Kemal-Sayar-Urun-Resim_59579-600X450.jpg

Gazete Vatan, İclal Aydın söyleşisi

Biraz yağmur...
Kıymetli Kemal Sayar’ın yeni kitabını okuyordum. Dizi çekiminden çıkmıştım. Ertesi gün yayınlanacak programım için hazırlık yapmam gerekiyordu. Bir restorana oturdum. Dersimi çalıştım, telefonlarımı bitirdim, notlarımı tuttum, sorularımı hazırladım... Sonra çantamdan kitabı çıkardım...

Bana bunu hep yapıyor...

Daha ilk kelimelerini okurken başlıyorum “iyileşmeye”...

Hemen yağmur başlıyor yanaklarımda.

Bir taze çimen, toprak kokusu yükseliyor ciğerlerimden genzime sanki...

Bir içim ferahlıyor...

Yine öyle oldu...

New York’ta bir gece vakti ağlaya ağlaya bir mektup yazmıştım Kemal hocaya. Hiç tanımıyordum onu. Sadece bir okuruydum. O sabah Brooklyn’de yağmur altında yolumu kaybetmiş ve bir kilisede bulmuştum kendimi. Yoksul bir zenci mahallesinde geçen 50 yıllık meslek yaşamını anlatmıştı pazar ayinini düzenleyen peder... Çok etkilenmiştim o konuşmadan. Zor bir günün sonuydu...

Biraz yaşadıklarımın etkisi de olsa gerek... “Biraz yağmur kimseyi incitmez” sözüne de sığınarak... Yazdıklarının verdiği teselliden söz etmiştim Kemal hocaya...

Şimdi yeni kitabı “Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez”i okurken... Önsözünde, kendimi, sizi, hepimizi, buldum sanki...



***



Diyor ki: 

“Muhakkak ki iyilikler, kötülükleri 

giderir...

Hud: 114

Okuyacağınız satırlar, hayatın arka sokaklarında buldukları karşısında şaşırmış, kendisine emanet edilen yükü taşımakta zorlanmış, sarp yokuşu tırmanmak isteyen ve ancak içindeki sızıyı dışarı taşırmakla, yani yazmakla şifa bulacağını zanneden bir ‘yaralı şifacı’nın kalbinden dökülen satırlar. Dünya macerasında hepimiz yaralı varlıklarız.

Yazılarımı, kalbe değen kelimelerle yazmak istiyorum, insana bir şey söyleyen, onu bulunduğu hâlden daha iyisine çağıran, başka bir dünyanın mümkün olduğunu fısıldayan kelimelerle. Çünkü ben marazi bir iyimserim, dünyanın sözlerle de değişebileceğine inanıyorum. Yaptığım mesleği hâlâ inanarak yapabiliyorsam, bundan. Kelimeler ruha dokunur, kelimeler ruhu kanatlandırır...

Şaşırıyorum, kimileyin öyle güzel öyle içten mektuplar alıyorum ki insanlardan. Onlar çoğu kez nazenin, hayatın örselediği iyi ruhlar oluyor. İyiler dünyanın gizli soylularıdır. İşte yazmayı bunun için seviyorum, o ruhlarla bir akrabalık kurma imkânı verebildiği, ümidin kandilinde birlikte aydınlanma imkânı yaratabildiği için. Kelimeler bizi umuda tutunmaya çağırır, yeni tahayyül biçimlerine, bir konuşma ahlakına çağırır.

Dönüp dolaşıp aynı şeyleri yazıyorum. Adalet, hakikat, güzellik ve iyilik için yazıyorum. Anlamak için. Ne ölçüde başarabildiğim kuşkulu, ancak sözlerim ‘çalabıntahtı’ndan, gönülden kopu gelsin istiyorum.

İnsan olmak ötekinin ıstırabıyla hemhâl olmakla başlar. Ötekini duymayan ve yalnızca kendi küçük çıkarları için yaşayan insanın, insan olmak yolunda katedeceği büyük mesefaler var. Ötekinin saygınlığını teslim etmeden siyaset yapılamaz. Ötekini değersizleştirerek, onun sözlerini alay konusu yaparak sadece şiddeti mayalanmış olursunuz. Bu toplumda acil bir saygı seferberliğine ihtiyacımız var, toplumsal hiyerarşileri altüst ederek, her insan tekinin saygıya değer olduğunu haykıran bir ikonoklazm ruhu gerekli bize. Ben, baskı ve riya düzenlerine hayır diyebilen, reddedebilen insan tekinin gücüne inanıyorum.

Devrimlerin fitilini soylu ruhlar ateşler, tarihi, buldukları dünyayı daha da güzelleştirmek isteyen iyimserler yazar...”

Kemal Sayar
 
Facebook
Facebookta Paylaş
Twitter
Twitterda Paylaş
Twitter
E-Posta ile Paylaş
Whatsapp
Whatsappta Paylaş