Kemal-Sayar-Urun-Resim_398-600X450.jpg

TELEVOLE kültürü ve ruh sağlığı

Erdal Atabek-Cumhuriyet
Prof. Dr. Kemal Sayar, psikiyatri alanında öğretim üyesi. Trabzon'da 6-7 Eylül 1999 tarihlerinde yapılan ''Uluslararası Kültürel Psikiyatri Sempozyumu'' çalışmalarını kitaplaştırmış: Erdal Atabek-Cumhuriyet

Kültür ve Ruh Sağlığı, Metis, 2003. Kemal Sayar, bu toplantıyı yayımlamakla çok iyi yapmış, ben de kitabı yakında aldım. Dr. Sayar, kültürel psikiyatriyi şöyle anlatıyor: ''Kültürel psikiyatrinin temel önermesi, içinde yaşadığımız ve yeme içme alışanlıklarımızdan çocuk yetiştirme pratiklerimize kadar hayatımızın her cephesine nüfuz eden kültürün, ruhsal rahatsızlıkların oluşumunda, biçimlenmesinde ve dışavurumunda etkili olacağıdır.'' Bu görüş açısı çok önemlidir ve uzun bir süredir bizim psikiyatristlerimiz tarafından dile getirilmektedir.

Kültürel psikiyatri, sosyal psikiyatri, antropo-psikiyatri yeni terimler olarak ilgi çekmektedir. Sayın Prof. Dr. Cengiz Güleç bu alanda çalışmalarıyla tanınmış değerli bir meslektaşımızdır. Kendisi aynı zamanda antropoloji ve felsefe eğitimi almıştır. Dr. Kemal Sayar'ın, bu kitapta yer alan yazısından bir bölüm alıyorum: ''Türkiye popüler kültürün bütün hoyratlığıyla her şeyi silip süpürdüğü, toplumsal hayatı bütünüyle egemeniği altına aldığı bir dönemden geçiyor.

Televole kültürü insanları ahmak otomatlara dönüştürüyor, magazin hayatlar her gece TV ekranlarından evlerimize boca ediliyor. TV ekranları acıyı da magazinleştiriyor ve infotainment (eğlencelik haber) tarzı haberlerle başkalarının acılarıyla bizi avutuyor. TV aygıtı, ekonomik ve siyasi sıkıntılarla bunalan ruhlarımızı popüler kültürün afyonuyla teskin etmeye çalışıyor. Teşhir kültürü bütün ülkede bir epidemi (salgın hastalık) halinde kol geziyor. Gösterecek güzel organları olmayanlar da acılarını, yoksulluklarını, çaresizliklerini teşhir ederek şöhret oluyor...

Türkiye toplumunun en önemli statü göstergesinin para haline geldiğini, insanların sahip oldukları paraya göre önem sırasına dizildiklerini her gün yakınma halinde işitiyoruz... Eğitimin yetersizliği ve kültür hayatının güdüklüğü de bu tabloya eklendiğinde, günümüz Türkiyesi'nin boş benlikler ürettiği rahatlıkla iddia edilebilir. Empati yoksunluğu benmerkezli söylemin ön plana çıkmasıyla kendini gösteriyor... Bir psikiyatrın ofisine, daha güzel giysiler giymek, daha rahat yaşamak için ailesinden gizlice para karşılığı seks yapan bir genç kız geliyor. Yaşadığı hayattan kurtulmak için psikiyatrdan yardım istiyor. Bir psikoloğun ofisine gelen bir başka genç kız, iki erkek arkadaşı olduğunu, birisinin arabasının çok güzel olduğunu, diğerininse para harcamayı çok sevdiğini, kendisinin iki erkek arasında seçim yapamadığını söylüyor ve psikologdan bu seçimi için yardım istiyor.

'' Bu konuşmayı e.e. cummings 'ten bir dizeyle bitirelim: Güzel bir yanıttır her zaman daha güzel bir soru soran.
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş