bir süre sonra bu kişilerde de aşırı yılgınlık ve tükenmişlik belirtileri görülür. Çünkü netice itibarıyla sonsuza kadar herkese evet demek istemezler. Çevrenizdeki insanlar sizin yardımseverliğinize bir şekilde cevap vermezlerse tükenmişlik daha kolay gerçekleşir. Kurtarıcı kahramanlar tükenmişliğe, yılgınlığa ve başka insanlara karşı hissettikleri olumsuz duyguları saklamaya eğilimli insanlardır. Kendi arzu ve tutkularını ifade etmekte zorlanabilirler ve çok anlayışlı olma gibi arzuları ve telaşları vardır. Bazen bazı davranışlarının karşıdaki insanlardan sevgi, takdir görmek ve iyi bir insan olarak bilinmek çabasından kaynaklandığını fark etmezler. Özellikle çok fazla seven, çok fazla bakım gösteren insanların depresyona çok yatkın oldukları bilinmektedir. Bazı insanlar dert mıknatısı olabilir, dertleri kendi üzerlerine çok çekebilirler ve diğerlerine iyi görünebilmek için herkesin derdini üstlenirler bir süre sonra bu dertler onların sırtlarına çok fazla gelir ve tükenmişliğe sebep olur."
Peki tükenmişlik Sendromu'na yakalanmamak için ne yapmalıyız? Bu sorumuzu uzmanımız şöyle cevaplıyor: "Ruhu beslemek, kendine ve sevdiklerine vakit ayırmak, deniz kenarında simit yiyerek martıları seyretmek, hayat akışının bazen tersine gitmek. Paranın izini sürmektense özgürlüğü tercih etmek. Para için eğilip bükülmemek, kendi ilkelerinden feragat etmemek insanın kendisini tükenmişliğe karşı koruyan şeyler."
Depresyondan farkı nedir diye sorduğumuzda ise Kemal Sayar, "Depresyonu olan bir insanı tatile gönderirseniz, iş ortamından uzaklaştırırsanız depresyon iyileşmez ama tükenmişlik sendromu içinde olan bir insanı o ortamdan alıp mutlu olabileceği bir ortama koyduğunuz zaman her şey değişir. Tükenmişlik şartlara bağlı bir durum. Şartların getirdiği bir şey" diyerek sorumuzu cevaplıyor.
Tükenmişliğin ortaya çıkmaması için alınabilecek önlemler:
Tükenmişliği engellemede özellikle kişinin zihinsel ve duygusal kaynaklarını yenileyebilmesi açısından tatiller son derece önemli. Duygusal ve psikolojik yenilemeye neden olan tatiller ayrıca iş yerlerinde verilen molalar bile çalışanlar açısından oldukça yararlı.
* Kişilerin bir işe başlarken karşılaşabilecekleri sorunlar hakkında bilgilendirilmesi
* Çalışanların takip edilmesi ve onların tükenmişliklerine neden olan durumların yok edilmesi
* Çalışanlara enerjilerini yeniden kazanabilecekleri başka işler verilmesi
* Günlük stresten uzaklaşmayı sağlayabilecek ortamlar hazırlanması
* Kişilere kendi yetenekleri hakkında geribildirim verilmesi
* Yöneticilerin yüksek performans sergileyen elemanlara daha çok iş verme yönündeki eğilimlerini kontrol etmeleri