Kemal-Sayar-Urun-Resim_67269-600X450.jpg

Psikolojisi bozulanın ya karnı ağrıyor ya başı

Sabah
Ruhsal sıkıntısını dile getiremeyen kişiler, bu sorunlarını ağrılarla dışa vuruyor. Kocası eve geleceği sırada başı ağrıyan kadının, eşiyle ilgili problemleri olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, psikolojik sorunlarını paylaşanların fiziksel sorunlardan uzaklaştığını belirtiyor. Bir yeriniz ağrısın istemiyorsanız, siz de sıkıntılarınızı dile getirin...

Sabah

Herhangi bir fiziksel hastalığı olmadığı halde fiziksel yakınmalarla hastaneye başvuran hastaların sayısı giderek azalıyor. Ruhsal sıkıntıları dışa vurmanın uzun yıllar tabu olduğu Türk toplumunda, bu sıkıntılarını dışa vuramayan insanlarda ortaya çıkan ve kişinin ruh sağlığını tehdit eden "somatizasyon" (ruhsal hastalıkların fiziksel hastalık şeklinde dışa vurumu) gün geçtikçe azalıyor. Çeşitli ekonomik ya da toplumsal nedenlerle, yaşamından mutlu olmayan kişilerde sıklıkla görülen somatizasyon bozukluğu konusunda, Türkiye'de önemli çalışmalar yapan Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi başhekim yardımcısı Prof. Dr. Kemal Sayar ile görüştük. Ruhsal sıkıntıların, bunalımların çeşitli toplumsal sebeplerle bedensel rahatsızlıklar olarak ifade edilmesi anlamına gelen somatizasyon için Prof. Dr. Kemal Sayar: "Tıpta meydana gelen gelişmeler bize ruhun bedene, bedenin de ruha kenetli olduğunu gösterdi. Ruhsal hayatımızdaki herhangi bir değişiklik bedensel işleyişimizi bozuyor, bedensel rahatsızlıklar da depresyona neden olabiliyor. Ruh ve beden etkileşimini inceleyen psikosomatik tıp dalı, işte bu bedenin ruhu, ruhun bedeni nasıl etkilediğini araştırıyor. 'Neden canımız sıkıldığında başımız ağrır, moralimiz bozulduğunda midemiz bulanır' gibi sorulara yanıt aramak için dünyada pek çok çalışma yapılıyor. Biz de çalışmalarımızı Türkiye'de sürdürüyoruz" diyor.

DEPRESYON AYIP DEĞİL 
Psikolojik kökenli ağrılar ve diğer fiziksel problemler şeklinde ortaya çıkan somatizasyon bozukluğu; işte verimsizleşme, eğitime devam edememe, sosyal aktivitelere katılamama ve ailevi sorunlar ile baş göstererek, kişiyi hayata bağlayan en güçlü bağlarının kopmasına neden oluyor. Somatizasyonun özellikle doğulu toplumlarda çok yaygın olarak görüldüğünü ifade eden Kemal Sayar, bu farklılığı şöyle açıklıyor: "Batılı toplumlarda insanlar ruhsal sıkıntılarını sözle ifade edebiliyorlar. Oysa, Türkiye'de insanlar ruhsal sıkıntılarını anlatmak için "depresyondayım" ifadesini kullanmazlar. Bizde psikiyatrik bir problemi söze dökmek ayıp sayılıyor. Bedensel dille ifade edildiğinde daha çok kabul görüyor. Ama artık Türkiye'nin batılı toplumlara giderek artan yakınlığı ve kırsallığın giderek azalması, psikolojik rahatsızlıkların ifade edilebilmesini sağlıyor. Modern toplumlarda olduğu gibi, insanlar ruhsal sıkıntılarını daha rahat dile getirebiliyorlar."

SORUMLULUKTAN KAÇIŞ MI? 
Somatizasyon bozukluğunun kişinin toplumsal yaşamına etkileri ile ilgili olarak Sayar şöyle diyor: "Bu insanlar çok sık işten kaçarlar. Çünkü somatizasyon onlara ev işlerinden ve günlük hayattaki işlerinden kaçmak için bir bahane sağlar. Aile de, artık o insana işlevsiz gözüyle bakar. Çok ciddi bir şeyi olmadığı halde, bir türlü hastalıktan kurtulamazlar, böylece hayatın getirdiği sorumluluklardan kaçarlar." Dr. Sayar, somatizasyonun kişinin toplumsal ve aile yaşamından kaynaklanan sorunlarla ortaya çıkabileceğini söyleyerek şöyle diyor: "Sosyo-ekonomik durumu kötü ya da aile içi problemleri olan kişilerde somatizasyon yaygındır. Bir kadının başı, kocası eve geleceği sıralarda ağrımaya başlıyorsa, kocası alkolikse ve sürekli kadını dövüyorsa, mutlaka psikosomatik bir bağlantı vardır. Yaşlılar da etrafındakilerin sürekli kendileriyle ilgilenmesi için bedensel yakınmalara başvurur."

BEŞ - ALTI AYDA TEDAVİSİ MÜMKÜN 
Organik bir hastalığı olmadığı halde kişinin bedeninin çeşitli bölgelerinde ağrı hissetmesi, mide ve bağırsak problemleri yaşaması, nörolojik belirtiler, mesela kişinin bayılması, vücudunun herhangi bir yerine felç inmiş gibi hissetmesi ve ya da cinsel rahatsızlıklarla kendini gösteren somatizasyon bozukluğunun Türkiye'de yüzde 2 - 2.5 gibi bir oranda görüldüğünü, ama ileri boyutlarda olmayan somatizasyonun depresyon hastalarının yüzde 60 70'inde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Sayar, hastalığın tedavi aşamasını şu sözlerle açıklıyor: "Bu hastalar bedensel belirtilerini gündeme getirerek, onun arkasında yatabilecek ruhsal sıkıntılarını gizlemek isterler. Bu hastalara anlayışla yaklaşıp, kendisini anladığınızı, ama bu belirtilerin psikolojik faktörlerden kaynaklanabileceğini düşündüğünüzü söylemelisiniz. Kısa süren bir fiziksel muayeneden sonra hastayı ruhsal çatışma noktalarına yönlendirip, çatışmaları çözümlemeye çalışıyoruz. Ciddi somatizasyon bozukluğu olan hastalarda, tedavi beş - altı ay sürebilir ama hastalığın tamamen düzelmesi mümkün. Bunun için bir uzmana başvurulması yeterli."
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş